Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Medya Roll G/Bitti

        Geçen gün Tüyap’ta bir soru çıktı karşıma

        Ajdar’ın meşhur “grup olalım grup” güftesi kıvamında-:

        keçi yelekli entellerin kendini yalnız hissetmeleri hususunda.

        Ben bu konulardan kaçmayı yeğlerim,

        yazar-çizer ailecikleri,

        oyuncu-reklamcı öbecikleri hiç açmaz,

        üstüne akan anti-çete muhabbetleri ise içimi bayıltır.

        Binaenaleyh, sevdiğiniz bir şeyi kaybedince

        bu aile konularına daha sıcak bakmaya başlıyorsunuz galiba.

        Roll kapandı

        Belki egoistçe gelecek, belki, ülkede fırtınalar koparken bir dergi kapandı diye serzenişte bulunmam garip gelecek heyhat, Roll’un kapanması, onun sarı vedası beni çok üzdü, bir hoşcakal demeden olmazdı...

        Roll’un kapanması benim için on küsur yıldır takip ettiğim, zevkle okuyup sakladığım bir yayımı kaybetmenin ötesinde son üç yıldır en severek yaptığım, ritüelleştirdiğim “işimi” de kaybetmiş olmak demek.

        Aslında, bir albümün anatomisini çıkartırken de, Derya, Çiğdem ve Cüneyt’tin güzel muhabbetlerinin parçası olurken de aile mevhumunu hiç düşünmemiştim ama şimdi Roll yok- ve ben güzel bir şeyin içinde olmanın hazzından mahrumum tuhaf bir şekilde de

        aile hissini, kapanmasından sonra anlamış bulunmaktayım.

        O kadar az “iyi” kaldı edebiyatı yapmayacağım, hayır.

        Bir okuyucu olarak en sevdiğim dergiyi kaybettim, o kadar.

        Zaten, Roll’un limoni sayfaları, uzun süre hoşca kalacaktır, yeni bir yuvarlanışa kadar.

        Roll macerama Zeki Müren kapısında başlamıştım, bari onunla bitireyim,

        ama Gitme sana muhtacım’la değil, “Gözlerinin içine başka bir hayal girmesin” ile Agora Meyhanesinde. e.e.cummings damarıyla.

        Bilmeyenler/görmeyenler için, Vikipedia’dan bir roll-not:

        Önceleri Express dergisinin içerisinde bir bölümken, 1996 yılı Kasım ayında

        yayımlanmaya başlayan müzik dergisi.

        Ağustos2005 itibariyle 100. sayısını yayımlayan Roll Dergisi, çok sesli, sol, ve

        muhalif tavrı kadar, muhtelif janrlardaki müziklerle ilgilenmesiyle de dikkat

        çekmektedir. Aylık yayınlanan dergi, eylül ve ekim aylarında tek sayı olarak çıkması sebebiyle yılda 11 kere baskı yapmaktadır. Gerek yerli-yabancı röportajları, gerek kalburüstü çeviri ve yazılarıyla dergi toplam 144 sayi yayımlamıştır. Kasım 2009 itibariyle yayım hayatına aşağıdaki veda yazısı ile son vermiştir.

        Müsaadenizle bir veda sigarası yakalım, bir veda ‘kalem’i yuvarlayalım. Diyarbakır meyhanelerinde ‘kalem’ deniyor ‘yolluk’a...

        İlk yudum Turgut Uyar’ın ruhuna: “Efendimiz acemilik. Bir taş alacaksınız, yontmaya başlayacaksınız. Şekillenmeye yüz tutmuşken atacaksınız elinizden. Bir başka taş, bir başka daha. Sonunda bir yığın yarım yamalak biçimler bırakacaksınız. Belki başkaları sever tamamlar. Ama her taşa sarılırken gücünüz, aşkınız, korkunuz yenidir, tazedir. Başaramamak endişenizin zevkiyle çalışacaksınız.”

        İkincisi de Uyar’a: “Nedir sonsuzdan bir önceki sayının adı diyelim sonsuz eksi bir hayatın adıdır bu.”

        Üçüncüsü Latin aşkına: “Sonuncu yoktur, sondan bir önceki vardır!”

        Dördüncüsü, 144. Roll’a, sonsuzdan bir önceki sayıya. Veda sayısına. 13 yıl önce bu mevsimde şeytana uyduk. Uyunca da, baktık olmazsa olmayacak, zaten olmuş olmayacak olan, “olan oldu bir defa, bari hepimize yarasın” deyip yola çıktık. 13 yıl önceki kasım ayının ilk günlerinden bu yana 144 defa buluştuk –altı da “özel”i, toplam 150.

        Yaradı valla. Hepimize yaradı. Ya Şeytana uymasaydIk?

        George Harrison, “Beatles olmasaydı dünya sıkıntıdan patlardı” demiş. Doğru. Şu da doğru: Roll olmasaydı sen-ben-o sıkıntıdan patlardık.

        Vedalaşırken gözlerinden öpelim Léo Ferré’yi: Tenk yu şeytan! Bize Roll’u verdiğin için.

        Roll Dergisi'nin tüm arşivine Pecya aracılığı ile dijital olarak ulaşabilirsiniz.

        pbatu@haberturk.com

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ