"Cüneyt Arkın da kötü adamı oynuyor"

Sohbete, dün vizyona giren Panzehir filmiyle başladık. “Bazen büyük günahlarımızın bedelini yaşarken öderiz” sloganıyla vizyona giren film; kötülük, ihanet ve intikam alma duygularının etrafında dönüyor. Arkın ise filmin ana karakterlerinden Kara Cemal’e hayat veriyor. Bu filmin, usta oyuncu için manevi değeri de çok büyük. Çünkü Kara Cemal’in gençliğini oğlu Murat canlandırıyor.

“Yaralı Kurt” filminden uzun yıllar sonra sizi ilk kez kötü adam olarak görüyoruz.
Dünya değişiyor, küreselleşiyor. Bu küreselleşme Batılı adamın yeni bir oyunu. Sömürü düzeni değerleri altüst ediyor. Değerlerin değişmesiyle Cüneyt Arkın da artık kötü adamı oynayabiliyor.

Galada seyircinin tepkisi nasıldı?
Bir rolü hakkıyla oynarsanız seyirci benimser. Herkes memnun görünüyordu.

Yine de sizi iyi adam rollerinde görmeye alışkınız.
Bu konuda haklısın. İnsanlar alıştıkları, daha önce zihinlerinde yer etmiş kalıplar çerçevesinde film izliyor. Komedyenin dramı oynadığı filme gidip, gerçekten gülen seyirciler var.

Bunu değiştirmek için ne yapmak lazım peki?
Seyirciyi eğitmeliyiz. Eskiden seyircimizin gözlem yeteneği çok kuvvetliydi. Ancak dizi sektöründe yaşananlar seyirciyi dağıttı. İnsanlar neyi beğenip neyi beğenmeyeceğini bilemez hale geldi.

Bütün dizi sektörünü bir mi tutuyorsunuz, yoksa arada sıyrılan yapımlar var mı?
Bu sene yüzlerce dizi başladı, bitti. Ancak Karadayı, Karagül, Küçük Gelin ve Küçük Ağa sıyrıldı.

Neden?
Türk seyircisi bu dizilerde kendinden bir şeyler buldu. Ben buna “Türkçe çekmek” diyorum. Diyaloglar da espriler de Türk halkının anlayacağı şekilde olmalı.

Filminizin yönetmeni Alper Çağlar da Amerika’da eğitim almış. Bu durum sizi endişelendirmedi mi?
Başta endişelendim. Ama filmdeki karakterler o kadar Türk ki. Seyirci izlerken kendini buluyor.

Yıllarca sayısız aksiyon filmi çektiniz. Bu filmi diğerleriyle kıyaslarsanız nasıl değerlendirirsiniz?
Daha önce böyle bir aksiyon filmi Türkiye’de çekilmedi.

Nedir bu filmi farklı kılan? Öncelikle yönetmenin sinema bilgisi...
Alper, filmin ritmini ve dilini çok iyi tutturdu.

Montajı falan yok’
Teknolojinin de etkisi yok mu?
Kamera dışında başka bir teknoloji kullanılmadı. Bilgisayar montajı falan yok.

Türk seyircisinin Türkiye’de çekilen aksiyon filmlerine karşı bir ön yargısı var. Sizce bunun sebebi nedir?
Sayısız aksiyon filmi çektim. İpteki cambaz gibiydim. Rolüme çok iyi çalışırdım. Artık seyirciler ön yargılı çünkü doğru düzgün aksiyon filmi çekilmiyor.

Neden peki?
Çünkü şimdiki başrol oyuncuları iyi eğitim almıyor. Mesela at binme sahnesi çekecekler, atın dizginini iki elle tutuyorlar. Ben at üzerinde savaş sahnesi çekeceğim zaman atı motosiklet gibi iki dizimle sıkıştırır, ona yön verirdim.

‘Nayır tabii ki...’
Oğlunuzla beraber oynamak nasıldı?
Murat bana huzur ve güven verir. Onunla aynı sette olmanın manevi anlamı çok güçlüydü.

Oyuncu olmasını istemiş miydiniz?
Nayır tabii ki. (Gülüyor.) Ona fikrimi söylerim ama kararlarına müdehale etmem. Zaten adamın şöhreti beni geçmiş. Onun çıktığı sahnelerde seyircinin havası değişiyor.

‘Ukalalık etmedim’
Daha önce Adını Unutan Adam isimli bir kitap yazmıştınız. Şimdi önümde yeni kitabınız Fakir Gencin Hikayesi duruyor.
Bu kitabı 74 yıllık yaşam ve oyunculuktan gelen tecrübelerimi birleştirerek gençliğe yaklaşmak için yazdım.

Nelerden bahsettiniz?
Kitapta, Türk gençlerinin kafasındaki bütün soruların cevapları var. Ukalık etmeden, mizah katarak yazdım.

Murat Arkın: Onun olduğu yerde rol kesmek dünyanın en zor işi
Siz filme nasıl dahil oldunuz?
Senaryo çok etkileyiciydi. Karakterlerin hepsinin bir grafiği vardı. Bakışından duruşuna kadar her şey belliydi.

Nasıl bir adam bu Kara Cemal?
Eskiden olsa “Mafya” derdik ama şimdiki zamanda “İşadamı” diyebileceğimiz inanılmaz kuvvetli bir adam. Adana’dan İstanbul’a gelip karanlık işlere bulaşmış. Kendi içinde çelişkiler yaşıyor, hem cani bir yandan da iyi yürekli biri.

Babanızla aynı sette çalışmak zor mu?
Onun olduğu yerde rol kesmek dünyanın en zor işi. Zaten kendisinden seti olmadığı günlerde sete gelmemesini rica ettim. Çünkü Cüneyt Arkın oyunculuğun ustasıdır. Onun beni izlediğini bilerek oynamak beni zorlardı.

Peki oyuncu olmaya karar verirken babanızın gölgesinde kalmaktan endişelenmediniz mi?
Eğer Cüneyt Arkın’ın yaptıklarını yapmaya çalışsaydım gölgesinde kalırdım. Kimsenin kopyası olmamalısınız. Zaten bizim babamla tarzlarımız da hitap ettiğimiz kitle de farklı.