O fotoğraftaki polis, 15 Temmuz gecesini Habertürk'e anlattı!
15 Temmuz hain darbe girişiminin önemli noktalarından biri Boğaziçi Köprüsü'ydü. Köprüde tankın önüne geçip, kollarını iki yana açan bir kişinin fotoğrafı, darbe girişiminin sembol görüntüleri arasına girdi. O kişinin polis memuru Mustafa Özcan olduğu ortaya çıktı. Özcan, o geceyi Habertürk'e anlattı
Hain darbe girişimi ve tarihi direnişin üzerinden tam 4 yıl geçti. 15 Temmuz 2016 tarihinde tankların önüne çıkan halk ve kolluk kuvvetleri, FETÖ kalkışmasını önledi.
Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre, o gece tarihe tanıklık eden birçok kahraman vardı. Onlardan biri de, darbeciler için önemli noktalardan biri olan Boğaziçi Köprüsü'nde tankın önünde durup kollarını iki yana açarken objektife yansıyan kişiydi.
O İSİM KONUŞTU
Direnişin sembollerinden biri olan o fotoğraftaki kişiyi Habertürk buldu. O kişi polis memuru Mustafa Özcan'dı. 2 yıl önce emekli olan Mustafa Özcan, o fotoğrafın öyküsünü ve o geceyi Habertürk'e anlattı. Özcan, o dönemde Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevliydi ama yıllık izne çıkmıştı. Memleketine gidecekti. Öncesinde 15 Temmuz akşamı Çamlıca'da oturan teyzesinin evine gitmişti.
KÖPRÜYE ÇIKTI
Saat 22.00 sıralarında teyzesinden çıktığını ve köprüde bir kalabalık gördüğünü söyleyen Özcan, yaşananları şöyle anlattı:
"Trafik yoğunluğu vardı. Yürüyen insanlar... Köprünün altına askeri gemiler geldi. Askerler köprünün üzerine doğru yürüyordu. Arabayı köprünün altında bırakarak köprüye yürüyerek çıktım. Yavaş yavaş toplanan vatandaşlar, köprünün ortasında askeri araçlar, askeri tanklar, yerde de silahlı askerler gördüm."
"TANKIN ÖNÜNDE DURARAK 'NE YAPIYORSUNUZ' DEDİM"
"Yürüyerek tankın önüne geldim. Ben tankın önüne geldiğimde arkamda ve çevremde iki üç vatandaş vardı. Oturuyordu. Ellerimi kaldırarak, 'Amacınız nedir, ne yapıyorsunuz? Ben polisim' dedim. Bana tankın üzerindeki biri 'Ne olursan ol' dedi. 'Biz burada köprüyü kapattık. Darbe yapacağız' dedi."
"HALK AKIN AKIN GELDİ"
İlerleyen saatlerde daha çok vatandaşın köprüye geldiğini anlatan Mustafa Özcan, "Biz toplanınca tanklar geriye doğru çekildi. Köprünün ortasına doğru tamamen yerleştiler. Tabi onlar yerleşmeye başladığında Halk da akın akın gelmeye başladı. Görevli polis arkadaşlar, benim gibi görevli olmayanlar orada toplandık. Yani birbirimizle koordine olmaya başladık. Vatandaş zarar görmesin diye, polis araçları, itfaiye araçları, vatandaşın araçları, bir siper gibi diğer tarafa geçişi engellemek için engel koyduk. Ve onun arkasında durmaya başladık" diye konuştu.
"IŞIKLI NE VARSA VURUYORLARDI"
Köprüde bulunan halkla birlikte Kurtuluş Savaşı ruhuyla mücadele ettiklerini kaydeden Özcan "Gecenin ilerleyen saatlerinde vatandaş, askerin üzerine yürümeye başlayınca ateş geldi. Hatta bunu zaman zaman televizyonlarda görüyoruz. Tank normal top atışı yapıyordu. Bizim araçlarımızdan TOMA diye tabir edilen aracımızı vurdu orada. Yaralanan arkadaşları motosikletle taşıyan bir vatandaş vardı. Hemen 50 metre çaprazımda, tank ateşiyle onu vurdu. Yani bayağı bir arkadaşımız o anda şehit oldu. Işıklı ne varsa vuruyorlardı" ifadelerini kullandı.
"SABAH TESLİM OLDULAR"
Çatışmanın sabaha kadar sürdüğünü belirten Özcan, askerlerin sabah saatlerinde teslim olma kararı verdiklerini söyledi. Özcan, askerlerin teslim oluşunu da şöyle anlattı:
"Sabahın ilk saatlerinde asker teslim olacağını söyledi. Biz de görevli diğer özel harekat polisi meslektaşlarımla birlikte askerlerin olduğu yöne doğru vatandaşı arkamıza aldık. Onların can güvenliğini birinci planda tutup, askerleri teslim almak için yürümeye başladık. Tam o esnada halen bir iki silah atış sesi geliyordu.
Güvenemiyorduk. Bizi çekmek için bir oyun muydu? Yoksa gerçekten teslim mi olacaklardı? Böyle birkaç dakika bekledik. Sonra uzaktan askerlerin ellerini kaldırıp yürümeye başladığını görünce biz arkadaşlarla birlikte gittik. Gittiğimizde askerler üzerlerinde bütün teçhizatları kenarlara bırakmıştı. Benim bulunduğum noktada, askerleri, ambulans ve itfaiye araçlarına bindirdik."
"TİŞÖRTÜMÜ ÖLENE KADAR SAKLAYACAĞIM"
Askerlerin bıraktığı silahların vatandaşın eline geçmemesi için de çalışarak önemli bir faciayı engelleyenler arasında yer alan Özcan, tankın önünde ellerini iki yana açtığı fotoğrafını daha sonra gazetelerde gördüğünü söyledi.
Askerlerin teslim alınışından sonra tanka çıkan ilk polis memurlarından biri olan Özcan, "Fotoğrafımı 15 Temmuz anmalarında gazetelerde televizyonlarda görünce hem şoke oldum, hem tatlı bir sevinç, anı oldu benim için. Olay günü üzerimde olan tişörtün anısı çok büyük. Bunu ölene kadar saklayacağım" dedi.
