Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'den Habertürk'e açıklamalar
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'den Habertürk'te Kübra Par'ın Açık ve Net programında açıklamalar geldi. "Bakanlık olarak görev sahamız üretimle alakalı. Bizim stratejik ürünlerimiz var. Ben bunlara un, yağ, şeker diyorum. Bunların bulunurluğu konusunda en ufak problem olmayacak" diye konuşan Bakan Kirişci, "Bitkisel üretim kısmında stoklarımız var. Buğdayla ilgili stoklarımız var. Regülasyon kurumlarımız var. Toprak Mahsülleri Ofisi, Et Süt Kurumu, Türk Şekeri gibi. Bunlar devrede. Fiyatlarda bir yükselme açıkçası beklemiyoruz" ifadelerini kullandı
ABONE OLTarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci'den moderatörlüğünü Kübra Par'ın yaptığı Açık ve Net programında açıklamalar...
Habertürk yazarı Kemal Öztürk ile BloombergHT Tarım Editörü İrfan Donat'ın sorularına Bakan Kirişci'nin verdiği yanıtlar şöyle:
Sel felaketinde 15 vatandaşımız hayatını kaybetti. İnşallah buradaki sıkıntılar süratle giderilecek. Yıllık ortalama yağış miktarı Şanlıurfa'nın 460 kilogram. 14-15 mart itibariyle yağış miktarı 128 kilogram yağış düştü. Bugünü de eklediğimizde 138 kilograma çıktı. Şanlıurfa'nın 1 yıllık aldığı veya alması beklenilen yağış üç günde üçte biri nispetinde almış oldu. Bu miktarda bir yağış ister istemez taşkınları ve hasarları meydana getiriyor.
"ŞANLIURFA'DAKİ YAĞIŞ SIRADAN BİR YAĞIŞ DEĞİL"
Üç derenin geçtiği yerlerde, örneğin DSİ'nin sorumluluğunda olduğu için ifade ediyorum, burada sele, taşkına neden olabilecek durum yok. Fakat aşırı yağışın getirdiği taşkınla birlikte bu taşkından etkilenebilecek işyerleri ve konutlar var. İstanbul'da Allah göstermesin depremin yıkabileceği konut ve işyerleriyle ilgili senaryolarla ilgili hepimiz her şeyi biliyoruz. Bunların değişimi ve dönüşümü, maalesef orada kentsel dönüşüme itiraz edenler, mahkeme kararıyla tek bir kişi de olsa, bu değişimi engelleyenlerin varlığından söz ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ağırlıklı olarak akademik toplantı etkinliği oldu. Şanlıurfa'daki yağış göz ardı edilebilecek yağış değildi. Burada biliniyordu niye yapılmadı? Evet, biliniyor ama bunların hayata geçirilmesiyle ilgili elimizdeki enstrümanlar yetersiz kalabiliyor. Benim söylemek istediğim o.
"YÜZYILLARDIR GÖRMEDİĞİMİZ BİR FELAKETTİ BU"
Bu afet herhangi bir afet değil. Bence öncelikle iyi tanımlayabiliyor olmak lazım. Asrın felaketi derken sadece bizim tanımlamamız değil, karada meydana gelen belki yüzyıllardır görmediğimiz felaket. Ben Hatay'da koordinatör olarak başladım. Vali eşiyle birlikte ikinci kattan kayarak kurtulduğunu söyledi. Herkes enkaz altındaydı. Belediye başkanlarını sordum. Dediler ki, 'depremde şu anda enkaz altında'. Burada bir dayanışmanın sergilenmenin ihtimali adeta sıfırdı. Hatay'da çoğunlukla da deprem sabahında gerçekten kendi uçağımız olduğu halde Hatay Havalimanı'na inemedim. Adana'dan karayoluyla geçtik. Normalde bu tür depremlerde komşular, iller arasında bir dayanışma olur, biri diğerine yardım eder. Öyle bir şehir düşünün ki ayakta kalan bina oranı yüzde 10'larda. 12 Mart'ta bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı. Büyükbaş ise büyükbaş, küçükbaş, kanatlı, arılı kovan türlerinin hepsini inşallah tazmin edeceğiz. Bire bir ayni olarak bunları ödemiş olacağız.