Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Saç boyası ve saç boyamasında kullanılan kimyasal maddeler kanser riskini artırıyor mu?

        Dünya nüfusunun özellikle de yaşlı nüfusun artmasına paralel olarak kanser görülme sıklığında artış var. 2018’de 18,1 milyon yeni kanser vakasının saptanması bunu gösteriyor. 2040 yılına gelindiğinde ise yılda 27,5 milyon yeni kanser vakasının saptanacağı tahmin ediliyor. Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı ve Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Üskent, kanserden ölümlerin yılda 9.6 milyona ulaştığını söylüyor. Üstelik bu rakama cilt kanserleri de dahil. Bir ilginç bilgi de 2018 yılında dünyada en çok kanser görülen ülkenin Avustralya olması. (Her 100 bin kişiden 468’i kanser)

        ABD’DE AZALIYOR RUSYA’DA ARTIYOR

        REKLAM

        Kanser görülme oranındaki artış ve azalış, ülke ve coğrafi bölgelere göre de değişkenlik gösteriyor. Sigara içmenin kapalı alanlarda yasaklanması sonucu çok sayıda kişinin sigarayı bırakması akciğer kanseri görülme sıklığında azalmaya neden oluyor. Sigarayla mücadele; ABD, Kanada, İngiltere ve Kuzey Avrupa ülkelerinde kanser görülme oranında azalmaya neden olurken hastalığın Rusya, Doğu Avrupa ülkeleri, Macaristan ve Bulgaristan’ da artış gösterdiği belirtiliyor.

        KADINLARDA AKCİĞER KANSERİNDE ARTIŞ VAR

        Son yıllarda kadınlarda sigara içme alışkanlığının artması kanserin kadınlar arasında azaldığı ülkelerde dahi arttığını gösteriyor. Özellikle ABD ve İngiltere’de kadınlarda akciğer kanseri görülme sıklığındaki artış dikkat çekiyor. Bunun nedeninin kadınların sigaraya başlama ve sigara içmeyi sürdürmeleri olduğu belirtiliyor.

        AVRUPA’DA MEME KANSERİNDE AZALMA VAR

        Prof. Dr. Necdet Üskent, ABD ve Avrupa’da meme kanserinin 2000’li yılların başında menopoz sonrası hormon kullanımındaki azalma nedeniyle azaldığına dikkat çekiyor. Buna karşın meme kanseri görülme sıklığının, bu kanserin en az karşılaşıldığı Çin, Japonya ve Güney Amerika’da bile artış gösterdiği belirtiliyor. Kolon kanseri ise Baltık Ülkeleri, Norveç, Macaristan, Kore ve Japonya’da artarken, ABD, Japonya ve Fransa’da azalıyor.

        REKLAM

        KANSER ARTIK 30’LU YAŞLARIN HASTALIĞI

        Tüm kanserlerle daha erken yaşlarda karşılaşılması da dikkat çeken noktalar arasında bulunuyor. Günümüzde daha önce 60 yaş sonrasında karşılaşılan prostat kanseriyle 50’li, meme kanseriyle ise 30’ lu yaşlarda karşılaşılıyor. ABD’de, kanser nedenli ölümler 1990’lı yıllardan beri azalıyor.Meme kanseri, prostat kanseri ve tiroid kanseri gibi kanserlerde 5- yıllık yaşamda kalma sürelerinin yüzde 90 ve üzerinde olduğuna dikkat çekiliyor. Tüm kanser türlerinde bu oranın yüzde 67 olduğu belirtiliyor. Birey olarak değerlendirildiğinde, kanser olan kişinin yaşamda kalması, kanserin hızlı mı yavaş mı ilerlediği, vücuda ne kadar yayıldığı, hastanın uygun tedaviyi alıp almadığı, hastalığın hangi evrede teşhis edildiği, kişinin genel sağlık ve psikolojik durumu gibi çok sayıda faktöre bağlı oluyor.

        ŞEKER TÜKETMEMEK KANSERİ İYİLEŞTİRİR Mİ?

        REKLAM

        Prof. Dr. Necdet Üskent, “Çalışmalar, kanser hücresinin sağlıklı hücrelerden daha fazla şeker tükettiğini gösterse de, hiçbir çalışma şeker tüketmenin kanseri daha da kötüleştirdiğini ya da şeker tüketmemenin kanseri iyileştirdiği veya yok ettiğini göstermiyor”diyor. Ancak yüksek şeker içeren beslenmenin, aşırı kilo alımına yol açtığı ve gelişen obezitenin kanser gelişme riskini artırdığı gerçeğini unutmamak gerekiyor.

        BİTKİSEL ÜRÜNLER KANSERİ TEDAVİ EDEBİLİR Mİ?

        Peki kanserin bitkisel ürünlerle tedavi edildiği iddiaları? “Bitkisel ürünlerin kanser tedavisinde etkili olduğunu gösteren klinik çalışmalar mevcut değildir”diyen Prof. Dr Necdet Üskent devam ediyor; Tam tersine bazı bitkisel ürünlerin, hastanın kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi sırasında alınması halinde, bu tedavilerde kullanılan ilaçlarla etkileşimin hastaya zararı bile olabiliyor. Bu nedenle, hastaların bu tedaviler sırasında kullandıkları vitamin ve bitkisel ürünleri mutlaka hekimleri ile paylaşmaları gerekiyor.

        DEODORANTLAR MEME KANSERİ YAPAR MI?

        Yapılan çalışmalar, koltuk altı terlemelerine karşı kullanılan deodorantlarda bulunan kimyasalların meme yapısında değişikliğe yol açmadığını, dolayısıyla meme kanserine yol açmadığını ortaya koyuyor. Saç boyamanın kanser riskini artırdığı yönündeki iddiaların da bilimsel gerçekliği bulunmuyor Ancak bazı çalışmalar, saç boyası ve saç boyamasında kullanılan kimyasal maddelere sürekli maruz kalan kuaför ve berberlerde, mesane kanseri riskinin arttığını gösteriyor.

        REKLAM

        KANSER CERRAHİSİ KANSERİN VÜCUDA YAYILMASINA NEDEN OLUR MU?

        Cerrahi müdahale ile kanserin vücudun diğer kısımlarına yayılma olasılığının çok düşük olduğu belirtiliyor. Standard yöntemler izlenerek, biyopsi ve cerrahi müdahale sırasında kanser hücrelerinin olası yayılmasının önlenmesi için özel metotlar uygulanıyor. Aynı ameliyatta eğer vücutta birden fazla bölgeden kanser hücresi çıkarılacaksa, her bölge için farklı cerrahi aletler kullanılması bu özel metodlara bir örnek oluşturuyor.

        POZİTİF DÜŞÜNMEK KANSERİ ÖNLER Mİ?

        Kişilik özelliği ile kanser gelişimi arasında ilişki olduğunu gösteren bilimsel bir çalışma bulunmuyor. Buna karşın kanser olan kişinin, pozitif kişilik özelliği taşıması, sosyal ilişkilerini devam ettirmesi, fiziksel aktivitede bulunması ve duygusal olarak güçlü oluşunun kanserle mücadeleyi kolaylaştırdığına dikkat çekiliyor.

        KANSERİN BULAŞICI OLDUĞU DURUMLAR VAR MI?

        Kanser, bulaşıcı bir hastalık olmasa da bulaşabileceği tek durumun, organ ya da doku nakli olduğu belirtiliyor. Bir kişinin geçmişinde kanser geçirmiş birinden organ ya da doku nakli olması gelecekte nakle bağlı kanser gelişim riskini artırıyor. Ancak bunun 10 binde 2 gibi çok nadir bir olasılık olduğu belirtiliyor. Bu nedenle hekimlerin geçmiş hikayesinde kanser olan kişilerden organ ya da doku naklinden kaçındıkları belirtiliyor. Bazı kanserlere ise virüsler ve bakteriler yol açıyor. “Helicobacter pylori” bakterisinin mide kanserine yol açması buna örnek gösteriliyor. Bu bakteri ve virüsler kişiden kişiye bulaşabilse de yol açtıkları kanserin bulaşıcı olmadığı belirtiliyor.

        REKLAM

        KANSERLERİN YÜZDE 10’U KALITSAL

        Prof. Dr. Necdet Üskent, “Kanserin genetik bir hastalık olup olmadığı kesin mi” sorusuna, “Kanser genlerdeki zararlı değişiklikler nedeniyle gelişir. Kanserlerin sadece yüzde 5-10 oranı ailedeki kişilerden kalıtsal olarak geçebilir. Ailesinde kanser olan kişilerde genellikle aynı kanser türü görülür. Bu kanser türüne, ‘ailesel kanser’ ya da ‘kalıtsal kanser’ denir. Geriye kalan yüzde 90-95 oranındaki kanser gelişimi, yaşlanmaya veya çevreye bağlı faktörler nedeniyle kişinin hayatı boyunca genlerinde meydana gelen değişikliklerden kaynaklanır. Bu kanserlere, ‘kalıtsal olmayan’ ya da ‘rastgele gelişen kanserler’ denir” diyor.

        Haberi Hazırlayan: Ceyda Erenoğlu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ