Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Burak Kut: Kazandığım parayı tutamadım! - Magazin haberleri
        1

        Armağan Çağlayan'ın YouTube'da yayınlanan programına konuk olan şarkıcı Burak Kut, şöhret basamaklarını tırmanırken yaşadığı zorlukları anlattı.

        2

        "HAKAN PEKER BANA ÇOK DESTEK OLDU"

        İşte 47 yaşındaki ünlü şarkıcının öne çıkan açıklamaları:

        * İlk sahne deneyimim lisede öğretmenler korosunda çıktım. Popüler müzikteki ilk performansım Hakan Peker'in konserine çıkmamdır. Tolga Sünter ile konsere gittik. Hakan Peker'in basçısı rahatsızlanınca yerine ben çıktım. Hakan ağabey ilk albümle birlikte bana çok da destek olmuştur.

        3

        * Hakan Peker’in sahnesinde kişi sayısını tamamlamak için klavye çalmış gibi arkada durmuştum. Hakan ağabeyden önce ilk albüm atağım için babam Yaşar Kekeva’dan randevu almıştı. Randevumun olduğu gün kendisinin vurulduğu gündür. Demo falan hazırlamıştım ölümü şoke ediciydi. Sonra oğluyla ahbap oldum. Bir süre bir şey yapmadım. Babamın rahatsızlıklarından dolayı da bu işleri erteledim. Daha sonra Hakan ağabey ile çalışmaya başladım. Gerçekten bana ağabey olmuştur.

        * Popüler olunca politikaya atılmamı da istediler... Meydanları toplamak için teklifler geldi. Hiç aklımdan geçmedi. Siyaset hiç ilgimi çekmiyor. O zaman ANAP ve DYP vardı. "Gençlik kollarından başla gibi bir şey" dediler.

        4

        "SEZEN AKSU'NUN MİKROFONUNU YAKMIŞTIM"

        * Sezen Aksu’nun tüplü mikrofonu vardı. Herkeste olmayan bir mikrofondu... Bütün albümü başka mikrofonla sadece 'Yaşandı Biti'yi Sezen hanımın mikrofonuyla okumuştum. Ses farkı var diğer mikrofonlara göre... Ben de işim bitince "Bunu geri götüreyim" dedim. Arkadaşımız da ısıtmadan fişe takmış ve mikrofon yanmış. Sezen Aksu'nun mikrofonunu geri götürüyorum ama tabut taşır gibi. Kapıyı çaldım aksi gibi Sezen Aksu açtı. Kendisine mikrofonu uzatıyorum bir yandan ağlıyorum, "Yanmış" diye... Şaşırdı kaldı Sezen Hanım, "Manyak mısın oğlum, ne ağlıyorsun? Yaptırırız, geç içeri" dedi. Unutamadığım bir andı.

        5

        "İNSANLARI KONTROL EDEMİYORDUM"

        * Rumelihisarı'nda bir evde oturuyordum. Evim hemen tespit ediliyordu. Artık insanları kontrol edemiyordum. Dışarı çıkabilmek için polis çağırdığım çok oldu. Dış kapı açık, izole bir yerdeyim bilirsiniz oraları. Allah'tan duştan bornozla çıkmışım. Anne-kız adresimi bulmuş, kapıdan girmiş salona oturmuşlar. Güler yüzlü biri olduğum için tanışıyoruz gibi konuşuyorlar. "Naber Burak?" diyorlar mesela. Evinden kaçıp gelenler var. Kaç kere karakola gittim şehir dışından kaçıp gelenler var. Polise yakalanınca adımı söylüyorlardı, polis de "Şahıs seni tanıdığını söylüyor konuşmak zorundayız" diyordu.

        6

        "SOPAYLA KOVALANDIM"

        *Saymakla bitmeyecek olaylar oldu. Bir gece o zaman Ataköy'de oturuyorum kapıda bekliyorlar "Beklemeyin çekimim var" diyorum, gidiyorum. Döndüğümde biri 9-10 gibi hala kapıdaydı. "Hayranımızdır biraz daha konuşalım" diye eve aldım. Konuştukça anladım ki evden kaçmış. Aldım arabayla evine bıraktım. Kapıyı atletli bir abimiz açtı "Sen misin Burak Kut?" diye beni sopayla kovaladı. Arabayla patinaj yapıp kaçıyorum. Psikolojik tedavi safhasına gelen birçok insan vardı. Yemek yerken masaya bir tabak daha koyuyorlarmış "Burak'cığım sen de yer misin?" falan diyorlarmış kendi kendilerine.

        7

        "TEHDİT EDİLDİM"

        * İki kez ölüm tehdidi atlattım. Bunu dileyen araştırsın. Bir tanesi barış konserinin sonunda yaşanılanlar durma noktasına gelmeme neden olmuştur. Bir diğeri de "Türk bayraklı tişört" giyiyorum diye fanatik bir grubun ölüm listesine alınmam... Şöhretin boyumu nasıl aştığını söylüyorum. "Niye vazgeçtin, geri çekildin?" hikayesi bunlarla ilintilidir.

        8

        * Babam da devletini milletini seven bir adam olduğu için askerlik benim için önemliydi. Eğri oturup doğru konuşalım o kadar para kazanıyordum ki askere gitmemek için Londra'da bir okula da kaydolmuştum. Shipping Management (gemi yönetimi) okuyacaktım. Gemi almayı düşünüyordum. "Parayla tekne alacağım bari öğreneyim" diyordum. O sene okulun parasını da yakarak askere gittim. Ben o yazılan yazıların muhatabı olmak istemedim. "Senin özelliğin ne, vatan evladı değil misin?" gibi şeyler yazılmıştı. Herkesin bir tanıdığı vardır ya ben direkt vatandaş olarak gittim. Hatta komutanlarım da "Senin için kimse bizi aramadı" demişti.

        9

        "18 AY ASKERLİK YAPTIM"

        * Acemiliği Isparta'da, usta birliğini Erzincan'da 18 ay yaptım. Popülerliğin verdiği dezavantajı çok yaşadım. Göz hapsindeydim. Kilo aldım, depresyona girdim. İyi gitmiştim ama orda birçok şey oldu. Muhasebecim tarafından dolandırıldım. Deli raporu aldı, kaçtı. Hiçbir vergiyi ödememiş. Maliyeden yazılar geliyordu askeriyeye...

        * Babam hep ofis açmak isterdi... O ölünce ben de şöhret olunca bir ay içinde ofis açtım. O zaman banka işlemleri kolay olmadığı için bir çekmece vardı. Kese kağıdıyla para döküyorlardı içine. Muhasebecime "Ne gerekiyorsa al buradan" diyordum. Hiçbirini ödememiş. 10 sene sonra bir denetleme oluyor vergiler vergilerin faizleri hiç çalışmadığım ve yanlış yatırımlar yaptığım bir dönem yaşadım.

        10

        "BİLİNÇSİZ BİR DÖNEMDEYDİM"

        * Askeriyede gazinoda, çatışma bölgelerinde konserler verdim. Ben çok disiplinliydim de askeriye sıkıldı benden... Dursam sorun, haber olsam sorun! "Ne yapacağız seninle" dediler. "Moral konserleri vereyim" dedim. Ağrı'da, Bingöl'de arkadaşlarımızın dağdan inip benimle moral buldukları günler yaşandı.

        * Gelir düzeyin yüksek olunca ona göre bir hayat yaşıyorsun. Para kesilince maddi zorluklar yaşadım. Bir reklam filminde oynamıştım. O zamanın parasıyla Levent'teki villalardan alabilecek kadar çok kazandım. Arnavutköy'den bir yer aldım ama orayı yaptırmak hiç nasip olmadı. Bankadan kredi çektim geri ödeyemedim.

        * Servet yapmanın değil servet korumanın önemli olduğunu anladığım işlerdi. Ben de biraz şöyle bir durum var, "Para insanın elinin kiridir, çok para kazandığın zaman başına bu işler gelir" gibi bir kodlama yapmışım. Onu sonradan fark ettim. Ben parayı itmişim... Bilinçsiz bir dönemdeydim.

        11

        "ŞÖHRET YÖNETİMİ ZORDU"

        Burak Kut, "Hiç bunlar yaşanmasaydı ister miydin?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

        Herkes senden bir şey koparmak işitiyordu. Paramparça edilmek isteniyorsun. Sevginin bir sınırı vardır ama herkes bir şeyler almak istiyordu. İbret hikayesi olabilir ama ibreti nasıl alıyoruz? "Gördün mü Burak parayı buldu havaya girdi" dersen o değil. Bugüne bakınca ben de "İyi ki yaşadım" diyorum... Kariyer hatalarım olmuştur ama kimse "Niye paranı kaybettin?" diye hesap soramaz. Şöhret yönetimi gerçekten zordu.

        12

        "KRAL BEN OLACAĞIM DEMEDİM"

        * Hayata müzik yapmak için geldiğine inanan insanlardan biriyim... Yeteneklerimin ortaya çıkamaması beni üzmüştür. Diğer yönlerimin de tanınması için çalışacağım. Benim işim üretmektir. Ötesinde kimseye vaat vermedim. "Yıldızınız olacağım, kral ben olacağım" demedim ama anlıyorum. Çok fazla taraftar sayısına sahip oldum. Hep beklenti oldu, beni de tutan bu oldu. Sahip olduğum şeylerin bana sahip olduğunun farkına vardım. İlişkiler konusunda da böyle... Hatalarım olmuştur onların da bana... Ama günün sonunda "Burak'cığım sana mı geliniyor, şöhretine mi geliniyor, parana mı geliniyor?" diye...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ