Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Seçil Erzan ve diğerleri... Kimler, kimleri dolandırdı? Bu zamana kadar Türkiye'de olmuş dolandırıcılık vakaları
        1

        İki tip dolandırıcı vardır.
        Birincisi; insanların merhamet duygularını suistimal edenler...
        Örneğin; yolda karşınıza biri çıkar.
        Der ki; "Evladım, memleketime gidemedim, acilen de gitmem gerekiyor. Bana bir otobüs bileti parası lâzım."
        Üzülür, cebinizdeki paranın tamamını veya bir kısmını verirsiniz.
        Bir ay sonra, o kişiyi tesadüfen başka bir yerde görürsünüz.
        Der ki; "Evladım, memleketime gidemedim, acilen de gitmem gerekiyor. Bana bir otobüs bileti parası lâzım."
        Dolandırıldığınız anlar, zihninizden kim bilir neler geçer...
        İkincisi;
        Kolay yoldan para kazanma düşüncesiyle, gözlerine perde inen, kontrol mekanizmasının dişlileri kırılan insanların; "Üzümünü ye, bağını sorma", “Gelsin de, nasıl gelirse gelsin” gibi anlayışın karanlık dehlizlerinde kaybolmaya meyilli kişilerin bu zaafından faydalananlar...
        Tıpkı 'Seçilbank' lakaplı sözde bankacı Seçil Erzan'ın futbolun birçok ünlü isminin de yer aldğı onlarca kişinin milyonlarca dolar ve lirasını 'hiç' etmesi gibi.

        2

        Türkiye gündemini günlerdir meşgul eden 'Fatih Terim Fonu' olarak tanımlanan dolandırıcılık olayında ünlü futbolcular, Selçuk İnan, Fernando Muslera, Arda Turan, Emre Belözoğlu’nun ve iş insanlarının da aralarında olduğu onlarca kişi, sözde bankacı Seçil Erzan tarafından dolandırıldı.

        3

        Seçil Erzan'ın evinden çıkan hesap listesi, aslında bütün olan - biteni gözler önüne seriyor.

        4

        Söz konusu listeye göre olayın özü şu; 'Fatih Terim Fonu'na üye olanlar, yüksek kâr elde edeceklerini düşünerek Seçil Erzan'a yüksek miktarlarda paralar teslim etmiş.
        Bir süre sonra bazı üyeler, ana paralarının üzerine yüksek oranlarda kâr elde etmiş. Bazı üyeler ise bırakın kâr elde etmeyi ana parasından olmuş.
        Ortaya da; "Biri yer, biri bakar; kıyamet, bundan kopar" misali bir durum çıkmış.

        5

        İlk kez 12 Nisan 2023'te Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun haberleştirmesiyle ortaya çıkan dolandırıcılık organizasyonunda Seçil Erzan'ın evinden çıkan listeye göre toplanan para 55.633.222 dolar ve 27.760.000 TL.

        6

        Listeye bakınca; bazı kişilerin büyük oranda kayba uğradığını, bazı kişlerin ise büyük oranda para kazandığı görülüyor.
        Listeye bakınca; akıllara hep şu sorular geliyor;
        Bu kadar kişi, o kadar parayı neye güvenerek el altından verdi?
        Kimse Seçil Erzan'a "Bu kadar yüksek kâr vaat ediyorsun da bunu nasıl yapacaksın. Hele bir anlat" dememiş mi?
        Seçil Erzan, üyelere nasıl bir garanti sundu ki milyonlarca dolar kendisine o kadar kolay teslim edildi?
        El altından verilen paraların kayıt dışı olacağı, bunun da suç teşkil edeceği, tefeciliğe gireceği bilinmiyor muydu?
        El altından Seçil Erzan'a para verenler, ceza alacak mı?
        Kayıt dışı paradan kâr elde edenler, vergi kaçakçılığı suçu işleyeceklerini bilmiyor muydu?

        7

        Zira;
        Bu konuda hafta içinde Habertürk'e konuşan hukukçu Dr. Ramazan Arıtürk şunları söyledi; "Mağdurlar, mahkemede mağdur sıfatıyla yer alsalar bile bu işlem bir tefecilik işlemidir. Fon, aslında burada görünüşte meşruiyet sağlamak için kullandıkları bir tabir. Seçil Erzan; burada dolandırıcılık, mağdurlar da tefecilik yapıyor. Mağdurlar açısından bu nedenle ayrıca bir tefecilik soruşturması açılmalı. Yani para veren herkes için bu durum geçerli. Zaten bir ikrar da söz konusu, kendileri para verdiklerini söylüyor. Bu noktada tefecilik suçunu içeren TCK'nın 241'inci maddesinden soruşturma açılmalı. Mağdurlar açısından bir diğer suçlama da vergi kaçakçılığı suçlaması. Bu kişiler para kazanıyor ama kaydı yok. Normalde her gelir, vergiye tabidir. Bu nedenle çok açık bir şekilde vergi kaçakçılığı suçu da söz konusu."

        8

        Görünen o ki Seçil Erzan'ın dolandırıcılık organizasyonundan daha nelerin ortaya çıkacağını, 'Fatih Terim Fonu'nda üye olarak adı geçenlerin ceza alıp - almayacağını, sözde bankacının kaç yıl hapis cezası alacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

        9

        Şimdi, geçmişteki Türkiye’nin en büyük dolandırıcılık olaylarına bir göz atalım.

        10

        Sülün Osman

        1923’te doğan ‘Sülün Osman’ lakaplı Osman Ziya Sülün, taşradan İstanbul’a yoğun göçün yaşandığı 1950 ve 1960’lı yıllarda özellikle şehre ilk kez gelenleri dolandırmasıyla ünlendi.

        Dolandırıcılık faaliyetleri şöyledi;
        Taksim Meydanı’na paspas serip; 'Burası benim' diyerek oradan geçenlerden para aldı.
        Dolmabahçe Saat Kulesi’ne bakarak saatini ayarlayan kişiden ‘ayarlama’ parası talep etti. Ardından da saat kulesini o kişiye sattı.
        Kız Kulesi’ni ve şehit hatları vapurlarını da sattı.
        Galata Köprüsü’nü satmaya teşebbüs ederken yakalandıktan sonra hakkında dolandırıcılıktan dava açıldı.

        Sülün Osman, mahkemede verdiği ifadelerde şunları söyledi: Benim dolandırdığım insanlar dolandırıcıydı aslında... Yani bana yaklaşma sebepleri beni dolandırmaktı. On tane bilezikle geliyorum adamın önüne akşam vakti. Kuyumcunun kapısındayız. Dükkân kapalı. Karımın hastalığını anlatıyorum, acilen bilezikleri bozdurmam gerektiğini, o an nöbetçi eczaneye gidip hastaneden istedikleri ilaçları almamın şart olduğunu söylüyorum falan... Hakiki olsalar bileziklerin fiyatı bin lira. Diyorum ki; "300 liraya ihtiyacım var. Paranın gerisi umurumda değil, yeter ki karım ameliyat masasında kalmasın." Adam, sabah kuyumcuya gidip bilezikleri bin liraya bozdurabileceğini ve birkaç saat içinde havadan 700 lira kazanacağını düşünüyor. O arada benim ayakçım da ortaya çıkıyor ve o almak istiyor bilezikleri. Telaşlanıyor adam, kazanç imkânı kaybolacak diye... 300 lirayı verip alıyor bilezikleri. Ben de kayboluyorum ortalıktan. Adam, ertesi sabah kuyumcuya gidip de bileziklerin sahte olduğunu öğrenince, 'Dolandırıldım' diye karakola gidiyor. Ben aranıyorum. Demiyorlar ki ona, "Be adam bin liralık bileziği 300 liraya almayı düşünürken aklında ne vardı?" diye... Gayet açık ki, beni dolandırmayı planlamıştı. Ben hayatım boyunca beni dolandırmaya kalkışmamış tek bir kişiyi dolandırmadım."
        Sülün Osman, Galata Köprüsü'nü satmaya yeltenmesi hakkında ise savunmasını şöyle yaptı; "Kusura bakma hâkim bey. Memlekette Galata Köprüsü’nü satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu köprüyü satarım.

        Sülün Osman, tutuklanarak cezaevine gönderildi. 20 Nisan 1962’de cezaevindeki tutuklulara alın teriyle yaşama konulu bir konferans verdi.

        Sülün Osman, ‘Fil Hamdi’ adlı hikâyesinde ‘Sülün Osman pırrr’ ifadesinin kendisini rencide ettiği gerekçesiyle Aziz Nesin’e dava açtı.

        Sülün Osman, 1984’te otel odasında kalp krizi geçirerek 61 yaşında öldü.

        11

        Sülün Osman'ın Galata Köprüsü'nü satma girişimi, 1983 yapımı Kemal Sunal filmi 'En Büyük Şaban'daki sahnelerin birinde işlendi.

        12

        Cevher Özden

        1970'li yıllarda bankerler, bankalardan daha yüksek oranda faiz verme vaadinde bulununca insanlar, yastık altı altınlarını bozdurarak ve bankalardaki paralarını çekerek banker kuruluşlarına yatırmaya başladı. En çok talep edilen bankerlik kuruluşu ise Cevher Özden'in sahibi olduğu Banker Kastelli'ydi.

        13

        Ünlülerin rol aldığı Banker Kastelli reklam filmi..

        Banker Kastelli'nin çok talep görmesinin nedenlerinden biri, reklam filmlerinde ünlülere yer verilmesiydi.
        Cevher Özden, sıcak para akışını sağlamak için yastık altı birikimlerini yüksek faiz karşılığı Banker Kastelli'ye yatırmaları için reklamlarla halka sık sık çağrıda bulundu. Reklam filminde de Yeşilçam'ın ünlü oyuncuları; Cüneyt Arkın, Eşref Kolçak, Fikret Hakan, Ekrem Bora, İzzet Günay, Orhan Günşiray ve Selma Güneri rol aldı.
        Ünlülere duyulan güvenden dolayı, Banker Kastelli, en çok talep edilen bankerlik kuruluşu oldu.

        14

        12 Eylül'de ordu darbeyle ülke yönetime el koyduktan sonra 21 Eylül 1980’de asker kökenli Bülend Ulusu liderliğinde 44’üncü hükümet kuruldu. Bu hükümetin icraatlarından biri de bankerle ilgili mevzuatta düzenlemeler yapılmasıydı. Yapılan düzenlemelere göre, bankerlerin reklam yapmaları kısıtlanarak ve banker olma şartları zorlaştırılarak bankerlik sistemine sınırlayıcı tedbirler getirildi.

        15

        1980'li yılların başlarında olağan görüntülerden biri... Mevduat sahipleri, iflas eden bankerlerin ofislerinin önünde toplanarak paralarını geri almaya çabalardı.

        Dönemin maliye bakanı Kaya Erdem'in 1981’de bankerlik sistemine ilişkin "Vatandaş, üç - beş kuruş fazla kazanmak için kumar oynamıştır" şeklindeki açıklaması üzerine bankerlerde parası olanlar, derin bir endişeye kapıldı. Zira bu açıklama, “Bankerlere yatırılan paraların akıbetinden devlet mesul değildir” anlamı çıktı.

        16

        Bunun üzerine, yüzbinlerce mevduat sahibi, bankerlerden parasını çekmek istedi. Ne var ki 250’ye yakın banker, mevduat sahiplerinin bu isteğini yerine getiremedi. Kaya Erdem'in açıklaması sonrasında nankerlere olan güvenin yok olması, bankerlik şirketlerine para girişini sonlandırdı.
        Ülkenin gündeminde ilk sırada yer alan bankerler olayı sırasında bazı bankerler intihar etti. Birçok mevduat sahibi de parasını kaybettiği için yaşamına son verdi.

        17

        Bankerler arasında en ünlü ve en çok mevduata sahip olan kişi ‘Banker Kastelli’ lakaplı, 1933 doğumlu Cevher Özden’di. Doğduğu Trabzon’un Kastelli köyünün adını bankerlik şirketine veren Özden, yaklaşık 550 bin kişinin 2 milyar 500 milyon dolarlık mevduatını yönetiyordu.

        18

        İnsanların baankerlere olan güvenlerinin azalmasıyla çöken bankerlik sisteminde Cevher Özden de doğal olarak iflas etti. Özden'in 22 Haziran 1982’de yurt dışına kaçması, siyasi çalkantılara neden oldu. 13 Temmuz 1982’de Başbakan Yardımcısı Turgut Özal ve Maliye Bakanı Kaya Erdem istifa etti.

        19

        100 günlük firardan sonra Türkiye’ye dönen Cevher Özden, yakalandıktan sonra görülen dava sonrasında tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Özden, 255 gün hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı.

        Hapishaneden çıktıktan sonra yıllarca ekonomik anlamda büyük sorun yaşayan Cevher Özden, evine gelen haciz ve kredi kartlarının borçları nedeniyle bunalıma girerek 2 Haziran 2008’de Kadıköy'deki ofisinde intihar etti.

        20

        Bankerler ve bankerlik krizi, Türk sinemasında 3 filmde işlendi;

        • Banker Bilo (1980)
        Yönetmen... Ertem Eğilmez
        Oyuncular... İlyas Salman, Şener Şen

        • Faize Hücum (1982)
        Yönetmen... Zeki Ökten
        Oyuncular... Genco Erkal, Levent Dönmez, Ayşe Selen

        • Dolap Beygiri (1982)
        Yönetmen... Atıf Yılmaz
        Oyuncular... İlyas Salman, Şener Şen

        21

        Selçuk Parsadan

        1970’li yıllarda profesyonel basketbol oynayan, 1952 doğumlu Selçuk Parsadan, geçirdiği verem hastalığı nedeniyle sporu bırakmak zorunda kaldı.

        12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra kurulan Halkçı Parti’nin önce üyesi, ardından da Beyoğlu ilçe başkanı olan Selçuk Parsadan, bu dönemde ünlü isimlerle tanıştı. İlçe başkanlığı görevinden bir süre sonra bir kaç ünlünün menajerliğini yaptı.

        1984’te babasının sahibi olduğu Türk Basın Ajansı’nın başına geçen Selçuk Parsadan, ajansı 1993’te Ankara’ya taşıdı.
        Ne var ki işleri tahmin ettiği gibi gitmedi. Maddi zorluk yaşayan, ajansı ayakta tutmaya çabalayan Selçuk Parsadan, o dönemlerde Ankara'da küçük çaplı dolandırıcılık faaliyetleriyle ‘Parsayı toplamaya’ başladı.’

        22

        Selçuk Parsadan'ın ilk büyük dolandırıcılık faaliyeti, 9 Kasım 1994’te beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden oyuncu Yılmaz Zafer üzerinden oldu. Parsadan, Yılmaz Zafer’in eşi Perihan Savaş’ın adını kullanarak dolandırıcılık tarihine geçecek faaliyetlerinden ilkini gerçekleştirdi. Parsadan, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i arayarak Perihan Savaş’ın Yılmaz Zafer adına düzenleyeceği gece için paraya ihtiyacı olduğunu, kendisinin de ünlü oyuncuya para toplamsı için yardım ettiğini söyledi. Demirel, Savaş'a ulaştırması için Selçuk Parsadan'a para verdi. Ne var ki Savaş’ın eşiyle ilgili bir gece yapma planı da, Parsadan’ın bu amaçla para topladığından da haberi yoktu.

        Selçuk Parsadan’ın ikinci dolandırıcılığına maruz kalan kişi, dönemin Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan oldu. Parsadan, telefonda kendisini yüksek rütbeli bir asker olarak tanıttıktan sonra belediyeye Atatürk ansiklopedisi satmak istediğini söyledi. Doğan, Selçuk Parsadan'a olmayan ansiklopedilerin parasını gönderdi

        Selçuk Parsadan’ın siyasi düzeyde dolandırıcılığı bunlarla kalmadı. 2 Kasım 1995’te emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit eden Parsadan, dönemin başbakanı Tansu Çiller’i telefonla arayarak, Kemalistler Derneği için 5 buçuk milyar lira bağış istedi. Para, ertesi gün Başbakanlık Örtülü Ödeneği’nden Selçuk Parsadan’ın hesabına yatırıldı. Dolandırıcılığın emniyet tarafından fark edilmesinin ardından arandığını öğrenen Parsadan 10 Mayıs 1996’da Altınoluk’ta giderek gizlendi. Selçuk Parsadan, orada cep telefonuyla bağlandığı bir televizyon programında Tansu Çiller için ‘saf bayan’ tanımlamasını kullandı.

        21 Mayıs 1996’da yeri tespit edilen Selçuk Parsadan, düzenlenen operasyonla yakalandı. Parsadan, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 'Örtülü Ödenek Davası'ndan 6 yıl 3 ay, mahkemeye hakaretten 2 yıl ve başka bir dolandırıcılık davasından 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

        23

        Selçuk Parsadan, Afyon Cezaevi'ndeyken karşı koğuşta cezasını çeken Sabancı Suikasti sanığı Mustafa Duyar’a düzenlenen silahlı saldırı sırasında kazara ağzından vurularak yaralandı.

        4 yıl 8 ay 28 gün cezaevinde kalan Selçuk Parsadan, 19 Şubat 2001’de kamuoyunda ‘Rahşan Affı' denilen afla tahliye edildi.

        Selçuk Parsadan, yakalandığı omurilik kanseri sebebiyle 25 Temmuz 2006’da Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde öldü.

        Selçuk Parsadan’ın Tansu Çiller’i dolandırması dönemin en çalkantılı siyasi olaylarından biri oldu. Öyle ki Çiller’in Yüce Divan’da yargılanmasının yolu bile açıldı. TBMM Soruşturma Komisyonu, Tansu Çiller’i “Örtülü ödenekten usülsüzce harcama yaptığı” gerekçesiyle suçlu buldu. Fakat 29 Haziran 2000'deki oturumda milletvekilleri arasında yapılan oylamada Tansu Çiller’in Yüce Divan’da yargılanması için gerekli 276 oya ulaşılamadı. Böylelikle de Çiller, örtülü ödenek davasında aklandı.

        24

        Hakan Kenan Şeranoğlu

        Dolandırıcılık faaliyetini, TİTAN adı altında piramit sistemle 'Saadet Zinciri' başlığında 1990'lı yıllarda gerçekleştirdi.
        Sistem şöyle işliyordu;
        Bir katılım ücreti karşılığında üyelerine kısa vadede son derece yüksek kâr oranları sunan Hakan Kenan Şeranoğlu, her yeni üyeden saadet zincirine ayak bastı parası olarak 2.400 Alman markı alıyordu. Her yeni üyeden aldığı paraları, sisteme daha önce girenlere 'kâr' olarak dağıtıyordu.

        1963 doğumlu Hakan Kenan Şeranoğlu ve ailesinin lüks yaşamı, Türk ve yabancı olmak üzere 35 bin üyesinin bulunduğu saadet zincirine birçok ünlü ismin de dâhil olmasıyla Titan'ın 'sosyal' organizasyonları dönemin magazin sayfalarında - programlarında en çok yayımlanan - yayınlanan konulardan biriydi.

        1997'de Titan'ın 143 üyesi, saadet zincirinde vurgun yapıldığı, kendilerinin dolandırıldığı gerekçesiyle Hakan Kenan Şeranoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.

        Bunun üzerine Hakan Kenan Şeranoğlu ve Titan'ın diğer kurucuları tutuklandı.
        Hakan Kenan Şeranoğlu; 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 798 milyon 311 bin 569 lira ağır para ve Ahmet Hakan Baz; 25 yıl 10 ay hapis, 22 milyar 234 milyon 626 bin 798 lira ağır para cezasına çarptırıldı. Ayrıca mahkum edilenler arasında TİTAN kurucularından Hakan Kenan Şeranoğlu'nun babası Fevzi Barbaros Şeranoğlu, Levent Gülal, Serdar Güldal, Alman uyruklu Rene Emil Herbert Patric ve yine Alman uyruklu Thorsten Röcker de yer aldı.

        TİTAN'ın kurucuları, Eskişehir H tipi kapalı cezaevinde 10 yıl hapis yattıktan sonra 2008'de tahliye edildi.

        25

        Fadıl Akgündüz

        Fadıl Akgündüz, 3 Kasım 2002'de yapılan genel seçimlerde 22. Dönem Siirt Milletvekili olarak seçildi. 9 Mart 2003'teki ara seçimde ise yeniden seçilemeyince milletvekilliği düştü. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nde bir kez daha Siirt'ten bağımsız aday olan Akgündüz, milletvekilliği için yeterli oy sayısına ulaşamadı.
        Fadıl Akgündüz, 2009'da Siirtspor başkanı seçildi. İki yıl sonra başkanlığı bıraktı.

        26

        Almanya'daki Türk vatandaşlarını yüksek kâr payı vaadiyle kandırarak dolandırıcılık yaptığı iddiasıyla 2003'te tutuklandı. Akgündüz, tutuklandıktan 15 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere kefaletle serbest bırakıldı.

        Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan 'Jet Fadıl' lakaplı Fadıl Akgündüz, Kasım 2006'da 'Nitelikli dolandırıcılık' suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 10 bin 400 TL adli para cezasına çarptırıldı. Yargıtay'a gönderilen cezası, 2 yıl sonra usulden bozulan Akgündüz, hakkındaki suçlamaların zaman aşımına girmesiyle yeniden yargılanmadı.

        27

        1956 doğumlu Fadıl Akgündüz'e 2015'te de dolandırıcılık suçlamaları yöneltildi.
        'Capricegold Bayrampaşa Projesi' ve 'Capricegold Maldivler Projesi'nde yatırımcılara verdiği sözü yerine getirmediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Hakkında soruşturma başlatılan Fadıl Akgündüz, 'Nitelikli dolandırıcılık' suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece 22 Aralık 2015'te tutuklandı. Fadıl Akgündüz, 28 Mart 2017'de tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.

        28

        28 Nisan 2023'te İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi davayı karara bağladı. Fadıl Akgündüz, 'Capricegold Bayrampaşa Projesi' ve 'Capricegold Maldivler Projesi'nde 614 kişiyi dolandırdığı gerekçesiyle 2 bin 504 yıl 2 ay hapis ve 12 milyon 20 bin lira adli para cezasına çarptırdı.

        29

        Mehmet Aydın

        1991 doğumlu olan Mehmet Aydın, 2016'da merkezi Kuzey Kıbrıs'ta bulunan Çiftlik Bank adlı şirketi kurdu.

        30

        Mart 2018'de şirketin saadet zinciri prensibiyle çalıştığı ve suç örgütü olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında şirketin 130 bin üyesinden topladığı 511 milyon lirayla Uruguay'a kaçtı. Bu ülkede sürdüğü lüks yaşamı sık sık sosyal medya hesabından yayımlayan Mehmet Aydın, 'Nitelikli dolandırıcılık' ile suçlandı.

        31

        'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın'ın Türkiye'ye iadesi için kırmızı bülten çıkarıldı. Yakalanmamak için Uruguay ile Brezilya arasında iki yıl boyunca mekik dokuyan Aydın, Ocak 2019'da Interpol'ün en çok arananlar listesine eklendi.

        32

        18 Nisan 2020'de Resmî Gazete'de yayımlanan infaz kararnamesiyle Mehmet Aydın'ın infaz indiriminden yararlanamayacağı açıklandı. Türkiye'nin başvurusu üzerine Brezilya tarafından sınır dışı edildi.

        33

        3 Temmuz 2021'de İstanbul'a getirilen Mehmet Aydın, 7 Temmuz 2021'de Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 75 bin 260 yıl hapis cezası istemiyle yargılanarak tutuklandıktan sonra Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürüldü.

        34

        Faruk Fatih Özer

        2017'de kripto paraların alım - satımına aracılık eden kripto para borsası Thodex adlı şirketi kurdu. Thodex, en son 390 bin kullanıcıya sahipti.

        35

        21 Nisan 2021'de yapılan sistemde beş günlük kapama açıklamasının ardından şirketin sahibi olan 1994 doğumlu Faruk Fatih Özer'in de içinde bulunduğu yöneticilerin sosyal medya hesaplarını da kapatması üzerine onbinlerce kullanıcı, vurgun yapıldığı şüphesiyle Thodex hakkında suç duyurusunda bulundu.

        36

        Faruk Fatih Özer, Arnavutluk'ta böyle yakalandı.

        Faruk Fatih Özer, 22 Nisan 2021'de yaptığı açıklamada vurgun yapıldığı iddialarını yalanlasa da 150 milyon dolarla Arnavutluk'a kaçtığı tespit edildi. Hakkında 'Nitelikli dolandırıcılık' suçundan soruşturma başlatılan Faruk Fatih Özer için 23 Nisan 2021'de Interpol tarafından hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.

        37

        Arnavutluk'ta kaldığı otel ve evlere baskın yapılsa da Faruk Fatih Özer, her defasında kaçmayı başardı. Ta ki 30 Ağustos 2022'ye kadar....

        38

        Arnavutluk İçişleri Bakanı Bledar Çuçi, Faruk Fatih Özer'in yakalandığını açıkladı. Bu ülkede görülen dava sonucunda Özer'in Türkiye'ye iade edilmesine karar verildi. Faruk Fatih Özer, 20 Nisan 2023'te Türkiye'ye iade edildi. 23 Nisan 2023 te ise Özer çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Hakimliği tarafından tutuklu yargılanarak cezaevine gönderildi. Faruk Fatih Özer'e 11 bin 196 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ