Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler BBC Dünya Ay'dan daha az tanıdığımız okyanus tabanındaki volkanlar nasıl tespit ediliyor?

        #resim#928104#- Maxar via Getty Images

        Ocak 2022'de Tonga'da patlayan volkan

        1883 yazında Java ve Sumatra adaları arasında bulunan Sunda Boğazı'ndaki bir kaldera, hararetle buhar ve kül püskürtmeye başladı.

        Derken takvimler 26 Ağustos'u gösterdiğinde bölgedeki sualtı volkanı büyük bir patlamayla atmosfere yaklaşık 25 kilometreküplük bir lav ve kül püskürttü.

        On binlerce kişinin ölümüne yapan Krakatoa patlaması, tarihin en ölümcül sualtı patlamalarından biri oldu.

        Bundan 1,5 yüzyıl sonra, 15 Ocak 2022'de benzer bir patlama Tonga'da gerçekleşti.

        Hunga Tonga-Hunga Ha'apai patlaması ve ardından oluşan tsunaminin farklı yönleri de vardı.

        Patlama ve püskürme verilerini anlık olarak kaydeden volkanologlar, bunları incelediğinde şaşkınlığa düştü.

        Kül bulutu bugüne kadar görülmemiş seviyelere, atmosferin en üst katmanlarına kadar ulaşmıştı.

        Bu patlama bölgedeki 100 bin kişi için bir insani felaket oluşturmaya devam ederken bilim insanları için de bir gizem ve aynı zamanda bir uyarı teşkil ediyor.

        Araştırmacılar bu patlamanın ardından, sualtındaki çok sayıda volkanın insanlığa oluşturabileceği tehditlere farklı bir gözle bakıyor.

        Bu yüzden sualtı volkanlarını tespit etme ve inceleme çabaları da hız kazandı.

        Volkanologlar her geçen gün geliştirdikleri ekipmanlar sayesinde erken uyarı sistemlerini iyileştiriyor, volkanların çevresel etkilerini inceliyor ve zararın nasıl azaltılabileceği üzerine fikir yürütüyor.

        Peki patlayacak bir sonraki volkanı tespit etmek için uğraşan bu bilim insanları kim? Araştırmalarını nerelerde yürütüyorlar?

        Video çekimleri ve bölgeden örnekler

        Sualtı volkanlarını tespit etmek, yeryüzündekileri tespit etmekten çok daha zor. Çünkü okyanus tabanı hakkında bildiklerimiz, Ay'ın yüzeyi hakkında bildiklerimizden daha az.

        Fakat Hunga Tonga patlaması, bu alandaki bilgi ihtiyacımızın altını çizdi ve bilim dünyasının bu konuya daha fazla odaklanmasına yol açtı.

        Nisan 2022'de Yeni Zelanda Ulusal Su ve Atmosfer Araştırmaları Enstitüsü, Tonga'ya TV Tangaroa adlı bir deniz aracı göndererek binlerce kilometrekarelik deniz tabanını inceledi, video çekimleri yaptı ve bölgeden örnekler getirdi.

        #resim#928105#- Getty Images

        Volkanologlar erken uyarı sistemleri geliştirerek patlamaların çevresel ve ekonomik etkilerini azaltmayı hedefliyor

        Sualtı volkanları genellikle patlamanın şiddetiyle çöküyor. Büyük bir kara kütlesinin sualtında çökmesiyle oluşan dalgalara magma da eklenince ölümcül tsunamilere eşlik eden zehirli gazlarla karşılaşılabiliyor.

        Tangaroa'daki araştırmacıların öncelikle hedefleri arasında bölgenin haritasını çıkarma, volkanın püskürttüğü maddelerden örnek alarak patlamanın kimyasını ve jeolojisini anlama, patlamayla oluşan kalderanın deniz tabanının geri kalanına etkisini inceleme gibi maddeler vardı.

        Bu misyonun lideri olan volkanolog Kevin Mackay, "Bölgeye vardığımızda insansız deniz aracını deniz tabanına doğru indiremeye başladık" diyor ve ekliyor:

        "Biraz korkutucuydu. Her an çelikten gemimizin altında meydana gelebilecek küçük bir patlama bizi göz açıp kapayıncaya kadar batırabilirdi."

        Kilometrelerce su tabakasının altındaki gizem

        Sualtı cihazındaki yeni ve deneysel enstrümanlar, volkanın suya saldığı kimyasalları da tespit etmelerine olanak sağladı.

        Böylece volkanın bazı akıntılarının dört bir yanda 60 kilometre kadar uzağa yayıldığını tespit ettiler.

        Bugüne kadar kaydedilen sualtı patlamaları, bundan sonraki felaketlere dair öngörülerimizi de artırabilir.

        Örneğin 2018'de Fransa'nın Mayotte Adası açıklarında gerçekleşen bir patlama, bölgedeki yüksek sismik aktivite ile birleşerek bir sualtı dağına yol açtı. Bunun fark edilmesiyle birlikte bu dağ anlık takibe alındı.

        Fakat bu tür izlem faaliyetleri son derece pahalı. Gemiler, ekipler ve ekipmanlar için ödenecek para günlük 50 bin euroyu aşabiliyor.

        Veri transferi için dağ yakınlarına çekilmesi gereken kabloların maliyeti ise milyonlarca euroyu bulabiliyor.

        Fakat ne kadar pahalı olursa olsun bu tür araştırmalar kritik öneme sahip. Bu sayede hem aktif volkanların insanlığa yönelik tehditlerini hem de çevresel etkilerini daha iyi anlayabiliyoruz.

        'En tehlikelileri yüzeye yakın olanlar'

        Çevrenin bu patlamaların yarattığı etkiden nasıl iyileştiği, sualtı madenciliği veya trol avcılığı gibi faaliyetlerden sonra nasıl iyileştiğini daha iyi kavramamızı sağlayabilir.

        Fransız araştırmacı Javier Escartin, "İnsanlar volkanlara, risk teşkil ettikleri için ilgi gösteriyor diyor ve ekliyor:

        "Genellikle en tehlikelileri en derindekiler değil yüzeye daha yakın olanlar."

        Bilinen yaklaşık 1.500 sualtı volkanının 500'ünün patlaması kayıt altına alınmış durumda.

        Fakat keşfedilmemiş daha fazla volkan olduğu düşünülüyor.

        Bunların büyük bir kısmı da Pasifik'te.

        #resim#928106#- Getty Images

        Tangaroa deniz aracı

        Escartin, "Tonga'daki gibi bir patlamanın Akdeniz veya Hawaii açıklarında olduğunu düşünün… Ölümler, yıkımlar ve ekonomiye verilecek hasar çok büyük olur" diyor.

        Escartin, bu nedenle henüz keşfedilmemiş volkanların bulunmasının önemine dikkat çekiyor.

        Nasıl buluyorlar?

        Peki deniz tabanına dair veriler bu kadar kısıtlıyken uzmanlar sualtı volkanlarını nasıl buluyor?

        Bu da sualtı mikrofonlarıyla yapılıyor.

        Bilim insanları kayıtları inceleyerek lav akımlarını tespit edip bunların patlamaya yol açabilecek bir faaliyetten kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamaya çalışıyor.

        Araştırmacılar volkanik adaların çöküşlerinin büyük tsunami ve depremlere yol alabileceği uyarısında bulunuyor. Escartin, "Tarih yazımına başlandığından beri böylesi büyük bir çökme görülmedi fakat büyük bir felakete yol açma potansiyeli var" diyor.

        ABD'nin Pasifik kıyısındaki Axial sualtı volkanları buna bir örnek olabilir. Bu dağ sırasında 1998, 2011 ve 2015 yıllarında patlama meydana geldi.

        Vericiler, sualtında en fazla gözlemlenen bu volkanlardaki basıncın artışta olduğunu gösteriyor. Uzaktan kumandalı sualtı cihazları da yeni lav akışları tespit etti. Bu, uzak olmayan bir gelecekte bir patlama gerçekleşeceği anlamına gelebilir.

        #resim#928107#- Getty Images

        Sualtı volkan patlamalarını tespit etmek, yüzeydekileri tespit etmekten çok daha zor

        Volkanolog Kevin Mackay, Hunga Tonga patlamasının bugüne kadarki teorileri değiştirdiğini söylüyor:

        "Bu bir süper volkan patlamasından daha güçlüydü fakat beklendiği üzere volkanı yok etmedi.

        "Henüz kavrayamadığımız bir diğer konu da Hunga Tonga patlamasının enerjisinin okyanus tabanında yayılmak yerine dikey bir şekilde gökyüzüne doğru ilerlemesiydi."

        Ses dalgaları ve atmosferdeki dalgalanmalar

        Patlamanın yol açtığı ses dalgaları bir yolcu uçağının iki katı hızda atmosferde 100 kilometre yüksekliğe ulaştı.

        Uzmanlar bu yüzyılda görülen en güçlü patlamanın arkasındaki dinamiği anlamak için çalışmaya devam ediyor.

        Patlamanın gücünün 10 milyon ton TNT'ye eş olduğu tahmin ediliyor.

        Patlama nedeniyle yerel altyapı çöktü, su kaynakları kirlendi ve yerel ulaşım kilitlendi.

        Okyanus tabanlarında hiçbir uyarı vermeden patlayabilecek sayısız volkan bulunuyor.

        Hunga Tonga'yı incelemek, deniz altındaki bu saatli bombaları anlamamızı ve kendimizi onlardan korumamızı sağlayabilir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ