Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Büyülü bir ülke: Meksika

        Seyyah yazar Fazlı Bulut rotayı Meksika'ya çevirdi. Bulut, Meksika: Büyülü Ülke kitabıyla okurları Meksika ve kültürüne doğru bir yolculuğa çıkarttı. Ülkenin tarihini, kültürel, insani ve ekolojik zenginliğini okurla paylaşan seyyah, kendini ve kitabını anlattı...

        Bir seyyah olarak niçin seyahat ediyorsunuz?

        İnsanların seyahat etmek için pek çok gerekçeleri var. Benim seyahat etme gerekçelerim ise çok basit. Birincisi merak ediyorum, ikincisi ise hayal kuruyorum. Çocukluğumdan itibaren sürekli olarak uzun yolculuklar yapmak ve uzak diyarlara gitmek istiyordum. Belli bir yaşa geldikten sonra önce ülkemizi sonra da dünyayı gezmeye başladım. Yaklaşık 35 yıldır yollardayım.

        REKLAM

        Seyahatlerinizin bir kısmıyla ilgili kitaplar yazdığınızı biliyoruz. Şimdiye kadar hangi seyahatlerinizi kitaba dönüştürdünüz?

        Şirazlı Şeyh Sadi “Bilgisiz seyyah kanatsız kuşa benzer.” diyor. Ben de seyahat etmeden önce gideceğim ülkeyle ilgili gerek yerli gerekse yabancı kaynaklardan bilgi edinmeye çalışıyorum. Hem görüp öğrendiklerimi başkalarıyla paylaşmak hem de ülkemizin seyahat edebiyatına küçük de olsa bir katkı sağlamak için bazı seyahatlerimi kitaba dönüştürdüm. Şu ana kadar beş kitap yazdım: Hindistan Seyahatnamesi, Suriye ve Ürdün Seyahatnamesi, İRAN Gül Bülbül ve Şiir Ülkesi, TİMBUKTU Uzak Bir Düşe Yolculuk ve MEKSİKA Büyülü Ülke.

        Son kitabınız Meksika ile ilgili. Coğrafi olarak bize oldukça uzak bir ülke olan Meksika nasıl bir ülke?

        Meksika yaklaşık 130 milyonluk nüfusuyla Hispanik dünyanın en büyük ülkesi. Yaklaşık 2 milyon km2’lik bir yüz ölçümü var. Ülke çok ciddi bir tarihi, sosyal, siyasal, kültürel ve ekolojik zenginliğe ve çeşitliliğe sahip. Latin Amerika’da en çok mestizo (yerli-beyaz karışımı insanlar) nüfusun yaşadığı ilk üç ülkeden biridir. Ülkede yaklaşık 70 farklı dil konuşuluyor. Ülkenin güneyinde uçsuz bucaksız Chihuahua Çölü kuzeyinde Lacandóna yağmur ormanları yer alıyor.

        REKLAM

        Bu özellikleriyle Meksika için pek çok alanda Latin Amerika’nın (Brezilya hariç) lider ülkesidir diyebilirim.

        Meksika çok güzel, gizemli, büyülü, şaşırtıcı, ilginç mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken şahane bir ülke.

        Meksika’ya ne zaman gittiniz, ne kadar kaldınız nereleri gezdiniz?

        Meksika’ya 2018 ve 2020 yıllarında olmak üzere iki seyahat yaptım. Ülkede toplam 82 gün kaldım. Eski-yeni 20 şehir gördüm. Bazı şehirlere iki defa gittim. Ülkeyi hiç acele etmeden, tanıyıp anlamaya çalışarak gezdim. Ağırlıklı olarak orta ve güney bölgeleri olmak üzere ülkenin en önemli şehirlerini gördüğümü söyleyebilirim. Ancak göremediğim ve görmek istediğim pek çok şehrin olduğunu da belirtmek isterim. Umarım oraları da daha sonraki seyahatlerimde görebilirim.

        İspanyolların Amerika’ya gitmesiyle birlikte Meksika’da neler olmuş, neler yaşanmış?

        REKLAM

        Hernán Cortés liderliğindeki İspanyolların bölgede ilk işgal ettikleri bölge bugünkü Meksika’nın bulunduğu yer. Cortés 1521 yılında Azteklerin başkenti Tenochtitlán’ı (bugünkü başkent México) işgal edip Aztek devletine son vermiş. O zamanlar Tenochtitlán Texcoco gölünün içinde yer alan bir adanın üzerindeymiş. İşgalden sonra İspanyollar gölü kurutup buraya México şehrini kurmuşlar. México acımasızca kurulan sömürge yönetiminin merkezi olmuş. İspanyollar işgalle birlikte bölge ahalisini hızla katolikleştirip dillerini de İspanyolca’ya çevirmişler. Öte yandan İspanyolların taşıdığı hastalıklar büyük bir insani felakete yol açmış. Bu hastalıklar nedeniyle yaklaşık 100 yıllık bir sürede yerli nüfusun %90’ı yok (yaklaşık 10-11 milyon kişi) olmuş. Çünkü yerliler bu hastalıklara karşı hiçbir bağışıklık sistemine sahip değillermiş.

        Sömürge yönetimi tam 300 yıl sürmüş. 1810 yılında başlayan bağımsızlık hareketi 1821 yılında başarıya ulaşmış ve bugünkü Meksika Cumhuriyeti kurulmuş. Bağımsızlık hareketinin başlamasından 100 yıl sonra 1910-1920 yılları arasında Meksika Devrimi yaşanmış. Ülke bu tarihten sonra istikrara kavuşmuş.

        Meksika’nın şehirleri hakkında neler söylersiniz?

        Meksika işgal edildikten bir süre sonra İspanya kralı sömürge yönetimine yeni şehirlerin nasıl kurulması gerektiği konusunda bir emir göndermiş. Buna göre şehirler, ortasında dikdörtgen bir meydan, meydanın bir kenarında kilise, diğer tarafında bir hükümet binası (duruma göre başkanlık sarayı, valilik veya belediye binası) diğer iki kenarında ise büyük ticari binalar olmak üzere kurulmuş. Şehrin cadde ve sokakları ise mazgal şeklinde ya meydana dik ya da paralel olarak uzanıyor. Bu plana göre inşa edilen şehirlerin büyük bir kısmı bugüne kadar muhafaza edilmiş. Kolonyal mimariye uygun olarak yapılan binaların önemli bir kısmı hâlâ kullanılıyor. Öyle ki bazı şehirlerin bazı bölümleri 18. ve 19. yüzyıllardan kalma gibi. Başkent Mexico’nun şehir merkezi, Puebla, Guanajuato, Guadalajara, Oaxaca, San Cristobal de Las Casas, Campeche, Merida gibi şehirler kolonyal yapılarını bugün de korumaktadırlar.

        REKLAM

        Her şehirde gezilip görülecek pek çok müze, saray, katedral, kilise, piramit, eski dönemlere ait kalıntılar, karnaval, pazar... var. Müzeler çok çeşitli ve zengin. Başkent México’da 150’den fazla müze olduğu söyleniyor. Buradaki Antropoloji Müzesi alanında dünyanın en zengin ilk üç müzesi arasına giriyor.

        Kitabınızın birçok yerinde murellerden bahsediyorsunuz sanatından. Murel sanatı hakkında biraz bilgi verir misiniz?

        Tarihsel kökleri Mayalara kadar dayansa da modern murelizmin doğuşu Meksika Devrimiyle birlikte başlıyor. Meksika Devriminden sonra iktidara gelenler kısa sürede bir ulus devlet yaratmak için mesajlarını hızla kitlelere aktarmanın yolları üzerinde çalışmışlar. Ülkede yaşayan insanların büyük bir kısmı okur-yazar olmadığı için yazılı iletişimden ziyade görsel mesajlara ağırlık verilmiş. Bu kapsamda görevlendirilen ressamlar kamu binalarının iç cephelerine, verilmek istenen mesajları içeren büyük duvar resimleri yapmışlar. Kısa bir zamanda ülkenin pek çok kamu binası yeni dönemin mesajlarını yansıtacak şekilde büyük duvar resimleriyle donatılmış. Daha sonra resimlerin konusu ve kapsam değişip çeşitlense de bu gelenek günümüze kadar devam etmiş.

        REKLAM

        Meksika Murelizminin kurucuları olarak Diego Rivera, Clemente Orozco ve David Alfaro Siqueiros olarak kabul ediliyor. Bunlara “Üç Büyükler” de deniliyor. Ülkenin pek çok yerinde gerek “Üç Büyükler” gerekse diğer ressamlara ait çok sayıda murel gördüm. Her biri hayranlık uyandıran muhteşem eserlerdi.

        Murel sanatı zamanla sokaklara yansımış. Bugün şehirlerin değişik yerlerinde geçici veya kalıcı pek çok sokak resmine rastlamak mümkün. Konuları çok çeşitli olan bu resimler, korku, şaşkınlık, ürküntü, hayranlık gibi duyguların her birini hem ayrı ayrı hem de hep birlikte uyandıracak kadar güzeller.

        Kitaptaki ilginç bölümlerden biri olan Ölüler Günü hakkında ne söylemek istersiniz?

        Meksikalılara göre ölüm her şeyin sonu değil, hayatın doğal bir devamıdır. Bu nedenle ölüler, ebediyen yitip gitmezler. Onların ruhu sevdikleriyle beraber bir aradadır. Yaşayanlar da ölülerin ruhlarını mutlu etmek üzere her yıl 1-2 Kasım tarihlerinde Ölüler Gününü “kutlarlar.” Kelimeyi yanlış kullandığım sanılmasın, Meksikalılar Ölüler Gününü anmazlar, kutlarlar. 1 Kasım günü çocuklar için 2 Kasım günü ise yetişkinler için kutlanır. Bu günlerde ölen kişilerin sevdiği yemekler yapılır, onlara ait fotoğraflar çiçeklerle süslenir, onların sevdiği müzikler çalınır ve hep birlikte eğlenilir. Ölüler Gününün sembolü de Meksikalı ressam José Guadalupe Posada’nın yarattığı süslü ve kokoş kurukafa ve kadın iskeleti olan “La Catrina” karikatürüdür. Bu karikatürün pek çok değişik formunu her yerde görmek mümkün.

        REKLAM

        Meksika’nın yemekleri nasıl? Yemeklere alışabildiniz mi?

        Pek çok alanda olduğu gibi gastronomi alanında da Meksika çok zengin bir ülke. UNESCO geleneksel Meksika mutfağını maddi olmayan kültür varlığı olarak kabul etmiş. Carlos Fuentes sadece Puebla şehrinde 800’den fazla tatlı çeşidinin yapıldığını söylüyor. Yemeklerde yaygın bir şekilde sos kullanılıyor. “Mole” sosu en yaygın ve en geleneksel olanı. Meksika en sevdiğim şeylerden biri de pazarları gezmekti. Pazarlarda bir renk, lezzet ve koku şöleni var. Buralardaki açık hava lokantalarında çok lezzetli yerel yemekler yapılıyor. Öte yandan tekila, pulque, mezcal gibi içkiler birbirinden güzel yemeklere eşlik ediyor. Meksika’nın üç sembolü olduğu söyleniyor: Taco (yemek) tekila (içki) ve mariachi (müzik.)

        Mümkün olduğunca pek çok şeyin tadına bakmaya çalıştım. Yediğim içtiğim her şey çok çok lezzetliydi.

        Meksika turistler için güvenli mi? Bu ülkeye seyahat edeceklere ne tavsiye edersiniz?

        Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’da farklı ülkeleri görmüş biri olarak dünyada görülmesi gereken ilk üç ülkenin Hindistan, İran ve Meksika olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bu benim sübjektif düşüncem. Meksika gezip görmek, değişik kültürleri gözlemlemek, değişik insanları tanımak için çok cazip ve güzel bir ülke. Ancak ülke güllük gülistanlık bir yer de değil. Uyuşturucu kartellerinin neden olduğu şiddet ülkenin çok önemli bir sorunu. Kartellerin yabancılara yönelik herhangi bir tehditleri söz konusu değil. Onların dertleri rakip kartellerle ve güvenlik güçleriyle. Amerika Birleşik Devletleri sınırında bulunan Tijuana ve Juárez şehirlerinden uzak durmak kaydıyla, ülke yabancılar için son derece güvenli bir yer. Dünyanın herhangi bir ülkesinde gösterilmesi gereken ortalama dikkat ve özen gösterilmek kaydıyla her tarafa gidilebilir. Ben köy minibüsleri dahil her türlü ulaşım aracıyla en uzak yerlere tek başıma gittim, hiçbir sorun yaşamadım. Yardıma ihtiyaç duyduğum her yerde amigalar ve amigolar büyük bir misafirperverlikle bana yardımcı oldular.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ