Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık SON DAKİKA: Korona mutasyon sonrası bizi nasıl etkileyecek? Uzman yorumu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İngiltere’de Covid-19 virüsünün yüzde 70 daha bulaşıcı yeni bir varyantının tanımlandığı bildirildi. Yapılan incelemelerde aynı varyantın Danimarka, Hollanda ve Avustralya'da da saptanması üzerine salgından en çok etkilenen bölgeler arasında yer alan batı Avrupa ülkelerinde geçici bir panik havası oluştu. Hollanda, Belçika, Almanya, Fransa ve Avusturya İngiltere’den uçuşları durdurma kararı alırken; İtalya ise uçuşları durdurma kararı üzerinde düşünmeye başladı. Hepimizin aklındaki soru şu; Neler oluyor? Covid-2020 mi geliyor? Tam da aşılamalara başlamış ve umutlanmışken başa mı dönüyoruz? Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner, oluşan panik havası ve umutsuzluğa dair açıklamalarda bulunup bilimsel öngörülerini paylaştı.

        AŞILAR KONUSUNDA ŞANSLIYIZ

        Doç. Dr. Fatih Şahiner, “Bu yeni varyantın (yeni bir tür değil) daha bulaşıcı olduğu söylenmesine ve sürekli benzer haberler çıkmasına rağmen bu bilginin doğruluğunu kesin olarak bilmiyoruz. ‘Yeni varyantın aşılar üzerine etkisi olup olmadığı belli değil’ deniyor. Diyelim ki spike (S) proteinini etkiledi o zaman ne olur? Hemen söyleyelim. mRNA aşıları yeniden dizayn edilir ve üretimi kolay olduğu için bu varyantın olduğu bölgelere yeni aşılar gönderilir. Türkiye’de kullanılacak aşının avantajlarından biri de bu noktada ortaya çıkıyor. Çin’den alınması planlanan tam inaktive virüs aşısı, olası S proteini mutasyonlarından mRNA aşılarına göre daha az etkilenir hatta belki de hiç etkilenmez. Çünkü teorik olarak, bu tür aşılar, spike (S) gibi tek bir viral protein setinden ziyade tüm viral protein setini içerdikleri için daha geniş antikor yanıtı ve T hücresi tepkileri üretebilir. Dolayısıyla hem bilinen bir teknoloji olması hem de nötralizan antikor yanıtını uyarabilen M ve N proteinleri gibi farklı viral proteinleri de içermesi nedeniyle bu tip aşıların; olası aşı kaçış varyantlarının ortaya çıkışından daha az etkilenen bir sistem olduğu söylenebilir.”

        REKLAM

        KRİTİK BİLGİLER IŞIĞINDA SON DURUM

        1. Bu virüs sürekli mutasyona uğrasa da “mutasyon düzelme özelliği” nedeni ile mutasyonların belirli bir aralıkta sınırlı olması varyantların bambaşka özelliklere sahip yeni türler olmadığını gösteriyor.

        2. Her mutasyon enfeksiyon şiddeti ile ilişkili değil (binlerce mutasyon tanımlanmasına rağmen henüz böyle bir mutasyon tanımlanmadı).

        3. İngiltere’de ortaya çıkan varyant da önümüzdeki günlerde diğer varyantlar gibi mutasyon çarkına girip değişime devam edecek.

        4. Virüs zaten çok bulaşıcı. (SARS ve MERS’e kıyasla) Böyle olunca yüzde 70 daha bulaşıcı olsa bile önümüzdeki süreçte çok şey değişmez ve Türkiye için ek önlemler gerekmez.

        5. Bulaştırıcılık katsayısı (COVID-19 özelinde) virüsün mutasyonla değişiminden çok toplumda izolasyon önlemlerinin uygulanıp uygulanmaması ile ilişkili. Önlem alınmazsa bulaştırıcılık katsayısı günler içerisinde 10 kata kadar artabiliyor. Bu düşünüldüğünde yüzde70 daha bulaşıcı bir varyant olması bile farklı bir önlem almayı gerektirmez.

        REKLAM

        6. O zaman bu panik havasının bir nedeni olması gerek. İsmi geçen ülkeler artık salgın yükünü kaldıramıyor ve küçük ek yükler bile bu ülkeleri korkutuyor. “Yeni varyant kontrolden çıktı” şeklinde açıklamalar ise şu soruyu sorduruyor “Eski varyantlar kontrol altında mıydı? Cevap: Hayır. Sonuç olarak yeni bir durum yok.

        YAZA DOĞRU RAHATLARIZ

        Doç. Dr. Fatih Şahiner, “Bazen alınan önlemler yetersiz olduğunda bu tür uyarılarla topluma veya ülkelere daha dikkatli olmaları gerektiği hatırlatılır ve önlemler artırılır. Bu da öyle bir duruma benziyor. Türkiye olarak yeni önlemlere veya aşı politikasında yeni bir değişikliğe gereksinim yok gibi duruyor. Dünya genelindeki bilinen varyantlar zaten yeterince bulaşıcı olduğu için ‘yüzde 70 daha bulaşıcı bir varyant’ kavramı endişe verici bulunmuyor. Bu eğer sadece epidemiyolojik verilere dayalı bir tahminse, mutasyondan ziyade yetersiz önlemlerle ve havaların soğuması sonrası kapalı alanda bulaş oranının artması ile de ilgili olabilir. Tüm bu bilgilerin ışığında yaza doğru rahatlayacağımızı ve sonrasında daha normal bir sürece gireceğimizi öngörebiliriz.

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ