Ne kadar teknoloji o kadar fıtık
Modern toplumun hayatını kolaylaştıran teknoloji bir yandan da bazı hastalıkların yoluna kırmızı halı seriyor. Hareket ihtiyacını azaltan, vücudun daha az kullanılmasına neden olan teknoloji, iskeletimizin zayıflamasına ve daha çok fıtık olmamıza yol açıyor
ABONE OLBel ve boyun fıtıklarının görülme sıkılığı son yıllarda artmaya başladı. Beyin Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Cezmi Ük ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Başak Öğüt Perktaş; “Ne kadar teknoloji, o kadar fıtık” diyor. Teknoloji bir taraftan insanlara rahatlık verirken diğer taraftan hareket ihtiyacımızı azaltıyor, vücudumuzu daha az kullanmamıza, bunun sonucunda şişmanlamamıza, iskelet yapımızın zayıflamasına ve daha çok fıtık hastası olmamıza yol açıyor. Toplumda bel-boyun ağrısı oranı yüzde 80’ler civarındayken, bunların yaklaşık yüzde 20 kadarının fıtık kökenli olduğu düşünülüyor. Bu oran 20 yaş altında yüzde 3.5 iken, en sık 30-40 civarında görüldüğü belirtiliyor.
Omurgayı oluşturan kemiklerin arasında kıkırdaklar bulunuyor. Kıkırdakların dejenere olup yırtılarak omurilik ve sinirleri sıkıştırması ‘fıtık’ olarak adlandırılıyor. Oluşumun olduğu bölgeye göre sorun boyun ya da bel fıtığı olarak adlandırılıyor. Toplumda bel fıtığı görülme oranının boyun fıtığından daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor. Çünkü bel boyuna göre daha çok yük taşıyor, ayrıca omurganın oynar bölgesinin sonu olma özelliği de var. Bel fıtığı kadınlarda erkeklerden biraz daha fazla görülse de, bu sonuç istatistiksel olarak çok anlamlı bulunmuyor. Boyun fıtıkları, kadınların boyun hareketliliği daha fazla olduğu için kadınlarda daha sık görülüyor. Her bel ya da boyun ağrısının fıtık olarak algılanmaması gerekiyor. Bel-boyun ağrılarının yüzde 20-25’i fıtıktan kaynaklanıyor. Erken teşhisle birçok fıtık hastası ameliyat olmaktan kurtulabiliyor. Hastanın bilinçlendirilip doğru hareket etmesi, doğru egzersizleri yapması, kilosuna dikkat etmesi sağlanırsa fıtığı ilaç bile kullanmadan yenmesi mümkün olabiliyor.