Tasarımlar iyiliğe dönüşüyor

Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, mobilya tasarımı dersi kapsamında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)'nı desteklemek amacıyla çocuk mobilyası tasarımlarına imza attı. 'Empatik fikir' teması çerçevesinde tasarlanan mobilyalar bir firma tarafından üretilecek, mobilyalardan elde edilecek gelir ise TEGV'e bağışlanacak.

Geçen yıl Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) İzmir Çiğli Eğitim Parkı için mobilyalar tasarlayan İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, yıl sonu bitirme projeleri kapsamında vakfa olan desteğini sürdürmeye devam etti. Mobilya tasarımı dersinin koordinatörü Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Sergio Taddonio, Öğretim Görevlisi Gökhan Keskin ve Yarı Zamanlı Öğretim Görevlileri Cengiz Ultav ve Can Aysan ile dersin Araştırma Görevlisi İrem Deniz Akçam önderliğinde ilerleyen projenin amacı 'empati' kelimesinden yola çıktı.

Öğrenciler, TEGV çocuklarının, ailelerinin, gönüllülerinin ve çalışanlarının katılımlarıyla kullanıcı odaklı bir tasarım süreci izleyerek çocuk mobilyası tasarladı. Sürecin sonunda kullanıcılar ve uzmanlar tarafından seçilecek olan mobilyaların, bir firma tarafından üretilerek satışa sunulacağı ifade edildi. Elde edilen gelir ise TEGV'e bağışlanacak. Online platform üzerinden gerçekleştirilen final sunumlarında ise öğrenciler, TEGV çocukları için animasyonlar hazırlayarak mobilya tasarımlarını sundu" bilgisini verdi.

"TEGV olarak çocukların bu projedeki rolünü çok önemsiyoruz"

Online platform üzerinden gerçekleştirilen proje final sunumlarına TEGV aileleri ve çalışanlarının yanı sıra TEGV Genel Müdür Sait Tosyalı da eşlik etti. Tosyalı, "TEGV olarak çocukların bu projedeki rolünü çok önemsiyoruz. Tasarım aşamasında geliştirdikleri üç boyutlu düşünme becerilerinin yanı sıra ekip çalışması, karar alma gibi deneyimlerle, gelişimlerine önemli katkılar sunacak süreçleri yaşama imkanı buldular. Projeyi titizlikle yürüten ve başarılı birer rol model olan üniversiteli büyükleri ise çalışmaları ile çocuklarımızın geleceğine şimdiden bir pencere açmış oldu. Hepsini tebrik ediyoruz" diye konuştu.

Birbirinden farklı tasarımlara imza atan öğrencilerden Melis Esgin, Efecan Şimşek, "Farklı yaşlardaki çocukların birlikte vakit geçirebilecekleri bir alan tasarlamaya çalıştık. Boyları farklı olsa da ayarlanabilir masalar sayesinde Tospa'yı paylaşıp farklı etkinlikler yapabilecekler. Kendi masalarının ortasındaki paylaştıkları oyun tahtasında ise oyun oynayabilecekler. Çocuklar oyunun yanı sıra ders çalışabilecek, çizim yapabilecek kısaca anılarını biriktirebilecek" dedi.

Yine öğrencilerden Dilek Karaman, Melis Hasoğlu, "Her yaştan çocuk kendini müzikle ifade eder. Küçük çocuklar müziğe tepki olarak ellerini sallar, zıplar veya hareket eder. Bir müzik aleti öğrenmek çocuğun konsantrasyon geliştirmesine katkı sağlar. Elgöz koordinasyonunu geliştirir, ritim duygu ve motor becerilerini geliştirir. Bu nedenlerle, çocukların kendini geliştirebilecekleri ve duygularını ifade edebilecekleri vurmalı enstrümanların eklendiği çift taraflı oturma ve aynı anda müzik aletini çalabilme fırsatı veren 46 yaş arası için oturma mobilyası tasarladık. Vurmalı çalgılar çocuklardaki stresi atmak, kaygılarını azaltmak ve kendilerini ifade etmelerini sağlamak amacıyla tercih edildi. Mobilyada, def, kalimba ve ksilofon kullanıldı" ifadelerine yer verdi.

Öğrencilerden Erva Turan, Berfin Lordoğlu da, şu ifadelere yer verdi:

"İkimiz için bir bank, ikimiz için bir masa fikrinden yola çıktık. Mobilyayı paylaşarak çocukların empati fikrine yakınlaşmasını sağlamak istedik. Mobilyamız, istersen bir bank, istersen bir aktivite masası olarak kullanılıyor. Yapboza benzeyen mobilya, puflarıyla farklı etkinliklere olanak sağlıyor."