Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Fenerbahçe-Sevilla maçı yazar yorumları - Fenerbahçe haberleri - Fenerbahçe Haberleri
        1

        Gürcan Bilgiç (Sabah):

        Gece kendine özel gerilimini dakika dakika yaşattı herkese. Fenerbahçe için sadece üstün olmak, kontrolü elinde tutmak yeterli değildi. Hem golü kovalayacak, hem de pür dikkat rakibin nefesini kesecekler. Tribünler yükünü almış, umudunu – inancını sahadakilere gösterdi. Ama maçın başındaki tempoyu yitirip, "seyirci" moduna geçince, Sevilla'nın istediği düşük tempoya geçildi. Yarım pozisyonun bile olmadığı ilk yarıda, Ferdi'nin etkili bindirmesinde Telles'in açılan kolu, penaltı golünü getirdi.

        2

        İkinci yarıda Fenerbahçe adına taktik hamleler vardı ama Sevilla'nın planı maçı "çamura" yatırmak oldu. Vakit geçirmeler başladı. Yere düşen kalkmadı, hakem üstüne oynandı ve seyirci de bu oyuna geldi. Fenerbahçe tempoyu eline geçirip, şutlarla kaleye yaklaşıyordu ki, kendi seyircisi maçı durdurdu. Olacak iş değil… Jesus'un altı Türk oyuncuyla başladığı maçta Arda ve İsmail kendi sahnelerini mükemmel oynadılar. Ferdi'nin de varlığıyla sağ kanadı kullandılar sürekli.

        3

        Hem önde baskı, hem de dikine oynayan oyuncular ile üretmenin peşine düşerken, beşli defansın önündeki iki ön libero ile duvarı ördü Sevilla. Bir hata daha yapacaklardı. Valencia'nın burnu sürekli gol kokluyordu. İki kere daha denedi. Jesus'un maç hamlesi Rossi ve Emre Mor gibi adam eksilten oyuncularla oldu. Fırsatlar da geldi ama çeyrek final kapısını sürekli çalıp durduk. Kazanma sınırında oynanan ilk maçın da, dünkü karşılaşmanın da kırılma noktası iki takım arasındaki tecrübe farkıydı. Her türlü gerginliği kendi lehine yorumlamayı bilen Sevilla karşısında, performansını zorlayan Fenerbahçe. Üstelik seyircisinden de istediği desteği alamadan. Bir perde kapandı ama ciddi bir güç gösterisi ve limitini bilmeyi cebine koydu Fenerbahçe. İyi bir takıma sahipler, karakterli oyuncuları var ve ahlaklılar.

        4

        Serdar Ali Çelikler (Habertürk):

        Sevilla deplasmanında, üçü ilk devre toplam dört iyi pozisyonda gol atamamıştı Fenerbahçe. Buna karşın Sevilla bir pozisyondan iki gol üretmişti. Zaten çok tecrübeli bir takım olan bu ekip karşısında 2-0'dan dönmek çok zor bir iş. Topa çok iyi sahip olabildikleri için sürekli baskı yapamıyorsunuz. Akın sürekliliği sağlayamıyorsunuz. Topu aldıklarında 2 dakika kadar çevirip temponuzu hemen öldürüyorlar.

        5

        İstanbul'da Sevilla hiç pozisyon bulamadı. Zaten dertleri de pek gol bulmak değil, 2-0'ı korumaktı. 9 kişilik 15 metredeki savunmalarını aşmak için üç şey yapılabilirdi.

        1- Çalım. Arda Güler dışında yapacak kimse yok.

        2- Hızlı top çevirmen lazım. Öyle bir klasın yok.

        3- Kenarlara çok hızlı inmen lazım ki iki üç kez yapabildi Fenerbahçe birinde penaltı kazanıldı.

        6

        Olabilecek en güzel şeylerden biri oldu ve öne geçildi. Akabinde pozisyon da bulundu ancak Enner golü atamadı. İkinci devrede Sevilla'nın öne çıkmasıyla savunma aralarındaki mesafe açıldı. Alan bulundu ve bire birler doğdu. Enner'in vuruşu kalecide kaldı. Akabinde King bir pozisyon daha buldu. Momentum Fenerbahçe'deyken tribünden atılan maddeler nedeniyle Sevilla 10 dakika vakit geçirdi ve oyunu soğuttu. Sonra Sampaoli değişikliklerle pas kalitesini iyice artırdı.

        7

        Fenerbahçe'de ise giren Mert Hakan da Rossi de Pedro da bekleneni veremedi. Rakip değişikliklerle kuvvetlenirken Fenerbahçe zayıfladı. Arda yoruldu kabul ama gole ihtiyaç varken bitene kadar kalabilirdi. Tur çok küçük farklarla gitti. Sevilla'nın tecrübesi ve açıkça söyleyelim çirkefliği oyunu öldürme açısından etkili oldu. Jorge Jesus, ilk maçta ikinci yarıdaki rakip hocanın müdahalesine yanıt verememişti.

        8

        Bu maçta da değişikliklerle takım geriye gitti. Ferdi sola geçebilir ve Osayi sağ kenara monte edilebilirdi. MHY yerine Crespo olabilirdi. Enner de kötü oynamasına karşın ısrarla kalabilirdi sahada. Sonuçta Fenerbahçe'nin kadro kalitesinin doğal sınırı maksimum çeyrek finaldi. Oranın kapısından dönüldü. İlk maçtan sonra tur zordu, olmadı. Galibiyet hiç olmazsa kısmi moral olur.

        9

        Serkan Akcan (Fanatik):

        Sevilla’ya karşı yine 3’lü bir savunma tercih eden Jesus, Ferdi’yi en formda olduğu sağ bekte, Oosterwolde’yi solda kullandı. İlk yarı Fenerbahçe oyunu domine ederken Arda, İsmail ve Ferdi beklentilerin üstünde oynadılar. Bir ara öylesine kendilerini kaptırdılar ki, sanki top sahada sadece bu üçü arasında oynanıyor gibiydi. Arda Güler, belli ki Alex de Souza’nın maçlarını izleyerek hazırlanmış bu maça. En az onun kadar teknik, göz kamaştırıcı ve yürekliydi. İsmail Yüksek, aylar sonra ilk kez oynamasına rağmen Arda ve Ferdi’nin destekleriyle ilk yarının en iyilerinden biriydi. Faulsüz toplar kazandı, Arda Güler’in arkasını topladı, Ferdi ile sahanın sağ kanadında ikili oyunlarla topu kaleye taşıdı. İlk 45 dakikada en dikkat çekici detaylardan biri Fenerbahçe’nin Oosterwolde’yi kullandığı sol kanattan neredeyse hiç gitmemesi, topu oraya hiç çevirmemesiydi. Nitekim Sevilla, Avrupa Ligi tarihinde ilk kez bir maçın ilk yarısını rakip ceza sahasında topla buluşamadan bitirdi.

        10

        Jesus, maçtan önce riskten bahsetmesine rağmen ikinci yarının başında Serdar Aziz’i kenara alıp sahaya fazladan bir ofansif hamle yapabilirdi. Ama Jesus riski sarı kartlı Serdar Aziz’i sahada 84’e kadar tutarak aldı. Jesus’un yapmadığı değişiklik yetmezmiş gibi bir da ritmini bulmuş takımı sahaya yabancı madde atan kale arkası tribünleri durdurdu. Bu sayede tam da Sevilla’nın istediği kıvamda bir son yarım saat izledik. Fenerbahçe çok daha farklı kazanma ve tarih yazma fırsatı ayağına kadar gelmişken bunu geri tepti. Üzücü bir klişe ama maalesef yazık oldu.

        11

        Bülent Timurlenk (Sabah):

        İlk maçtaki skor sonrasında Kadıköy'de tur zor ama imkansız değildi. Fenerbahçe hafta sonu dinlenmiş, Sevilla lig maçından geliyordu. Bir haftadır Jesus'un ayrılık haberlerinin konuşulduğu ortamda taraftarın desteği ile bu spekülasyonlardan etkilenmeyen bir Fenerbahçe vardı. Portekizli hoca, orta sahayı Arda ve İsmail'e emanet ederken sol bekte Oosterwolde zor maçta görücüye çıktı. İsmail Yüksek ve Arda'nın iyi oyunu tereddütleri ortadan kaldırırken Batshuayi'nin erken sakatlığı ve yerine giren Joshua King'in klasik etkisiz oyunu Fenerbahçe'yi hücumda gene kilitledi.

        12

        Sevilla sol tarafta Acuna ile Ferdi'yi kitlerken milli oyuncu bulduğu ilk fırsatta penaltıyı yaptırdı. Fernando ve Rakitic'in yorgun düşeceği belliydi. Fenerbahçe ikinci yarıya da iyi başladı. Öyle ki kaleci Altay üşümemek için ceza sahası önünde tek başına idman yapıyordu. Takım önde ve 1 golle turda eşitlik sağlanacakken taraftarın sahaya attıklarının mantıklı bir açıklaması yok. Evet Sevilla kalecisi oyunu ağırdan alıyor, tribünleri tahrik ediyordu ama 7-8 dakika duran oyunda da hakem Oliver de "Mağdur Sevilla'nın" arkasında durdu.

        13

        Jesus etkisiz Oosterwolde'yi alıp Szalai'yi sol bekle çekip, 70'de dörtlü defansa dönebilirdi. Farklı değişikliklerle dizilişi değiştirmekte geç kaldı. Sampaoli'nin kenardan getirdiği adamların hepsi topla vakit çalınca, oyun kitlendi kaldı. Doğrusu yazık oldu. Savunmaktan başka hiçbir planı olmayan İspanyollar elden kaçtı. Tribünlerden kimler bu yabancı maddeleri atıyorsa tek bir çağrım var... Bir daha gelmeyin maça. Fenerbahçe'ye 1 kuruş hayrınız yok.

        14

        İbrahim Yıldız (Habertürk):

        Fenerbahçe ilk maçta 2-0 yenildiği Sevilla’yı İstanbul’da 1-0 yendi. Bu sonuçla Avrupa defterini de kapattı. Karşılaşmaya büyük destek ve moralle başlayan Sarı-Lacivertliler rakibine pozisyon vermedi. Devreyi Valencia’nın penaltı golüyle kapatan Fenerbahçe tur adına umutlandı. Oyunun hemen başında Batshuayi’nin sakatlanması büyük şanssızlıktı. İspanyol ekibi oynamaktan çok oynatmamayı düşündü. Tempoyu düşürmek adına her şeyi yaptılar.

        15

        Çok fazla faul vardı. İlk yarı her iki takım da pozisyon adına vasatın üzerine çıkamadı. Karşılaşma ikinci yarı futbol ve heyecan olarak daha dolu dolu geçti. Aslında Fenerbahçe ilk maçta yediği iki golle çok şey yitirmişti. Bir başka sorun ise Fenerbahçe tempoyu yükselttiği anda taraftarın sahaya attığı maddeler kabul edilecek gibi değil. Gereksiz bir eylem, oyunun durmasına neden olurken, rakibin tam anlamıyla istediği bir hamle oldu. Maçın hakemi İngiliz Oliver rezaletti.

        16

        Faulleri görmezden geldi. Sevilla’nın futbol dışı hareketlerine kayıtsız kaldı. Üstelik, uzatma süresini eksik oynattı. Hatta süre dolmadan maçı erken bitirdi. Karşılaşmanın ikinci yarısı Fenerbahçe’nin üstünlüğü vardı. Üst üste pozisyonlar yakaladılar. Arda’nın uzaktan harika şutu yandan dışarı gitti. King, Valencia ve Samet çok uygun pozisyonda beceri eksikliği sonucu topu ağlara gönderemediler.

        17

        Jesus, farklı bir kadro çıkarmıştı. Uzun süredir oynamayan İsmail ilk 11’de yer aldı. Yaptığı değişiklikler bence yanlıştı. Emre Mor daha önce oyuna alınmalıydı. Adam eksilten, rakibin dengesini bozan bir oyun yapısı var. Son anlarda her şeye rağmen İrfan Can’ın sahaya çıkarmalıydı. Duran toplardaki becerisini kullanabilirdi. Gerçekten yazık oldu. Elenmeyecek bir takım değildi Sevilla. Jesus düzeyinde bir teknik adam, elindeki kadroyu daha iyi kullanabilirdi. Arda’dan söz etmek gerekirse, sahanın en iyisiydi. Hata yapmadan oynadı. Oyun aklı olan bir oyuncu. Çıkmasa daha iyi olurdu. Sevilla futbol adına hiçbir şey yapmadan turu geçti. Kupalarda oldukça tecrübeli oldukları bir gerçek. Şunu sorarak noktayı koyalım. Arda ve İsmail neden bugüne kadar ilk 11’de oynatılmadı?

        18

        Ömer Üründül (Sabah):

        Fenerbahçe, taraftarının müthiş desteğiyle çok hırslı ve tempolu bir ilk yarı sergiledi. Ancak bu baskılı oyun üretkenliğe dönüşmüyordu. Bunun en önemli nedeni Sevilla'nın savunma ağırlıklı futboluydu. Takım halinde topun arkasına geçerek uyguladıkları tek blokluk kompakt futbol, pozisyon bulmayı çok güçleştiriyordu. Bu yarıdaki en önemli artı gol ararken rakibe pozisyon verilmeyişiydi. Devrenin sonunda penaltıyla çok kritik anda skor avantajı elde edildi. İkinci yarıya da hırslı ve etkili bir başlangıç yapıldı. Ama kale arkası tribünlerinden atılan yabancı maddelerle oyunun uzun süre durması takımın motivasyonunu olumsuz etkiledi. Tabii bu arada ilerleyen bölümde takımda doğal olarak yorgunluk başladı. Buna rağmen seyircinin maçı bırakmaması takımı yine son bölümde ateşledi. Baskı kuruldu ancak ataklar organize değildi, kalabalık savunma arasında yüksek toplara döndü. Çok net pozisyonlar olmasa da heyecan dolu tehlikeler gelişti. Bu arada Samet, bir ortada kafa vuruşuyla gole yaklaştı ama olmadı. Sonuçta da ne yazık ki tek farklı galibiyet ve futbolcuların iyi niyetli mücadeleleri maçı uzatmaya götürmeye yetmedi.

        19

        Jorge Jesus'un ilk 11'i çok ilginçti. Aylardır oynamayan İsmail ilk 11'deydi, bana göre çok da iyiydi. Neden bugüne kadar yedek kaldı? Oosterwolde geldiğinden beri toplam 15 dakika oynamıştı o da ilk 11'de vardı. Arda yorulana kadar gayet iyi mücadele etti. Fenerbahçe bu turu, maçın ilk yarısında kaçırdığı net fırsatlar ve ilk maç 1-0'dan sonra oyunu tutmayıp, ikinci gol yemesi yüzünden elendi. Çünkü rakip dün geceki gibi kapanacaktı. Dağınık savunmayı hiçe sayan rakip karşısında iş bitirilmeliydi.

        20

        Faik Çetiner (Fanatik):

        Fenerbahçe’nin rövanş maçına çıkan 11’i yine sürprizler doluydu. 3 stoper (Serdar, Samet, Szalai) uzun zamandır oynamayan İsmail Yüksek ve kapalı kutu Oosterwalde sahadaydı. Zajc ve Arda Güler, Jesus’tan formayı kapmışlardı. Kafamızda çokça soru işaretleri ile maçı izlemeye koyulduk. Fenerbahçe 3-5-2‘yi oynamaya çalışıyordu. Ortanın kanatları sağda Ferdi’ye solda Oosterwolde’ye teslim edilmişti. Ferdi defansif ve ofansif görevlerini yerine getirirken, yeni transfer bocalıyordu. Sevilla 5’li defans oynuyor, kendi sahasında tam takım kapanıyor ve ani atak kovalıyordu. Fenerbahçe çok adamla kapanan rakip duvarı aşmakta zorlanıyordu.Çünkü becerili ve yaratıcı ayakların çoğu kulübedeydi. Devre biterken sahneye yine Ferdi çıktı, penaltı yaptırdı, Valencia golü attı, tribünlere çoşku, sahadakilere ümit ve moral geldi. Jesus devre arası, kulübedekilere müracaat etmedi.

        21

        Arda Güler maça renk kattı, Ferdi dinamo gibi çalıştı, Valencia kale önlerinde gözükmeye başladı. Sakatlanan Batshuayi’nin yerine giren King’in kale önü cömertliği devam etti. Sevilla, bu bölümde sadece defans yapıp, tempoyu düşürmeye çalışıyordu. Jesus’un ilk hamlesi son 15 dakikada geldi. Zajc’ı dışarı alıp, MertHakan’ı oyuna aldı. Son 10 dakika hamleleri ise Rossi, Pedro ve Emre Mor oldu (Geciken hamleler diyebiliriz) Sonrası mı? Fenerbahçe’nin cömertliği devam edince, doğru dürüst gol pozisyonu bile bulamayan Sevilla haketmediği turu geçti. Elenmeyi hiç haketmeyen Fenerbahçe ise acı sonla baş başa kaldı. Fatura kime çıkacak derseniz, büyük bir bölümünü Jesus öder derim.

        22

        Ercan Güven (Milliyet):

        Popülizme gerek yok. İlk yarıda bir gol bulduktan sonra ikinci devre maçı penaltılara taşıyacak, hatta farklı kazanacak baskıyla oynayan Fenerbahçe, turu kaybettiyse, sebebi tribündür. En azından tribünlerin bir kısmı. Çünkü tam da ikinci gol kıvamına girdiği anda tribünden rakip futbolculara yabancı madde yağdı. Zaten amiyane tabirle İstanbul’a “çamura yatmak” modunda gelen Sevilla, bu olayı çok iyi değerlendirdi, oyunu soğuttu, Fenerbahçe’nin futbolu tepe noktasındayken zaman kazandı ve tabelayı 1-0’da tutup turla döndü.

        23

        Resmen 2-0’ı korumaya gelmişti İspanyol takımı. Fenerbahçe’yi 4-3-3 düzeninde önde karşılıyor, oyunu soğutmak için elinden geleni yapıyor, geriye dönüp top çeviriyor, Fenerbahçe orta sahada top kaparsa taktik faullerle muhtemel bir kontratağını kesiyordu. Hatta ikinci devrede seyircinin yabancı maddelerini fırsat bilip sakatlık numaralarına bile başladı. Anlaşıldı Sevilla’nın kupaları nasıl aldığı!

        24

        Maçın bitmesine çeyrek kala ne gerek olduğu anlaşılmaz şekilde Zajc’ın yerine Mert Hakan’ı aldı Jesus. Ardından Rossi, Emre Mor ve Pedro girdi. Portekizli hoca, Arda, Valencia ve Serdar Aziz’i çıkarıp iki stoper bıraktı ve risk aldı. Sevilla’nın sahte penaltısı VAR’dan döndükten sonra Emre Mor’un kaçan bir golü var ki, ne kadar da büyük ihtiyaçtı o anda. Maçın son dakikalarında Fenerbahçe resmen ezmeye başladı UEFA gediklisi rakibini ama tecrübe, arzuya baskın çıktı. Doğrusunu söylemek gerekirse tribünleri marifetiyle elendi Fenerbahçe.

        25

        Uğur Meleke (Hürriyet):

        Dün, sezonun en önemli maçının santrası itibariyle fabrika ayarlarını kısmen hatırladı Jesus. Neden 11’de olduğunu kendisi de anlamayan Oosterwolde dışında uyumlu ve tutkulu bir oyuncu grubu vardı sahada. Fenerbahçe, sezon başında olduğu gibi önde baskıyla başladı, kaybettiği topları çabuk geri kazandı. Atak sürekliliği beraberinde 39’daki penaltıyı ve umutları da getirdi. Fenerbahçe soyunma odasına galip gitmenin verdiği enerjiyle ikinci yarıya da iyi başladı ve 49’da Arda, 50’de King, 53’te Valencia ile üç mutlak fırsat yakaladı. Ancak tur iki sebeple kayıp gitti elden.

        26

        1- 54'üncü dakikada son derece mânâsız bir şekilde kale arkasından yabancı madde yağdı sahaya. O anlarda iyi bir hava yakalayan oyuncuların ritmini o Spor teröristleri düşürdü. Dmitrovic yerde kaldı. Hakem anons yaptırdı. Altay uyarı yapmak için 100 metreden geldi oralara. Beş buçuk dakikalık bir ihanet yaşandı adeta orada. Ve muhtemelen Fenerbahçe’nin galip gelmesini istediklerini iddia eden o spor teröristleri, maçın ritmini söndürdüler o yabancı maddelerle.

        27

        2- Jesus son dönemde birçok maçta olduğu gibi oyuncu değişiklikleri konusunda sabit fikirliydi. 83’ten çok daha önce bir stoper çıkarıp dörtlü savunmaya dönebilirdi. Daha ikinci yarının başında Oosterwolde/Samuel değişikliği gelebilirdi. Ayrıca Fenerbahçe’nin neredeyse tek gol umudu olan Valencia’nın her iki maçta da 80’lerde çıkması hayal kırıklığı.

        28

        Engin Verel (Akşam):

        Maçtan önce bir kez daha İspanya'daki karşılaşmayı gözümüzün önüne getirip, üzülüyoruz. Oradan turu geçecek skoru alıp, Türkiye'de dönmek için çok ciddi fırsatlar kaçmıştı. Ama futbol böyle bir oyun. O psikolojiden sıyrılıp, rövanşa konsantre olmak zorundayız. İspanya'da alınan iki farklı mağlubiyetin altından kalkmak elbette kolay değil. Bir İspanyol takımına karşı tur geçebilmek için 3 farklı galibiyete ihtiyaç duymak karamsar bir tablo olarak duruyor karşımızda. Ama yine de futbol bu, her şey olabilir düşüncesiyle hedefe odaklanmak durumundayız.

        29

        Hele bir gün önce Gent'in dezavantajlı bir skorla İstanbul'a gelip, Başakşehir'e 6 dakikada 4 gol attığını görünce, futbolda hiçbir ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlıyoruz.

        30

        Bu duygular içinde maçın başlamasını beklerken, Jesus'un sahaya sürdüğü kadro bize bir hayal kırıklığı daha yaşatıyor. Son dönemde kulübede unuttuğu isimleri hatırlaması (!) sürekli "Mayıs'ta kontratım bitiyor" hatırlatması yapan Jesus'un acaba Mayıs'ı beklemeye niyeti yok mu diye düşünmemize neden oluyor. Nitekim maç başladığında da Fenerbahçe'nin hücum organizasyonu anlamında bütün yükünün henüz birkaç gün önce 18 yaşına girmiş Arda Güler'e verildiğini görüyoruz. Maçın başlarındaki görüntü, hiç de Fenerbahçe'nin ilk maçtaki skorun altından kalkacağının işaretlerini vermiyor.

        31

        Neyse ki bu karamsar görüntüyü, Ferdi'nin ortasında Telles'in koluna çarpan top değiştiriyor. Hakem VAR'a çağrılıyor, izliyor ve kolun açık olduğuna, haliyle penaltıya hükmediyor. Valencia'nın atışı gole çevirmesinin ardından Fenerbahçe için bambaşka bir senaryo çıkıyor ortaya. Ardından Valencia'nın 2-2 yapacak pozisyonda ağır kalmasıyla soyunma odasına yepyeni umutlarla gidiyoruz. İlk yarıda gelen golün ikinci yarıda Fenerbahçe'yi ateşlediğini ve daha inançlı bir takım görüntüsüyle sahaya döndüğünü gördük. Baskının arttığı dakikalarda sahaya atılan yabancı maddelerin Fenerbahçe'nin hızını kestiğini, motivasyonunu düşürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Artık futbol sahalarında bunları görmek istemiyoruz. Normal sürede Jesus'un geç kalmış hamleleri de bir işe yaramayınca umutlarımızı 9 dakikalık uzatmaya bağladık. En azından uzatmaya götürecek bir gol lazımdı. Ama olmadı. Ne yazık ki Başakşehir ve Sivas'tan sonra Fenerbahçe de Avrupa'ya veda etti. 3'te 0 çektik. Yazık...

        32

        Erman Özgür (Fanatik):

        Fenerbahçe, Jesus'un uzun süre sonra yaptığı farklı oyuncu seçimlerini aynı anda içinde barındırdığı bir 11 ile başladı maça. Bu 11, maçın ilk yarısında enerjisi yüksek ama çok iyi kapanan Sevilla'yı açmakta ise çok zorlandı. Özellikle topla rakip kaleden uzak bölümde oynamasına rağmen Sevilla kalesine yaklaştıkça sert savunmayla karşılaştığında sadece sağ kanadı kullanma çabası, sol kenardan hücum edilemeyişi, Batshuayi'nin erken sakatlığı ve duran top kazanılamaması sıkıntıyı yarım saat boyunca gittikçe büyüttü. Ancak Arda-Ferdi organizasyonu ile bu kısır döngüyü bozan Fenerbahçe, kazanılan penaltıda Valencia ile golü bularak ilk yarıda istediğini almayı başardı. Valencia hemen golün ardından yakaladığı fırsatı gol yapsa tadından yenmez bir skoru erkenden yakalayacaktık ama olmadı. 2. yarıya bu golün de etkisiyle Fenerbahçe iyi başladı. Arda'nın sazı eline aldığı 10 dakikada Valencia, King ve Arda ile yakalanılan fırsatlar kaçtı.

        33

        Her şey çok iyi giderken, Sevilla'nın yapamadığını Fenerbahçe taraftarı yaptı. Attıkları maddelerle takımlarının temposunu düşürüp oyunu soğuttular. Fenerbahçe için oyun temposu tekrar arttığında yine Valencia ve Zajc denemeleri sonuç getirmedi. Sevilla'nın kalesine gelmesine izin vermeyen Fenerbahçe'nin tek eksiği goldü. Bu gol için Jesus son bölümde riskli bir hamle yaparak 4'lü savunmaya da döndü. Ancak Samet de bu bölümün tek pozisyonunu heba edince kaçınılmaz son geldi. Fenerbahçe ilk maçın iyi oynadığı bölümünde kaçırdığı fırsatları mumla aradığı Sevilla eşleşmesini çok iyi oynadığı bir rövanş maçına rağmen elenerek tamamladı. Teselli olur mu bilmem ama İsmail ve Arda performanları tecrübesiz (!) olmalarına rağmen gecenin en iyi ayrıntısıydı.