TSKB raporunda 'yeşil ve adil toparlanma' vurgusu
TSKB, "Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek" başlıklı raporunda, orta vadeli küresel görünümde aşağı yönlü risklerin sürdüğüne dikkat çekti. İç talep ağırlıklı büyüme kompozisyonunun olası olumsuz yan etkilerinden kaçınmak için Türkiye'nin uzun vadeli ve hedef odaklı dış kaynak ihtiyacı olduğu kaydedilen raporda; küresel salgının, iktisadi, finansal ve sosyal yönleri olan çok boyutlu küresel kriz niteliğinde olduğu belirtildi. Raporda, "Çok boyutlu sorunun çok taraflı mücadelesindeki önemli paydaşlardan biri de kalkınma finansmanı kuruluşları. Yarının inşasının finansmanında kullanılacak fonlar, hem pandeminin etkilerini hem de ülkelerin kalkınma süreçlerini destekleyecek. Yeşil ve adil bir toparlanmayı hedefleyen, yapısal dönüşüm ve kalkınma odaklı fonlama imkânlarının önemi pandemi öncesi dünyaya göre daha da arttı. Türkiye'de de bu konulara odaklanan finansman imkânları, toparlanmanın daha iyi, daha yeşil ve daha adil olmasına katkı sunacak" görüşüne yer verildi
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), hazırladığı raporlarla COVID-19 salgınının dünya ve Türkiye ekonomisine etkilerini mercek altına almaya devam ediyor. TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek” başlıklı yeni raporu da, salgının ekonomiler üzerindeki süregelen etkilerini analiz ederken, toparlanma sürecinde yapısal dönüşüm için çözüm önerileri sunuyor. Feridun Tur, Şakir Turan, Cem Avcıoğlu ve Gül Yücel tarafından hazırlanan çalışmada; dünya genelinde vaka sayılarındaki artışın sürmesinin ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlikleri yüksek tuttuğu ve küresel toparlanmanın devamlılığına yönelik kaygıları beslediği belirtiliyor. İkinci dalga kaygıları devam ederken, COVID-19 salgınının küresel olarak kontrol altına alındığından söz etmek için erken olduğuna vurgu yapılıyor. Orta vadeli küresel görünümde aşağı yönlü risklerin yüksek seyrettiğine dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Gelişmiş ekonomiler arasında her ülkenin geniş parasal ve mali destek alanına sahip olmaması önemli bir sorunken, iç ve dış talepteki zayıflıklara ek olarak, gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun salgın döneminde dış finansmana erişim konusunda güçlükler çekmesi, ekonomi politikalarında alanlarını sınırlıyor.“
DIŞ FİNANSMANA ERİŞİM ÖNEMLİ
Türkiye’de Merkez Bankası faiz indirimleri ve likidite desteklerinin yanında hükümetin aldığı mali ve yarı mail destek tedbirleriyle mayıs ve haziran ayında toparlanma yaşandığı kaydedilen raporda, normalleşme sürecinin kapasite kısıtlamalarına yol açmasının döviz kurlarındaki yükselişle birlikte enflasyon üzerinde kısa vadeli riskleri artırdığına dikkat çekiliyor.
Enflasyondaki yükselişin TCMB’nin para politikasında manevra alanını sınırladığı ve hizmet gelirlerinde yaşanan kaybın cari dengede bozulmaya yol açmasının makro-finansal riskler açısından ekonomi politikalarında temkinli bir duruşu gerekli kıldığına dikkat çekilen raporda, Türkiye’nin toparlanmasının sürdürülebilirliği için dış finansmana erişimin kritik önemini koruduğu belirtiliyor. Raporda “Küresel ticaret ve sermaye akımlarında kırılganlıkların yüksek olduğu bu ortamda, iç talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonunun olası olumsuz yan etkilerinden kaçınmak için Türkiye’nin uzun vadeli ve hedefe odaklı dış kaynak girişine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz” deniliyor.
Raporda öne çıkan diğer satır başları ise şöyle: