Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Saatleri Ayarlayamama Birliği'ne çözüm önerisi: Zaman görecelidir, bırakın dağınık kalsın

        Bütün orta ve lise hayatım kış sabahlarının karanlığında Levent – Tünel otobüsüyle Kuledibi’ne uzun ve uykulu yolculuklarla geçtiği için, yaz saati elimizde kaldı diye yükselen şikayetleri hiç anlayamadım. Sanki saatlerin yaz kış oynak değil, durağan yaşandığı zamanlar hiç olmamış da bu yeni bir icatmış gibi. Çocuklar “annecim gece vakti niye okula gidiyoruz” diyormuş filan… Bizim çocukluğumuzda böyle bünye hassasiyetleri yoktu, sızlansan da aldıran yoktu. Karanlıkta yollara düşüyor, ilk ders zili çaldığında gün ışığını ancak görmüş oluyorduk.

        Şimdi Avrupa Birliği’ndeki saatleri ayarlama tartışmasında da ortaya sürülen meselelerden biri bu. Yani yaz saati kalıcı hale geldiği takdirde başa gelebilecekler bakımından tartışılan bir “karanlık” meselesi.

        Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in önerisine göre yaz-kış saati uygulamasına 2019’da son verilecekti. İsteyen ülke Mart 2019’da son kez yaz saatine geçip saatleri ileri alacak; dileyen Ekim 2019’da son kez kış saatine geçip zamanı öylece bırakacaktı. Üye ülkeler yaz ya da kış saatinde kalmakta özgür olacaktı. Kim hangi zamanı istiyorsa, bunu Nisan 2019’a kadar bildirecek, Avrupa Parlamentosu ve Konsey kararıyla zamana mühür vurulacaktı.

        Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.

        BİR BRÜKSEL MACERASI

        Avrupa Komisyonu’nun online anketine katılan 4.6 milyon AB vatandaşının yüzde 84’i “Yaz saatinde kalalım” demişti. Ancak geçen eylülde açıklanan bu ankette “Uygulamayı sona erdirip yaz saatinde kalalım mı?” sorusu yöneltilmişti. Bugüne kadar görülmemiş rekor sayıda katılım vardı, ancak bunların 3 milyonu da Almanya’dandı. Yani AB genelinde homojen bir sonuç söz konusu değildi.

        Plan etraflıca düşünülmeden harekete geçilmişti. Çünkü ülkeler yaz ya da kış saatini seçmekte özgür olmakla birlikte, AB coğrafyası üç ayrı zaman dilimine yayıldığı için, ticaret, ulaşım ve lojistiği olumsuz etkileyecek saat adacıkları oluşması tehlikesine karşı her AB üyesi komşu ülkelerde de eşgüdüm içinde olmak istiyordu. Örneğin Almanya ile Belçika farklı saatlerde karar kılsalar, taş atımı uzaklıktaki mesafede zaman şaşacaktı. Saat farkları nedeniyle özellikle havayolu trafiğinde kaos yaşanacağı ileri sürülüyor; uyum çalışması için en az 18 aylık bir süre gerektiği belirtiliyordu. Brüksel’in düşündüğünün aksine, bir ortaklaşma ihtiyacı vardı.

        Kaldı ki, bu konuyu gündeme almaya tamamen karşı olan ülkeler de vardı; İsveç, Polonya ve artık AB’den boşanmanın son aşamasına gelen İngiltere gibi. Neticede proje çorbaya döndü ve koordinasyon sürecine zaman tanınması için 2021’e ertelendi. Bu karar da herkesi memnun etmiş değil. Özellikle üye ülkelerin muhalefet saflarından “Neden uygulama 2019’da kaldırılmıyor. Enerji tasarrufuna yaramadığı gibi uyku bozukluğuna, sağlık problemlerine yol açıyor” şeklinde eleştiriler geliyor.

        REKLAM

        “TÜRKLER YAPTI YA…”

        AB vatandaşlarının ileri sürdüğü görüşlere baktım sosyal medyada; farklı coğrafyalardan kafa karıştırıcı sesler çıkıyor. Örneğin Portekizliler ile Kıbrıslı Rumlar ve Polonyalılar sürekli yaz saati istiyor. Finler, Danimarkalı ve Hollandalıların sürekli kış saati istemesi daha uyumlu görünüyor. “Avrupa Komisyonu işleri yine yüzüne gözüne bulaştırdı” yarı şaka yarı ciddi yorum yapanların yanı sıra şunlar göze çarpıyor:

        Yaz ve kış saati uygulaması kalsın diyen Orta Avrupalılar - “Sürekli yaz saati olursa erken işe gidenler için kış günlerinde hava çok geç aydınlanır; sürekli kış saati kalırsa bu sefer de yaz günleri iş çıkışı bira bahçesine gitmek için hava erken kararır.

        Sarkastikler - “Zaman görecelidir, bırakın herkes kendine göre ayarlasın…”

        REKLAM

        Tartışmadan fenalık geçirenler - “Ne var bu kadar abartacak, Türkler yaptı işte…”

        YAZ SAATİ VE FRANCO PROBLEMİ

        Geç aydınlananların bol ışıklı iş yeri manzarası...

        AB içinde yaz saatine başlayan ilk ülke 1980’de Almanya olmuştu enerji tasarrufu amacıyla. AB genelinde uygulamaya ise 1996 yılında geçildi. Şimdi AB’yi nasıl bir zaman geleceği bekliyor, belirsiz. Ancak topyekün yaz saatinde kalma ihtimaline karşı sağlık uzmanları uyarıda bulunuyor. Münih Üniversitesi’nden bir medikal psikolog şöyle felaket haberciliği yapıyor: “Eğer yaz saatinde kalınırsa diyabet ve depresyon vakaları artar, uyku ve öğrenme problemleri yaşanır. Avrupalılar daha şişman, daha aptal ve daha huysuz olur…”

        Bir başka uzman 20 yaşındakilerin yaz-kış saati uygulamasıyla yetiştiğini, kışları havanın geç aydınlanmasına uyum sağlamayacağını söylüyor. Kalp damar uzmanları da boş durmuyor; saatler ileri ve geri alındığı ilk üç günde organizmanın stres altında kaldığını, kalp krizi ve inme riskinin arttığını belirtiyorlar. Yaz saatine geçildiğinde uyku bozukluğu nedeniyle trafik kazalarının arttığına dair istatistikler de varmış. Bu nedenle de sağlıkçılar normal zamanda, yani kış saatinde kalınmasını tavsiye ediyor.

        Bu arada topyekün yaz saatinde kalındığı takdirde en büyük problem İspanya’da yaşanacak gibi görünüyor. Kış aylarında gün doğumunun saat 10.00’u bulacağı söyleniyor. Çünkü İspanyollar bulundukları coğrafya gereği Batı Avrupa saat kuşağında değil, Orta Avrupa zaman diliminde yaşıyorlar. Ülkenin batı kesimi, doğuda güneş yükseldikten 90 dakika sonra aydınlanıyor. Yanlış kuşakta bulunmalarının müsebbibi de diktatör Franco; İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’e hayranlığından ötürü saati Almanya’ya göre ayarlıyor. 1942 yılında GMT’den ayrılan İspanya Franco’dan kurtulalı çok oldu ama yanlış dilimde kalakaldı.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ