Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık D vitamini ne kadar alınmalı? D vitamini eksikliğinin belirtileri nelerdir?

        Son 200 yıldır değişen alışkanlıklar, kapalı ve güneş ışığı görülmeyen yaşam alanları, diyetsel değişimler ve besinsel alerjiler, güneşten uzak durulması gerektiğinin önerilmesi, güneş koruyucular gibi çeşitli nedenler D vitamini ile ilgili sorunların ortaya çıkmasına neden oluyor.

        Ciddi ve yaygın bir sağlık sorunu olan D vitamini eksikliğinin, tanı ve tedavisinde hatalı uygulamalara maruz kalınıldığına dikkat çeken Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Çıkım Sertkaya, "Olası yan etkiler düşünülmeden kulaktan dolma bilgilerle D vitamini takviyeleri alınıyor. Gereğinden fazla ya da gereğinden az alındıkça tedavi edici anlamı kalmıyor. Her tedavide olduğu gibi D vitamini tedavisi de konunun uzmanlarınca yapılmalıdır" uyarısında bulundu.

        Prof. Dr. Sertkaya, D vitamini alırken nelere dikkat edilmeli? Fazla alınan D vitamini ölümle sonuçlanabilir mi? Hamilelikte D vitamini kullanılabilir mi? D vitamini kaynakları nelerdir? D vitamini eksikliği hangi belirtilerle karşımıza çıkar? Güneş kremi D vitamini almanın önünde bir engel mi? D vitamini eksikliği MS riskini artırır mı? sorularının yanıtlarını HABERTURK.COM'a verdi.

        D vitamini nedir, insan sağlığı için neden bu kadar önemli?

        Vitamin, metabolizma için küçük miktarda gerekli olan ve vücudun hücrelerinde yapılamayan moleküllerdir. Enerji kaynağı değillerdir. D vitamini olarak adlandırılan "kolekalsiferol" aslında bir hormondur; çünkü bedenimizde yapılır. Ancak yapılabilmesi için cildimizin direk güneş ışığı yani UV-B görmesi gerekir. Öte yandan örneğin bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklarda, bazı kanser hastalarında D vitamini düzeylerinin yetersiz olduğu tespit ediliyor. Buradan yola çıkılarak pek çok hastalıkla ilişkilendirilebileceği görülüyor. Temelde D vitamini kemik metabolizmamızın olmazsa olması. Kemiklerimizin yapı taşı ve bedenimizde kalsiyum metabolizmasının düzenleyicisi.

        D vitamini gerek gıdalar gerekse de güneş aracılığıyla alınabilen bir vitamin. Ancak güneş ülkesi olmamıza rağmen insanların çoğunda D vitamini eksikliği çıkıyor. Bunun sebebi nedir?

        Türkiye, 36° - 42° Kuzey paralelleri ile 26°-45° Doğu meridyenleri arasındadır. Ülkemizde ideal sentez Mayıs-Kasım aylarında olur. D vitamini sentezi için en uygun ışın açısı saat 10.00-15.00 arasındadır.

        Yazın uygun saatlerde tüm vücudun güneş ışığı ile minimal eritem dozu (ciltte hafif pembelik) oluşturacak şekilde karşılaşması durumunda deride, ağızdan alınan yaklaşık 20.000 IU vitamin D dozuna eşdeğer düzeyde D vitamini sentezi gerçekleşir. Sadece el, kol ve bacakların güneşe maruz kalması yaklaşık 0,5 minimal eritem dozuna denk gelir ki bu durumu da ortalama 3000 ünite D vitamini sentezi sağlar. Cilt rengi açık olan bir insanda minimal eritem dozuna 15 dakikada ulaşılabilirken, koyu ciltli bir kişide bu süre 3-4 kat daha uzun olabilir. 70 yaşın üstünde, bu miktarın yüzde 30 daha azı meydana gelir. İşte bu yüzden ileri yaşlarda D vitamini ihtiyacı artmaktadır. Öte yandan, koyu renk tenli olanlar, yaşlılar ve bakımevlerinde yaşayanlar, güneş koruyucu kremler kullananlar ve şişman bireylerde D vitamini eksikliği riski artmaktadır. Ayrıca hiperparatiroidizm, lenfoma, kronik böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar ve bağırsaklarda emilimi bozan hastalıkları olanlar da D vitamini eksikliği bakımından riskli gruptadır.

        D vitamini eksikliğini nasıl anlayabiliriz?

        Bulgular D vitamini eksikliğinin derecesi ve süresine bağlıdır. Çoğu hastada şikayet yoktur. Bu hastalarda serum kalsiyum ve fosfor düzeyi de normaldir. D vitamini düzeyi düşük olanların yaklaşık yüzde 50’sinde paratiroit hormon düzeyi yüksektir. Bu durumda kemik kaybı hızlanır, osteoporoz gelişir. Ağır ve uzamış vitamin D eksikliğinde kemik yoğunluk kaybı, yaygın kemik-kas ağrısı, kemik hassasiyeti, kas güçsüzlüğü, yürüme zorluğu ve kırıklar gelişebilir.

        D VİTAMİNİNİ ABARTMAK ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR!

        D vitamini her zaman "muhakkak alınması gereken" bir vitamin olarak gösteriliyor. Günlük ihtiyacımız ne kadardır? D vitamininin dozunu kaçırmak sağlığımızı nasıl etkiler? Örneğin; D vitamini fazlalığının ölümcül hastalıklara kadar gidebileceği

        belirtiliyor...

        İdeal D vitamini alımı 1000-2000 Ü/gün olmalı; D vitamini için tolere edilebilir üst sınır tüm yaş gruplarında 4000 ünite yani 100 mikrogramdır. Fazlalığı ciddi kalsiyum yüksekliğine neden olur. Bu durum kalp damar hastalıklarına; mide bağırsak hastalıklarına, ruhsal ve sinirsel hastalıklara neden olacağı gibi; kalp ritim bozuklukları nedeniyle ölüme bile yol açabilir. Üstelik D vitamini fazlalığı beklenenin aksine kemik döngüsünün durmasına yani kemiğin daha kırılgan hale gelmesine neden oluyor.

        HAMİLEYKEN D VİTAMİNİ KULLANILABİLİR Mİ?

        Hamilelikte D vitamini tavsiye edilir mi? Bebeğe herhangi bir zararı olur mu?

        19-70 yaş aralığında tavsiye edilen günlük D vitamini dozu 600-1000 Ü ve ne gebelik ne emzirme döneminde bunun üstüne çıkmaya gerek yoktur. Hatta yüksek doz D vitamini alımı bebeğin anne karnında kemik metabolizması üzerine olumsuz etki eder. O nedenle eğer gebede bilinen bir eksiklik yok ise fazladan D vitamini vermek gereksizdir.

        Peki, D vitaminini kararında alabilmek için neler öneriyorsunuz? Nasıl beslenmeliyiz? Güneşte ne kadar kalmalıyız? D vitaminini güneşten karşılayabilmek için güneş kremi kullanmamalı mıyız?

        D vitamini içeren besin sayısı az olması nedeniyle yüzde 10-20 gıdalardan alınırken; yüzde 80-90 UVB ışınları etkisiyle ciltte sentezlenir. Bu nedenle ülkemizde nispeten daha az olan ancak Batı ülkelerinde çok daha yaygın olan D vitamini ile zenginleştirilmiş gıdaların üretimi artmaktadır. Süt ürünleri, balık yağları ve yağlı balıklar (somon, uskumru, ton balığı, sardalye), yumurta sarısı, tereyağı, karaciğer, ve sebze grubundan da brokoli ve maydanoz D vitamini açısından zengindir. Morina balığı (cod fish) karaciğerinin yağı ki biz balık yağı olarak da biliriz; yüksek oranlarda A ve D vitamini içerir. 100 gram morina yağı günlük D vitamini ihtiyacımızın yaklaşık 16 katı D vitamini içerir.

        Faktör düzeyi 15 veya üzerindeki güneş koruyucu kremlerin kullanılması yüzde 99 oranında güneş ışınlarının deriye ulaşmasını engeller. Günümüzde güneşin cilt lekelenmeleri ve cilt kanseri yapacağı endişesiyle bu tip kremler çok yaygın olarak kullanılıyor. Güneş maruziyetini sıfırlamak doğru olmadığı gibi hele de yaşlı ve çocukların yazın öğlen güneşi altında durması da doğru değildir. En sıcak saatlerde kol ve bacakların güneş görmesi yeterli olurken; ilerleyen saatlerde gövde ve yüz buna eklenebilir. Elbette dermatolojik riskleri de düşünülerek güneş ile temas ve koruyucu kremlerin kullanımı düzenlenmelidir.

        Yapılan yeni bir çalışma D vitamini eksikliği olan kadınlarda MS riskinin iki kat daha fazla olduğunu gösterdi. Bu bağlamda tüm ülkelere D vitamini seviyelerinin artırılmasıyla ilgili sağlık girişimlerinin güçlendirilmesi tavsiye edilmişti. Özellikle kadınların D vitaminini ihmal etmemesi gerektiğini söylemek doğru olur mu?

        Kemik sağlığı için en uygun 25 (OH) vitamin D düzeyi konusunda görüş birliği yok.Bazı gruplar serum D vitamini seviyesini 20 ng/ml’nin üzerinde tutmak yeterli derken biz; Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu olarak 30ng/ml’ nin üzerindeki değerlerin “yeterli vitamin D düzeyi” olduğunu kabul ediyoruz. Özellikle yukarıda bahsettiğim riskli kişilerde D vitamini düzeyi bakılmalı ve gerekli ise eksiklik giderilmelidir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ