Obezitede gen faktörü ne kadar etkilidir? Veremediğiniz kiloların sebebi genleriniz mi?
Belki doğduğumuzdan beri, belki ergenlikten sonra, belki de çok daha sonra fazla kilo sorunumuz oldu. Çoğu insan fazla kilolarıyla mücadele etmek için başta spor ve diyet olmak üzere birçok şey denemesine rağmen istediği sonuçları alamadı. Kilo vermekte zorlanmanızın asıl sebebi genleriniz olabilir! İşte detaylar...
Saçınızın kızıl olması, gözlerinizin mavi olması gibi özelliklerinizin nedeni genlerinizdir. Peki, veremediğiniz veya vermekte zorlandığınız fazla kilolarınızın da sebebi genleriniz mi?
GENETİK ETKİLER
Bugüne kadar, aşırı kilo veya obezitenin nedenlerinde 400'den fazla farklı gen rol oynadı, ancak bunlardan yalnızca birkaçı önemli oyuncular gibi görünüyor. Genler, iştahı, tokluğu (doygunluk hissi), metabolizmayı, yiyecek isteklerini, vücut yağ dağılımını ve stresle başa çıkmanın bir yolu olarak yeme eğilimini etkileyerek obezitenin nedenlerine birçok şekilde katkıda bulunur.
Kilo bozuklukları üzerindeki genetik etkinin gücü kişiden kişiye oldukça değişir. Araştırmalar, bazı insanlar için genlerin aşırı kilolu olma eğiliminin sadece %25'ini oluşturduğunu, diğerleri için ise genetik etkinin %70 ila %80 kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Genlerin kilonuzda ne kadar büyük bir rol oynadığına dair kabaca bir fikre sahip olmak, kilo sorunlarınızı tedavi etme açısından faydalı olabilir.
KİLONUZUN NE KADARI GENLERİNİZE BAĞLI?
Aşağıdaki özelliklerin çoğuna veya tamamına sahipseniz, genleriniz muhtemelen obezitenize önemli ölçüde katkıda bulunuyordur:
- Hayatınızın büyük bir bölümünde kiloluydunuz.
- Ebeveynlerinizden biri veya her ikisi veya birkaç kan akrabanız önemli ölçüde fazla kiloludur. Ebeveynlerinizin her ikisi de obeziteye sahipse, obezite geliştirme olasılığınız %80'e kadar çıkar.
- Fiziksel aktivitenizi artırsanız ve aylarca düşük kalorili bir diyet uygulasanız bile kilo veremezsiniz.
Aşağıdaki özelliklerin çoğuna veya tamamına sahipseniz genlerin sizin için daha az bir katkısı olması muhtemeldir:
- Yiyeceklerin bulunabilirliği sizi fazlasıyla etkiliyor.
- Orta derecede kilo fazlalığınız var, ancak makul bir diyet ve egzersiz programı uyguladığınızda kilo verebilirsiniz.
- Tatil dönemlerinde, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarınızı değiştirdiğinizde ya da psikolojik ve sosyal sorunlar yaşadığınızda verdiğiniz kiloları geri alırsınız.
Bu durumlar kilo almaya genetik yatkınlığınız olduğunu düşündürüyor ama bu yatkınlık, biraz çabayla üstesinden gelemeyeceğiniz kadar da büyük değil.
OBEZİTENİN ALT GRUPLARI
Obezitenin üç genel alt grubu genlerle ilişkilidir: monogenik, sendromik ve poligenik. Monogenik obezite, gelişimsel gecikmeler olmadan oluşan şiddetli sınıf 3 obezitedir. Sendromik obezite, Down Sendromu gibi gelişimsel anormalliklerle birlikte oluşan obezitedir. Poligenik obezite, yaygın obezite olarak da bilinir, herkesi etkileyebilen obezite türüdür. Şu anda, monogenik obeziteye yol açabilen yaklaşık 20 genetik mutasyon tanımlanmıştır. Sendromik obezite aynı zamanda genetikle de bağlantılıdır. Örneğin, genetik bir sendrom olan Prader-Willi sendromu (PWS), kromozomlardaki bir anormallikten kaynaklanır. Bu sendroma sahip kişiler, anormal derecede artan iştaha (hiperfaji) yol açan merkezi sinir sistemi işlev bozukluğu nedeniyle erken yaşta obez olma eğilimindedir.
Ancak, obeziteye neden olan genetik anormalliklerin olasılığına rağmen, bu oldukça nadirdir. Genetik faktörler kilo alma ve obez olma eğiliminizde yalnızca küçük bir rol oynar. Ancak, obezite ailelerde görülme eğilimindedir. Bu genellikle çevreden kaynaklanır. Birlikte yaşayan ve birlikte yemek yiyen kişiler genellikle aynı yeme alışkanlıklarını öğrenir ve benzer yaşam tarzlarına sahip olurlar.
GENLERİN METABOLİZMA HIZI ÜZERİNDEKİ ROLÜ
Genleriniz metabolizma hızınızda rol oynayabilir. Bunun teknik terimi bazal metabolizma hızınızdır (BMR). BMR'niz dinlenme metabolizma hızınızdır, başka bir deyişle vücudunuzun dinlenirken yaktığı enerji (kalori) miktarıdır. Bu oran kısmen genleriniz tarafından belirlenir, ancak diğer faktörler de BMR'nizi etkileyebilir. Kas kütlesi bu faktörlerden biridir. Vücudunuzdaki kas yüzdesi ne kadar büyükse, BMR'niz o kadar hızlı olur.
Ortalama olarak, erkeklerin kadınlardan daha fazla kas kütlesi vardır, bu nedenle 1,70 boyunda ve 77 kilo ağırlığındaki bir erkeğin aynı boy ve kilodaki bir kadından daha hızlı bir BMR'ye sahip olması muhtemeldir. Bu bir genellemedir, ancak kas kütlesinin BMR üzerindeki rolünü göstermeye yardımcı olur.
İŞTAHIN OLUŞUMUNDA GENLERİN ROLÜ
Belirli genler ve iştah arasında bir bağlantı olduğuna dair ek kanıtlar var. UCLA Tıp Fakültesi'ndeki bir çalışma, karbonhidratlara aşırı düşkünlük eğilimi olan kişilerin, kimyasal olarak alkole bağımlı olan bazı kişilerle aynı genetik belirtece sahip olduğunu buldu.
Tatlıya duyarlılık üzerine yapılan bir çalışma, genetik bir varyasyon ile tatlıya duyarlı tat reseptörlerine sahip olma eğilimi arasında bir bağlantı olduğunu gösterdi. Diğer çalışmalar, ailede obezite geçmişi olduğunu gösterdi, ancak kanıtlar bu bağlantının genlerden, çevreden veya her ikisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını göstermiyor.