Amerikalıların Ay’a aslında hiç ayak basmadıkları şeklindeki komplo teorilerini sona erdirmek için Avrupa Uzay Ajansı tarafından yeni bir hamle başlatıldı. Ancak komplo teorisyenlerinin yeni bir teorileri var: “Avrupa Uzay Ajansı da, astronotlar sanki Ay’a ayak basmış gibi film çeken NASA’nın işbirlikçisi.”
20 Temmuz 1969 günü dünyanın dört bir yanında yüz milyonlarca insan nefesini tutup, Apollo 11’in Ay’a inişine radyo başında kulak kesilmiş ve o heyecan dalgası içinde Amerika’nın uzaydaki müthiş fethinden şüphe duymak kimsenin aklından geçmemişti.
Astronot Neil Armstrong’un “Benim için küçük ama, insanlık için büyük adım” diye izah ettiği Ay yürüyüşünün üzerinden 41 yıl geçti. 41 yıldır olmasa da, uzunca bir zamandır, hatırı sayılır miktarda insan, Amerika’nın 20 Temmuz günü Ay’a inmediğine inanıyor. Bunların büyük çoğunluğu da Amerikalı. Halkın yüzde 20’si Ay’a seyahatin düzmece olduğu, NASA’nın olayı baştan sona film stüdyosunda çektiği görüşünde.
WASHINGTON’UN HİLESİ
Komplo teorisi şu ana fikre dayanıyor: Sovyetler Birliği Sputnik’i fırlatarak, uzay yarışında Amerika’nın önüne geçince, Washington da Moskova’nın zaferini gölgede bırakacak bir başarıyla öne geçmek için böyle bir hileye başvurdu. Bu kumpası bilenlerin tamamı da öldürülerek ortadan kaldırıldı.
Tabii komplo teorisyenleri birtakım deliller ileri sürüyor. Mesela astronot Edwin Aldrin’in yanı başında durduğu bayrak rüzgâr olmadığı halde neden dalgalanıyor? Gökyüzünde neden yıldızlar görünmüyor? Gölgeler neden o kadar tuhaf? Ay modülü Eagle’ın altında neden krater meydana gelmedi?
ABD Başkanı John F. Kennedy, daha 1961 yılında Amerikalı astronotların Ay’a ayak basacağına dair söz vermişti. Ancak 1960’ların ortalarına gelindiğinde ABD uzay yarışında hâlâ çok gerilerdeydi. NASA darbe üstüne darbe alıyordu. 1967 yılında ilk Apollo kapsülü fırlatma rampasında patlayıp yanmış, üç astronot feci şekilde can vermişti. Bu hezimetten sadece iki yıl sonra Amerikalıların üç astronotu Ay’a gönderip, bir de geri getirebileceğine inanmak zordu.