Musk ve Sunak'ın vizyoner zirvesi üzerine analiz: İnsani Dokunuşa Odaklanmak
Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Leyla Keser, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve milyarder Elon Musk'ın 2023 yılında yapay zekanın geleceği üzerine yaptıkları tartışmayı ve yapay zekanın dünü ile bugününü değerlendirdi.
ABONE OLİşte Prof. Dr. Leyla Keser'in Musk ve Sunak'ın çok konuşulan sohbeti üzerine değerlendirmesi:
Hatırlanacağı üzere İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ve teknoloji vizyoneri Elon Musk 2023 yılında, Londra'da düzenlenen bir zirvede Yapay Zeka'nın geleceğini tartışmışlardı.
Hem iyimserlik hem de uyarılar açısından zengin olan son derece insani bu sohbet, yapay zekanın toplumsal normlarımızı nasıl hem zorlayabileceğinin hem de yükseltebileceğinin bir resmini çizmektedir.
Bu dünyada çocuğunuzun öğretmeninin sonsuz sabırlı olduğunu ve çocuğunuzun öğrenme şekline mükemmel bir şekilde uyum sağladığını varsayalım. Musk'ın yapay zekanın her öğrenci için yapabileceğini hayal ettiği birçok etkiden biri de tam olarak bu: Yapay zekayı, öğrenmede devrim yaratabilecek, öğrencilere özel ders verecek şekilde kişiselleştirmek. Can sıkıntısını, monotonluğu ve bir işin diğer sıkıcı yönlerini insan işgücünden çıkartarak endüstrilerde devrim yaratacak yapay zeka, Sunak ve Musk tarafından tartışıldığı gibi birçok anlamda refah ve bolluk vaat ediyor: Yaratıcılık ve inovasyonun birincil işgücü talepleri haline geleceği bir gelecek!
Tartışmaların çoğu, yapay zekanın halihazırda sahip olduğumuz işler üzerindeki yıkıcı etkisi etrafında dönmesine rağmen; bazı yeni düşünceler, aslında insan sezgisi ve yapay zekanın analitik yeteneklerinin bir karışımı olan yeni roller yaratılabileceğini de öne sürmektedir. Örneğin; yapay zekanın bazı görevlerde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, makinelere bir insanın bir görevi yerine getireceği şekilde performans göstermeyi öğreten tamamen yeni "Yapay Zeka Eğitmenleri" veya 'süpervizörleri' yeni işgücü ihtiyacının tipik örnekleri olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yine bu eğilime göre ypaay zeka; profesyonellerin herhangi bir yapay zeka uygulamasının etik uygulamalara tam olarak uymasını sağlayacağı, yapay zeka etiği alanındaki diğer işleri de artırabilecektir. Özetle teknoloji ve etiğin kesiştiği nokta, entegre insan-yapay zeka iş birliğinin daha fazla tetikleyen hususlardan biridir.
McKinsey tarafından hazırlanan Üretken Yapay Zeka’nın 2030 yılına kadar Amerika’daki çeşitli meslekleri nasıl şekillendireceğini analiz eden rapora göre; yapay zeka ile hızlanacak otomasyon çeşitli şu anda gerçekleştirilen çalışma saatlerinin yüzde 30'una kadar etki edebilecektir. Otomasyon, federal yatırımlar, yaşlanan nüfus ve teknolojik ilerlemeler gibi uzun vadeli yapısal eğilimler tarafından yönlendirilen işgücü talebindeki değişiklikler nedeniyle 2030 yılına kadar yaklaşık 12 milyon kişi açısından mesleki geçiş ve iş becerisi değişimi gerekebileceği tahmin edilmektedir. Ofis desteği, müşteri hizmetleri ve yiyecek hizmetleri gibi işlerin azalmaya devam etmesi bekleniyor ('kırılgan işler'). Buna karşılık, sağlık, STEM ve inşaat gibi alanlarda iş artışı görülebilecektir. Gelecekteki iş taleplerine hazırlanmak için işgücü eğitimi ve gelişiminde önemli iyileştirmeler yapılması gerekmektedir. Bu, daha geniş ve daha kapsayıcı işe alım uygulamaları benimsemeyi ve gelecekteki iş gereksinimleriyle uyumlu eğitim sağlamayı da içermektedir. Daha düşük ücretli işlerde çalışanların, daha yüksek ücretli işlerde çalışanlara kıyasla yeni mesleklere geçme ihtiyacının çok daha fazla olabileceği, demografik açıdan ise kadınlar ve azınlık gruplarının bu geçişlerden özellikle etkilenebileceğinin altı çizilmektedir.