Ahmet Kabaklı anılıyor
Edebiyat tarihçisi, gazeteci ve yazar Ahmet Kabaklı'nın vefatının üzerinden 22 yıl geçti
Ahmet Kabaklı, 8 Şubat 2001'de hayatını kaybetmişti. Vefatının üzerinden 22 yıl geçen Kabaklı, anılıyor.
ÇOCUKLUĞUNU DOĞDUĞU KÖYDE GEÇİRMİŞTİ
Elazığ, Harput'ta bulunan Göllübağ Köyü'nde, 30 Mayıs 1924'te imam Ömer Efendi ile Münire Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya gelen Kabaklı, çocukluğunu doğduğu köyde geçirmişti.
Kabaklı, ilk, orta ve lise tahsilini Elazığ'da, yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'nde yaptıktan sonra Diyarbakır ve Manisa Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olarak çalışmıştı.
Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 1956'da Fransa'nın başkenti Paris'e giden Kabaklı, Paris'ten döndükten sonra tayin edildiği İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü'nde 1958-1969'da edebiyat öğretmeni olarak görev yapmıştı.
"Yunus Emre mi haklı, Gölpınarlı mı?" başlıklı ilk yazısı, henüz öğrenci olduğu 1946'da "Son Saat" Gazetesi'nde yayınlanan yazarın Nurettin Topçu'nun çıkardığı "Hareket" dergisi ve "Bizim Türkiye" Dergisi'nde de yazılarına yer verilmişti.
Kabaklı'nın şiir ve yazıları "Yeni İstanbul" ve "Hisar" adlı dergilerde çıkmıştı. Tercüman Gazetesi'nin 1956'da düzenlediği fıkra yarışmasını, Emil Galip Sandalcı ve Hakkı Gülmen ile kazanan yazar, aynı gazetede çeşitli yazılar kaleme almıştı.
AVUKATLIK YAPMIŞTI
Aydın'da iken başladığı Ankara Hukuk Fakültesi'ni 1960'ta tamamlayan Kabaklı, kısa bir süre avukatlık yapmıştı.
Ahmet Kabaklı, 1969'dan itibaren İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'nda öğretim üyesi olarak çalışmıştı.
1974'TE EDEBİYAT DERSLERİ VERMEYE BAŞLAMIŞTI
Emekliye ayrıldığı 1974'te Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda edebiyat dersleri vermeye başlayan usta kalem, Nihat Sami Banarlı, Mehmet Kaplan, Mümtaz Turhan, Tarık Buğra'nın da aralarında olduğu arkadaşlarıyla Türk Edebiyatı Cemiyeti'ni kurmuştu.
Kabaklı, cemiyetin çıkardığı Türk Edebiyatı dergisini yönetmiş ve 1978'de de Türk Edebiyatı Vakfı'nın kurucuları arasında yer almıştı.
Edebiyatçı, 1990'a kadar "Tercüman" Gazetesi'ndeki yazılarına devam etmiş, daha sonra Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde makaleler kaleme almıştı.
TDK ÜYELİĞİ YAPMIŞTI
Eserlerinde Harput'un ve yaşadığı dönemin izleri görülen Kabaklı, 1995'ten itibaren Türk Dil Kurumu asil üyeliği görevini sürdürmüştü.
Ahmet Kabaklı'ya 14 Aralık 1996'da Aydınlar Ocağı ve 55 gönüllü kuruluşun desteğiyle düzenlenen törende, Şeyhül Muharrir'in (yazarların üstadı) unvanı verilmişti.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle 2000'de hastanede tedavi görmeye başlayan yazarın eşi Meşkure Hanım, kısa süre sonra vefat etmişti.
Akciğer enfeksiyonu nedeniyle bir kez daha hastaneye kaldırılan Kabaklı, 8 Şubat 2001'de vefat etmiş, cenazesi Eyüpsultan'a defnedilmişti.
ESERLERİYLE BİR DEVRE IŞIK TUTMUŞTU
Yetenekli ve genç yazarların edebiyat dünyasına kazandırılmasına katkı veren usta kalem, hayatının sonuna kadar devam ettirdiği köşe yazıları ve eserleriyle bir devre ışık tutmuş, gençliğe yol gösterme çabası içinde olmuştu.
Hakkında açılan davalara rağmen, doğru bildiklerini yazmaktan vazgeçmeyen Kabaklı, Allah, Peygamber, vatan ve millet sevgisinin yanı sıra toplumsal açıdan önem taşıyan aile, insan, hayvan ve memleket sevgisine de eserlerinde yer vermişti.
Usta yazarın yazdığı eserlerden bazıları şöyleydi:
"Kültür Emperyalizmi", "Müslüman Türkiye", "Mabet ve Millet", "Mehmet Akif", "Yunus Emre", "Mevlana", "Bizim Alkibiades", "Ecurufya", "Sohbetler 1-2", "Temellerin Duruşması", "Güneydoğu Yakından", "Şiir İncelemeleri", "Doğudan Doğuş", "Türk Edebiyatı", "Şair-i Cihan Nedim", "Şiir İncelemeleri, "Millete Vurulan Canlı Pranga: Bürokrasi", "Alperen", "Devlet Felsefemiz", "Çağlara Hükmedenler", "Türkiye'yi Yoğuranlar", "Sınırların Ötesi", "İstanbul Güldestesi", "Divan Edebiyatı", "Aşık Edebiyatı", "Tasavvuf", "Tarikat", "Edebiyat", "İslam'la Kaynaşmış Türk Edebiyatı", "Fatih ve İstanbul", "Sanat ve Edebiyatımız", "İrfan ve İnsan", "Bu Dünyadan Kimler Geçti"
Fotoğraf: AA, İHA
