Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Sınıflar Walt Disney'e dönecek!

        Elif DEMİRTAŞ BİLİR / Haberturk.com

        edemirtas@haberturk.com

        31 yıllık yönetmelikle birlikte Cumhuriyet tarihi boyunca uygulanan okullarda tek tip giysi zorunluluğu kaldırıldı. Öğrenciler belirlenen kurallar içinde farklı kıyafetler giyebilecek.

        Resmi Gazete'de yayınlanan yeni "Milli Eğitim Bakanlığı'na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" ile okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde kılık ve kıyafet serbest olacak.

        Milli Eğitim Bakanlığı aldığı bu sürpriz kararla okullarda tek tip kıyafet uygulamasına son verdi. Çocuklar bu karara çok sevinsede, veliler marka yarışı olabileceği, zengin-fakir ayrımının derinleşebileceği gerekçeleriyle endişeli..

        Kılık kıyafette sınırlamalar da var!

        * Yönetmeliğe göre öğrenciler, öğrenim gördükleri okulun arması ve rozeti dışında nişan, arma, sembol, rozet ve benzeri takılar takamayacak.

        * İnsan sağlığını olumsuz etkileyen ve mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler, yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemeyecek.

        * Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyilmeyecek.

        * Siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamayacak ve giysileri giyemeyecek.

        * Okul içinde baş açık, saçlar temiz ve boyasız olacak. Öğrenciler makyaj yapmayacak, bıyık ve sakal bırakamayacak.

        Öğretmen anneler en çok bundan korkuyor

        Tek tip giysi zorunluluğunun kaldırılması en çok öğretmen ve velileri zorlayacağa benziyor. Emel öğretmen devlet memuru, Devlet Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapıyor. Kendisine düşüncelerini soruyorum konuyla ilgili. Öğretmen arkadaşlarıyla bütün gün bu konuyu konuştuklarını vurguluyor. Onları en çok zorlayacak olanın ise çocukların çizgi film karakterlerinin kıyafetlerine olan ilgisi diyor Emel öğretmen. "Ben de bir anneyim iki çocuğum var onlarla bile bu konuda başa çıkmakta zorlanırken sınıftaki çocuklarımla nasıl başa çıkacağım bilmiyorum" diyor ve düşüncelerini şu şekilde dile getiriyor: "Bizim çocukluğumuzda anne-baba erkil toplum yapısı hâkimdi. Günümüzde ise çocuk erkil bir yapı söz konusu. Biz onlara söz geçiremiyoruz daha çok onların sözünü dinlemek zorunda kalıyoruz. Tek tip giysi zorunluluğunun kaldırılması özellikle okul öncesi ve ilköğretim çocuklarını aileleri ile karşı karşıya getirecek. Çünkü çocuklar arasında bir furya var. Çizgi film karakterlerinin kıyafetlerini, aksesuarlarını, bardağını her şeyini istiyorlar. Birbirlerinde bu kıyafetleri gördüklerinde kendisinde de olsa dahi bir değişik modelini gördüğünde ondan isteyecek. Sınırı yok çünkü bunların. Bir de fiyatları da oldukça yüksek bu giysilerin zaten. Alabilecek aileler var alamayacak olanlar var. Kimi çocuklar sahip olduğu için bir diğerini kıskandırmaya çalışacak kimi çocuklar da kendilerinde de olmasını istediği için ailesine baskı kuracak. Çocuklar kendi aralarında gereksiz bir yarışa ve komplekse girecek. Veliler maddi olarak zorlanacak. Yeri gelecek çocuklarına 'bizim onu alacak paramız' yok bile diyecekler belki. Çocuklarının sınav notları ile yarışan aileler biliyorum. Bunu kıyafetlerde de yapabilme olasılıkları çok fazla. Dolayısıyla aynı mahalle içerisinde okuyan çocuklar dahi olsa o okulun öğrencileri gelir düzeyleri çok farklı ve sonuç olarak ben ve öğretmen arkadaşlarımın kesinlikle onaylamadığı bir durumdur bu."

        'Ben alamam onlardan'

        Ramazan abi... Apartman kapıcılığı yapıyor yıllardır. Çocuğu da aynı mahalleden arkadaşlarıyla aynı sınıfta okuyor. Bir çocuk babası. Anlatıyorum olayı, haberi bildiğini söylüyor. "Aynı mahalleden olan arkadaşlarıyla okuyacağı için zengin-fakir ayrımı olmaz diyorlar ama... Benim çocuğum kapıcı çocuğu. Utanmıyorum bundan yanlış anlaşılmasın. Demek istediğim apartmanda banka çalışanının çocuğu da var mühendis çocuğu da. Benim çocuğum da onlarla aynı okulda. Şimdi ben onlar gibi nasıl giydireyim çocuğumu. Her gün farklı kıyafet. Bir gün örümcek adam kıyafeti istiyor diğer gün ismini bilmiyorum o çizgi filmin oradaki elbiseden istiyor." diyerek ifade ediyor duygularını.

        ‘Çocuğum isterse alırım, ama alamayanlar ne yapacak?’

        Bu cümle bir annenin. Gazeteci… Maddi durumu orta düzeyde, belki ortadan biraz daha iyi. “Kahraman kostümleri biz velilerin canını sıkıyor. Tek çocuğum var, eşim ve ben çalışıyoruz ve çocuğumuzun isteklerine ancak yetişebiliyoruz. Bir tane çocuk daha olsa ne yapardık bilemiyorum. Ama yine de tedirginim çünkü çocuklara laf anlatmak çok zor. Aynı oyuncağın farklı rengi bile olsa ondan da istiyor. Doğru mu yanlış mı bilemiyorum tabii ki fakat çok ısrarcı olduklarında biz de kıramıyoruz onları. Kıyamıyoruz demek daha doğru olur. Ne kadar hayır desem de üçüncü günün sonunda oyuncakçıda alıyoruz soluğu. Unutmuyor çünkü çocuk. Kıyafetler konusunda da bu olacak biliyorum.”

        Öğrenci psikolojisini nasıl etkiler?

        Kıyafetin serbestleşmesi, öğrenci psikolojisi açısından tahmin edildiği gibi bir tehlike olmadığını belirtiyor psikolojik danışman Serhat Yabancı… Öğrenciye psikolojik ve sosyal bir anlam kazandıracağına inanıyor. Ve durumu özetliyor: “Kıyafetlerin tek tip olması, farklılık ve bireyselliği engellemektedir. Tek tipleştirme, 12 eylül yasalarının kalıbı iken, eğitim hayatında sırf ekonomik farklılığı ortadan kaldırmak için herkese aynı şeyi giydirmek, zulümden başka bir şey değildir. Bu, fakirin kendini kötü hissetmemesi için zenginin otobüse binmesi gibi bir şeydir.

        Tek tipleştirmek, şu dönemde artık özelliğini yitirmiştir. Öğrenci televizyonda, internette, mahallede, yani yaşam alanının her yerinde serbest kıyafet ile yaşıyorsa, okulun da gerçek yaşamı temsil etmesi için serbest kıyafete geçmesi olumsuz değil, olumlu etki yaratır. Sonuçta okulda, formalısınız ama dışarıda herkes formalı değil. İnsanlara aynı şeyleri giydirerek eşitliği sağlayamayız.

        Bir öğrencinin çevresi sadece okuldaki arkadaşları değildir. Okul dışında aynı veya farklı arkadaşlar ile beraberdir. Sonuçta, 30 kişilik bir sınıfta okuyan çocuk da öğretmen de, kimin ne düzeyde olduğunu bilir.”

        Yabancı, tek tip giysi zorunluluğunun kaldırılmasının etkilerini şu şekilde sıralıyor:

        *Öğrenci kendini algıladığı gibi yansıtır. Kendini ifade etmek, sadece sözel bir eylem değil, bedensel ve görseldir. Hissettiği ve düşündüğü gibi giyinen bir öğrencinin başarısının gerilemesi mümkün değildir.

        *Kıyafet, sadece sizi ilk aşamada etkiler veya algı sahibi yapar. Ama yıllardır aynı sınıfta okumuş bir öğrencinin, kıyafetinden dolayı arkadaşı hakkında algısı ve yorumu birden bire değişmez. Sonuçta kalıcı olan, davranışlardır.

        *Kıyafet serbestliği, öğrencinin okula olan önyargısını kırar. Öğrenci okulu, hayatın bir parçası gibi görür. Kendini daha rahat hisseder.

        *Üniversiteye gittiğinde, uyum sorunu yaşamaz. Kendini değersiz hissetmez. Üniformayı çıkarıp, birden sivilleşen öğrencilerin üniversitelerde daha fazla uyum sorunu yaşadığı bir gerçektir.

        * Kıyafet serbestliği sayesinde, öğrencinin bir tarzı ve giyinme kültürü oluşur. Kendini nasıl iyi hissettiğini keşfeder.

        *Aslında kıyafetin yarışa neden olması kuralın uygulandığı ilk aylarda gündemde kalırken, sonrasında gündemden düşebilecektir.

        *Üniversitelerde, dershanelerde veya kıyafet serbestliği olan yerlerde benzer yapı mevcuttur.

        *İlköğretimler için baktığımızda okul, bulunduğu çevreden öğrenci aldığı için zaten ekonomik düzeyleri çok benzerdir. Ev kiraları, gelir düzeyleri vs. benzer olduğu için kıyafet konusunda aynı benzerlik geçerlidir.

        *Liselerde de benzer durum söz konusudur. Sadece Anadolu ve Fen Liselerinde farklı ekonomik düzeyler bir arada bulunabilir. Bu durum ise, öğrencinin yetişkinliği ile egale edilebilir.

        *Kıyafet yarışı konusunda temel görev velilerindir. Veliler, çocuklarının başarısı kadar, kıyafetini de kendi imajının ve ailenin kalitesinin göstergesi olarak algılarsa sorunun başlatıcısı olurlar. Veliler bu durumda daha hassas olmalı, kendi beklentilerini çocuklar üzerinden tatmin etmemelidirler.

        Kıyafetin serbestleşmesi, öğrencilerin farklılıklarını göz önüne alır. Temel olan konu ise farklılığın üstünlük olmadığına vurgu yapılmasıdır.

        Öğrenciler olaya en masum taraftan bakıyor: "Esas sorun , ne giyeceğimize karar verememek. Aynı zamanda da serbestliğin yanında kısıtlamalar daha fazla" diyere durumu özetliyorlar.

        Buraya kadar her şey olumlu görünüyor. Fakat gerek uzmanlar, gerek öğretmenler ve gerekse aileler ile görüşmelerim doğrultusunda edindiğim bilgiler bu durumda yaşanacak olumsuzlukların da gerçekleşebileceğini ortaya koyuyor.

        Bu olumsuzlukları sıralamak gerekirse;

        *Velilerin öğrenci giyimi için bütçelerini arttırmaları gerekiyor.

        *Şuan yarış halinde olunan, ayakkabı telefon ve çanta iken, öğrencilerin birbirleriyle yarışma alanları bu uygulama ile birlikte artacak gibi görünüyor.

        *Ergenlerin kendini kanıtlama, üstün olma bu dönemde yaşanan dönemsel özelliklerdendir. Kıyafet serbestliği bu durumu daha da kızıştıracak, sonu olmayan bir ön planda olmak ve üstün olma yarışına sokup, tatminsiz bir bireyin önünü açacaktır.

        *Ebeveyn- öğrenci arasındaki çatışma alanlarına bir yenisi daha eklenecek.

        *Öğrencinin, ailesinden maddi odaklı beklentilerinin artmasına neden olacak.

        *Kıyafetin sınır sorunu olacaktır. Çünkü; dekolte, uzun-kısa ve uyum sübjektif olduğu için kural koyma sorunu yaşanacak, tartışma yönü gelişmekte olan ergenlerle çalışan lise öğretmenleri ve idarecileri için zorluklar artacaktır.

        *Okul forması, aidiyet ve uyumu sağlar. Formanın varlığı, çocuğa resmi bir kimlik kazandırırken, öğrencinin de davranışlarını etkiler.

        *Öğrencilerin, birbirlerinin giyimlerini gündeme alacak olması nedeniyle de çocuk ve ergen giyimi sektöründe satışlar artacakken, bu durum neticesinde aile bütçesi zorlanacaktır.

        *Çevresel beğeni ağırlıklı düşünen ergenin, bu yanlış düşüncesi daha da kemikleşecek, kendilik değerini, tribün beğenisiyle ölçecektir.

        2013-2014 yani bir sonraki eğitim öğretim döneminde yürürlüğe girecek düzenlemede;

        * Kız öğrenciler, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde başlarını örtebilecek. Ayrıca kız öğrenciler, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecek.

        *Öğrenciler, beden eğitimi ve spor derslerinde eşofman, diğer spor etkinliklerinde ise etkinliğin özelliğine uygun kıyafet giyer. Ancak öğrenciler tek tip eşofman veya spor kıyafeti giymeye zorlanamaz.

        *Özel gün, hafta ve kutlamalarda ders içi ve ders dışı faaliyetlerde kullanılmak üzere veliye malî yük getirecek özel kıyafet aldırılamayacak.

        *Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz. Ancak, velilerin en az yüzde altmışının muvafakatiyle, MEB’e bağlı özel kurumlara ait okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde 4 üncü maddede yer alan sınırlamalara uyulmak kaydıyla, okul yönetimlerince okul kıyafeti belirlenebilir.

        *İsteyen öğrenciler, bu eğitim öğretim veya daha önceki eğitim öğretim dönemlerinde okul yönetimlerince belirlenen önlük veya okul üniformalarını 2013-2014 öğretim yılında giyebilir.

        *Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden okul yöneticileri hakkında ilgili disiplin hükümleri uygulanır.

        *Bu düzenlemeler, askerî okullar, emniyet teşkilâtına bağlı okullar, Milletlerarası özel öğretim kurumları, yabancı okullar ve azınlık okullarındaki öğrenciler hakkında uygulanamayacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ