Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar 'Aile Şerefi'nin 'kötü' yıldızı Eriş Akman'dan flaş açıklamalar: Oktaylar bugün de var - Magazin Haberleri
        1

        Yapımcılığını Arzu Film'in üstlendiği, yönetmen koltuğunda ise Orhan Aksoy'un oturduğu 'Aile Şerefi' Türk Sineması'nın unutulmaz filmleri arasında yer alıyor. 1976 yapımı olan, Münir Özkul, Adile Naşit, Şevket Altuğ, Ayşen Gruda ve Itır Esen gibi beyazperdenin önemli isimlerinin rol aldığı film, üzerinden 46 yıl geçmesine rağmen hala televizyonlarda gösteriliyor, hafızalardaki yerini koruyor.

        2

        Münir Özkul'un hayat verdiği 'Sucu Rıza' ve ailesinin dramatik hikayesinin anlatıldığı yapımda 'Kötü Çocuk Oktay' karakterini canlandıran Eriş Akman ile konuştuk. 74 yaşındaki oyuncu, sanat hayatını ve şimdilerdeki yaşamını anlattı.

        3

        Üniversite eğitimini İngiltere'de tamamlayan Eriş Akman, tekstil mühendisliğini yarıda bırakıp lise yıllarında başladığı tiyatro ile Londra'da yeniden tanışmış. Yarbay olan babasının yurt dışı görevleri sayesinde Avrupa'nın pek çok ülkesinde yaşayan Akman, kız arkadaşının desteğiyle sanat hayatına geri dönmüş.

        4

        DEPRESYONA GİRDİM; KIZ ARKADAŞIM TEDAVİ ETTİ

        Usta sanatçı, "Babam askerdi. Çok iyi İngilizce ve onun yanında da 4 dil biliyordu. Genellikle yurt dışı görevlerde ve NATO'da çalıştı. Kadıköy Maarif Koleji'nde eğitim görürken, babam İtalya Napoli'ye tayin oldu. Benim de İngiltere'de eğitim almamı istedi. Nottingham Üniversitesi'nde Tekstil Mühendisliği'ni kazandım. Üniversite döneminin bir kısmında fabrikalarda eğitim gördük. Tekstil endüstrisini sevemedim, 'Hayatım böyle mi geçecek' derken, depresyona girdim. O dönem ki kız arkadaşım 'Sen babanın hayatını yaşamayacaksın, kendi hayatını yaşayacaksın. Ne yapmak istiyorsan onu yap' dedi. Lisede eğitim görürken tiyatroya adım atmıştım ama ilerleyen yıllarda aklımın ucundan geçmemişti. Müracaatları da kız arkadaşım yaptı. Buhranlı dönemimde bir nevi beni tedavi etti. Ardından Londra'daki Ardından Mountview Tiyatro Sanatları Akademisi'ni kazandım. 1970'de bir İngiliz tiyatrosuyla ABD turnesine çıktım fakat askerliğim vardı. Türkiye'den de kopmak istemiyordum, ardından da ülkeme döndüm." dedi.

        5

        'TÜRK SAHNELERİNE BİR YILDIZ DOĞUYOR'

        Londra'da yaşadığı sırada Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ile tanışan Eriş Akman sözlerini şöyle sürdürdü:

        Cüneyt Gökçer, İngiltere'deki tiyatrolarda incelemeler yapıyordu. Ona tercümanlık yaptım. O dönem mezuniyet oyunum vardı. Gökçer, Hürriyet'in muhabiri Nuyan Yiğit ile mezuniyet oyunumu seyretmişti. "Türkiye'ye gelince seni Devlet Tiyatrosu'na katalım" dedi. Ertesi gün gazeteye bir baktım; 'Türk sahnelerine bir yıldız doğuyor' diye tam sayfa haberim yapılmıştı. Türkiye'ye gelişim ardından Devlet Tiyatroları sınavlarını bekliyordum ki, Kültür Sarayı yandı. 1970'lerin sonlarında tiyatrolar sıkıntıya girmişti. Sınavlar iptal oldu, ortada kaldım. Şehir Tiyatroları'na da giremedim. Haldun Dormen Tiyatrosu'na başvuru yaptım. Haldun Dormen sağ olsun evime kadar geldi, "Eriş seninle çalışmak çok isterdim ama ben salonu kapatıyorum." dedi.

        6

        JÖN OLACAK KADAR YAKIŞIKLI DEĞİLSİN

        Tiyatrodan umduğunu bulamayan Eriş Akman, sektörde karşılaştığı bazı kişilerden de dert yandı. Akman, "Bir dönem korkunç bilgisiz oldukları halde, her şeyi bildiklerini sanan kişilerle çalışmamın ardından sinemaya yöneldim. Oyuncu Birsen Ayda ile yapımcı Işık Toraman beyazperde serüvenimde çok yardımcı oldu. Işık Toraman ile tanıştığımızda beni uzun uzun inceledikten sonra söylediği bir sözü hiç unutamam; 'Jön olacak kadar yakışıklı değilsin, kötü adam oynayamayacak kadar masumsun, karakter rolleri için de çok gençsin' dedi. Sanki bana 'Senin türk sinemasında işin yok' demek istemişti. Ben de 'Müsadenizle ben ceketimi alıp çıkıyorum' yanıtını verdim. Sonra durdurdu beni. Sanırım İngiltere'den geldiğim için hemen başrol oynamak istediğimi sandı. Kısa süre sonra 'Hem Döğüş, Hem Seviş' adı filminde rol vererek, 'kötü adam' karakterini canlandırdım." ifadelerini kullandı.

        7

        ARZU FİLM'LE TANIŞMASI

        Eriş Akman, Arzu Film'le tanışmasının ise Yavuz Turgul sayesinde gerçekleştiğini söyledi. Turgul ile çok iyi bir dost olduklarını ifade eden sanatçı, "Yavuz o dönemlerde Ses Dergisi'nin yazı işleri müdürüydü. Sonrasında Hayat, Ses ve Fotospor dergilerinin genel yayın yönetmeni olması için kendisine teklif yapılmıştı. Babıali'nin en genç yayın yönetmeni olacaktı. İkimiz de 23-24 yaşlarındaydık. Ertem Eğilmez, Yavuz Turgul'u Arzu Film'e transfer etmek istiyordu. Yavuz, 'Sen de gelirsen kabul ederim' dedi. Sabah 8'de Ertem Eğilmez'in evine gittik. Baktım ki danışıklı dövüşmüş. Yavuz çoktan kabul etmiş teklifi beni de yanında götürmek istemiş. (Gülüyor) Ardından da Arzu Film'de çalışmaya başladım." şeklinde sözlerini sürdürdü.

        8

        YILDA 6 FİLM ÇEKİYORDUK, DİYALOGLARI YAZACAK ZAMANIMIZ OLMUYORDU

        Arzu Film'in çalışma yapısına övgüler yağdıran Akman, "Hem Hollywood'da hem de Avrupa'da çalışmış biri olarak Ertem Eğilmez ve Sadık Şendil'in kurduğu sistemi hiçbir yerde görmedim. Arzu Film'e girdikten sonra 'Kendimi buldum' diyebilirim. Senaryo çalışmasına tüm ekip katılıyordu. Bunun nedeni senaryo yazmak değildi, aktörlere zaman veremiyorduk. Çünkü yılda 6 film yapıyorduk. Diyalogları yazıp senaryo halinde oyunculara verecek vaktimiz olmuyordu. O yüzden de Ertem Eğilmez ve Sadık Şendil, bütün oyuncuların senaryo çalışmasına katılmalarını istiyordu." ifadelerin kullandı.

        9

        'KÖTÜ ÇOCUK OKTAY' ROLÜNÜ İSTEDİM

        Türk sinemasının unutulmaz yapımlarından olan 'Aile Şerefi'nde 'Kötü Çocuk Oktay' karakterine hayat veren oyuncu, "Suphi Tekniker, 'Aile Şerefi' projesini getirdi. Ertem Eğilmez ile Sadık Şendil çok beğendi. 'Oktay' karakterini okuyunca 'Bunu ben oynamalıyım!' dedim. Suphi Teniker de benim canlandırmamı istedi karakteri. Filmin yönetmeni Orhan Aksoy ise karşı çıktı, çünkü Salih Kırmızı'nın oynamasını istiyordu. Salih 'kötü adam' diye rolü istemedi. Film çekildi, 'Oktay'ın sahneleri kalmıştı. Sonra Ertem Eğilmez devreye girdi ve karakteri ben oynadım. Sete bir gittim herkes bana düşman gibi bakıyordu, senaryo yazarken elime bakan bazı kişilerin hoşuna gitmemişti. Film bitene kadar Orhan Aksoy dahil pek çok kişi rolü iyi oynadığımı düşünmemişti. O dönem açıkçası beni çok üzmüştü. Ancak film çok iyi bir gişe yaptı. 'Oktay' karakteri büyük yankı uyandırdı ve Yeni Delhi Film Festivali'nde Özel Jüri Ödülü'ne layık görüldüm. Arzu Film'in en soluklu işlerinden biri oldu, yıllar geçse de hala televizyonlarda görüyoruz." diyerek, bu filmin kendisinde ayrı bir yeri olduğunu söyledi.

        10

        MÜNİR ÖZKUL'U BİT PAZARINA GÖTÜRDÜK

        'Aile Şerefi'nin Türk Sineması'nın en önemli sosyal içerikli filmlerinden biri olduğunu da sözlerine ekleyen Akman, 'Sucu Rıza'ya hayat veren Münir Özkul'un da çok büyük bir metot oyuncusu olduğunu ifade etti:

        Filmin çekimlerine başlamamıştık. Münir Ağabey tutturdu; 'Beni bit pazarına götürün.' diye. En sonunda Ertem Eğilmez, Yavuz (Turgul) ile bana ricada bulunarak Münir Ağabey'i Kadıköy'deki bit pazarına götürdük. Rolü için oradan giyindi, kendi elbiselerini de poşete koydu. Ertesi gün sete 'Sucu Rıza' olarak girdi. Bütün senaryo aşamasında Münir Ağabey'deki değişimleri izledim, o zaman dedim ki; 'Bu adam gerçekten dünya çapında bir oyuncu.' Gittiğimiz tüm festivallerde Münir Ağabey'e herkes hayran olurdu.

        11

        ERTEM EĞİLMEZ BİR DAHİYDİ

        Ertem Eğilmez hakkında da konuşan usta oyuncu, "Kendisi bir sinema dahisi aynı zamanda da bir star makinasıydı. Tarık Akan ve Kemal Sunal gibi oyuncuları sinemaya kazandırdı. Kendisi için 'sert' derlerdi ama öyle değil. Ertem Eğilmez'in gerçekçi bir tavrı vardı, sahtekarlıktan hiç hoşlanmazdı. İnsanların arkasından konuşmazdı. İçinden ne geliyorsa yüzüne söylerdi. Böyle de olunca insanlar da 'sert adam' dedi kendisi hakkında." ifadelerini kullandı.

        12

        ERTEM AĞABEY BENDEN ÖZÜR DİLEDİ

        1989'da aramızdan ayrılan Ertem Eğilmez'in, ölmeden bir yıl önce 'Sana çok büyük haksızlık yaptım' diyerek kendisinden özür dilediğini belirten Eriş Akman, sözlerini şöyle sürdürdü:

        Yavuz (Turgul) ile bir gün konuşurken filmleri yurt dışına satmayı düşündük. Ertem Eğilmez de onay verdi, 'Tamam satın' dedi. O zamanlar lisan bilen çok kişi yoktu. Bir Ömer Kavur, bir de ben vardım sanırım. Onun için mecburen iş benim başıma kaldı. 'Bizim Aile' filmini sattım. 60 bin dolar kazandık. O zaman için büyük paraydı. Düşünün o dönemlerde bir filmin dünya hakları Lübnan'a 5 bin dolara falan satılıyordu. Ancak kontratta gözümden kaçan bir kısım olmuş. Karşı taraf İngilizce dublajlı istedi filmi. Ertem Eğilmez kıyametleri kopardı; 'Nasıl yapacağız!' diye... Tabir-i caizse bir ay göbeğim çatladı! İngiliz Kültür Ateşesi, yabancı dilde eğitim veren okullardaki öğretmenlerle çalıştık. O kadar güzel bir iş çıkardık ki, Adile Naşit filmin dublajlı halini izlerken 'Ben İngilizce konuşuyorum zannettim' dedi. Ertem Ağabey yıllar sonra benden özür diledi.

        İhracattaki başarıların ardından Akman, sözlerini şöyle sürdürdü:

        'Nehir' filminde rol alacaktım ama yurt dışına satışlar artınca sonra beni bir daha filmde oynatmadılar. (Gülüyor) Çünkü 'Bizim Aile', 'Aile Şerefi' ve 'Nehir' filmlerinin ihracatıyla çok iyi kazançlar sağladık.

        13

        ÇOK BÜYÜK PARALAR KAZANMADIK

        Eski oyuncuların çok para kazanamadığını ifade eden Akman, "Yeşilçam'dan beri yani 1960'lardan itibaren büyük yıldızlar ve prodüktörler dışında hiç kimse doğru düzgün para kazanamazdı. Arzu Film'de Ertem Eğilmez de dahil herkes maaşlı çalışırdı. Ertem Ağabey diğer film şirketleriyle ticaret yaparak kompanse ederdi. Tarık Akan, Halit Akçatepe gibi Arzu Film dışında başka bir yapmın filmde rol alacaksa görüşmesini Ertem Eğilmez yapardı. Arzu Film'de o kadar büyük işler yapmamıza rağmen büyük paralar kazanmamıştık. Ne zaman ki ihracat yaptık o zaman iyi gelirler etmeye başladık. Yapımları yurt dışına satana kadar Ertem Eğilmez ile ortağı Nahit Ataman kirada oturuyordu." şeklinde sözlerini sürdürdü.

        14

        ARZU FİLM 'YEŞİLÇAM' DEĞİL

        Arzu Film yapımlarına 'Yeşilçam' demenin yanlış olduğunu vurgulayan Eriş Akman, "Arzu Film'de çalışırken kötü bir sahne çektik mi, 'Yeşilçam filmi oldu' derdik. Yeşilçam kalitesiz bir simgeydi o zamanlar. Ertem Eğilmez, Sadık Şendil ve Nahit Ataman'a haksızlık ediliyor. Çünkü bu üçlünün yaptığı işler Türk Sineması'nın çok iyi filmleriydi. Arzu Film denilince herkesin aklına Ertem Eğilmez geliyor ama şirketin diğer ortağı Nahit Ataman ve Sadık Şendil'i maalesef atlıyorlar. Arzu Film bir ekoldü. Maalesef ilerleyen dönemlerde o sistemi Türk Sineması benimsemedi." diye konuştu.

        15

        LONDRA'YA YERLEŞTİM

        Yaşamını artık kızıyla İngiltere'de sürdürdüğünü söyleyen oyuncu, "1980'li yıllardan sonra Türkiye'de reklamcılık gelişmişti. Reklam filmi yönetmeye başladım. 500'e yakın reklam filmi çektim. Sonra televizyonlara iş yapmaya başladım ama sektörde istemediğim olaylar yaşadım. Sektörün düzeleceğine inancımı kaybedince geçtiğimiz yıl kasım ayında da Londra'ya yerleştim." dedi.

        16

        KIZIM DA BENİM İZİMDE

        Yönetmen Nisan Akman ile evliliğinden Zeynep ve Memet adında iki çocuğu dünyaya gelen Eriş Akman, kızının kendisinin yolunda ilerlediğini belirtti. Kızının İngiltere'de sinema üzerine eğitim aldığını Akman, Netflix yapımı bir dizinin kamera arkasında yardımcı yönetmenlik yaptığını ifade etti. Usta sanatçı, oğlunun da Portekiz'de yaşadığını söyleyerek, ekonomi alanında kariyerini sürdürdüğünü açıkladı.

        17

        KANSERİ YENDİM, AMELİYAT GÜNÜ BEKLİYORUM

        Eriş Akman bir süredir sağlık sorunları yaşamış. Kalın bağırsak kanserini yendiğini ifade eden senarist, "Ameliyat oldum ama operasyon sırasında bir terslik oldu. Tekrar bir operasyon geçireceğim. Ameliyat gününü bekliyorum. İki hafta önce yeniden bir tarama yaptılar. Pet sonuçlarım çok şükür ki temiz çıktı." dedi.

        18

        "MUTLU BİR HAYATIM OLDU"

        Tiyatro, sinema ve televizyon dışında başka bir iş yapmadığını belirten sanatçı, "Bu yüzden de çok mutlu bir yaşamım oldu. Hep sevdiğim işi yaptım, bir de üzerine para kazandım." şeklinde sözlerini noktaladı.

        19

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ