Kızlarım İçin 2. bölüm fragmanı ve özeti

Oyuncu kadrosunda Fikret Kuşkan, Elifcan Ongurlar, Ahsen Eroğlu, Ülkü Duru, Serdar Özer, Anıl Tetik, Numan Çakır, Hakan Yufkacıgil, Aslı İçözü ve Cansu Fırıncı gibi isimlerin yer aldığı Kızlarım İçin dizisi 2. bölümü ile bu akşam ekranlarda olacak.Peki Kızlarım İçin 2. bölümde neler yaşanacak? İşte Kızlarım İçin 2.bölüm fragmanı ve detaylar...

KIZLARIM İÇİN 2. BÖLÜMDE;YAŞAR YILMAZ'I HAPİSTE NELER BEKLİYOR?

Kızlarım İçin 2. bölümde;

Kızının suçunu üstlenen Yaşar Yılmaz’ı hapiste neler bekliyor? Annesini öldürmenin verdiği vicdan azabıyla Sumru’nun hayatı alt üst olur. Bu vicdan azabı ona neler yaptıracak?

Kumru, babasını Yağız’ın onun avukatı olması için ikna edebilecek mi? Kumru’yu kıskanan Alper, Yağız’la karşı karşıya gelir. Alper ve Kumru’nun aşkını öğrenen Hacer, Alper’i Kumru’dan uzak tutmak için neler yapacak?

Egemen - Sumru aşkında neler yaşanacak? Annelerinin ölümü ve babalarının hapse girmesinden sonra çocukları nasıl bir hayat bekliyor?

KIZLARIM İÇİN 1. BÖLÜM ÖZETİ

Hikayemiz İstanbul Beykoz’da babadan kalma iki katlı ahşap bir evde yaşayan Yaşar Yılmaz ve ailesinin hikayesidir. Yaşar, evin geçimini sağlamak için mahalleden komşuları Zübeyir’in kahvehanesinde ve oto yıkamacıda çalışmaya başlamış lakin yine de karısının dırdırından kurtulamamıştır.

Anne ve babalarının kavgalarına mani olamayan beş kız kardeşinse tek yapabileceği bir an önce kurtulmak için bir yol bulmaktır. En büyük ablaları Selva, evli olduğu için bu durumdan en az etkilenenidir. Kumru evin en büyüğü, tıp fakültesi son sınıftadır ve para kazanıp hem kendini hem kardeşlerini kurtarmasına bir yıl kalmıştır. Sumru da üniversitededir ama o sorunlardan kaçmak için eğlenmeyi seçmiştir. Duygularıyla hareket eder. Canı ne zaman ne isterse öyle davranıp öyle yaşar. Suna daha lisededir ama Kumru ablasını örnek alarak kafasını kitaplara gömerek evdeki huzursuzluktan kaçmaya çalışır. En küçükleri Hüma ise her şeyden en fazla etkilenen olur.

Anne ve babalarına rağmen kız kardeşler mutludurlar. Çünkü birbirlerine sahiptirler. En kötü zamanlarında bile içlerinden biri herkesi güldürecek bir şey yapar. Ancak annelerinin yaptığı bir hata başta Yaşar olmak üzere tüm çocukların hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştirecektir.

KIZLARIM İÇİN OYUNCULARI

Fikret Kuşkan (Yaşar Yılmaz)

İstanbul Beykoz’da babadan kalma evinde, karısı Ayten ve kızlarıyla yaşar. 50 yaşlarında naif bir adamdır. Kuşları çok sever. Kızlarının ismini de kuş isimlerinden koymuştur. Kuşlar gibi özgür, kuşlar gibi mutlu olsunlar diye... Yaşar’ın parayla pulla, ticaretle işi yoktur. Anlamaz bu işlerden. Babası öldükten sonra işi batırır. Ayten’le evlilikleri çatırdamaya başlar. Ayten zaten Yaşar'la parası için evlenmiştir. Ayten üstüne geldikçe Yaşar kavgacı bir adam olmaya başlar. Kızlarını canından çok sever. Sumru için hiç düşünmeden hapse girer. Üstelik namus cinayeti dese ceza indirimi uygulanacak olmasına karşın, annelerinin başka bir adamla ilişkisi olduğunu söylemez. Hatta kızları onu suçlayıp sırtlarını döndüğünde bile fedakarlık yapmaya devam eder. Bütün hayatını kızlarının mutluluğuna adar.

Tuvana Türkay (Kumru Yılmaz)

24 yaşında, tıp fakültesi son sınıfta okuyan, çok zeki ve çalışkan bir kızdır. Belki de kardeşlerine ablalık yaparak büyüdüğü için mutlu olmanın yolunu insanlara yardım etmekte bulur. Kendini bildi bileli aşık olduğu Alper’le evlenmek ister. Hatta Alper, Kumru’ya yakın olabilmek için aynı fakülteyi yazıp doktor olmaya karar vermiştir. Kumru ve Alper’in bu masalsı aşkının mutlu sona ermemesi Alper’in annesi Hacer yüzünden olur. Kumru için aşkından öte tek bir şey vardır bu hayatta, o da kardeşleridir. Onlara anne baba olmak için okulundan, doktorluktan vazgeçtiği gibi aşkından da vazgeçer. Ta ki ona kol kanat gerip, onu koruyup kollayacak ve omzunda rahatça ağlayabileceği, yanında güçlü görünmek zorunda olmadığı Yağız’la karşılaşana dek.

Sanem Yeles (Selva Küçük) (Yılmaz)

Selva 27 yaşında, evli bir çocuk annesi, klasik bir Türk kadınıdır. Kızların en büyüğüdür. Liseye başladığı sene Çetin’le tanışmış ve aşık olup evlenmek istemiş ama babası vermeyince kaçarak evlenmiştir. Kaynanasının evinde çok zor bir hayat yaşamasına karşın hiç şikayet etmez. Çünkü kimseyle tartışacak biri değildir. Kim ne derse ona evet der. Ama buna rağmen kimseye yaranamaz. Ne kocasına ne kaynanasına kendini beğendiremez. Kendini her konuda yetersiz ve haksız bulmaktadır. Acısını bile gizli yaşar. Çünkü ağlaması bile yasaktır. Selva’nın tek mutluluk kaynağı oğludur. Kocasının Selva’yı kardeşlerinin yanına taşıyıp metresini eve getirmesi hayatının dönüm noktası olacaktır.

Ahsen Eroğlu (Suna Yılmaz)

17 yaşındaki Suna yaşından daha olgun bir kızdır. Liseye gider, çok çalışkandır. Kimseye güvenmez. Bir tek Kumru ablasına güvenir. Her şeyi, herkesin yüzüne söyleyecek kadar cesurdur. Suna aşkla birlikte kendini keşfeder. Kadın olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenir. Her şeyi ilk kez yaşar. Bu yüzden hem komik hem de çok romantiktir Suna’nın aşkı… Genç kızlıktan, kadınlığa… Kadınlıktan, anneliğe… Korkutucu ve acı dolu geçer hayatı.

Ülkü Duru (Hacer Karaman)

47 yaşında, nevi şahsına münhasır bir kadındır. Fakir bir ailenin kızı olarak doğmuştur. Parasızlıktan ilkokul üçteyken okulu bırakmış ve çalışmaya başlamıştır. Mahalledeki kadınlara iş yaptırıp komisyon alır, faizle para verir. Kimse onunla ters düşmek istemez. Çünkü hiç utanması yoktur. Kocasının, arkadaşı sandığı Ayten’le onu aldattığını öğrendiğinde gidip Yaşar efendiyi doldurur. Bu olayın cinayete kadar gideceğini hesap edememiştir. Ama bunun için biraz bile olsa suçluluk duymaz. Hacer’in en büyük baş belası kocasıdır. Bir de Alper’i elinden alacağı korkusuyla Kumru...

Serdar Özer (Yağız Şehirlioğlu)

40 yaşlarında çok iyi bir avukattır. Yaşar’ın davasını almasıyla Kumru’nun hayatına girer. Kumru’yu gördüğü an beğenmiştir elbet ama onu tanıdıkça aşık olur. Lakin kendini hep tutar. Kumru’nun Alper’le arasındaki ilişkiye saygı gösterir, bir yandan da onu korumak için elinden geleni yapar. Bu durum başta Alper olmak üzere kardeşinin ve annesinin de dikkatinden kaçmaz. Kumru’nun Alper yüzünden acı çektiğini gördükçe Kumru’yu kazanmak için savaşır. Dürüst, namuslu, olgun, güvenilir, sağlam ve iyi yürekli bir adamdır.

Anıl Tetik (Egemen Şehirlioğlu)

30 yaşındaki Egemen aynı ailede büyümüş olmasına karşın abisi Yağız’dan çok farklıdır. Başkalarını, toplumsal ve ahlaksal değerleri düşünerek yaşamaz. Tek derdi bu günden keyif almaktır. Adrenalin sporlarına bayılır, işle güçle falan da uğraşmak istemez. Sevdiği insanların acı çektiğini görmek istemez, o yüzden hastalığını herkesten saklar. Ama bu arada hesaba katmadığı şey aşık olmaktır. Sumru’ya aşık olmasıyla, ölüm ağır gelmeye başlar. Sumru’ya zarar vermemek için aşkını bile itiraf etmez. Dışardan bakıldığında anlaşılması zor, baş belası serserinin teki diye nitelendirilir. İçindeyse dünyanın en güçlü , en hayat dolu genç adamı vardır.

Özgün Çoban (Alper Kahraman)

24 yaşında Hacer ve Zübeyir’in oğludur. Alper fazlasıyla inatçı ve tuttuğunu koparan biridir. Çocukluğundan beri Kumru’ya aşıktır. Sırf Kumru tıp fakültesi istiyor diye durmaksızın çalışıp tıp fakültesini kazanır. Kumru’ya olan aşkı da annesinin karşı çıkmasıyla daha da alevlenir. Ve ne olursa olsun Kumru’dan vazgeçmez. Hatta bu sırada Kumru’nun acı çekmesini, zarar görmesini bile umursamaz. Modern bir adam değildir, feodal bir bakış açısı vardır. Gelenekçidir… Evde annesi Hacer’in sözü geçer, parayı annesi kazanır, annesi ne derse o olur. Alper babasına tepki olarak tam tersi bir adam olmaya çalışmaktadır. Çabuk sinirlenen ve kontrolünü kaybeden, aklıyla değil duygularıyla hareket eden biridir. Bir sürü hata yapar. Ve bu da en çok Kumru’nun canını yakar.

Numan Çakır (Zübeyir Karaman)

Hacer’in kocası Alper’in babasıdır. 45 yaşındadır ama hala kendini 30'larında, bıçkın bir delikanlı zannetmektedir. Kurnaz bir adamdır. Ağzı öyle iyi laf yapar ki Hacer gibi uyanık bir kadını bile kandırır. “Şu ölümlü dünyaya bir kere geldik tadını çıkarmak gerek” mottosuyla yaşar. Hacer’den çok korkar. Ne de olsa Hacer delidir ve ne yapacağı belli olmaz. Kapının önüne koyarsa bu yaştan sonra çalışması gerekecektir. Oğluyla da sağlıklı bir ilişkisi yoktur. Oğlunu çok sever sevmesine ama onun doğru bildiği Alper’e terstir. Yan komşusu Ayten’le yaşadığı ilişkinin ortaya çıkmasıyla hayatı alt üst olur.

Hakan Yufkacıgil (Tayfun Uysal)

40 yaşlarındaki Tayfun Karadenizli zengin bir iş adamıdır. Ama işlerini her zaman kendi yöntemleriyle halleder. Ne zaman nasıl bir tepki verecek tahmin etmek mümkün değildir. Bu yüzden de fazlasıyla korkutucudur. Sumru için yapamayacağı şey yoktur. Sumru’nun Egemen’e aşık olduğunu öğrendiğinde bile Sumru’dan vazgeçemez. Ne pahasına olursa olsun ona sahip olacaktır.

Naz Ar (Hüma Yılmaz)

7 yaşında, evin en küçüğüdür. Çok hassas ve duygusaldır. Bir tek kötü söz duysa saatlerce ağlar. Ama mutlu olduğunda da etrafındaki herkesi neşeye boğar. Kimsenin üzgün olmasına dayanamaz. Hüma’nın en nefret ettiği şey ablalarının kavga etmesidir. Annesini ve babasını böyle kavgalar sonucunda kaybetmiştir ne de olsa ve sevdiği birini daha kaybetmeye dayanamayacaktır. O yüzden ne zaman kavga çıksa Hüma ablalarının arasını bulmaya çalışır. Çocukça şeyler yapsa da her seferinde sorunu çözer.

55-60 yaşlarında Yağız ve Egemen’in annesidir. Kocasıyla beraber geçirdiği bir trafik kazası yüzünden yatağa bağlı bir hayatı vardır. Kumru hemşiresi olarak çalışmaya başladığında büyük ilerleme kaydeder. Ama ne Kumru’yu ne de Sumru’yu hiçbir zaman oğullarına layık görmez.

Cansu Fırıncı (Çetin Küçük)

Selva’nın kocasıdır. 30 yaşında, Yağız Şehirli’nin yanında şoför olarak çalışmaktadır. Ne karısını, ne çocuğunu, ne anasını düşünür. Varsa yoksa kendisi… Sürekli Selva’ya kızıp kavga çıkarır. Metresini eve getirmesiyle hayatı alt üst olacaktır.