Yenidoğan Çetesi davasında 4 bebeğin ölümü soruldu!
İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada 5. celse başladı. Sanık kürsüsüne gelen ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, sevk zincirini kırarak hastanın 5-6 saat süren sevk sürecini, 45 dakikaya indirdiklerini söyledi. Yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerde, 112'ye durumun bildirilmesi 30 dakika sürüyor. Kamu hastanelerinde ise uygun bir hastane bulunması çok daha uzun zaman alıyor. Bu nedenle, hastaneler bizimle iletişime geçiyor. Biz, 45 dakika içinde hastaya uygun bir hastane buluyoruz" dedi. Özdemir, sadece Fırat Sarı ile anlaşmasının olmadığını da söyledi. Duruşmada 4 bebeğin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen Doktor Dursun Eryılmaz'ın da savunması alındı. Yenidoğan Çetesi davasının ilk duruşmasının hafta sonu devam etmesine karar verildi, örgüt lideri Fırat Sarı'nın savunması bugün alınmaya başlanacak
ABONE OLİstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 5. celsesi başladı.
İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, organize suç örgütü elebaşı Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanık yargılanıyor. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile duruşmaya bağlandı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da duruşmaya katıldı.
Sanık kürsüsüne ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir geçti. Mahkeme başkanı hakkındaki suçlamaları okudu. Sanık savunmasına başladı:
Sanık: Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek para kazandığımı kabul ediyorum. Burada bir gerçeği açıklamak istiyorum: İstanbul’da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunuyor. Bu ambulansların bir hastaya ulaşması en az 2 saat sürüyor. Bu nedenle, tıp merkezinden yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hastanın sevk edilmesi ortalama 5-6 saat alıyor.
Hasta bir an önce hastaneye gitmeli, fakat mevcut kurallar bu süreci hızlandırmaya izin vermiyor. Bu yüzden sevk zinciri bizim gibi kişiler aracılığıyla kırılıyor ve hastane bulunuyor. Biz doktorlarla konuşarak özel hastanelerin ambulanslarını kullanıyoruz ve 112 Acil Çağrı Merkezi’nden protokol alıyoruz. Böylece 5-6 saat süren sevk süreci, 45 dakikada çözülebiliyor.
Bu, hasta bakımından daha uygun bir çözüm mü? Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Şunu da belirtmek isterim: Yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerde, 112’ye durumun bildirilmesi 30 dakika sürüyor. Kamu hastanelerinde ise uygun bir hastane bulunması çok daha uzun zaman alıyor.
Bu nedenle, hastaneler bizimle iletişime geçiyor. Biz, 45 dakika içinde hastaya uygun bir hastane buluyoruz. İstanbul Avrupa Yakası’nda, bebekleri taşımak için yalnızca 4 adet kuvözlü ambulans var. Buna karşılık, özel hastanelerde yenidoğan ünitelerine sahip her hastanede kuvözlü ambulans bulunuyor.
Sanık: Örgütün yöneticisi olarak burada bulunuyorum. Ancak sadece Fırat Sarı’nın anlaştığı hastanelere sevk yapmıyorum. Dosya yalnızca yenidoğan hastalarla sınırlandırılmış; oysa ben erişkin hasta ve kardiyoloji hastası da yönlendirdim. Her hastaneye hasta gönderdim. Bu suçlama komik bir duruma düşmüştür.
Eşim, Fırat Sarı’nın şirketi olan Medisense’de çalışıyor. Ancak eşim, oranın güzellik merkezi kısmında görev yapıyor. (Güzellik merkezi, Fırat Sarı’nın boşandığı eşi tarafından işletiliyor.) Eşimin orada çalışmasını bizzat Fırat Sarı’dan ben istedim.
Doktor Ahmet adına yaptığım konuşmaya gelirsek: Kolluk kuvvetlerine bilgi vermeme rağmen Doktor Ahmet’in kim olduğu sorulmadı. Doktor Ahmet adına hasta kabul ettiğim doğru, ancak bu işlemi doktor adına yaptım. Teknik bilgim nedeniyle hasta kabulü gerçekleştirdim.
112 nakil sürecini tamamlamak zaman alan bir iştir. Doktorlar, bu süreçte zaman kaybetmek istemiyor ve haklılar. Bu süreçte ben o doktorlardan maddi bir menfaat sağlamadım. Ancak adım yalnızca Kaya bebeğin ölümü ile ilişkilendiriliyor. Diğer ölümlerde adım geçmediği halde, Savcı Yavuz adımı 10 bebeğin ölümüne dahil ederek korkunç bir tablo yaratmıştır.
Kaya bebeğin sevki söz konusu değildir. Gebe sevkleri yalnızca devlet hastanelerine yapılır. Anne, hiçbir kamu hastanesinde yer bulamadı ve 4 saat boyunca nakil edilemedi. Hiçbir hastane bu vakayı kabul etmedi. Bunun üzerine ben devreye girdim ve Fehmi Alperen ile görüşerek bir hastaneye kabul edilmesini sağladım.”
Mahkeme Başkanı: Sen daha önce hemşire miydin?
Sanık: Doğru, erişkin yoğun bakım hemşiresiydim.
Mahkeme Başkanı: Hasta yönlendirmekten para aldın mı?
Sanık: Fırat Sarı’nın sahibi olduğu Medisense Sağlık Hizmetleri’nden ve bazı özel hastanelerden, hasta yönlendirdiğim için para aldım.
Mahkeme Başkanı: Hastane yönetiminden kimle çalıştın?
Sanık: Mesela hastane sahiplerinden Ali Aksu ile hasta yönlendirme konusunda anlaşmıştım.
Mahkeme Başkanı: Bağcılar Şafak Hastanesi’nde kimle çalıştın?
Sanık: Hastane yönetimiyle anlaşma yaptım.
Mahkeme Başkanı: Hasta sevkinden ne kadar para alıyorsun?
Sanık: Belirli bir fiyat yoktu, duruma göre hastane ödeme yapıyordu.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile nasıl bir ilişkin var?
Sanık: Bağcılar Şafak Hastanesi ve Beylikdüzü Medilife Hastanesi ile anlaşmalı olarak hasta gönderdim.
Mahkeme Başkanı: Başka hastaneler yok mu?
Sanık: Avcılar Hospital olabilir, tam hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Hangi doktorlarla çalışıyordun?
Sanık: İlker Gönen ve Fırat Sarı ile konuşarak hasta sevkini yapıyordum.
Mahkeme Başkanı: Hastaları nasıl buluyorsun?
Sanık: Çevrem geniş olduğu için buluyorum.
Mahkeme Başkanı: '112’yi bildirmeden yapalım, hakkımızdan oluruz' diyorsun.
Sanık: Hastanın bulunduğu hastaneler sorumlu. “Hakkımızdan oluruz” derken, zaman kaybından bahsediyorum.
Mahkeme Başkanı: Demek ki sana, 112’yi bildirme diyorlar.
Sanık: Evet, böyle durumlar oluyor.
Mahkeme Başkanı: Hastanelerin yanlışlıkları ve doluluklarıyla neden ilgileniyorsun?
Sanık: Taburcu oldukça hasta istiyorlardı.
Mahkeme Başkanı: Taburcu olmaları seni neden ilgilendiriyor?
Sanık: Gereksiz bir konuşma.
Mahkeme Başkanı: Fazla yatırdılar diye “bebekleri keserim” diyorsun.
Sanık: Hastaları fazla yatırmasınlar diye bir görüşmem olmadı.
Mahkeme Başkanı: Epikrizler sıkıntılı diyorsun ve doktor yönlendirmeye çalışıyorsun.
Sanık: Doktor arıyorlardı, ben de doktor yönlendirdim.
Mahkeme Başkanı: “3 günde 6 taburcu verilmiş, ben orayı 30’un üzerinde tutmayı planlıyorum” diyorsun.
Sanık: Bu, hasta sevkleriyle ilgili bir konuşmaydı.
Mahkeme Başkanı: Sana ne, neden ilgileniyorsun?
Sanık: İşgüzarca yaptığım bir konuşmaydı.
Mahkeme Başkanı: “Doktorlar sevklere karar veriyor” diyorsun ama onların değil, senin kararın var.
Sanık: Doktora ulaşılamadığı için hemşirelerle konuşuyoruz. Ancak doktorun haberi olmadan sevk yapılamaz.
Mahkeme Başkanı: Kaşeyi kullanırlarsa ne olur?
Sanık: Hasta geldiğinde doktor, “Bu hasta nereden geldi?” der. Bu yüzden bilgileri var.
Mahkeme Başkanı: Taburcuları neden durdurmaya çalışıyorsun. Senin görevin mi?
Sanık: Taburcu konuşmalarım işgüzarca yaptığım konuşmalardır.
Mahkeme Başkanı: “Taburcu süresi düşerse kazancımız düşer” konuşması için ne diyorsun?
Sanık: İşgüzarca yaptığım bir konuşmaydı.
Mahkeme Başkanı: “Parasını alamadığımız hastayı neden tutuyoruz?” demişsin.
Sanık: Yine gereksiz bir konuşmaydı.
Mahkeme Başkanı: “Ex geldi, karşı tarafa bir şey yapma” dedin.
Sanık: Konuyu anlatmak için söylediğim bir şeydi. Hastalar yanlış anlıyor, hasta yakınları da sıkıntı çıkarıyor. Böyle bir durum bir daha yaşanmasın diye mecazi bir örnek verdim. Ayrıca, “Siz yanlış bilgilendirirseniz öteki hastaneyi suçlamayın” anlamında bir uyarı yapmıştım.
Mahkeme Başkanı: “Ölmüş, bana para vermeyecekler” deyip sana 1.000 lira gönderecekler, demişsin.
Sanık: Bu konuşma, bir erişkin yoğun bakım hastası ve bir bebek sevki sonrası bana para gönderilmesiyle ilgiliydi. Dediğim gibi, yalnızca Fırat Sarı ile bir anlaşmam yoktu.
Mahkeme Başkanı: “Artık 112 bildirimi yapmıyorum” demişsin.
Sanık: Evet, sıkıntı çıkmasın diye. Bildirilirse sevk yapılamaz, zaman yönetimi açısından böyle yaptım.
Mahkeme Başkanı: Bu konuşmada sitem ediyorsun, panikliyorsun.
Sanık: Hayır, 112’ye bebeklere yer bulamıyorum demedim ve paniklemiyorum.
Mahkeme Başkanı: Serdarova bebekle ilgili “doktor para alacak” denmiş.
Sanık: Ölen Serdarova bebekle ilgili transfer sürecinden çıktım. Doktora ödeme yapılacaktı.
Mahkeme Başkanı: “Senin Fırat Hoca’yla çalıştığını biliyorum, sana 10 bin lira vereceğim, destekle bizi” denilmiş.
Sanık: Bu hastaneden ödeme aldım. Fırat Sarı ile işletme yaptığım dönemde başka hastanelerle de anlaşmalarım oldu. Parça parça 45-60 bin lira civarında ödemeler aldım; hasta sevki yaptım.
Mahkeme Başkanı: “Beni mahvetti, ödemeler düştü” diyor Fırat.
Sanık: Bu, hasta sayılarının azlığıyla ilgili bir konuşmaydı.
Durulma Savcısı Kadir Kocakaya, 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’e Savcı Yavuz Engin’in adını verdiği için tepki gösterdi: "Soruşturma savcısının adını vererek ithamda bulunuyorsun. İddianame hazırlanmış. Konuyu buralara çekme. Varsa bir ithamın, avukatın var, gidip şikayetçi olursun."
Dava dosyasında, ihmali nedeniyle 10 bebekten 5’inin ölümünden sorumlu tutulan Dr. Dursun Eryılmaz’ın savunmasına geçilecekti. Fakat sanık avukatı, sağlık çalışanlarına soruşturma açılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini belirterek, Dursun Eryılmaz’ın tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, bu talebi değerlendirmek üzere salondan ayrıldı. Mahkeme Başkanı, kararını açıkladı ve savunmaya geçilmesine hükmetti. Davada, 4 bebeğin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilen Doktor Dursun Eryılmaz, savunmasına başladı.
Eryılmaz, bebeklerim ölümleriyle ilgili şu ifadeleri verdi:
Birinci Bebek: 29 Kasım 2023 tarihinde eks (hayatını kaybetti). Gerekli müdahaleyi yaptım.
Karakoç Bebek: Yalova’da doğmuş, bağırsaklarında çürüme olmuş, yenidoğan ünitesine sevk edilmiş. Çocuk cerrahisi ameliyata karar verdi. Beslenmeye başlatıldı ama kilo kaybetti çünkü bağırsakları erimişti, bu doğuştan gelen bir durumdu. Bu bebeğin başında da ben vardım, gerekli müdahalelerde bulundum. Ancak aile, polisin gelmesinden tedirgin oldu. Basında bizi linç ettiler ama otopsi sonucu ölüm nedeninin farklı olduğu ortaya çıktı.
Karaduman Bebek: 27 Kasım 2023’te kan şekeri düşüklüğü nedeniyle sevk edildi, tedavisine başlandı. Akraba evliliği tespit edildi. 1 gün sonra eks oldu. 45 dakika boyunca canlandırma işlemi yapıldı ancak bana haber verilmedi. Olay yerine gittiğimde İlker Bey hastanedeydi ve durumu anlattı. Uzman raporunda, ölüm sonrası alındığı söylenen tahlillerin önceden alınmış olduğu belirtilmiş.
Kadan Bebek: Dursun Eryılmaz bu bebekten bahsederken avukatı araya girdi ve “Bu bebekle ilgili iddianamede sorumlu değiliz” dedi.
Dursun Eryılmaz savunmasına şöyle devam etti:
Süleymanoğlu Bebek: Hatırlamıyorum, dosya elime gelirse daha net bilgi verebilirim. Bebek solunum sıkıntısı ile gelmiştir. Kalp hastası olduğu ortaya çıkmış. Baştan bilinseydi kimse almazdı. 112’ye bildirildi.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı tanıyor musun?
Dursun Eryılmaz: Tanıyorum.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın yanında mı çalışıyordun?
Dursun Eryılmaz: Hayır, ben hastanede çalışıyordum.
Mahkeme Başkanı: Kollukta “Yanında çalışıyordum” demişsin.
Dursun Eryılmaz: Yanlış yazılmış.
Mahkeme Başkanı: Siz nerede çalışıyordunuz?
Dursun Eryılmaz: Bağcılar Medilife Hastanesi’nde.
Mahkeme Başkanı: Karaduman Bebeğe İlker Gönen’in talimatıyla müdahale edildiği tapelerde mevcut. Ancak epikrizde sizin imzanız var.
Dursun Eryılmaz: İlker Gönen danışman hekimimiz. Bizim üzerimizde. Ona danıştık. Ancak epikrizi ben yazdım, aynı gün.