Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Emlak Mehmet Kalyoncu: "Bizi fazla akıl bu noktaya getirdi, elimizi vicdanımıza koymamız lazım" - Emlak Haberleri

        GYODER 18. Gayrimenkul Zirvesi, bu yıl "Şehrini Vicdanla Tamamla" mottosuyla 25-26 Ekim 2023'te (dün ve bugün) İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştiriliyor. Zirvenin ilk gününde GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

        Kalyoncu, zirvenin içeriğinden bahsederken deprem gerçeğini unutturmamak istediklerini belirtti. Kentsel dönüşüm için yapılması gerekenlerle ilgili de konuşan Mehmet Kalyoncu, "Bugün de diyoruz ki bizi fazla akıl bu noktaya getirdi. Bizim elimizi vicdanımıza koymamız lazım. Bizim vicdanla bakmamız lazım. Vicdanlı şehirleri oluşturmamız lazım" dedi.

        "KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN DİNAMOSU ÖZEL SEKTÖRDÜR"

        GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, GYODER 18. Gayrimenkul Zirvesi ile ilgili şunları söyledi:

        REKLAM

        "Zirvemiz 18. kez yapılıyor. Tabii ki bu bir gayrimenkul zirvesi fakat gayrimenkul sektörü yapılı çevreyi oluşturan çok kilit bir paydaş. İstiklal Caddesi'ni düşünün orada yürürken yüzde kaçı sivil mülkiyet üzerinde özel sektör tarafından yapılan, yüzde kaçı kamu yapısı; olarak düşündüğümüzde bu minimum yüzde 70'tir, 80'dir.

        Dolayısıyla aslında biz değişimi, kamudan veyahut belediyelerden beklerken şunu sorduk kendimize; biz neyi değiştirmeliyiz? Kendi adımıza yapabileceğimiz şeyler olduğunu fark ettik. Bu aslında geçen seneki zirveyle başladı. O zaman 'rota yeniden oluşturuluyor' demiştik. Bir arayıştaydık çünkü en basitinden kentsel dönüşüm, deprem felaketini yaşadık 6 Şubat'ta, İstanbul'da Allah korusun benzer bir şey yaşamamak için İstanbul'un dönüşmesi gerekiyor. Kim dönüştürecek İstanbul'u? Tabii ki kanun koyucu bakanlığı, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyelerinin koyduğu kurallarla; fakat onun dinamosu özel sektörüdür. Özel sektör bunu yapacak, yapabildi mi? İstediğimiz gibi bence yapamadı.

        O yüzden şunu soruyoruz; neden yapamadık ve neyi değiştirirsek yaparız? Geçen sene 4T prensiplerini ilk defa söyledik. Tabiatla uyumlu, tasarıma değer veren, doğru tekniği kullanıp güncel teknolojinin gelişmesini sağlayan ve toplumsal faydayı önceleyen bir gayrimenkul sektörünün ülkemizde rol alması gerekiyor; kentsel dönüşümün sağlıklı ilerleyebilmesi için en başta.

        REKLAM

        Bugün de diyoruz ki bizi fazla akıl bu noktaya getirdi. Biz çok akıllı bir milletiz. Bizim şu anda depremden sonraki problemlere tanışırken tabii ki pozitif bilimlerin, bilimin, kültürün, tasarımın, mühendisliğin dışında bunlar yapılacak ve bu konuda çok emin insanlarımız var. Dünyada çok başka yerleri imar eden Türk firmaları, tasarım planlama, müteahhitlik firmaları var. Bizim eksiğimiz orada değil. Biz akıllıyız. Bizim elimizi vicdanımıza koymamız lazım. Bizim vicdanla bakmamız lazım. Vicdanlı şehirleri oluşturmamız lazım. Bu nasıl olur? Tabii ki kararlarımızı, vicdanımızın süzgecinden geçirerek olur. Vicdanlı kişilerin yönetim kademelerinde yer almasıyla ve vicdanlı ekipler kurmasıyla ve sivil toplumun burada rolü çok önemli, bence 6 Şubat depremi bu noktada çok önemli bir gösterge oldu.

        "DEPREMİ UNUTMAMAMIZ VE UNUTTURMAMAMIZ LAZIM"

        99 depremine göre, sivil toplumun ciddi manada aktif olduğu her aşamasında bir süreç yaşadık. Bizim rolümüz neydi o dönem? Şehirlerin kritik bir oyuncusu olarak gayrimenkul sektörü, tasarım ve planlama uzmanlarına devletin hizmetine sunduk. 2 ay boyunca depremden sonra yapılacak olan rezerv alanların tasarım ve planlama süreçlerini yönettik. Bunu bir işbirliği grubuyla yaptık ve devletimize teslim ettik. Bugün bir kısmı uygulanıyor. Dolayısıyla yeni oluşacak yerleşim birimlerinin kentsel refah seviyesinde, kentsel kalitesini arttırmanın ilk süreci olan tahayyül etme, hedef koyma, tasarlama, planlama ve projelendirme süreçlerini üstlendik. Bugün 'Umut Çizgisi' belgeselimizde bunu paylaşıyoruz. O günü hatırlıyoruz, çünkü unutmamamız lazım. Bizim bir amacımız da deprem gerçeğini unutturmamak. Başkaları unutabilir ama biz unutamayız. Çünkü sivil toplum liderleri, karar vericiler veyahut başka kademelerdeki yöneticilerin unutmaması ve unutturmaması lazım.

        REKLAM

        Dolayısıyla biz GYODER olarak bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Çünkü bizim önceliğimiz toplumsal menfaat, sonra sektörümüz, sonra firmamız. Bugün de zirvemizde aslında açılışını yapıyoruz belgeselimizle, yarın da çok ciddi manada yoğun içerikler olacak. Umarım bir şeyleri değiştirmeye bir miktar da olsa katkımız olur."

        "YENİ KONUT MODELİ İÇİN YURT DIŞINDAN BİR BANKA 1 MİLYAR DOLARLIK NİYET MEKTUBUYLA GELDİ"

        Kalyoncu, GYODER'in geliştirdiği 'Yeni Konut Modeli'yle ilgili son durumu şu sözlerle anlattı:

        "Biz aslında kurguyu tamamladık. Bu işin en kritik aşaması olan finansman tarafından ciddi manada hem ülkemizden hem yurt dışından bankalar, fonlar ve aslında kalkınma kurumlarıyla görüşmelerimizde nasıl bir yapı olursa bu finanse edilebilirin cevaplarını bulduk. Bu cevaplar üzerine bir model kurguladık. Nedir bu model? Uzun dönem nakit akışına bağlı bir gelir mantığı. Bunu nerede gördük? Kamu özel işbirliği modelindeki hastane, havalimanı, yol, köprü, baraj, enerji altyapısı gibi ülkemizin son 20 yılda hayata koyduğu kritik altyapı projelerinde, aslında bu uzun dönemli gelir modeline göre bir planlama var. Çünkü proje finansmanı mantığı bunu gerektiriyor. Biz konutta ne yapıyoruz? Yapıyoruz ve satıyoruz. Yapıp kiraya verdiğimiz bir model yok. Bunun olması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü uzun dönemli gelir ancak böyle olur. Ancak böyle olursa proje finansmanı olur ve bunu sürdürülebilir yaparsak, yeşil finansman kriterlerine uygun olursa, bu sefer uluslararası kaynak geliştirme noktasında önemli bir tarafını da halletmiş oluruz. Finansman tarafı çözüldü. Hatta öyle ki bir yurt dışı bankası 1 milyar dolarlık bir niyet mektubuyla derneğimize geldi ama biz dedik ki derneğimiz bunun tarafı değil. Biz ancak sivil toplum kuruluşunun üstüne düşen yeni fikir üretme, bunu kurgulama ve karar vericilere sunma misyonunu üstleniriz ve bunu yaptık. Eğer bu model Türkiye'de uygulanırsa ve bu modele ilişkin bir takım işler gündeme gelirse, bu işleri yapacak firmalarla bunu yapmanız lazım.

        "BELEDİYELERLE GÖRÜŞTÜK, UYGULAMA İÇİN BELKİ BİRAZ DAHA ZAMAN VAR AMA İSTANBUL'UN ZAMANI YOK"

        Dolayısıyla konu ciddi, ciddi olduğu için biz İstanbul'daki büyükşehir belediyesi dahil KİPTAŞ dahil, tüm ilçe belediyelerine modelimizin sunumuyla ilgili bir kitapçık ve bir yazı gönderdik. Randevu talebinde bulunduk. Başakşehir Belediyesi, Avcılar Belediyesi, Şişli Belediyesi, Üsküdar Belediyesi, Ümraniye Belediyesi bire bir görüşmelerimizi yaptık. Tabii ki belediyelerin en büyük sıkıntısı arsa üretmek ve belediyeler arsa satıyor. Belediyelerin arsa satmaması lazım. İstanbul sınırları içerisinde kamu mülkiyetindeki arsaların kamu mülkiyetini korumakta fayda var. Gelecekteki riskler için bir tamponumuz olsun diye. Bizim modelimizde bunu da koruyoruz, mülkiyet kamuda kalıyor, görevli şirket finanse ediyor, tasarlıyor, yapıyor, işletiyor. Mülkiyete ihtiyacı yok ve kamuya devrediyor. Şu anda artık bundan başka ne yapabiliriz, ben de bilmiyorum. Buna daha fazla kişinin inanması ve karar alması gerekiyor.

        "KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN BAŞLAYABİLMESİ İÇİN KİRALIK KONUTLAR GEREKİYOR"

        Biz tekrardan randevu taleplerinde bulunarak, anlatarak biraz da rahatsız edici boyuta da geldi bazı taraflar için... Hatta bir ilçe belediye başkanımız aradı beni; 'Bir şey söylüyorsunuz da ne söylediğinizin farkında mısınız? Bu işler olsaydı biz yapardık' gibisinden bir konuşma geçti aramızda, sonrasında tatlıya bağladık neyse ki kendisi de çok değer verdiğim bir ağabeyim. Biz de haddimizi biraz biliyoruz. Demek ki her şeyin zamanı var, belki de biraz daha zaman var ama şöyle bir problem var, İstanbul'un zamanı yok, yani kentsel dönüşüm önündeki kritik problem; kiralık konut stoğumuzun yetersizliği. Bir binayı yıkacaksınız kentsel dönüşüme girmesi için o kişilerin 3-4 yıl bir yerde kiracı olması gerekiyor. Bu yüzden devlet ne yapıyor, kira yardımı veriyor. Devlet isterse 50 bin TL, 100 bin TL kira yardımı verse bile kiralık konut olması lazım. Biz kiralık konut üretelim diyoruz öncesinde, ancak bunu yaparsak kentsel dönüşüm başlanabilir. Umarım belki bizim de üstümüze düşen daha fazla şey var. Daha fazla anlatmamız, daha fazla inandırmaya çalışmalıyız. Ama bu noktada paylaşımcı bir şekilde diğer sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle projemiz gelişmeye devam ediyor."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ