Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Suudi gazetecinin "kaybolması" ile amaçlanan ne?

        Cemal Kaşıkçı olayındaki tuhaf kokular...

        Nagehan ALÇI

        Salı günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na giren ve ardından kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı çok esrarengiz bir hal aldı. Kaşıkçı ortada yok. Türkiye, hala konsolosluk binasında olduğunu, Suudi Arabistan ise olmadığını söylüyor. Kapıda bekleyen bir nişanlı var. Suudi Arabistan Büyükelçisi Dışişleri’ne çağırıldı. Bunun üzerine Riyad “İşbirliği içindeyiz” açıklaması yaptı. Neler oluyor? Bu kriz de nereden çıktı? Acaba işin içinde başka bir plan mı var?

        REKLAM

        Kafamdaki sorulara cevap aramak için Kaşıkçı’nın, konsolosluğun kapısında bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz’le ve “Bana bir şey olursa onu ara” dediği AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Yasin Aktay’la konuştum. Önce neler öğrendiğimi aktarayım…

        KONSOLOSLUĞA GEÇEN HAFTA DA GİTMİŞ

        Kaşıkçı, konsolosluğa ilk kez salı günü gitmemiş. Ortadan kaybolduğu ziyareti ikinci ziyareti. Geçen hafta gittiğinde evrakları tamamlamak için “Yine gel” demişler. İki sefer de bazı endişeleri varmış ama ilkinde sağ salim çıktığı için bu kez daha rahatmış.

        Konsolosluğa gitme sebebinin Türkiye’de evlenmek olduğu yazıldı. Esasen “dul olduğunu, yani mevcut bir evliliği olmadığını belgelemek ve gerekli kağıtları temin etmek” için gitmiş. Hatice Hanım’la konuştuğumda ondan bu hafta ya da önümüzdeki hafta, işlemler biter bitmez evlenmeyi planladıkları bilgisini aldım.

        Cemal Kaşıkçı, uluslararası üne sahip bir isim. Suudi Arabistan’daki iktidar değişiminden önce ülkesinde çok güçlü idi. Ancak Bin Selman’ı eleştiriyor. Hakkında önce tutuklama kararı çıkarıldı, ardından bu karar feshedildi ve serbest bırakıldı. Sonra da ülkesini terk etti. ABD-İngiltere ve Türkiye arasında yaşıyor. Televizyon yöneticiliği yapmış, uluslararası alanda tanınan, çok güçlü bağlantıları olan bir isim. Washington Post yazarı.

        REKLAM

        TÜRKİYE DOSTU

        Türkiye’ye bakışına ayrı bir başlık açmam gerek, zira tam anlamıyla bir Türkiye dostu. Türkiye’nin İslam dünyasına çok iyi bir örnek olduğunu her platformda dile getiren ve son dönemde bize yönelik saldırılara hep tavır almış bir isim.

        Böyle bir ismin Suudi Arabistan tarafından tutulmasının ne anlamı olabilir? Amaç sadece Kaşıkçı’yı tutuklamak mı yoksa bir bahane bulup Türkiye’ye karşı devreye sokulmaya çalışılan bir oyun mu var?

        ABD BU DENKLEMİN NERESİNDE?

        Ben bu işin ayrıntılarına baktıkça pis kokular alıyorum. Sanki Suud yönetimi Türkiye’yi “Bana karşı olan bir ismi koruma” denklemine sokmaya çalışıyor. Böylece Ankara’yı FETÖ meselesinde sıkıştırmayı düşünüyor olabilir. Yani “’Bak sen ABD’ye bana düşman olanı koruma’ diyorsun, o zaman sen de Kaşıkçı’yı koruma…”

        REKLAM

        FETHULLAH GÜLEN İÇİN KOZ

        Türkiye sadece Suriye değil, Yemen, Mısır, Libya gibi birçok Arap ülkesinden muhalife ev sahipliği yapıyor. Şayet Kaşıkçı’yı verse bütün muhalifler kendilerini güvensiz hissedecekler ve Türkiye baskı altına alınmış olacak- ki zaten Ankara için böyle bir seçenek söz konusu değil.

        Vermezse, ki zaten uluslararası anlaşmalara da aykırı ve gayri hukuki olan bu alıkoyma sonucu vermeyecek, o zaman da “Sen nasıl Kaşıkçı’yı vermiyorsan ABD de Fethullah Gülen’i vermiyor” denklemine oturtmaya çalışabilir.

        Peki daha yeni Trump tarafından yerin dibine sokulan Suudi Arabistan böyle bir şeyin neden parçası olsun? Çünkü Arabistan’daki taht darbesi ve tutuklamalar ABD’nin desteği ile yapıldı ve o destek olmazsa Muhammed bin Selman tahta oturamaz. Kısacası ABD’ye yaranmak için böyle bir krizi zorluyor olabilir.

        REKLAM

        Ancak bir yerde ciddi bir yanlış var: Cemal Kaşıkçı, hakkında bırakın tutuklamayı, yargılama kararı bile olmayan bir isim. Böyle bir isimle Türkiye’yi köşeye sıkıştırma planı varsa bunun temeli mevcut değil.

        Ben bu krizin sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Ancak Ankara’yı yurt dışındaki FETÖ unsurları ya da Can Dündar üzerinden sıkıştırmaya çalışanlar bu olayı koz olarak kullanacaktır.

        ***

        Bu işin altında bir bit yeniği var!

        Sevilay YILMAN

        Birkaç gün önce İstanbul’da Hollywood yapımı casusluk filmlerini aratmayan enteresan bir kayıp olayı yaşandı...

        Mutlaka haberiniz olmuştur meseleden ama bir kez daha kısa bir özet yapayım.

        Bir süredir ABD’de yaşayan ve Suudi Arabistan’daki yönetime muhalifliği ile tanınan Cemal Kaşıkçı adlı Suudi gazeteci İstanbul’a geliyor ve nikah evrakları için geçtiğimiz Salı günü öğlen saatlerinde nişanlısıyla birlikte saat 13.00’te İstanbul Levent’teki Suudi Arabistan konsolosluk binasının önüne gidiyor.

        REKLAM

        Ve binadan içeri girmeden önce de adının Hatice olduğu bilinen nişanlısına saat 16.00’ya kadar çıkmaması durumunda konuyu hemen AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay ve Türk Arap Medya Derneği’ne haber vermesini tembih ediyor.

        Nişanlısı da Cemal Kaşıkçı’nın verdiği saatte dışarı çıkmaması üzerine durumu kendisine verilen isimlere bildiriyor. (Tabii bu arada nişanlısının akıbetini öğrenmek için konsolosluk kapısındakilere soruyor ve aldığı cevap; “O zaten çıkmış, burada beklemenize gerek yok” şeklinde oluyor.)

        Uzatmayayım…

        Türk yetkililer konu üzerinde büyük hassasiyet gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yakın takipte. Ve Sözcü İbrahim Kalın çok açık biçimde Suudi gazetecinin hâlâ binada olduğuna inandıklarını ifade etti.

        Yazıyı yazmadan hemen önce Amerikan merkezli Washington Post gazetesi yazarı da olan Kaşıkçı’yla ilgili son durumu kontrol ettim ve gördüm ki Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki temsilciliğinden bir açıklama yapılmıştı. Suudi Haber Ajansı aracılığıyla yapılan açıklamada, "Diplomatlarımız, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluk binasını terk ettikten sonra kayboluşunun koşullarını araştırmak için yerel Türk yetkililerle birlikte çalışıyor" denilmişti.

        REKLAM

        Ancak bu kesinlikle doğru değil çünkü bu açıklama üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki polis kaynaklarımı aradım. Mobese kayıtları ve çevredeki güvenlik kameralarının yaptığı kayıtlar izlenmiş. Kesin olarak Kaşıkçı’nın binaya girerken kamera görüntülerinin ellerinde olduğu ancak çıkış görüntüsü olmadığı bilgisine ulaştım.

        MİT İstanbul Bölge Başkanlığı da 3 ayrı tim kurarak olayı araştırıyor. Tamamı Arapça bilen ekiplerin inceledikleri kamera kayıtları ve diğer verilere göre de Kaşıkçı'nın binadan çıkışına dair herhangi bir iz yok.

        Nişanlısına göre Kaşıkçı büyük bir ihtimalle binadan gizlice çıkarılmış ve yurt dışına kaçırılmış ama görüştüğüm polis kaynaklarım bunun da doğru olduğuna pek ihtimal vermiyor. Çünkü her türlü önlemin alındığını, ölü veya diri Kaşıkçı’nın yurt dışına çıkışının pek mümkün olmadığını söylüyor.

        Dolayısıyla durum acayip karışık, karmaşık.

        Aslında daha çok şey var bilgi olarak bendenizde ama konu çok hassas ve spesifik olduğu için şu an paylaşmam doğru değil.

        Oldukça tuhaf bulduğum bu olayı takipte olacağım ve izlemeye devam edeceğim ama bugünlük konuyu kapatmadan şunu söyleyeyim: Bu iş can sıkıcı ve bence ABD’li bir gazetenin yazarı da olan Cemal Kaşıkçı’nın Türkiye sınırları içerisinde bu şekilde ortadan yok oluşu ülke olarak bizim başımızı epeyce ağrıtacak gibi geliyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ