Kadına şiddeti önlemek için alınan uzaklaştırma kararı uygulanmıyor
Şimdilerde ünlü isimlerin birbirleri hakkında sıklıkla aldırdığı hatta Seren Serengil'in hapsiyle yeniden gündeme gelen Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'a göre alınan uzaklaştırma kararı, özellikle uygulamada yaşanan sorunlar nedeniyle eleştiriliyor. Şimdiye kadar yüzlerce kadın, uzaklaştırma kararı aldırdıkları eşi ya da eski eşleri tarafından öldürüldü
ABONE OL
Şiddet uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan bireylerin korunması amacıyla hazırlanan 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”, yaklaşık 6 yıl önce yürürlüğe girdi. Kanun kapsamında; tehdit, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmama, konuta, okula ve işyerine yaklaşmama, uzaklaştırma, eşyalarına zarar vermeme, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme gibi 10 maddeden oluşan önleyici tedbir kararı verilebiliyor. Ancak kanun uygulama sorunu, şiddeti önleyememesi, alanının genişliği gibi birçok problemi de beraberinde getirdi. Kanunun çıkmasının ardından yüzlerce kadın eşleri tarafından öldürülürken, son dönemde özellikle ünlüler arasında bu yasaya dayanılarak alınan uzaklaştırma kararları gündeme geldi. Seren Serengil’in bu kapsamda aldığı 3 günlük tazyik hapsi, yasayı yeniden kamuoyunun tartışmasına açtı.
‘ERKEK ÖFKEYLE GERİ DÖNÜYOR’
Gazete Habertürk'ten Arzu Kaya, kanunun artıları ile eksilerini aile mahkemesi hâkimleri ve hukukçularla konuştu. İsmini vermeyen bazı aile mahkemesi hâkimleri, ünlü isimlerin aralarındaki tartışmaları tedbir kararına başvurmaktan ziyade hukuk mahkemesinde tazminata konu etmeleri ya da suç duyurusunda bulunmaları konusunda görüş bildirdi. Hâkimlere göre; yasayı kötüye kullanarak tedbir kararları aldıranlar, tedbir kararına rağmen kişinin şiddete başvurmaktan vazgeçmemesi, kararların tebliğ edilmesindeki prosedür, erkeklerin aleyhine tedbir kararının çıkmasının ardından kadınlara büyük öfkeyle geri dönüş yaşanmasına neden oluyor. Kanun alanı daraltılıp sadece eşleri tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalanlar için uygulansa ve yaptırımları genişletilse daha caydırıcı olur. Zorlama hapis süresinin artırılması, psikolojik tedavi, adli kolluk biriminin kurulması gibi düzenlemeler yapılabilir. Hâkimler muhatabına ulaşamayan tebligatları da “Kanayan yara” olarak niteliyor.
‘MAGAZİNEL YORUMDAN KAÇINILMALI’
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, en önemli sorunun uygulamada yaşandığını ifade etti. 6284 sayılı kanun yapılırken komisyonda olduğunu söyleyen Sözüer, şu görüşte: