Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi Melissa Leo (54) ve Carla Gugino (43), HT Cumartesi’ye konuştu

        Gizem Sevinç SELVİ / HT CUMARTESİ

        Yeni “Lost” vakamız hayırlı olsun! Başrolünde yakışıklı aktör Matt Dillon’ın yer aldığı ve yönetmen koltuğunda kült gerilimlerin vazgeçilmez ismi M. Night Shyamalan’ın oturduğu dizi Wayward Pines tam bir yıldızlar geçidi. Dizinin afet-i devran ajanı Kate Hewson’ı canlandıran Carla Gugino ve Nurse Pam’i Melissa Leo’yla telekonferans yaptık. Sonuç: Bu kadınlar cool’un sözlük anlamı!

        Carla Gugino: Çikolatayı abartıyorum ama umurumda değil

        Kendinizi tam bir Çingene gibi hissediyormuşsunuz duyduğuma göre.

        Ah evet! Sürekli bir yerden bir yere gitmem gerekiyor. Çocukluğumdan beri, hep farklı yerlerde yaşadım, şimdi de işim gereği sürekli seyahat halindeyim. Uzun soluklu her şeyden sıkılıyorum ve değişiklik istiyorum. Yaşadıklarım karakterimi etkiledi galiba.

        Diziden de sıkılmayın...

        Benim için dizinin en ilginç yanı tüm karakterlerin bambaşka hayatlardan gelmesi ve olayların hiç tahmin edilemeyecek sürprizlere gebe olması. Ve tabii ortam, muhteşem dağların arasında küçük ve güzel bir kasaba, kolay kolay sıkılacağımı sanmıyorum yani!

        Romanı okudunuz mu diziye başlamadan önce?

        Yalnızca ilk kitabı okudum ve çok etkisinde kalmamak için devamını getirmedim. Senaryoda sürprizler var çünkü.

        Anglosakson bir anne, İtalyan bir baba ve New Yorker kızları. Kendinize “Tam bir New Yorker” diyormuşsunuz.

        Öyleyim! Annem ve babam ben çok küçükken boşandı. Sonra önce California’ya sonra da oradan oraya taşındık sürekli ama New York’ta kendimi buldum. Başka bir yerde yaşayamazdım herhalde.

        Y kuşağı sizi Bon Jovi’nin efsane “Always” klibinden hatırlayabilir. Orada bir aldatma meselesi, şimdi dizide yasak aşk durumları.

        İlişkiler çok karmaşık, ben olsam ne yapardım bilmiyorum ama büyük konuşmayacağım! Yine de bütün bunlar çok insani, büyütmemek ve empati kurabilmek gerekiyor.

        40’larında hâlâ dünyanın en çekici kadınlarından biri olmanın sırrını istiyorum!

        Her gün yürüyerek New York sokaklarını altüst ediyorum! Yoga yapıyorum, çikolata yiyorum hatta bazen biraz abartıyorum ama umurumda değil. Ve her gün mutlaka bir kadeh kırmızı şarap içiyorum. Çok fazla gülüyorum, gülmek her şeyin ilacı.

        Vitamin almanızla ünlüymüşsünüz bir de.

        Ben görüp görebileceğiniz en büyük vitamin tutkunuyum! Arkadaşlarım da hasta oldukları an soluğu kapımda alıyorlar artık, “Carla, vitamin yok mu?” diye (Gülüyor).

        Melissa Leo: Oscar’ı almadıysanız anlayamazsınız!

        Wayward Pines’a düşseniz depresyonlardan depresyon mu beğenirdiniz yoksa “kader” deyip önünüze mi bakardınız acaba?

        Dağların arasında, muhteşem bir kasaba bence, bu da benim gibi birini mutlu etmeye yeter. Depresyonla falan işim olmaz yani (Gülüyor).

        Kolay mutlu olanlardansınız anlaşılan!

        Sadece realistim. Eğer değiştiremiyorsanız keyfini çıkarın!

        Harikaymış. Nurse Pam’e benziyor musunuz sizce?

        İkimiz de anlayışlı kadınlarız o kadar. Ah bir de, Nurse Pam yaptığı işi çok seviyor, ben de öyle.

        Wayward Pines, yeni bir “Lost” vakası olacağa benziyor. İnsanlar bu tür hikâyeleri neden bu kadar seviyor dersiniz?

        İnsanlar tarih boyunca “Biz kimiz” ve “Burada ne arıyoruz” sorularını sormuşlardır. Hâlâ da cevap bulabilmiş değiliz. Bu tür gizemli, kendi yolunu bulma hikâyeleri her zaman ilgi görüyor, çünkü izleyiciye “Ben bu lanet olası yerde ne yapıyorum böyle” derken yalnız olmadığını hissettiriyor. Bir tür güven duygusu yani.

        İlerleyen bölümlerde ne tür yeni gariplikler bekliyor bizi?

        Sürprizler ve gariplikler asla tahmin etmediğiniz şekilde gelişir, değil mi? Bence Wayward Pines’ı harika bir iş yapan da tam olarak bu. Doğrusu dizinin hikâyesi gerçekten kafa karıştırıcı, izledikçe neler olacağını tahmin edebilirsiniz ama gerçekte olacakları görmek için lütfen izlemeye devam edin.

        Oscar konuşmanız hâlâ hafızalarda. O küçük heykelcik hayatınızda neleri değiştirdi?

        Anlatmak çok zor, bunu yaşamayan bilemez. Karakterimde bir değişiklik olmadı tabii, geçmişte neysem oyum. Hâlâ havaalanına gidip tarifeli uçakla işimi yapmak üzere bir yerlere gidiyorum. Ama Oscar’a sahip olmak oyunculuğunuzun tescillenmesi gibi bir şey ve büyük bir onur. Harika hissettirdiğini itiraf etmeliyim. Özellikle yapımcılar projelerinin parçası olmam için paralarını daha kolay riske

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ