İstanbul'un yaşayan tarihi
İstanbul'un en eski üç eczanesinden birisi olan "Moda Eczanesi", tarihi görüntü ve dokusuyla ziyaretçilerini büyülüyor
İçeriye girer girmez kokusuyla, görüntüsüyle ilacı ve hastalığınızı unutturan nadir bir eczanedir Yeni Moda Eczanesi. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden, Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık eden eden eşyalardan ve ahşap mobilyalardan oluşuyor bu tarihi eczane. 1902 yılında Faik İskender Göksel tarafından kurulan Moda Eczanesi'ni günümüzde Melih Ziya Sezer işletiyor.
Melih Ziya Sezer bu tarihi ezanenin kuruluşundan günümüze zaman tüneli yolculuğunu şu şekilde özetliyor; "Faik İskender Göksel İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1901 mezunudur. Eczane ilk olarak 1902'de Eczane-i Saadet adıyla Kızıltoprak'ta kuruldu. 1928'de ise Moda'ya taşınmıştır. Harf devrimi ile birlikte "Moda Eczanesi" adını almıştır.
"Faik İskender Bey 1935 yılında vefat ediyor ve eczacı olmayan oğlu yaklaşık 2 yıl kadar eczaneyi işlettikten sonra eczaneyi satışa çıkartıyor. Babam Halil Sezer de yine İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 1925 mezunu. Eczane satışa çıkartıldıktan sonra ise babam 1937 yılında eczaneyi satın alıyor".
"Moda Eczanesi bizim satın almamaızın ardından 1937'den 1967'ye kadar yandaki bitişik binada yer aldı. 1967'de ise o binanın mütahite satılmasının ardından da varlığını şu anki binamızda devam ettirmektedir".
Kapıdan girince tam karşınıza çıkan "Büfe" diye tabir edebileceğimiz mobilya, eczanenin kuruluş yılı olan 1902'den kalma. Dokusuyla ve görünüşüyle ziyaretçileri ve müşterileri eski günlere götüren bu bufeyi geçmiş yıllarda Kadıköy Belediyesi ve Barış Manço satın almak istese de Melih Ziya Sezer tarihe saygısızlık yapmamak adına bu teklifleri geri çevirdiğini söyledi.
Yine eczaneye girince hemen sağ tarafınızda kalan bu vitrin ise 1937 yılında Melih Ziya Sezer'in babası Halil Bey tarafından yaptırıldı. Eczanenin demirbaşlarından olan vitrinin de büfe gibi birçok alıcısı çıksa da bu teklifler Melih Ziya Sezer tarafından aynı gerekçelere dayanarak reddedildi.
Dükkanında sol tarafında ise en yenisi elli, en eskisi eczane ile yaşıt onlarca kavanoz ve ilaç şişesiyle göz göze geliyorsunuz.
Bu şişe ve kavanozların kendisi için ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Melih Bey "Bu ilaçların hepsinin etiketi bana bişeyler der. 5 yaşından beri bu atmosfer içerisinde yaşıyorum. Hem yaşıyorum, hem onlarla konuşuyorum" dedi.
Eski eczanelerin ilaç imalatı için kendi laboratuvarı olduğu günümüzde de hala biliniyor.
Moda Eczanesi de günümüzde kendi laboratuvarı olan sayılı eczanelerden birtanesi.
Geçmişe ve eski eşyalara çok düşkün olan Melih Bey bu laboratuvarı günümüzde ise adeta bir antikacı olarak kullanıyor.
Melih Bey'in babası Halil Sezer İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Mezunu. Kökü oldukça eskilere dayanan İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nin Halil Bey'e verdiği Osmanlıca yazılmış diploma eczanenin duvarında asılı duruyor.
Melih Ziya Sezer'de tıpkı babası gibi İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu. Oğlunun da aynı fakülteden mezun olduğunu söyleyen Melih Bey "Üç kuşak olarak İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olmaktan gurur duyuyoruz." diye konuştu.
"66 yıldır nöbeti hiç ihmal etmedim" diyen Melih Bey, 1950 yılından bu yana nöbet tuttmadığı bir hafta olmadığını belirtti.
