Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Galatasaray-Bursaspor maçı yazar yorumları - Galatasaray Haberleri

        HALİL ÖZER

        SNEIJDER

        Önce şunu söyleyelim.

        Galatasaray maçı kesinlikle hak etti. Maçın yıldızı ise 10 numara Wesley Sniejder’dı.

        Enteresandır ve ben buna tesadüf demiyorum. Fenerbahçe maçından sonra en çok eleştirilen oyuncular dün sahada kendi boylarını gösterdiler ve neredeyse ilk kez ağırlıklarını koyarak maç kazandılar.

        Örneğin Sneijder. O kadar kurnaz oyuncu ki bu maçta oynayacağı olası kötü futbolla tribünlerin kesin olarak hedefi olacaktı. Bunun kesinlikle farkındaydı. Bence bu yüzden bütün konsantrasyonunu ortaya koydu. Ve 12 haftadır ilk kez takımına maç kazandırdı. Oysa Sneijder gibi bir oyuncunun 12 hafta ara vermesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Sanıyorum bu maç onun için de bir başlangıç olacaktır. Yoksa sadece isminle, Türkiye’de bile ancak bir yere kadar gidersin. Lig boyunca Wesley gibi bir oyuncu takımına aynı bu maç gibi tek başına 6 ya da 7 maç kazandırmalı.

        Sonra Sabri. Bana göre son zamanların en iyi topunu oynadı. Selçuk olayında başmimardı. Zaten seyirci önünde de mimliydi. Futbol hayatının en önemli maçlarından birine çıktı. Sağ kanatta yapılması gereken her şeyi yaptı. Neredeyse hatasız oynadı. Şöyle söyleyeyim iyi yırttı. Bu listeye Selçuk ve Eren Derdiyok, hatta Sinan Gümüş’ü de ekleyebiliriz.

        O kadar kritik bir maçtı ki ters bir skorda Galatasaray’ın bundan sonra toparlaması gerçekten çok zor olurdu. Yukarıda ismi geçen oyuncular iyice hedefe oturur, hocaya güven iyice kaybolur, yönetim ağır ateş altında kalır ve en önemlisi ligde bundan sonra toparlama şansı da iyice azalırdı. İşte o kadar önemli bir maçı kazandı Galatasaray. Ama ben yine de Riekerink’in bu takımda sezon sonuna kadar kalacağına inanmıyorum.

        Maçın ilk on beş dakikasından sonra, son dakikaya kadar oyunun hakimi Galatasaray’dı. İlk kez bu kadar kanatlara inip gol aradılar. Sadece Bruma’ya bağımlı kalmadılar. Alternatif arayışlarla sürekli gol aradılar. Tabii ki bunda Sneijder’ın etkili ve skora odaklı futbolu çok büyük etken oldu. Bursa, Galatasaray’ın geçmiş maçlarına aldandı. Sadece Bruma’yı durdurarak sonuca gideceğini hesapladı. Evet Bruma’yı durdurdu. Ama Sneijder’ı hesaba katmadı. Ayrıca Bursa son derece yetersiz ve etkisizdi.

        Galatasaray’ın dünkü pozitif görüntüsüne rağmen bu ligi sonuna kadar götürebileceği görüşünde değilim. Yeni bir hocanın yanı sıra öncelikle savunmaya takviye şart.

        Geçen hafta Adana-Beşiktaş maçını izlerken G.Saraylı bir arkadaş, Siyah Beyazlılar’ın kazandığı penaltı sonrası aynen şöyle demişti: “Yüzde yüz penaltı ama bu penaltıyı G.Saray’a vermezler.” Dün onun dediği oldu. Barış Şimşek aynı penaltının tıpkısını G.Saray’a vermedi. Gerçekten enteresan. Ne yazık ki ligimiz, standartları olmayan hakem kararları ile dopdolu.

        ERHAN TELLİ

        YUMURTA KAPIYA DAYANINCA...

        Bursaspor’un ofsayttan attığı gol ve Galatasaray adına verilmeyen iki penaltı!

        İlk yarının özeti bir cümlede bitiyor aslında...

        Hakem Barış Şimşek ve yardımcıları dün gece sahaya YeşilBeyaz formalarla fazladan 3 futbolcu olarak çıksalar, herhalde Bursaspor’a bu kadar katkı sağlayamazlardı!

        İki dakika içinde, iki kritik hatayla resmen maçı katletmeye yeltendiler. Şansları yaver gitti de, Galatasaray iyi oynadı ve onlara rağmen bu maçı kazandı! Şayet Galatasaray bu maçtan galip ayrılamasaydı, bu üç hakem bir daha Galatasaray maçı yönetemezdi.

        Biz dönelim oyuna...

        Evet, “Galatasaray iyi oynadı ve kazandı” dedik. Benim için, Fenerbahçe mağlubiyeti sonrası Riekerink’in sallanan koltuğuna tutunma çabasından ziyade, Galatasaraylı futbolcuların vereceği tepki çok önemliydi. Başta Sneijder’ın oynadığı futbol olmak üzere, aslında tam da tahmin ettiğim gibi bir oyun oldu. Daha çok yumurta kapıya dayanınca futbol oynamayı seven Galatasaraylı oyuncular, beni yine yanıltmadı. Riekerink’in gitmesi halinde sıranın kendilerine geleceğini gayet iyi bildikleri için, bu maça Kadıköy’deki derbiden daha iyi hazırlanıldı!

        Özellikle Sneijder, tam da beklediğim gibiydi...

        Oyun içinde her pozisyonda arkadaşlarından top alabilmek için kendisini gösteren, sorumluluk alan ve en önemlisi de herkesin neredeyse 1 senedir beklediği, ‘gol atan’ ve pozisyon yaratan o eski Sneijder sahadaydı. Artık Riekerink’i kurtarmak için mi, yoksa eleştirilerin kendisi üzerine yönelmiş olmasından mıdır bilemem ama, eğer her maçta böyle oynayacaksa ve takımına maç kazandıracaksa, ben kendisini eleştirmeye devam etmekte kararlıyım... Şayet iki maç sonra yine eski haline dönecekse, o zaman zaten bu maçın da 1 yıl sonra attığı gol dışında bir önemi kalmaz!

        Maç içinde dikkatimi çeken bir iki anekdotla bitireyim...

        1- Serdar Aziz, Fenerbahçe maçında iyi başlayıp kötü bir hatayla bitirmiş olsa da, bence dün gecenin de en iyi oyuncularından biriydi. Bugüne kadar oynatılmayıp adeta unutulmuş olması, Riekerink’in en büyük yanlışlarından biri...

        2- Karabük maçının ilk devresini bile bitirmeden kenara alınan ve 11 haftadır 1 dakika bile oynatılmayan Linnes’in, Carole’ün yerine sol bekteki perforfarmansı, bence o kadar maç eksiğine rağmen takdire şayan. En azından kanadından orta yapıyor. Bu da yine Riekerink’in bir başka yanlışı olarak göze batıyor.

        3- Bruma sol kanatta çok iyi. Ama Yasin de bu bölgede iyi oynuyor... Sorun şu ki, ikisi de sol kanatta iyi, sağ kanatta ise kötü oynuyor. Ama Riekerink hala sağ kanatta oynatacak orijinal bir adam bulamıyor. Geçen sene fırtına gibi esen Sinan’ı da bu yıl adım adım kaybediyor.

        4- Tolga Ciğerci mi, yoksa De Jong mu derseniz, bence düz bir oyuncu olmasına rağmen enerjisi ile yine de Tolga derim. Ama görünen o ki, Selçuk’u, oluşan tepki üzerine kesemeyeceğini anlayan Riekerink, rahatça yiyebileceği adam olarak Tolga’yı görüyor. De Jong bence Hollandalı kontenjanı ile oynatılıyor!

        5- Eren’e formsuz dense de ben katılmıyorum. Kanatlardan orta alamıyor, çünkü Bruma ve Yasin, sol ve sağ kanatta ters ayaklı adam olarak oldukları için sürekli içeri kat etmeyi tercih ediyor. Bir takımın 9 numarasının yeri kulübe değil, sahanın içi olmalı. Bence sorunu Eren’de gören ve yedek bırakan Riekerink, yine yanlış yapıyor.

        Sonuç...

        Bu maç sizi sakın aldatmasın. Kırılma maçıydı, atlatıldı. Ama tehlike devam ediyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ