Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Sad Suresi Okunuşu ve Anlamı: Sad Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu
        1

        Sad Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Sad Suresi, Kur'an'ın 38. suresidir. Sure, 88 ayetten oluşur. Sure ismini birinci ayetindeki “Sad” harfinden almıştır. Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Surede başlıca, Allah’ın birliği, paganların inkarları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Davud, Süleyman, Eyyüb, İbrahim, İshak, İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl Peygamberlerin kıssaları, Davut Peygamber’in hakemliği ve Muhammed'in temel görevi konu edilmektedir. Sad Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Sad Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...

        2

        Sad Suresi Arapça Okunuşu

        Bismillahirrahmanirrahim.

        1.Sad vel kur'ani ziz zikr

        2.Belillezıne keferu fı ızzetiv ve şikkak

        3.Kem ehlekna min kablihim min karnin fe nadev ve late hıyne mens

        4.Ve cabu en caehüm münzirun minhüm ve kalel kafirune haza sahırun kezzab

        5.E cealel alihete ilahev vahıda inne haza le şey'üy ucab

        6.Ventalekal melaü minhüm enimşu vasbiru ala alihetiküm inne haza le şey'üy yürad

        7.Ma semı'na bihaza fil milletil ahırah in haza illahtilak

        8.E ünzile aliyhiz zikru mim beynina bel hüm fı şekkim min zikrı bel lemma yezuku azab

        9.Em ındehüm hazinü rahmeti rabbikel azızil vehhab

        10.Em lehüm mülküs semavati vel erdı ve ma beynehüma feyerteku fil esbab

        11.Cündüm ma hünalike menzumüm minel ahzab

        12.Kezzebet kablehüm kavmü nuhıv ve adüv ve fir'avnü zül evtad

        13.Ve semudü ve kavmü lutıv ve ashabül eykeh ülaikel ahzab

        14.İn küllün illa kezzeber rusüle fe hakka ıkab

        15.Ve ma yenzuru haülai illa sayhatev vahıdetem ma leha min fevak

        16.Ve kalu rabbena accil lena kıttana kable yevmil hısab

        17.Isbir ala ma yekulune veskür abdena davude zel eyd innehu evvab

        18.İnna sehharnel cibale meahu yüsebbıhne bil aşiyyi vel işrak

        19.Vettayra mahşurah küllül lehu evvab

        20.Ve şededna mülehu ve ateynahül hıkmete ve faslel hıtab

        21.Ve hel etake nebeül hasm iz tesevverul mıhrab

        22.İz dehalu ala davude fe fezia minhüm kalu la tehaf hasmani beğa ba'duna ala ba'dın fahküm beynena bil hakkı ve la tüştıt vehdina ila sevais sırat

        23.İnne haza ehıy lehu tis'uv ve tis'une na'cetev ve liye na'cetüv vahıdetün fe kale ekfilnıha ve azzenı fil hıtab

        24.Kale le kad zalemeke bi süali na'cetike ila niacih ve inne kesıram minel huletai le yebğıy ba'duhüm ala ba'dın ilellezıne amenu ve amilüs salihati ve kalılüm ma hüm ve zanne davudü ennema fetennahü festağfera rabbehü ve harra rakiav ve enab

        25.Fe ğaferna lehu zalik ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab

        26.Ya davudü inna cealnake hhalıfeten fil erdı fahküm beynen nasi bil hakkı ve la tettebiıl heva fe yüdılleke an sebılillah innellezıne yedıllune an sebılillahi lehüm azabün şedıdüm bima nesu yevmel hısab (24. Ayet secde ayetidir.)

        27.Ve ma halaknes semae vel erda ve ma beynehüma batıla zalike zannüllezıne keferu fe veylül lillezine keferu minen nar

        28.Em nec'alüllezıne amenu ve amilus salihati kel müfsidıne fil erdı em nec'alül müttekıyne kel füccar

        29.Kitabün enzelnahü ileyke mübarakül li yeddebberu ayatihı ve li yetezekkera ülül elbab

        30.Ve vehebna li davude süleyman nı'mel abdinnehu evvab

        31.İz urida aleyhi bil aşiyyis safinatül ciyad

        32.Fe kale innı ahbebtü hubbel hayri an zikri rabbı hatta tevarat bil hıcab

        33.Rudduha aleyy fe tafika mesham bis sukı vel a'nak

        34.Ve le kad fetenna süleymane ve elkayna ala kürsiyyihı ceseden sümme enab

        35.Kale rabbığfir lı veheb li mülkel la yembeğıy li ehadim mim ba'di inneke entel vehhab

        36.Fe sehharna lehür rıha tecrı bi emrihı ruhaen haysü esab

        37.Veş şeyatıyne küllü bennaiv ve ğavvas

        38.Ve aharıne mükarranıne fil asfad

        39.Haza ataüna femnün ev emsik bi ğayri hısab

        40.Ve inne lehu ındena le zülfa ve husne meab

        41.Vezkür abdena eyyub iz nada rabbehu ennı messeniyeş şeytanü bi nusbiv ve azab

        42.Ürkud bi riclik haza muğteselüm baridüv ve şerab

        43.Ve vehebna lehu ehlehu ve mislehüm meahüm rahmetem minna ve zikra li ülil elbab

        44.Ve huz biyedike dığsen fadrib bihu ve la tahnes inna vecednahü sabira nı' mel abd innehu evvab

        45.Vezkür ıbadena ibrahıme ve ishaka ve ya'kube ülil eydı ve ebsar

        46.İnna ahlasnahüm bi halisatin zikrad dar

        47.Ve innehüm ındena le minel müstefeynel ahyar

        48.Vezkür ismaıyle vel yesea ve zel kifl ve küllüm minel ahyar

        49.Haza zikr ve inne lil müttekıyne le husne meab

        50.Cennati adnim müfettehatel lehümül ebvab

        51.Müttekiıne fıha yed'une fıha bi fakihetin kesırativ ve şerab

        52.Ve ındehüm kasıratüt türfi etrab

        53.Haza ma tuadune li yevmil hısab

        54.İnne haza le rizkuna ma lehu min nefad

        55.Haza ve inne lit tağıyne le şerra meab

        56.Cehennem yaslevneha fe bi'sel mihad

        57.Haza fel yezukuhu hamımüv ve ğassak

        58.Ve aharu min şeklihı ezvac

        59.Haza fevcüm muktehımüm meaküm la merhabem bihim innehüm salün nar

        60.Kalu bel entüm la merhabem biküm entüm kaddemtümuhü lena fe bi'sel karar

        61.Kalu rabbena men kaddeme lena haza fezidhü azaben dı'fen fin nar

        62.Ve kalu ma lena la nera ricalen künna neuddühüm minel eşrar

        63.Ettehaznahüm sıhriyyen em zağat anhümül ebsar

        64.İnne zalike le hakkun tehasumü ehlin nar

        65.Kul innema ene münziruv ve ma min ilahin illellahül vahıdül kahhar

        66.Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehümel azızül ğaffar

        67.Kul hüve nebün azıym

        68.Entüm anhü mu'ridun

        69.Ma kane liye min ılmin bil meleil a'la iz yahtesımun

        70.İy yuha ileyye illa ennema ene nezırum mübın

        71.İz kale rabbüke lil melaiketi innı halikum beşeram min tıyn

        72.Fe iza sevveytühu ve nefahtü fıhi mir ruhıy fekau lehu sacidın

        73.Fe secedel melaiketü küllühüm ecmeun

        74.İlla iblıs istekbera ve kane minel kafirın

        75.Kale ya iblısü ma meneake en tescüde li ma halaktü bi yedeyy estekberte em künte minel alın

        76.Kale ene hayrum minh halaktenı min nariv ve halaktehu min tıyn

        77.Kale fahruc minha fe inneke racım

        78.Ve inne aleyke la'netı ila yevmid dın

        79.Kale rabbi fe enzırni ila yevmi yüb'asun

        80.Kale fe inneke minel münzarın

        81.İla yevmil vaktil ma'mum

        82.Kale fe bi ızzetike le uğviyennehüm ecmeıyn

        83.İlla ıbadeke minhümül muhlesıyn

        84.Kale fel hakku vel hakka ekul

        85.Le emleenne cehenneme minke ve mimmen tebiake minhüm ecmeıyn

        86.Kul ma es'elüküm aleyhi min ecriv ve ma enen minel mütekellifın

        87.İn hüve illa zikrul lil alemın

        88.Ve le ta'lemünne nebeehu ba'de hıyn

        3

        Sad Suresi Türkçe Anlamı

        Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

        1.Sad. O şanlı, şerefli Kur'an'a andolsun (ki o, Allah sözüdür).

        2.Fakat inkar edenler bir büyüklenme ve ayrılık içindedirler.

        3.Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.

        4.Kafirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: "Bu yalancı bir sihirbazdır."

        5."İlahları bir tek ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!"

        6, 7, 8.İçlerinden ileri gelenler, "Gidin, ilahlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dini inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur'an) içimizden ona mı indirildi?" diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur'an'-dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.

        9.Yoksa mutlak güç sahibi ve çok bağışlayan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır?

        10.Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin hükümranlığı onların mıdır? Öyle ise sebeplere yapışarak yükselsinler (bakalım!)

        11.Onlar, çeşitli gruplardan oluşmuş ve şuracıkta bozguna uğrayacak derme çatma bir ordudur.

        12, 13.Onlardan önce de Nuh kavmi, Ad kavmi, kazıklar sahibi2 Firavun, Semud kavmi, Lut kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı.

        14.(O grupların) her biri peygamberleri yalanladı da onları cezalandırmam hak oldu.

        15.Bunlar da (müşrikler de) ancak (vakti gelince) asla geri kalmayacak korkunç bir ses bekliyorlar

        16.Müşrikler (alay ederek) şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce payımızı hemen ver!"

        17.Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güçlü kulumuz Davud'u hatırla. O, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

        18, 19.Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Davud'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.

        20.Biz Davud'un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.

        21.Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.

        22.Hani Davud'un yanına girmişlerdi de Davud onlardan korkmuştu. Onlar, "Korkma! Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet" dediler.

        23.İçlerinden biri şöyle dedi: "Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada beni bastırdı."

        24.Davud dedi ki: "Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır." Davud bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.

        25.Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.

        26.Ona dedik ki: "Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan saptırır. Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır."

        27.Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkar edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkar edenlerin haline!

        28.Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız?

        29.Bu Kur'an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.

        30.Davud'a Süleyman'ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

        31.Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu.

        32, 33.Süleyman, "Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim" dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, "Onları bana geri getirin" dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

        34.Andolsun, biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize yöneldi.

        35.Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.

        36.Biz de rüzgarı onun buyruğuna verdik. Rüzgar onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi.

        37, 38.Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik.

        39."İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme" dedik.

        40.Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.

        41.(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub'u da an. Hani o, Rabbine, "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu" diye seslenmişti.

        42.Biz de ona, "Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su" dedik.

        43.Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.

        44.Şöyle dedik: "Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma." Gerçekten biz Eyyub'u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

        45.(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.

        46.Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlaslı kimseler kıldık.

        47.Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir

        48.(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa' ve Zülkifl'i de an. Onların her biri iyi kimselerdi.

        49, 50.Bu bir öğüttür. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.

        51.Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler.

        52.Yanlarında gözlerini kendilerinden ayırmayan yaşıt eşler vardır.

        53.İşte bunlar, hesap günü için size vaad edilenlerdir.

        54.İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur.

        55, 56.İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!

        57.İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin.

        58.O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır.

        59.(Kendi aralarında şöyle derler:) "İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir."

        60.O grup da, "Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!" der.

        61.Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse cehennemde onun azabını bir kat daha artır."

        62.Yine şöyle derler: "Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?"

        63."(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?"

        64.Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.

        65.(Ey Muhammed!) De ki: "Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

        66."O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."

        67.De ki, "Bu Kur'an, büyük bir haberdir."

        68."Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz."

        69."Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu."

        70."Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

        71.Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım."

        72."Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin."

        73.Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

        74.Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

        75.Allah, "Ey İblis! "Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?" dedi.

        76.İblis, "Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın" dedi.

        77.Allah şöyle dedi: "Öyle ise çık oradan (cennetten), çünkü sen kovuldun."

        78."Şüphesiz benim lanetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir."

        79.İblis, "Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver" dedi

        80, 81.Allah şöyle dedi: "Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin."

        82, 83.İblis, "Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlaslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım" dedi.

        84.Allah şöyle dedi: "İşte bu gerçektir. Ben de gerçeği söylüyorum:"

        85."Andolsun, cehennemi seninle ve onlardan sana uyanların hepsiyle dolduracağım."

        86.(Ey Muhammed!) De ki: "Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim."

        87."Bu Kur'an alemler için ancak bir öğüttür."

        88."Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz."

        4

        Sad Suresi Konusu

        Surenin temel konusu, Resul-i Ekrem’in hak peygamber olduğu gerçeğinin ispatıdır. Kur’an üzerine yeminle başlayan surede Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkar eden müşriklerin iddiaları reddedilmekte; çok tanrıcı inançlarının kısa eleştirisi yapıldıktan sonra onlara, önceki peygamberlere karşı benzer tavırlar sergileyenlerin akıbetleri hatırlatılmakta, Hz. Peygamber’e de sabır tavsiye edilmektedir. Hz. Davud, oğlu Süleyman ve Eyyub’un hayatlarından kesitler verilmekte; Hz. İbrahim, İshak, Ya‘kub, İsmail, Elyesa‘, Zülkifl’in isimleri sıralanarak bunların yolundan gidenlerin ahiretteki mutlu hayatları, buna karşılık yoldan çıkanların kötü akıbetleri hakkında kısa ve uyarıcı açıklamalar yapılmaktadır. Surenin son bölümünde insanlığın atası olan Hz. Adem’in yaratılışı anlatıldıktan sonra İblis’in, kendisine rahmet kapılarının kapanmasına sebep olduğunu düşündüğü için Adem’in soyuna hınç beslediği ve onları doğru yoldan saptırmaya ahdettiği anlatılmakta, Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğu gerçeği bir defa daha vurgulanmaktadır.

        5

        Sad Suresi Nuzül

        Mushaftaki sıralamada otuz sekizinci, iniş sırasına göre de otuz sekizinci suredir. Kamer suresinden sonra, A‘raf suresinden önce Mekke’de inmiştir.

        6

        Sad Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)

        Surenin başında yer alan “sad”, huruf-ı mukattaa denilen harflerdendir (bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1).

        İlk ayetteki “Kur’an” kelimesiyle Kur’an-ı Kerim’in bütünü veya özellikle bu sure kastedilmiş olabilir. “Öğüt ve uyarı” diye çevirdiğimiz aynı ayetteki zikr kelimesi “şeref, şan” anlamına da gelmektedir. Bu anlam dikkate alındığında ilgili cümleyi, “Şerefli, şanlı Kur’an’a andolsun ki” şeklinde anlamak gerekir. Birinci anlama göre Kur’an’ın, insanları batıl inançlardan kurtarıp doğru inançlara yöneltmeyi; hak ve adaletle bağdaşmayan, insanlık onuruna yakışmayan tutum ve davranışlardan arındırıp temiz bir hayata, erdemli davranışlara kavuşturmayı amaçlayan buyruk ve yasaklarına, aydınlatıcı ve uyarıcı mahiyetteki açıklamalarının önemine dikkat çekilmekte; ikinci anlama göre bu ifade, anılan özellikleriyle Kur’an’ın müslümanlar için gelecekte bir şeref kaynağı olacağı, Kur’an sayesinde müslümanların şanlı bir uygarlık kuracakları müjdesini içermektedir. Nitekim surenin son ayetinde de bu müjdenin mutlaka gerçekleşeceği bildirilmektedir.

        İnkarcıların genel tutumu, öğüt ve uyarı dolu Kur’an’ı Allah kelamı saymama ve onun bu özelliklerini tanımama yönünde olduğu için 2. ayetin başındaki “bel” edatını, “bu uyarıya kulak verecekleri yerde” şeklinde çevirmeyi uygun bulduk. Burada inkarcıların belirtilen tutumlarının haklı bir gerekçeye dayanmadığı, yani onların inkarlarının, Kur’an’ın gerçekten bir öğüt ve uyarı taşımamasından yahut bir değer eksikliğinden kaynaklanmadığı; aksine cahilce bir gurur, büyüklenme ve benlik duygusuyla inatlaşma ve düşmanlık psikolojisinden doğduğu bildirilmektedir (İbn Aşur; XXIII, 204-206). Nitekim Bakara suresinde de (2/206) aynı tutum, “Ona, ‘Allah’tan kork!’ dense gururu kendisini günaha sürükler” şeklinde dile getirilmiştir.

        7

        Sad Suresi Kaç Ayet?

        Sad Suresi 88 ayetten oluşmaktadır.

        Sad Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?

        Sad Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 452. Sayfada başlayıp 457. Sayfada biter ve 23. cüzde yer alır.

        8

        Sad Suresi Abdestsiz Okunur Mu?

        Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

        Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Sad suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

        Keza, başörtüsü olmadan da Sad suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.

        Sad Suresi Adetliyken Okunur Mu?

        Sad suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

        Haberi Hazırlayan: Kubilay Kos

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ