Şener: Fener güçlü çıktı!

Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde, başkan Şener ve bordo-mavili kulübün yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu ''şike'' sürecine ilişkin ve bundan sonra izlenecek yolun belirlenmesi amacıyla yapılan toplantıya, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile bazı eski kulüp başkan ve yöneticileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Sadri Şener, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de 3 Temmuz'dan bu yana ''şike ve teşvik'' süreci yaşandığını belirterek, ''Bir bölümünde benim şahsım da olmak üzere bu sürecin içinde olduk. İfademiz alındı, nezarete gittik. 30 saat nezarethanede kaldık. Sonra çıktık, savcı tarafından serbest bırakıldık. Sonra da mahkemelerde ifademizi verdik'' diye konuştu.

Trabzonspor Kulübü'nün 2 maçtan suçlandığını ifade eden Şener, ''Savcının yazdığı yazıda 'gerekli bilgi ve belgeye rastlanmamış' ifadesi de var. Dolayısıyla bu süreci biz hem Etik Kurulu'nun verdiği raporda hem de cezai bölümde atlatıp, temiz olarak çıkacağımıza inancımız tam. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın'' şeklinde konuştu.

BU İŞ UZADIKÇA SULANMAYA BAŞLADI

Şener, şike sürecinde Fenerbahçe gibi son derece güçlü bir takım ile karşı karşıya geldiklerini dile getirerek, ''Basınıyla, televizyonuyla, yayın organlarıyla, siyasetçisiyle her taraftan bize daha ağır basan bir kulüple tabiri caizse dövüşmeye başladık. Nisan ayının 25'ine geldik. Hala bir karar federasyonumuzdan çıkmadı. Bu iş uzadıkça da sulanmaya başladı'' ifadelerini kullandı.

Sadri Şener, İstanbul'da yaşadığı için çevresinden ve federasyonla ilişkilerinden dolayı bu gelişmelere ilişkin daha rahat haber alma imkanının bulunduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

FEDERASYON ÇÖZÜM BULMAYA ÇALIŞIYOR

''Şu anda Etik Kurulu'nun ikinci raporu yazılıyor. 'Birincisi 25, ikincisi 70 klasör' diyorlar. Eski federasyon hukukçularının anlattıklarına göre bu işin anası ilk 25 klasör, diğerleri dedikodu ve küfürlerden ibaret. Fakat buna da bir çözüm bulmaya çalışıyor federasyon. Sahaya yansıdı mı? 5 tane Etik Kurulu üyesi var. 1 tanesi maça gidermiş, 4'ü hiç gitmezmiş. Şimdi bu insanların sahaya yansıyıp yansımadığı kararına ne kadar itimat edebilirsiniz? Bu yolla olayı aşmaya çalışıyorlar. Eski federasyonda görev yapmış avukat arkadaşım Kemal Kapulluoğlu'nu, federasyon başkanı danışman olarak almış. Görevi, Etik Kurulu'nun Fenerbahçe aleyhine yazılarını veya iddialarını minimuma indirmek. 3 maça kadar da indirildiği söyleniyor. Bunlar hep duyum. Bu hafta içinde Etik Kurulu raporunu verecek. Eğer 'sahaya yansımadı' derse, tabi Fenerbahçe Kulübü Disiplin Kurulu'na sevk edilmeyecek ve dolayısıyla ceza almamış olacak. 'Şahıslar zaten Disiplin Kurulu'nda, onlara da bir ceza verilecek, Tahkim erteleyecek' diyorlar. Geldiğimiz nokta, duyduğumuz bu. Bunu da eski federasyon üyesi arkadaşımız aynen teyit ediyor.''

ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ

Bazı sivil toplum örgütleri ve platformların bu noktada belli girişimlerde bulunduğunu kaydeden Şener, ''Hukukçularımız, UEFA ve FIFA'ya gittiler. Kulüp olarak elimizden geleni yaptık, yapıyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yalnız Trabzon'da çok kullanılan bir tabir var. 'Masaya yumruk vurma' ucuz tabir oldu Trabzon'da. Onu değiştirirseniz mutlu olurum. İkide bir masaya yumruk vurulmaz'' dedi.

SİYASETÇİLERİMİZ YANIMIZDA OLSA!

Bazı işlerin görüşmelerle, bazılarını basın yoluyla, bazılarının da politik güçle hallolduğunu anlatan Sadri Şener, ''CHP Milletvekili Umut Oran, Fenerbahçe'nin bütün davalarını izliyor. MHP Kocaeli Milletvekili yine aynı davaları izliyor. Ben nezaretteyken Faruk Özak hariç beni arayan hiçbir milletvekili ve siyasetçi olmadı. Akif Hamzaçebi kardeşimiz, Fenerbahçe Divan Kurulu üyesi falan seçiliyor. Bunlar hoş şey değil. Zaten zor duruyoruz ayakta, bari siyasetçilerimiz yanımızda olsa. Seçim daha olalı 1 yıl olmadı, daha ismini bilmediğimiz milletvekili var Trabzon'da. Bunlar iyi günde yanımıza geliyorlar, maçları önde seyrediyorlar. Böyle günlerde parlamentoda şurada burada en ufak yardım bile edemiyorlar. Bunu derken niye siyasete atladım. Öbür tarafta böyle şeylerle karşılaşıyorum, buna gücüm yetmiyor.''

Trabzonspor'un bu konuda aktif olarak öne atlaması için bir takım eylemler ortaya koyulması gerektiğini öne süren Şener, ''İstanbul'da bir arama konferansı yaptık. Basında çıkan bölümünü gördünüz. Bir tane burada yapıyoruz. Diyelim burada 5-6 siyasi parti var. İl başkanları yarın istifa etsinler bütün genel merkez buraya akın eder. Gazetelerde manşet olur. Bunu yapacak bir il başkanı var mı aranızda, yok. Bana deseler ben yaparım. Hemen de yaparım. 'Sen Trabzonspor Kulübü Başkanlığından ayrıl, biz bu davayı kazanırız' desinler bir dakika beklemem ama yapmazlar. Şehri de yakamayacağımıza göre. Diplomatik olarak böyle gidecek.''

Şener'in konuşmasının ardından Trabzonspor Kulubü Avukatı Nusret Yılmaz da hukuksal olarak süreçte yaşanan gelişmeleri anlattı.

Yılmaz, kulübe herhangi bir suç isnat edilmeyeceği kanaatinde olduğunu, Trabzonspor'un 2010-2011 futbol sezonunda alın teri ve emeğiyle mücadelesini sürdürüp, sevenlerinin yüzünü kızartacak eylemde bulunmadığını kaydetti.

Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu da Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener ve arkadaşlarının 3 Temmuz'da ''şike'' soruşturması başladıktan sonra şampiyonluğun verilmesi sürecini gayet iyi, etik kurallara uygun olarak medenice yürüttüğünü belirterek, ''Tüm Trabzon, Trabzonspor, hukukun üstünlüğünü, adaleti, sporun tümünün ve futbolun temizlenmesi için tam bir birlik sergilemiştir. Bu nedenle gururluyuz. Trabzonspor, hiçbir kulübe en ufak düşmanlık istemiyor. Trabzonspor Başkanı Şener ve yönetim kuruluna, çok dikkatli, hiçbir hakkımızı geri bırakmayacak çalışmalarından ötürü teşekkür ediyoruz'' diye konuştu.