Fransa siyaseti kaostan çıkamıyor: Parlamento bir başbakanı daha devirdi
Fransa siyaseti 1.5 yıldır kaosun içinde. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Fransız aşırı sağının ilk sırada çıkmasıyla siyasi bir kumar oynayarak parlamentoyu fesheden ve erken seçime götüren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron; sol ittifakın ilk sırada, aşırı sağın ikinci sırada, merkez sağ partisinin üçüncü sırada çıktığı üçe bölünmüş parlamentoda sağlıklı bir ortamda çalışabilecek başbakan bulamıyor. Macron'un ilk atadığı başbakanın görev süresi sadece üç ay olurken, bir sonraki atadığı başbakanın siyasi ömrü 9 ay oldu. Peki Fransa siyasetinin içinde bulunduğu kaosun arka planı nedir? Macron'un önündeki seçenekler neler?
ABONE OLFransa Başbakanı François Bayrou, milletvekillerinin güven oylamasını kaybederek, Fransız parlamentosu Ulusal Meclis'te 1.5 yıldır yaşanan kaos döneminin son kurbanı oldu.
74 yaşındaki Bayrou, ikinci dönemi siyasi istikrarsızlığın gölgesinde geçen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un son iki yıl içindeki dördüncü başbakanıydı.
Bayrou, 194 milletvekilinin desteğine karşılık 364'ünün karşı çıkmasıyla devrildi.
Soldan aşırı sağa kadar muhalefet parti gruplarının liderleri kendisine karşı sert eleştirel konuşmalar yaparken Bayrou, "Hakaretlere cevap vermeyeceğim. siyasetçiler arasındaki sözlü şiddet ve aşağılama görüntüsü demokrasiye zarar veriyor" dedi.
Aşırı sağın lideri Marine Le Pen milletvekillerine Bayrou'nun devrilişinin, "hayalet bir hükümetin ıstırabının sonu" olduğunu söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Haziran 2024'te bir kumar oynadı.
Avrupa Parlamentosu oylamasında partisinin ağır bir yenilgiyle karşı karşıya kalması üzerine, "huzur ve uyum içinde net bir çoğunluk" elde edeceğini umduğu bir 'baskın' parlamento seçimi çağrısında bulundu.
Sandıktan sol ittifakın zaferi çıktı. Aşırı sağ ikinci olurken Macron'ın merkez Rönesans partisi üçüncü sırada yer aldı.
Hiçbir partinin tek başına çoğunluk olamadığı parlamento, bölünmüş bir yapıyla, herhangi bir başbakanın yasa tasarılarını ve yıllık bütçeyi geçirmek için gerekli desteği toplamasını zorlaştıran bir kuruma dönüştü.
Fransa'da cumhurbaşkanları icracı pozisyonda ve parlamento seçimlerinde birinci sırada çıkan partinin adayını başbakan ataması zorunlu değil.
Bu sebeple Macron, geçtiğimiz eylül ayında tüm tartışmaların gölgesinde, sol ittifakın adayı yerine kendine yakın isim olan Michel Barnier'i başbakanlığa atadı ancak üç ay içinde Le Pen'in aşırı sağ partisinin hükümetten desteğini çekmesiyle Barnier düştü. Bu, Fransa'nın II. Dünya Savaşı sonrası x. Cumhuriyeti'nin başlamasından bu yana en kısa süre.
Bayrou da geçtiğimiz aralık ayında göreve gelmesinin üzerinden dokuz ay geçmeden aynı akıbete uğradı.
Başta aşırı sağ ve aşırı sol olmak üzere bazı partiler erken bir cumhurbaşkanlığı seçimi için sesini yükseltmeye devam ediyor. Ancak Macron, 2027'de görev süresi dolmadan görevi bırakmayacağı konusunda net.
Macron'un önünde iki seçenek var: Görev süresinin dolmasına kadar süreci idare edebileceğini düşündüğü yeni bir başbakan atayarak parlamento içindeki 'savaşlarla' 2 yıl geçirmek ya da parlamentoyu feshederek ülkeyi milletvekili erken seçimine götürmek.