Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Bursaspor Beşiktaş-Bursaspor maçı yazar yorumları - Futbol Haberleri

        ALİ GÜLTİKEN

        YÜKSEK TANSİYON

        Bir haftadır herkesin nabzı yüksek atıyor. Taraftar heyecanlı, yönetim heyecanlı, teknik heyet heyecanlı, oyuncular heyecanlı ve hatta rakip Bursaspor bile bu kadar yüksek tansiyon karşısında aşırı heyecanlı... Bu son derece doğal. Beşiktaş uzun süredir bugünü bekledi. 3 yıldır kendi evinden uzakta, taraftarına hasret büyük bir özlem yaşadı. Bunlar çok güzel şeyler.

        Beşiktaş taraftarı, sabahın ilk saatlerinden itibaren Beşiktaş Çarşısı’nda ve stat civarında toplanmaya başladı. Stada girebilecek olanların yanında, bileti olmayan, maçı izleme şansı bulunmayan on binler de bu atmosferin havasını yaşamak için Beşiktaş’taydı. İnanılmaz bir gündü... Her yerde Beşiktaş taraftarı ve Beşiktaş şarkıları. Stat çevresinde bütün yollar kapanmış. Sadece stat çevresi değil, Beşiktaş’a giden yollar da kapanmış. Buraların hepsi Beşiktaş taraftarına emanet edilmiş. Onlar da bu anın tadını doyasıya çıkarttı. Maça kadar yükselen heyecan ve tansiyon, maçta da karşılığını buldu. Zaten bulmaması anormal olurdu. Bu kadar çok duanın, bu kadar çok gönül desteğinin olduğu yerde elbette başarı da olacak.

        Bursaspor zor bir takım... Sadece Beşiktaş için değil, tüm takımlar için zor bir rakip. Bu gücünü de maçın son dakikasına kadar ortaya koymaya çalıştı. Fakat bu sezon Beşiktaş defalarca ve defalarca bir şeyi çok net ortaya koydu... Bu ligin en çok pozisyon üreten, en iyi atağa çıkan takımı Beşiktaş. Düne kadar da öyleydi. Dün de öyle oldu. Atılan üç golün yanında, yine oyuna hakim olan, istediği zaman pozisyon bulabilecek olan yaratıcılığı ortaya koyan bir takım olarak istediğini aldı. Daha doğrusu, Beşiktaş taraftarının özlemle beklediğini onlara hediye etti. Quaresma, Oğuzhan ve Sosa dün yine onlardan bekleneni ortaya koydu. Yaratıcı oyuncular, yetenekli oyuncular... Ama her zaman daha önemli olan; sorumluluk alabilen oyuncular. Böyle bir günde de onlardan ne bekleniyorsa, karşılığını verdiler. Hatta Quaresma, “Burası İnönü, buradan çıkış yok” tezahüratının sahadaki versiyonunu da ortaya koydu. Futbolda oyuncuların gerginlik yapması ve kavga etmesi çok hoş görülmese de, takımlar içerisinde bu davayı sahiplenecek ve kavgasını verecek oyuncular da aranır.

        ‘Skor’ demek, Gomez demek... Vodafone Arena’nın açılışında attığı gol, bugüne kadar yaptıklarının tesadüf olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Beşiktaş, dün takımıyla ve taraftarıyla büyük bir özleme noktayı koyarken, ‘bu statta şampiyonluk kupasını kaldıracağım’ imzasını attı.

        TARAFTAR

        Maça iki saat kala tribünler dolmuştu. Sanki maç başlıyormuş gibi herkes ayakta ve bir tezahürat özlemi içerisinde maçın başlama düdüğüne kadar Beşiktaş marşlarını haykırdılar. Bir değişiklikle... Kendi evlerinde özgür olabilme farkıyla harika görüntüler oluşturdular.

        ALEXİS

        Alexis’in de golle buluşmuş olması artı bir değer. Galibiyetin kapısını araladı. Bu gol, O’nu da bu yürüyüşte pay sahibi yaptı.

        İBRAHİM YILDIZ

        MUHTEŞEM DÖNÜŞ

        Beşiktaş 3 yıl sonra Dolmabahçe’ye döndü. Turist gibi şehir şehir, stat stat gezdiler. Dünya’nın en çok seyahat eden futbolcuları oldular. Yakınmadılar, yılmadılar. Her maça başka bir heyecanla çıktılar. Şampiyonluk kovaladılar..

        Sonunda eski statlarının yerinde yapılan muhteşem Vodafone Arena’ya kavuştular. Taraftarın heyecanı görülmeye değerdi. Maçın başlamasına saatler kala tribünleri doldurdular. Bu tarihsel buluşmayı anılarının en önemli yerine koymak, saklamak için kelimenin tam anlamıyla beyinlerine kazıdılar. Teknolojinin tüm olanaklarını kullandılar... Şarkılar söylediler.. Hasret kaldıkları bu güzellik karşısında gözyaşlarını tutamadılar.. “İşte Beşiktaş’a yakışan budur” diye birbirlerine sarılanlar tarihsel günün renkli fotoğraf kareleriydi..

        Şampiyonluk yarışında Beşiktaş’ın rakibi Fenerbahçe, Konyaspor’a yenilince hesaplar değişti. Taraftarının büyük desteği ile Bursaspor karşısına çıkan Siyah-Beyazlılar, hem galip gelmek, hem de tarihsel açılışa yakışır bir futbol sergilemek amacındaydı. Coşkulu seyirci önünde futbolcuların baskı altında olduğunu kabul etmek gerekir. Karşılaşmanın ilk dakikalarında bunu hissettik. Beşiktaşlı oyuncular kendi felsefeleri olan yoğun ve öldürücü pas trafiğini uygulamaya başladıkları anlarda maçın seyri değişti. Hatta Gomez’in kaleciyi çalımlayarak attığı tarihe geçen gol işte böyle bir trafiğin sonucuydu.

        Her şey Beşiktaş adına olumlu giderken, Bursaspor ilk 45 dakikada tek bir atak yaptı. Ve bu atak beraberliği getirdi. Savunma ağırlıklı oynayan Yeşil-Beyazlılar’ın golü herkes adına sürpriz oldu. Kanat akınları çok renkli ve çeşitlilikten yoksun olunca, Gomez’in topla buluşması zorlaştı. Bir tek Quaresma’nın fantastik ortaları dikkat çekti. Dönen toplarda kazanım ne denli yerindeyse, atılan şutların kötü olmasının temel nedeni futbolcuların telaşlı olmasından kaynaklandı.

        İkinci yarıya Beşiktaş tempo yükselterek başladı. Bursaspor baskıyı, ofansa dönerek gidermeye çalıştı. Savunma derinliğinin kaybolması, Siyah-Beyazlılar’ın işini kolaylaştırdı. Alexis’in topu iyi takip etmesi bir savunma oyuncusu adına övgüye değer bir durumdu. Bunun sonucunda golünü de attı. Gomez’in tartışılır bir penaltıdan attığı golün sonrasında Bursa oyunu daha ileri yıktı. Az da olsa atakları tehlikeli ve etkiliydi. Stoch’un kaydettiği gol yine bu tür bir hızlı ileri çıkışın sonucuydu. Beşiktaş savunması adam paylaşımı ve alan daraltmada hatalıydı. Son dakikalardaki gereksiz sertlik, maçı gölgelemeye yetmedi. Beşiktaş, puan farkını 6’ya çıkararak çok büyük bir avantaj elde etti.

        QUARESMA

        Attığı paslar, rakibini geçme becerisi yanı sıra dün oyuna asıldı. Bir şutu direkten, bir şutu savunmadan döndü. Son dakikada aldığı kırmızı kart yakışmadı. Sahanın en iyisiydi.

        BRAVO BEŞİKTAŞ

        Çok eleştirildiler. Küçümsendiler. Yılmadılar. Türkiye’nin ilk akıllı stadını yaptılar. Muhteşem denilecek güzellikte bir anıt kazandırdılar.

        KARTAL YİĞİT

        HAKLI ONUR

        Rakip takımın baskı ve korkuyu iliklerinde hissedeceği bir stat olmuş Arena ... Ancak gol geciktikçe bu baskının terse çevrilmesi de muhtemel bir ambians var Dolmabahçe’de. Gerçekten beklemeye değmiş bir yapı. Açılış maçı muhteşem bir atmosferde oynandı. İnanmış bir taraftar topluluğu şampiyonluk şarkılarıyla desteklerini gösterdiler. Ancak doğal olarak hem takım hem de tribündekiler alışma döneminde olduğu için bir şaşkınlık yaşandı. Bu dönem atlatıldığında her şey çok daha iyi olacaktır. Başlama düdüğüyle birlikte aç bir Kartal gibi saldıran, sağ ve soldan baskı kuran, göbeği deneyen, yani her şeyi ile işi kısa sürede bitirmek isteyen bir takım vardı. Ancak bu kadar baskıya rağmen net fırsatlar yakalayamadı Siyah-Beyazlılar ilk 45 içinde. Bunda Bursaspor’un kurduğu 5’li orta saha bloğunun ve diri savunma anlayışının etkisi vardı. Yani Beşiktaş sallıyor ama yıkamıyordu bu kaleyi. En sonunda “SÜPER MARİO” kalede bir açık bulup içeri sızıverdi; tıpkı yüzyıllar önce Truva’da yaşananlar gibi. O dakikaya kadar yeni statta tarihe geçme fırsatını sanki düşünmemiş gibi geriye gelip çalışan, her hava topunu arkaya indiren Panzer, rahmetli Onursal Başkan Süleyman Seba‘nın tam 69 yıl önceki Onur’una sahip oldu. Bu golün ardından Bursa da çok iyi organize olduğu bir atakta beraberliği yakaladı. Maçın ikinci bölümü son dakikalar hariç Beşiktaş adına şaheserdi. Oyunun kontrolünü tamamen alan Beşiktaş, müthiş paslaşmalarla Bursaspor’u adeta sersemletti. Quaresma sağda şov yaptı. Atiba yine bildiğimizin üzerindeydi. Sosa ile Oğuzhan da bu bölümde özlerine dönerek maestro oldular. Görevini yapmayan yoktu. Ama maçın adamı Gomez’di. Çünkü kritik bir golle perdeyi açtı, çabası da cabası. Şampiyonluğa sayılı haftalar kala bu kadar basit gol yemek Beşiktaş’a yakışmadı. Taraftar harika ama dün nedense desteğe en çok ihtiyaç olduğu anlarda anlamsız bir biçimde sustular, bunu da anlamadık. Son anları gergin ve nefes kesen oyunda Beşiktaş çok önemli bir 3 puan alıp derbiyi beklemeye başladı. Arena harika olmuş ama yıllarca maç izlediğimiz emektar İnönü‘yü de unutmamak lazım; onun yeri farklıydı bizler için...

        BÜLENT YAVUZ

        PENALTI KARARI YANLIŞTI

        Bu görkemli stada, muhteşem seyirciye ve her iki takımın mücadelesine hakem kararları maalesef ortak olmadı.Konuşulacak önemli hakem kararları var:

        -19’da Beşiktaş’ın iptal edilen bir golü var. Marcelo top en son oynandığında net bir şekilde ofsayttaydı. Hakemin iptal kararı doğruydu.

        -46’da Mario Gomez’in ceza alanındaki düşüşünde hiçbir Bursalı’nın müdahalesi yoktu.

        -53’de Beşiktaş’ın 2. golü geldi. Ancak bu golün öncesinde net bir hakem yanlışı var. Top auta çıkmışken ve hakem aut kararını gösterirken, Gomez’in itirazları hakeme kararını değiştirtti. Autu korner yapan Barış Şimşek, Beşiktaş’ın 2. golü atmasına da bu vesileyle sebep oldu.

        -Hakem 56’da maça tesir edecek çok önemli bir yanlış daha yaptı. Hosogai’nin uzattığı ayak yerde ve topa temas etmemesine rağmen, Sosa’ya da hiçbir müdahalesi yok. Sosa’nın ayağını takması ve penaltıyı istemesi sportmenlik dışı bir hareketti. Bu yanlış bir penaltı kararıydı.

        -76’da daha önce sarı kartı bulunan Batalla’nın rakibine yaptığı sert müdahale 2. sarı kartı gerektirirdi ama hakem sadece faul verdi.

        -Hamzaoğlu oyundan ihraç edildi. Saygısız bir sözü olmuşsa söyleyeceğim bir şey yok.

        -90+4’te sarı kartı bulunan Quaresma rakibine tıpkı Batalla gibi sert bir harekette bulundu. Hakem Q17’ye de kart çıkarmadı, sadece faul verdi. Bu da maçın önemli yanlış hakem kararlarından biriydi.

        -Maç bittikten sonra Quaresma’nın ve Hosogai’nin 2. sarı kartı görüp oyundan ihraç edilmeleri doğruydu.

        SONUÇ: Barış Şimşek bu muhteşem maçın son 15 dakikasında oyunun kontrolünü tamamen kaybetti. Maçın ağırlığını kaldıramadı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ