Şefkat yorgunları: Yardım edenlerin de yardıma ihtiyaçları var
Deprem herkesi farklı şekillerde vurdu. Depremi yaşayanlar kadar yardımda bulunanlar da yorgun ve çaresiz. Şahit oldukları acı ve dinmeyen yorgunluk bazılarında travmaya dönüşmüş durumda. Hayatlarına geri dönenler vicdan azabı çekip geride bıraktıklarını terk etmiş gibi hissediyor. Uzmanlara göre şefkat insanlar için derinlerde ödüllendirici olsa da özellikle yardımcı rolümüz sırasında başkalarının acılarını hissetmenin bir bedeli oluyor. Bu haber şefkat yorgunlarını anlatıyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu yazdı
ABONE OLAfetler insanların temel güvenlik duygularını derinden sarsıyor. Ayak bastığımız ve güvendiğimiz toprak yerle bir olduğunda temel güvenlik anlayışımız da değişiyor. En güvende hissettiğimiz yer olan evimiz o andan itibaren bir yuva gibi korunaklı hissettirmiyor. Bu durum sadece afeti yaşayanları değil bu acılara tanıklık eden kişileri de etkileyip travmatize edebiliyor. Umutsuzluk, konsantrasyon güçlüğü, öfke, suçluluk ve içe kapanma gibi duygular sadece depremi yaşayanlarda değil depremin yaralarını sarmak için el uzatanlarda da karşılık buluyor.
6 Şubat depreminin ardından yardım için bölgeye gidip hala orada bulunan veya zorunluluk nedeniyle dönmek zorunda olanlara yakından bakalım. Gidenler desteklerini farklı alanlarda gösterseler de amaç aynı. Çoğu neden bölgeye gitmek istedikleri sorusuna, kendilerini harekete geçiren şeyin “empati” olduğu yanıtını veriyor ve empati ile yardımlaşmanın iyileştirici gücüne dikkat çekiyor. Ancak bu güçlü hisler bir süre sonra yerini yorgunluk ve çaresizlik kaynaklı vicdan azabına bırakınca ortaya çözüm bekleyen yeni bir problem çıkıyor.