Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar Metropolis'te Tarihin sırları gün yüzüne çıkmaya devam ediyor
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        'Ana Tanrıça Kenti' olarak bilinen Metropolis'te bu yıl temmuz ayında başlayan kazı çalışmalarında daha önce antik kentte hiçbir izi olmayan dört sarnıç, 7 metrelik toprak dolgusunun altında bulundu. Geç Roma Dönemi'nde kentin su ihtiyacını karşılamak için kullanıldığı düşünülen sarnıçların neredeyse tamamen korunmuş durumda bulunması döneme dair önemli bilgi, bulgu ve tarihi eserlerin ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıyor.

        REKLAM

        Metropolis halkının aşağı kentteki su kaynaklarına alternatif olarak kentin en yüksek merkezi olan akropolise bu sarnıçları inşa etmesinin temel nedenlerinden biri özellikle Bizans Çağı'ndaki savunma gereksiniminden kaynaklanıyor. Kente gerçekleştirilecek olası bir saldırı ya da kuşatma esnasında güçlü surlarla çevrili akropolisteki sarnıçlar halkın su ihtiyacını uzun süre karşılayacağı için kuşatmaya direnmek adına hayati bir önem taşıyor. Metropolis akropolisinde bulunan dört sarnıcın 600 ton su kapasitesine sahip olduğu tahmin ediliyor. Halkın günlük su tüketimi, tarımsal faaliyetler ve kamu yapılarının su ihtiyacı hesaba katıldığında yan yana dört sarnıcın inşa edilme gereksinimi daha iyi anlaşılıyor.

        Metropolis Antik Kenti kazılarına 17 yıldır destek vermekten büyük mutluluk duyduklarını belirten Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, "Sabancı Vakfı olarak kültür - sanat alanında yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında Metropolis Antik Kenti kazılarını 2003 yılından bu yana destekliyor ve kazılar sırasında elde ettiğimiz her yeni bulgu ile tarihe ışık tutmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ana Tanrıça Kenti Metropolis'te bu yılki kazılarda ortaya çıkan yan yana inşa edilmiş dört sarnıç, kentin su ihtiyacı, beslenme şekli, günlük yaşamda kullandıkları nesneler ve savunma stratejileri alanında önemli bilgileri günümüze taşıyor. Sabancı Vakfı olarak desteklediğimiz bu kazı çalışmalarıyla her yıl antik kent insanının yaşamına ve bilgeliğine ayna tutmanın heyecanını yaşıyoruz" dedi.

        REKLAM

        Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek ise "Metropolis Antik Kenti'nin 2020 yılı kazı çalışmalarıyla bundan 1500 yıl önce bu bölgede yaşayan insanların hayatına dair yeni bir kapı açmış olmanın heyecanı içindeyiz. Akropoliste yeni keşfedilen dört sarnıç yapısı Metropolis'te antik dönemde yaşayan ustaların su mühendisliği alanında ne derece bilgili olduklarını kanıtlıyor. Aynı zamanda, sarnıçların akropolisin aşağı yamaçlarındaki tüm yerleşime ve özellikle de yukarı hamam yapısına su sağladığını tahmin ediyoruz. Yaklaşık üç katlı bir bina yüksekliğine sahip olan yapılar Metropolis'teki en iyi korunmuş anıtlar olması anlamında da büyük önem taşıyor" dedi.

        REKLAM

        M.S 12'inci ve 13'üncü yüzyıllarda Metropolis kent halkının, sarnıçları çöplük olarak kullanmaya başladığı arkeolojik kazılarda tespit edilen çok sayıda yemek artığı, hayvan kemiği ve seramik parçalarından anlaşılıyor. Bu alandaki en yoğun buluntular bitkisel ve hayvansal bezemelere sahip sırlı seramikler olarak öne çıkıyor. Sarnıçta tespit edilen hayvan kemikleri üzerinde yapılan incelemeler ise büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvanlarının yoğun olarak tüketildiğini gösteriyor. Sarnıç zeminine atılmış halde bulunan ve sarnıçların inşasından önce Helenistik döneme ait olduğu belirlenen mermer mimari parçalar da gün yüzüne çıkarıldı. Bu parçalar arasında dikdörtgen bir sunak ve onurlandırma yazıtı parçası olduğu tespit edildi.

        Metropolis Hakkında

        1990'dan bu yana sürdürülen kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılan Metropolis Antik Kenti, İzmir'in Torbalı ilçesine bağlı Yeniköy ve Özbey mahalleleri arasında yer alıyor. Metropolis'in tarihi, kentin yakınlarındaki Geç Neolitik Çağı ilk yerleşim izlerinden Klasik Çağ'a, Helenistik Çağ'dan Roma ve Bizans dönemlerine, Beylikler ve Osmanlı tarihine kadar uzanıyor.

        Bugüne kadar yapılan kazılar sonunda Helenistik Döneme ait Tiyatro, Bouleuterion (Meclis Binası), Stoa (Sütunlu Galeri) ile Roma İmparatorluğu Dönemi'nde inşa edilen iki Hamam Yapısı, Hamam ve Palaestra (Spor Alanı) Kompleksi, Mozaikli Salon, Peristil Ev, Dükkânlar, Genel Tuvalet, Cadde ve Sokaklar gibi antik kent dokusunu oluşturan yapılar ve mekânlar bulundu. Ayrıca bu mekânların kazı çalışmaları sırasında seramik, sikke, cam, mimari parçalar, figürler, heykeller, kemik ve fildişi eserler ve birçok maden buluntudan oluşan 11 binin üzerinde tarihi eser gün yüzüne çıkartıldı. Kazılarda elde edilen eserler, İzmir Arkeoloji Müzesi, İzmir Tarih ve Sanat ile Selçuk Efes müzelerinde sergileniyor.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ