Kanada'nın Robinson Crusoe'su ıssız adada plastiklerle mücadele ediyor
Kanada açıklarındaki Sable Adası'nda 45 yılı aşkın süredir tek başına yaşayan Zoe Lucas, kıyıya vuran çöpleri toplayıp kayıt altına alırken plastikler üzerine yaptığı çalışmalarla da uluslararası araştırmalara katkı sağlıyor
Kıyıya vuran çöplerin, okyanustaki çöp yoğunluğunun durumuna dair çok net veri sağladığı görüşünü paylaşan Zoe Lucas, kirlilikle ilgili şunları söyledi:
"Adanın kıyısına vuran çöplerle alakalı çalışmalara, adaya geldiğim ilk yıllarda başladım. İlk başta plastik kirliliğine odaklı bir çalışma değildi, daha çok tüm atıklar üzerine bir çalışmaydı. O sebeple adanın kıyısına vuran, metal, cam ve plastik gibi her türlü atığı arıyordum. Zamanla metal ve cam önemini yitirdi. Plastikler büyük bir problem olmaya başladı.
Bir süre sadece belirli türlerdeki plastiklere odaklanıyordum. Ama şimdi küresel çalışmalara veri olabilecek tüm plastiklere bakıyorum. Örneğin ABD'nin bu yönde küresel ölçekte çalışmaları var. Buradan alınan veriler ya da dünyanın başka yerlerinden alınan veriler büyük resmin görülmesine yardımcı oluyor. Böylelikle plastiklerin okyanuslardaki sirkülasyonunu, nereden geldiklerini ve etkilerini görebiliyorsunuz."
BİRÇOK FARKLI ÜLKEDE ATIKLAR
Sable Adası'na vuran plastikler üzerine çok sayıda çalışma yürüttüklerini, bunlardan birinin marka odaklı olduğunu ve hangi markanın okyanusları ne kadar kirlettiğini göstermeye çalıştıklarını anlatan Lucas, içecek şişeleri, şampuan ve kişisel bakım ürünü kutuları ile yoğurt kaplarının kıyıya en çok vuran atıklar olduğunu bildirdi. Üzerlerinde yazan bilgilere dayanarak adaya ulaşan plastiklerin hangi ülkelerde üretildiğine dair de bir çalışma yapıldığını aktaran Lucas, İtalya, İngiltere, Yunanistan ve Mısır'da üretilen birçok plastiğin adanın kıyılarına vurduğuna dikkati çekti.
Bunların Kanada yakınlarından geçen gemilerden atılmış olabileceğini veya okyanuslardaki akıntıların da plastikleri atıldıkları yerlerden çok uzak bölgelere taşıyabileceğini sözlerine ekleyen Lucas, üzerinde Türkçe yazılar yazan bir atığa da rastladıklarını, bunun kendisini çok şaşırttığını dile getirdi. Avustralya ya da Endonezya'da üretilmiş bir atığa rastlamanın artık hayret verici olmadığı yorumunu yapan Lucas, "Bu durum problemin ne kadar küresel olduğuna dair bir gösterge. Bu çalışmanın vermek istediği mesaj da bu" dedi.
DİLEK VE REKLAM BALONLARI DA ADAYI HAVADAN KİRLETİYOR
Kıyılara vuran plastikler kadar adaya düşen reklam amaçlı plastik balonlar ve dilek balonlarından da şikayetçi olan Lucas, bunlar için de ayrı bir çalışma yürüttüğünü belirtti. Lucas, "Bu balonların bazılarının üzerinde, kim tarafından gönderildiğine dair açık bilgiler yer alıyor. Bu sayede balonu gönderen kişiye e-posta ya da telefon yolu ile ulaşıyorum. Balonların sahiplerine gökyüzüne bıraktıkları balonun Sable Adası'na kadar ulaştığını söylüyorum" diye konuştu.
Deniz kirliliğinin küresel anlamda artmasına paralel son yıllarda adaya vuran plastik sayısında da artış olduğuna değinen Lucas, toplanan plastiklerin adadan alınarak ana karaya götürüldüğü ve bu çöplerin bir kısmının geri dönüştürüldüğü bilgisini verdi. Bunun kalıcı bir çözüm olmadığını ve geri dönüşüm için kullanılan enerjinin, çoğu zaman fosil yakıtlardan elde edildiğini hatırlatan Lucas, en iyi çözümün plastik kullanımının azaltılması olduğunun altını çizdi.
*Haberin görselleri AA ve Shutterstock'tan servis edilmiştir.