Sanayi 4.0’a hazır mısınız? Geleceğin meslekleri belli oldu
Dünya yeni bir sanayi devrimine giriyor. Sadece robotlar çalıştığı için aydınlatma ihtiyacı olmayan "karanlık fabrika"lar daha çok duyuluyor. Teknolojideki hızlı gelişmeler, zamanında revaçta olan birçok mesleğin bir süre sonra gözden düşmesine yol açıyor. Peki, geleceğin meslekleri ne olacak? Hangi meslekler işlevini yitirip hangi meslekler öne çıkacak? 2022 yılına girerken Türkiye bu dönüşümün neresinde? Endüstri ve işgücü olarak dönüşüm sürecine ne kadar hazırız? Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberi
ABONE OLBuharlı makinenin icadı ve buna bağlı olarak mekanik üretim tesisleri kurulması ile dünyada birinci sanayi devrimi başladı. Bunu elektriğin keşfi ile gelen seri üretim dönemi ve otomasyona geçiş süreçleri izledi. Şimdi de sıra dördüncü sanayi devriminde. Dünyada büyük bir dijital dönüşüm yaşanırken, Covid – 19 pandemisi dönüşümü daha da hızlandırdı. Uzaktan çalışma, pandemi sonrasında da yaygın bir şekilde kullanılacak.
Sadece robotların çalıştığı, aydınlatma ihtiyacı olmayan karanlık fabrikalar ortaya çıkmaya başladı. Çin’de cep telefonu parçaları üreten bir tesisin karanlık fabrikaya dönüşmesiyle çalışan sayısı 650 kişiden 60 kişiye düştü. Siemens’in Almanya’nın Amberg kentindeki benzer fabrikada çalışan sayısında dramatik azalma olmadı ama üretim sürecinin yüzde 75’i robotlara devredildi.
Dördüncü sanayi devriminin temelini oluşturan dijital dönüşüm için trilyonlarca dolar harcanıyor. Üretimde kullanılan robot sayısı her geçen yıl katlanarak artıyor. Nesneler arası internet teknolojilerinin küresel boyutu hızla büyüyor. Çok da uzak olmayan bir gelecekte insanların işlerinin yarısını makine ve robotlarla birlikte yapacağı öngörülüyor.
Önceki sanayi devrimlerine baktığımızda birçok mesleğin tarih olduğu, milyonlarca kişinin işini kaybettiği, buna karşılık çok daha fazla yeni işlerin, mesleklerin ortaya çıktığı görülüyor. Kendini yenileyenler, yeni meslek edinenler dönüşümün olumsuzluklarından daha az etkilendiği gibi avantajlı da çıkabiliyor.
Teknolojik dönüşümün daha da hızlandığı günümüzde, çalışma hayatına atıldığı mesleği emekli oluncaya kadar devam ettirebilenlerin sayısı giderek azalacak. Hayat boyu öğrenmeyi yaşam felsefesi haline getirenler daha iyi uyum sağlayacaklar.
Ancak, dönüşüme ayak uydurmak için kişisel çabalar tek başına yeterli olmayacak. Sanayicisinden işçisine, sendikacısından işverenine, sivil toplum örgütlerinden ülkeyi yöneten hükümetlere kadar herkesin bir seferberlik içinde hareket etmesi gerekiyor.
Diğer taraftan dünyada çalışma biçimleri de hızla değişiyor. Uzaktan çalışma hızla yaygınlaşıyor. Özellikle gençlerin çalışma yaşamından beklentileri değişiyor. ABD’de milyonlarca kişi çalıştığı işini bırakıyor. Köle gibi çalışma düzeniyle bilinen Çin’de gençler arasında “tang ping – sırt üstü yatma” eğilimi giderek artıyor.