Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ergenekon Davası sanıkları Tuncay Özkan, Sedat Peker, Levent Göktaş, Kemal Kerinçsiz, Albay Dursun Çiçek, Alparslan Arslan ve İbrahim Şahin hakkında tahliye kararı verildi.

        Ergenekon Davası sanıkları Tuncay Özkan, Sedat Peker, Levent Göktaş, Kemal Kerinçsiz, Albay Dursun Çiçek, Alparslan Arslan, İbrahim Şahin, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Oktay Yıldırım, Atilla Uğur, Muzaffer Tekin, Hikmet Çiçek, Mehmet Demirtaş, Şener Eruygur, Hasan Iğsız, M. Ali Çelebi, Merdan Yanardağ ve Alaaddin Sevim hakkında tahliye kararı verildi.

        Öte yandan Veli Küçük, Levent Ersöz, Bederi Gültekin, Serdar Öztürk, Erhan Önsel, Hasan Ataman Yıldırım ve Turhan Özlü'nün tahliye talebi ise reddedildi.

        DURSUN ÇİÇEK VE ALPARSLAN ARSLAN

        İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise Ergenekon Davası sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek ile Alparslan Arslan'nın tahliyesine karar verdi. Dursun Çiçek, Balyoz Davası'nda da ceza aldığı için, Alparslan Arslan'ın ise dava sürecinde mahkeme hakimlerinden birine hakaret ettiği gerekçesiyle verilen 4 yıl 7 aylık cezası bulunduğu için cezaevinden çıkmayacağı öğrenildi.

        CEZAEVİNDEN ÇIKANLAR

        Emekli Albay Levent Göktaş, Kemal Kerinçsiz, İbrahim Şahin, Sedat Peker, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Hasan Iğsız, Alaettin Sevim, Merdan Yanardağ ve Mehmet Ali Çelebi tahliye kararlarının ardından cezaevinden çıktı.

        Mahkeme heyeti tahliyeye gerekçe olarak, ''sanıkların tutuklu kaldıkları süre, delillerin toplanmış olması ve karartılma kuşkusunun kalmaması, ikametgah sahibi olmaları, karar onansa dahi kesinleşebilmesi için geçebilecek muhtemel süre, kararın bozulması halinde telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere neden olabilecek olması, tutuklamanın tedbir olması, benzer konumda tahliye edilmiş sanıklar da bulunması nedeniyle bunun adalet duygularını incitebilecek olmasını'' gösterdi.

        Heyet ayrıca sanıklar Levent Göktaş ve Tuncay Özkan hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu. Heyet, Sedat Peker hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulamalarına gerek olmadığına hükmetti.

        EMEKLİ ORGENERAL ERUYGUR'UN HASTANEDEKİ TEDAVİSİ SÜRÜYOR

        İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliyesine karar verdiği Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur'un hastanedeki tedavisi sürüyor.

        Eruygur'un avukatı Filiz Esen, müvekkilinin, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gördüğünü belirtti. Esen, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliyesine karar verdiği Eruygur'un sağlık durumuna göre taburcu edilmesine karar verilebileceğini söyledi.

        DOĞU PERİNÇEK

        Perinçek, sözlerine, "Bizleri Ergenekon'a hapsettiler, Türkiye'yi bölmek için. Ve şimdi Ergenekon'dan çıkıyoruz. Türkiye'yi birleştireceğiz. Bizi Ergenekon'a hapsettiler, Cumhuriyet'i yıkmak için, Türkiye'yi şeyhler, müritler, dervişler, meczuplar, cemaatler ülkesi haline getirmek için. Şimdi Ergenekon'dan çıkıyoruz. Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız. Cumhuriyet'i ayağa kaldıracağız" diye başladı.

        Doğu Perinçek, haklarındaki tahliye kararının, barikatları yıkan fedailerin ve öncülerin büyük mücadelesiyle verildiğini söyledi. Perinçek, şöyle devam etti:

        "Bizi tahliye ettiren onlardır. Türk halkının fedaileri, öncüleri. Şu anda Ergenekon'dan çıktığımız yerdeyiz. Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz. Görevlere hazırız. Bir, Türkiye'yi böldürmeyeceğiz. Ülkeyi birleştireceğiz. İki, Cumhuriyet'i yıktırmayacağız. Ergenekon bizlerin şahıslarını hedef alan bir tertip değil; hedef Atatürk devrimiydi. Toplumumuzun çağdaş yaşama özlemleriydi. Ve bu hedefe ulaşmak için iki kurumu hedef aldılar. Türk Silahlı Kuvvetleri ve İşçi Partisi. Gazi olduk, bize bir şey olmadı. Ergenekon'dan gazi olarak çıkıyoruz. Türk Ordusu ve İşçi Partisi olarak Ergenekon'dan gazi olarak çıkıyoruz. Ama bizi hedef alanları görüyorsunuz. Çürüdüler, dağılıyorlar. Onların, Türkiye'yi bölenlerin hükümetini yıkacağız. Buradan ilan ediyorum, Türkiye'yi bölenlerin iktidarını yıkacağız. Türkiye'yi birleştirenlerin iktidarını kuracağız. Tayyip Erdoğan'ların, Abdullah Gül'lerin, Fethullah Gülen'lerin iktidarını, hepsini birden yıkacağız. Kınından çıkmış bir kılıç gibiyiz. Hazırız. Görevlere hazırız. Göreceksiniz, Türkiye'miz aydınlıklara, feraha ilerleyecektir. Koşullar çok güzel. Suriye'yi bölemediler. Irak'ı bölemediler. İran dimdik ayakta. Ukrayna'da amaçlarına ulaşamadılar, berbat olacaklar."

        "HEPSİNİN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ"

        Perinçek, bütün milleti kucaklayacaklarını vurgulayarak, "Özerklikmiş, Türk vatanını bölmekmiş, bu amaçlarına ulaşamayacaklar. Koşullar çok elverişlidir. Atatürk devrimini kesin sonuçlarına ulaştıracağız. Bağımsız, birleşik, çağdaş, halkçı, devrimci Türkiye'yi kuracağız. Bütün milletimizi kucaklıyoruz. Saygılarımızı, sevgilerimizi sunmuyoruz. Ve bir kez daha söylüyoruz: Bu Ergenekonlar, Balyozlar bizlerin şahıslarını hedef almadı, bu milleti hedef aldı. Ve görüyorsunuz, bizim içeri atılmamızla oluşan manzarayı görüyorsunuz. Bölünmüş Türkiye manzarası... Dervişler, müritler, cemaatler Türkiye'si manzarası. Bunların hepsinin kökünü kazıyacağız."

        MERDAN YANARDAĞ

        Yanardağ cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada, Türkiye'yi yıllardır teslim alan çetenin tertibinin bozulduğunu belirterek, "Özgürlüğe kavuştuğum için çok mutluyum kuşkusuz, ama Türkiye'nin özgürlüğüne kavuştuğunu düşünmüyorum. Çünkü bu kumpası kuranlar kendi deyimleriyle, bu komployu kuranlar sadece şu anda suçlanan cemaat ya da paralel devlet dedikleri güç değildir. Suç ortakları bugün hâlâ hükümeti işgal etmektedirler. Tahliye olan arkadaşlarımız 'hiçbir kin duymadık ve intikam beslemeyeceğiz' dediler. Elbette kin ve intikam bizden uzak. Bir şeyin altını özellikle çizerek, belirtmek istiyorum: Bunlardan hesap soracağız, hesap sormak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

        LEVENT GÖKTAŞ'TAN AÇIKLAMA

        Ergenekon davası sanıklarından emekli Albay Levent Göktaş, cezaevinden çıktı. Göktaş, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi çıkışında, yakınları ve ceaevinin dışında bekleyenler tarafından, sevgi gösterisiyle karşılandı. Burada gazetecilere açıklama yapan Göktaş, içeride kaldıkları süre içerisinde halkın her zaman arkalarında olduğunu anlatarak, vatandaşların kendilerinden hiçbir zaman desteğini esirgemediğini söyledi. Göktaş, "İçeride hiçbir günahı olmayan, delilsiz yatan insanlar var. Gerçekten söylüyorum, suçsuz, günahsız komutanlarımız, arkadaşlarımız var. İnşallah hepsi çıkacaklar" diye konuştu.

        KEMAL KERİNÇSİZ

        İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi de Ergenekon Davası sanıklarından Kemal Kerinçsiz'in tahliyesine karar verdi.

        Kemal Kerinçsiz, tahliye sonrası yaptığı açıklamada "Mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Mustafa Kemal'in askeri olarak Mahmut Esat Bozkurt'un bir hukukçusu bir varisi olarak kaldığım yerden hukuk mücadelesine aynen devam edeceğim. Bu geçmişteki 6 yıl 2 esaret asla yapmış olduğumuz bu mücadeleden bizi geri döndüremeyecektir. Öncelikle adeta milli bir direnç merkezi oluşturan Ergenkon tertibinin ne ölçüde devleti yok edecek bir proje olduğunu fark eden tüm yurtsevenlere vatandaşlarımıza vatanseverlere buradan binlerce defa selam gönderiyorum.Hepsine selamlar olsun. Çünkü onlar bu tertibin öncelikle farkında vardılar. Her tarafta çoban ateşlerini yaktılar. Dirençlerini gösterdiler.Ve bu tertibin de özellikle önemli ölçüde çökmesine yol açtılar, katkı verdiler. Sağolsunlar, var olsunlar. 2001 yılında başlayan bu tertip, düğmeye o tarihte basılmıştır. 2006 yılında başlayan Oslo görüşmeleriyle beraber paralelliğini getirmiştir. Hemen akabinde 2007 yılının Mayıs ayında başlayan Ergenkon süreci biare esas 2 ana hedefe yönelmiştir. Aslında hedef Türk devletini çökertmektir, bitirmektir, bütün kurumlarıyla beraber tasviye etmektir. Ama bunların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yeniden NATO'ya kopmaz zincirlerle bağlamaktır. Bu başarılmış mıdır? Evet maalesef yeniden Türk devleti, TSK 2000'li yılların öncesinde Avrasya politikalarından vazgeçirilmiş ve kopmaz bağlarla NATO'ya ABD'ye bağlanmak durumda kalınmıştır. Tertibin 2. ana amacı federasyon yolunun açılmasıdır. Maalesef o da 2006 yılından itibaren Oslo görüşmeleriyle beraber işte gelinen bu noktada federasyon bağıra bağıra gelmiştir. Kürt devletinin temelleri fiilen atılmak üzeredir. Artık bu noktadan sonra Ergenekon tertibinin yürütülmesinde lüzum da kalmamıştır, gerek de kalmamıştır." dedi.

        İBRAHİM ŞAHİN

        İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan İbrahim Şahin'in tahliyesine karar verdi. İbrahim Şahin, tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı.

        Cezaevi çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İbrahim Şahin, "Tabii davayla ilgili şu kadarını söyleyeyim. Devlet hayatında böyle şeyler olur. Önemli olan Türkiye'nin bekasıdır. Ama sadece şunu söylüyorum ben emekli Genel Kurmay Başkanımızın söylediği gibi Türkiye 1921 Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşıyor. Buna inanıyorum. Onun için burada olduğum içinde devlete küsmüyorum. Bugünler gelip geçecek inşallah" dedi.

        YALÇIN KÜÇÜK

        İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan Yalçın Küçük'ün tahliyesine karar verdi. Heyet, Yalçın Küçük hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı vererek, her hafta karakola giderek imza atmasına hükmetti.

        SEDAT PEKER

        Cezaevi çıkış kapısında bekleyen gazetecilere tahliyesine ilişkin bir açıklama yapan Sedat Peker, "Cezaevinde bulunduğum süre içerisinde yani 10 sene süre zarfında ülkedeki gelişmeleri, değişmeleri takip edebildim. Kendimle ilgili hissiyatım bu gelişmelere ve değişmelere uyum sağlayabileceğim, ayak uydurabileceğim yönündedir. Takdir edersiniz ki 10 senede birçok ülkeler kuruldu, birçok ülkeler yıkıldı. Gördüğünüz gibi ben hala hem ruhen hem bedenen dimdik ayaktayım. Bundan sonra mücadelemize hayat yaşamımıza, ülkemizdeki pozitif gelişmelerle beraber uyum sağlayarak devam edeceğiz. Cezaevlerinde bulunan tüm kader mahkumlarının tabi ki ırz düşmanları ve zalim olanların değil, gerçekten haksız bir şekilde cezaevinde yatan bütün insanların çoluk ve çocuklarına kavuşmaların yüce Allah'tan diliyorum" dedi. Peker burada yaptığı açıklamasının ardından kendisini bekleyen yakınlarıyla birlikte otomobile binerek buradan ayrıldı.

        "BABAM İKİNCİ KEZ ŞEHİT EDİLDİ"

        Babası, Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in katilinin tahliye talep etmesinin kendilerini çok üzdüğünü ve derinden etkilediği ifade eden Gökhan Özbilgin, davanın daha önceden karara bağlanabilecek iken uzun zamana yayılmasını eleştirdi. Özbilgin, Alparslan Arslan'ın tahliye talebine, "Bu durum benim ve ailemin vicdanının kabul etmeyeceği bir şey. Hiçbir vicdana sığmayacak ve kabul edebilecek bir şey değil" diye konuştu. Özbilgin, tahliye kararının verilmesinin ardından yaptığı açıklamada da "Babam yargı eliyle ikinci kez şehit edildi" dedi.

        NAZLICAN ÖZKAN: KAVUŞUYORUZ

        Tuncay Özkan'ın kızı Nazlıcan Özkan da tahliye kararını ''Kavuşuyoruz... 1994'' yazarak duyurdu.

        TUĞAMİRAL ALAETTİN SEVİM

        Ergenekon davasından tahliyesine karar verilen Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim Silivri Cezaevi çıkışında ailesi ve avukatları ile birlikte basın açıklaması yaptı. İki oğluna sarılarak konuşan Sevim, "Bu akşam aileme kavuştuğum için mutluyum. Aynı zamanda, içeride bıraktığım arkadaşlarımla ilgili büyük bir hüzün var. Bugün biz özgür kalmış olabiliriz ama bu davalar henüz bitmedi. Hatta çok da başlangıç aşamasında olduğunu söyleyebiliriz. Bugün için "Ergenekon konuşuluyor. Hala Ergenekon'dan bırakılmamış arkadaşlarımız var. Yarın umarım ki bir başka arkadaşımın Albay Suat Selvi'nin de tahliyesi için burada oluruz." dedi

        "BENİM YÜREĞİMİ ACITAN MİLLETİN HALA BU DAVALARA İNANMASI"

        "Ergenekon"un dışında "Balyoz Davası"nın da unutulmaması gerektiğini belirten Sevim, "Diğer davaların da unutulmaması lazım. Burada bir tek şey söylemek istiyorum. Ben onu çok önemli buluyorum. Kim ne derse desin ben, bu davaların merkezinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de, özellikle 'Balyoz Davası'nda adaletin yerini bulması çok önemli benim için. Bu mahkemelerin ne dediğinin bizi cezalandıran bize ceza veren mahkemelerin ne dediğinin benim için hiçbir önemi yok. Bunu tekrar tekrar söylemek istiyorum. Benim için önemli olan ve benim yüreğimi acıtan değişik zamanlarda yapılan anketlerde hala milletimizin bir kısmının 'Ergenekon, Balyoz Davaları'na inandığın dair sonuçlar çıkıyor. Buradaki insanların, buradaki subayların ve benim yüreğimizi acıtan bu." diye konuştu.

        "BU MİLLETİN SUBAYLARININ HİÇ BİRİ MİLLETİN HAKKINI YEMEDİ"

        Sevim sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu milletin subaylarının hiç birisi bu milletin hakkını yemedi. Bu milletin hak ettiği subaylar olmak için, amiraller olmak için çok uğraştı. Bu son yapılan haksızlıktan sonra artık içerideki subayların da amirallerin de hak edilmeleri gerekiyor. Milletimizin de bu subayları bu amiralleri hak etmesi gerekiyor. Bu yapılan haksızlığı, onlara yapılan bu haksızlığın giderilmesi gerekiyor. Bu akşam benim evimde sevinç olacak. Ama çok değer verdiğim bazı arkadaşlarımın evinde ister istemez bir hüzün olacak. Bugün için yapılaması gereken ilk şey, bu hüznün sonlandırılması ve içerideki bu milletin subaylarının, bu milletlin kahramanlarının da bir an önce özgürlüklerine, ailelerin kavuşturulması, bu günahın sonlandırılmasıdır."

        TEĞMEN MEHMET ALİ ÇELEBİ

        2007 yılında başlayan Ergenekon operasyonları kapsamında tutuklanarak Hasdal Cezaevi'ne konulan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, akşam saatlerinde alınan tahliye kararlarının ardından serbest bırakıldı. Teğmen Çelebi'yi, Silivri'de gerçekleştirilen duruşmalar sırasında tanışarak cezaevinde evlendiği eşi Kezban Çelebi, kız kardeşi Eda Çelebi ve yakınları karşıladı. Tahliye işlemlerinin yapılmasının ardından Hasdal Cezaevi nizamiyesinde kendisini bekleyen yakınlarıyla kucaklaşan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, daha sonra dışarı çıkarak basın açıklaması yaptı.

        Konuşmasına Silivri, Hasdal, Maltepe, Hadımköy, Sincan, Mamak ve Şirinyer'de nöbet tutan silah arkadaşları ve komutanlarını selamlayarak başlayan Teğmen Çelebi şöyle konuştu:

        "Ne hissediyorsun diyorsanız, cephede silah arkadaşlarını bırakmak zorunda kalan bir askerin huzursuz ruh halindeyim. Çünkü henüz adalete doymadık. Adalet hala kan ağlıyor. Silah arkadaşlarım, komutanlarım, eve dönüş yolundaki adımlarına kavuşmadıkça, bugün benim elde etmiş olduğum özgürlüğün hiçbir anlamı yoktur. Ergenekonmuş, Balyozmuş, Poyrazköymüş, Amirallere Suikastmiş, Askeri Casuslukmuş; bunların hepsi yalanın doğruya büyüklük taslaması. Hepsi illüzyon, kamuoyunda söylenegelen adlarıyla, kumpas davalar. Yani hiçlik; ama emin olun hiçlik hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Hiçlik hiç bu kadar zamanımızı çalmamıştı. Hiçlik hiç bu kadar insanı mağdur etmemişti. Bunların hepsi hukuk adı altında yapıldı. Oysa hukuk insanca adilane yaşamı temin etsin diye var. Zulmün yardakçısı olsun diye değil. Tüm komutanlarımın silah arkadaşlarımın irade beyanı şudur. 'Bizler karşımızda ölüm, elimiz vicdanımızda torunlarımızın yarın inceleyeceği tarihe ait mesuliyetler gözümüzün önünde. Yolumuzu Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti için yaşam nöbeti çizen sözleri ve direktifleri çerçevesinde çiziyoruz.' Herkes bilsin ki; buradaki komutanlarım nöbetlerine devam etmektedirler. Mustafa Kemal'i her zamanda, her mekanda, her koşulda savunacağız, ona siper olacağız. Mustafa Kemal Atatürk şu an yükseklerdedir. Ama bacakları hala duyarlıdır. Yere değdirmese de bizim gibi şerefli Türk subaylarının, şerefli Türk aydınlarının, onurlu Türk gençliğinin başlarına basa basa, omuzlarına basa basa ileri atıyor adımlarını. Yürüyecek, yürüteceğiz onu. O bu topraklarda hiç kaybetmedi, yine kazanacak."

        Eşinin tahliye olmasını buruk bir sevinçle karşıladığını ifade eden Kezban Çelebi ise, "Eşimin tüm söylediklerine ben de katılıyorum. Ve burada benim yaşadığım heyecanı, mutluluğu en az ama en az benim kadar hak eden bütün anneler, bütün eşler, bütün sevgililer, bütün çocuklar babalarına, eşlerine, sevdiklerine kavuşmadıkça şimdiye kadar boğazımda yumruk olarak duran acı şu andan itibaren yine eksik olarak devam edecek. O günü gördüğümüzde hepimiz mutlu olacağız" diye konuştu.

        Kendisini karşılamaya gelenlerin "Hepimiz Mustafa Kemalin askerleriyiz", "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları eşliğinde tekrar cezaevi nizamiyesine giren Teğmen Mehmet Ali Çelebi, daha sonra araç konvoyla birlikte evine gitti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ