Genç hakim cinayetinde 'Ayaklı Borsa' izi! Vücut dili dehşeti ortaya çıkardı!
Genç stajyer hakim günlerce kayıptı... Evinden tek bir iz bile çıkmadı. Soruşturma 'Ayaklı Borsa'ya uzanınca tablo değişti. Eşkali verilen üniversiteli bir gencin titreyen vücut dili, dehşet verici gerçeği ele verdi: Borsada batırdığı 13 milyon liranın peşine düşen dört kişi, hâkimi "güzel kızlar gelecek" yalanıyla tuzağa çekmiş, bağlayıp dövmüş, arabada nefessizlikten ölüme sürüklemişti. Cansız beden, Yakacık Ormanı'na atıldı, bir ay sonra bulunan kafatası ve kemikler DNA'da hâkime ait çıkınca, 1991'in en karanlık kayıp vakası tüyler ürperten bir cinayete dönüştü. Kan donduran cinayetin ayrıntılarını o dönem olaya bakan cinayet uzmanı emekli polis memuru Adnan İlhan Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...
Yıl 1991... İstanbul, kasım ayının ilk haftasında ayaz bir soğukla yüzleşirken, Gayrettepe Asayiş Şube’nin merdivenlerinden yavaş ve ürkek adımlarla çıkan yaşlı bir adam, binanın sessizliğini delen tek kişiydi. Konuşmaya başladığında sesindeki titreme, yalnızca soğuktan değil; günlerdir içine çöken bilinmezlikten kaynaklanıyordu.
Adam, “ikinci şube” olarak bilinen Asayiş Şube Müdürlüğü’nün en ağır dosyalarının tutulduğu birinci kısma yönlendirildi. Araları limoni olduğu için bir süredir görüşmediği stajyer hâkim oğlunun günlerdir kayıp olduğunu, onu artık hiçbir yerde bulamadığını söyledi. Ne bir telefon, ne bir iz, ne de bir açıklama...
Dedektifler, adamın yüzündeki endişeyi görür görmez bunun sıradan bir kayıp başvurusu olmadığını anlamıştı. Sanki genç hâkimin üzerine bir gölge çökmüş, izlerini hiçliğin içine saklamış gibiydi.
CİNAYET MASASI HEMEN DEVREYE GİRDİ
Başvuruyu alan Cinayet Masası’nın deneyimli mükayyiti Adnan İlhan, yaşlı adama gereken çalışmanın yapılacağını söyleyerek onu uğurladı. Ardından başvuru dilekçesini alıp cinayet masasının tecrübeli dedektiflerinden birine teslim etti. Böylece kayıp hâkim dosyası resmen Cinayet Masası’nın kontrolüne geçmiş, soruşturmayı artık bu birimin uzman dedektifleri yürütmeye başlayacaktı..
EVİNDE HİÇBİR İZ YOKTU
Daha sonra kan donduran bir cinayetin kurbanı olduğu ortaya çıkacak olan genç hâkimin dosyasını baştan sona takip eden cinayet uzmanı, emekli polis memuru Adnan İlhan, soruşturmanın ilk adımlarını şöyle anlattı: “Arkadaşlarım hemen çalışmaya başladı. Önce kayıp hâkimin yalnız yaşadığı ev tespit edildi. Belki evde intihar etmiş olabilirdi ya da başına başka bir şey gelmişti. Çilingirle kapı açılarak içeri girildi. Ancak evde yapılan detaylı incelemede hâkimin kaybolmasına dair hiçbir ipucu yoktu. Eğer evde cinayete kurban gitmiş olsaydı kan izleri bulunabilirdi; fakat en ufak bir iz bile yoktu. Bu durum gerçekten garipti.”
AYAKLI BORSA İZİ
Eyüpsultan’daki dairesinde herhangi bir boğuşma izi, kan lekesi ya da zorla götürülmüş olabileceğine dair bir emare yoktu. Sanki evden kendi isteğiyle çıkıp gitmiş gibiydi. Evdeki manzara bunu gösteriyordu. Bu incelemenin ardından adliyedeki mesai arkadaşlarının bilgisine başvuruldu. Yakın çevresi araştırıldı, varsa arkadaşlarıyla görüşüldü. Tüm bu çalışmalar sonunda genç hâkimin tek bir sosyal alışkanlığı olduğu ortaya çıktı: Karaköy 'Ayaklı Borsa’da hisse alıp satmak. Bu bilgi, soruşturmanın yönünü bir anda değiştirdi.
BORSA OYNAYANLAR MERCEK ALTINA ALINDI
Elde edilen bilgilere göre genç hâkimin borsaya karşı yoğun bir ilgisi olduğunu belirten İlhan, soruşturmanın yön değiştirdiği o kritik anı şöyle anlattı: “Arkadaşımızın neredeyse hiçbir sosyal aktivitesi yokmuş. Mesai dışında bütün zamanını Karaköy’deki Ayaklı Borsa’da geçiriyormuş. Bunun üzerine ekip arkadaşlarım hemen borsa çevresinde araştırmaya başladı. Genç hâkimi kim tanıyordu? Kimlerle görüşüyordu? O dönem tabii bugün olduğu gibi gelişmiş teknik takip imkânları yoktu; cep telefonları da yaygın değildi. Her şey sokak çalışmasına bağlıydı. Onlarca kişiyle konuşuldu ve sonunda bir kişinin verdiği tarif bizi kritik bir isme götürdü.”
Cinayet uzmanı emekli polis memuru Adnan İlhanKARAKÖY BORSA ÇEVRESİNDE DİKKAT ÇEKEN BİR İSİM
Dedektifler, Karaköy'deki Ayaklı Borsa’da geniş kapsamlı bir saha çalışması başlattı. Esnafın ve borsada alım-satım yapanların verdiği eşkaller, genç hakimin sık sık görüştüğü tek bir isme işaret ediyordu: Eskişehir’de üniversite öğrencisi bir genç. İlhan, o an akıllarına gelen en kritik sorunun “Bu çocuk İstanbul’da ne arıyordu?” olduğunu belirterek şunları anlattı: “Bu çocuk kimdi? Önce kimliğini tespit etmemiz lazımdı. Eskişehir’de okuyan bir üniversite öğrencisi, nasıl oluyor da burada kayıp genç hakim arkadaşımızla sürekli görüşüyordu? Arkadaşlarımız birkaç gün bölgeyi takip etti ve sonunda tarif edilen eşkale uyan genci buldu.”
VÜCUT DİLİ YALAN SÖYLÜYOR
Üniversiteli genç, ekipler tarafından alınarak deneyimli mukayyit Adnan İlhan’ın odasına getirildi ve bilgisine başvuruldu. Genç, stajyer hakimi yalnızca borsa piyasasından tanıdığını, onunla dışarıda samimi olacak düzeyde bir ilişkileri olmadığını söyledi. Ancak odada bulunan deneyimli dedektifler için sözlerinden çok bedeninin anlattıkları önemliydi. O dönem cinayet masasında görev yapan uzman ekiplerin vücut dili okuma becerileri oldukça gelişmişti; yıllardır onlarca şüpheliyi sorgulayan gözler, küçük ayrıntılardan büyük sonuçlar çıkarabiliyordu. İlhan ve diğer dedektifler, gencin oturuşundan nefes alışına kadar her hareketini izledi ve kısa sürede aynı sonuca vardı: Üniversiteli genç yalan söylüyor, bildiklerinin tamamını anlatmıyordu.
ÇAPRAZ SORGU KAN DONDURAN CİNAYETE UZANDI
Bir süre sonra şüpheli olarak değerlendirilen üniversite öğrencisi bu kez çapraz sorguya alındı. Bu sorgu, cinayetin kapısını aralayan kritik bilgileri ortaya çıkardı. Genç, stajyer hakimin borsadaki lotları ve parasını ele geçirmek isteyen arkadaşları tarafından öldürüldüğünü anlattı. Hâkimi kandırmak için “Seni güzel genç kızlarla tanıştıracağız” diyerek bir tuzak kurulduğunu, ardından arkadaşlarının onu ortadan kaldırdığını söyledi.
AYRINTILAR TÜYLER ÜRPERTTİ
Ortaya çıkan bilgilere göre cinayete uzanan sürecin merkezinde, Ayaklı Borsa’da işlem yapan 19 yaşındaki Adnan isimli genç bulunuyordu. Soruşturma, olayda toplam dört kişinin yer aldığını ortaya koydu. Detaylar ise tüyler ürperticiydi. Adnan’ın babasından aldığı 13 milyon lirayı borsada batırdığı, ardından büyük bir borç yükünün altına girerek çeşitli kişilerden tehdit almaya başladığı anlaşıldı.
HAKİME TUZAK
Kolay para kazanmanın yolunu arayan Adnan, çevresinde “borsa zengini” olarak tanınan genç hâkimin parasına ve hisse senetlerine göz dikti. Kumpası tek başına kurmadı; üç yakın arkadaşı da planın parçasıydı: Üniversite öğrencisi Ahmet, elektrikçi Metin ve suç kaydı bulunan Kemal adlı kişiler bu tuzakta yer aldı.
"GÜZEL KIZ ARKADAŞLAR GELECEK"
Şüpheli Adnan, genç hâkimin “kızlara karşı zaafı” olduğunu bildiği için onu sahte bir tanıştırma bahanesiyle tuzağa çekmeye karar verdi. Hâkime, “Ahmet’in üniversiteden çok güzel kız arkadaşları var, bu akşam buluşacağız. Sen de gel, seni de tanıştıralım” dedi. Genç hâkim de bu teklifi kabul ederek buluşmaya gitmeyi kabul etti.
TUZAĞIN KURULDUĞU GÜN
Genç hâkim, olay günü üç gençle birlikte Pendik Kaynarca’daki bir inşaata gitti. Bir süre sonra Metin ve Kemal de ekibe katıldı. Ancak hâkim, vaad edilen “tanışma” gerçekleşmeyince durumdan şüphelendi ve eve dönmek istediğini söyledi. Tam da bu anda, ekip arasında ölüm kararı alındı.
ELLERİ BAĞLANDI, PARALARI ALINDI, SONRA...
Adnan ve arkadaşları genç hâkime saldırarak ellerini ve ayaklarını bağladı. O dönem şüphelilerin ifadelerini bizzat alan cinayet uzmanı, emekli polis memuru Adnan İlhan, yaşananları şöyle anlattı: “Bunlardan biri telle maktulümüzün boğazını sıkıyor. Üzerini arıyorlar; o dönemin parasına göre üzerinde yaklaşık 10 bin lira varmış, onu alıyorlar. Ayrıca 5–6 bin liralık hisse senedini de alıyorlar. Maktulümüz ‘Beni öldürmeyin, param evde var. Beni eve götürün, paraları vereyim. Kimseye bir şey demem’ diye yalvarıyor.”
"ARABADA ÖLÜYOR”
Adnan İlhan, cinayetin en kritik anlarını şöyle aktardı:
“Hâkimin bu teklifi onları cezbetmiş. Adamı elleri ayakları bağlı şekilde arabaya koyuyorlar. O ana kadar da dövmüşler. Arabada bağırmasın diye ağzını bir sürü paçavrayla dolduruyorlar ve yola çıkıyorlar. Ağzını burnunu tamamen kapatıyorlar. Aldığı darbeler ve nefessizlik birleşince, yolda hayatını kaybediyor. Şüpheliler bize, ‘Hâkim ölünce biz de cesetten kurtulmak için yolumuzu değiştirdik’ dediler.”
KAFATASI VE BİRKAÇ KEMİK PARÇASI BULUNDU
“Cesedi Yakacık Ormanı’na götürüp atıyorlar. Bunun üzerine biz de şüphelileri cesedin bırakıldığını söyledikleri yere götürdük; bize cesedi göstermelerini istedik. Ormanlık alana gittik fakat ceset yoktu. Bir aylık bir cesedin tamamen yok olması kolay değildi, bu durum bizi şüphelendirdi. Bölgede geniş bir arama yaptık, toprağı kazdık. Bir insan kafatası ve birkaç kemik bulduk. Ancak bunların hakime ait olup olmadığını o an bilmiyorduk. Açıkçası aklımız almıyordu; bu kadar kısa sürede geriye sadece kafatası ve birkaç kemik kalması zordu.”
“DİŞÇİYİ BULDUK”
“Şüpheliler tutuklandı ama bizim kafatası ve kemiklerin hakime ait olup olmadığını kesinleştirmemiz gerekiyordu. Adli Tıp Kurumu elbette DNA testi yapacaktı ancak biz yine de kendimiz bir ön inceleme yapmak istedik. Kafatasını detaylıca inceledik ve dişler dikkatimiz çekti. Dişlerinin bir kısmı yaptırılmıştı. Babasına sorduk, ‘Evet, oğlumun bazı dişleri yaptırılmıştı’ dedi. Bunun üzerine o dişleri yapan dişçiyi bulduk. Dişçi, ‘Evet, bu hakim arkadaş bana gelmişti, dişlerini ben yaptım. Ancak bu kafatasındaki dişler mi tam olarak bilemem çünkü yaptığımız dişlerde numara ya da kayıt yok. Ama bana tarif ettiğiniz kişinin dişlerini bu şekilde yapmıştım’ dedi.”
DNA DA TUTTU
Tüm cinayet masası ekibi, Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek sonucu büyük bir merakla bekledi. Yapılan DNA incelemesi, kafatasının kayıp genç hâkime ait olduğunu kesin olarak ortaya koydu. Böylece akıllara durgunluk veren bu cinayet tamamen aydınlatılmış oldu.