Tarihi Maçka Mezarlığı kaderine terk edildi! Yakılıp, yıkıldı, piknik alanına çevrildi
Tarihi 17'nci yüzyıla dayanan İstanbul Beşiktaş'taki tarihi Maçka Mezarlığı'nda, devlet, edebiyat, şeyh ve dervişler olmak üzere dönemin önemli isimlerinin kabri bulunuyor. O isimler arasında Türkiye'nin ilk psikolojik romanı 'Eylül'ü yazan Mehmet Rauf, Türk klasikleri arasına giren 'Gönül Hanım'ın yazarı Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Kurtuluş Savaşı'nın gizli kahramanlarından Abdurrahman Peşaveri yer alıyor. 1935 yılındaki en son definlerden biri olduğu belirtilen ancak kabrinin yeri bilinmeyen Atatürk'ün manevi kızı Zehra Aylin'in de bulunduğu tarihi Maçka Mezarlığı'nın son durumu içler acısı... Kaderine terk edilen mezarlıkta bazı mezarlar kazılmış, mezar taşları kırılmış veya yerinden sökülmüş... Bir taraftan da çöplüğe çevrilen tarihi mezarlıktaki duruma çevre sakinleri tepkili. Yetkililerin bir an önce mezarlıkla ilgili çözüm üretmesini bekliyor
İstanbul Beşiktaş'ta bulunan ve geçmişi Osmanlı dönemine dayanan tarihi Maçka Mezarlığı'nın durumu içler acısı. Çevre sakinleri tepkili.
EDEBİYATIN ÜNLÜ İSİMLERİ
Tarihi 17'inci yüzyıla dayanan Maçka Mezarlığı'nda, devlet, edebiyat, şeyh ve dervişler olmak üzere dönemin önemli isimlerinin kabri bulunuyor. O isimler arasında Türkiye'nin ilk psikolojik romanı 'Eylül'ü yazan Mehmet Rauf, Türk klasikleri arasına giren 'Gönül Hanım'ın yazarı Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve Kurtuluş Savaşı’nın gizli kahramanlarında Abdurrahman Peşaveri yer alıyor.
KURTULUŞ SAVAŞI'NIN GİZLİ KAHRAMENLARINDAN
Hindistan'da varlıklı bir ailenin çocuğuyken 26 yaşında, ceketini, elbiselerini ve kitaplarını satarak ailesinden gizlice zor durumda olan Müslümanlara yardım için 1912'de İstanbul'a gelen ve bir daha dönmeyen Peşaverli Abdurrahman Bey (Abdurrahman Peşaveri), TBMM adına Ağustos 1920'de Afganistan'a "Fevkalade Murahhas" unvanıyla ilk Türk Büyükelçisi olarak atandı. Anadolu Ajansı'nın (AA) ilk çalışanı olarak da kayıtlara geçen Peşaveri, 21 Mayıs 1925 gecesi Beşiktaş'tan Nişantaşı'ndaki evine dönerken suikasta uğradı. 30 Haziran'da hayata gözlerini yumdu.
ATATÜRK'ÜN MANEVİ KIZI ZEHRA AYLİN
1935 yılındaki en son definlerden birinin ise Atatürk'ün manevi kızı Zehra Aylin olduğu belirtiliyor. Aylin'in o dönem İstanbul Valisi olan Muhittin Üstündağ talimatıyla Maçka Mezarlığı'na defnedildiği ifade ediliyor. Ancak zaman içinde tahrip edilen mezarlıkta Aylin'in kabrinin yeri de bilinmiyor.
MEZARLIK BUGÜN YOK OLMAYA YÜZ TUTMUŞ
İşte geçmişi Osmanlı dönemine dayanan ve dönemin isimlerinin yattığı tarihi Maçka Mezarlığı'nın bugünkü durumu içler acısı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluk alanında bulunan kapısında kilit bulunmayan, isteyen herkesin rahatlıkla girebildiği tarihi mezarlıkta çoğu mezar taşı kırılmış veya yerinden sökülmüş durumda.
HER YER ÇÖP, ATEŞ YAKILIP, KAZILMIŞ
Her yerinde çöp bulunan ve ateş yakılan mezarlıkta, bazı mezarların da kazıldığı görülüyor. Maçka Mezarlığı'na son defin işleminin 1935 yılında yapıldığı biliniyor. Bu tarihten sonra mezarlığa defin yapılmamış. Mezarlık zamanla unutulmaya yüz tutmuş. Çevrede yaşayanlar ve mezarlığın içler acısını halini görenler yetkililerin bir an önce adım atması gerektiğini ifade ediyor.
"KORUMAMIZ GEREKEN YERLER"
Şişli'de yaşayan ve her gün mezarlığın önünden geçtiğini ifade eden İbrahim Ekdial, yetkililere çağrıda bulundu. Ekdial, şunları söyledi: "Mezarlıklar aslında insanlarla birlikte, hele Maçka gibi bir ortamda, şehrin içinde olduğunda çok daha önem kazanıyor. Bunlar bizim tarihimizle birlikte korumamız gereken yerler. Bu olaylar sadece dini gözle değil, sosyolojik olarak insanın geçmişiyle olan bağını gösteren varlıklar. Bu yüzden mezarlıklara daha büyük özen göstermek durumundayız. Hangi dine ait olursa olsun, bu topraklarda yaşamış olan insanların varlığını ancak öyle hissedebiliyoruz.
ACI VERİCİ BİR ŞEY
Elbette bu mezarlıkta çoğu zaman dışarıda kalan insanlar burayı bir barınak gibi kullanabiliyor. Belediyeler başta olmak üzere dikkat edilmesi gerekiyor. En çok da temizliğe dikkat edilmeli. Mezar taşlarına yapılan her türlü kötü muamele, bunları sökmeleri, kazmaları acı verici bir şey. Tarihimize büyük bir acı veriyorlar. Olması gereken bakım ve onarımın her ay düzenli şekilde belediyeler tarafından kontrol edilmesi, buraların aslında yaşayan yerler olduğunun dikkate alınmasıdır."
