Tantuninin adı nereden geliyor?
1980'li yıllardan itibaren Mersin'de en çok üretilen yiyeceklerin başında gelen tantuni, zamanla başka şehirlere yayıldı. Tantuninin orijinal lezzetin alametifarikası kuyruk yağı ve pamuk yağı ile yapılması. Adı da yapıldığı saç tavada etin tahta kaşıkla karıştırılırken çıkan "tan tun", "tan tun" sesi
ABONE OLOrtaokul ve lise dönemimde Mersin’de Yavuz Yukay ile Güniz Yukay’ın eczanesinde yarı zamanlı olarak çalışıyordum.
Kahtalı Mehmet, eczanenin olduğu çarşıda, yeşil renkteki el arabasıyla her gün aynı saatte aynı köşede konuşlanırdı.
Önce toz kalkmasın diye yerleri ıslatır, sonra da seyyar arabasının çevresine birkaç tabure ve küçük sehpalar yerleştirirdi.
Ardında da sabahtan haşladığı kuşbaşı etleri saç tepsiye saçar, kuyruk yağı ve pamuk yağı eşliğinde baharatlarla harman ederek karıştırmaya başlardı.
Etin kokusu, “tan tun”, “tan tun” sesleri eşliğinde ahaliye “gel gel” diye haykırırcasına çarşıya yayılırdı.
Müşterileri beklerken Kahtalı Mehmet’in çalışmasını seyretmek benim için oldukça eğlenceli bir hal alırdı.
O zamanlar, şimdi olduğu gibi pahalı değildi.
O zamanlar şimdi olduğu gibi küçücük değildi.
Çarşı esnafında çalışanlar, bir tanesiyle karnını rahatça ucuza doyurabiliyordu.
Hem sağlıklı hem leziz olması, yer kalırsa taburede, kalmazsa ayaküstü rahatça yenilebilmesi nedeniyle bir hayli ilgi görüyordu.
Kahtalı Mehmet, ritüelini hiç ama hiç bozmazdı. Satışa tam saat 12’de başlardı.
En fazla saat 13.30’a kadar yedin, yedin.
O saate kadar yiyemezsen ağzının sulanmasıyla kalır, ertesi günü beklemek zorunda kalırdın.
Çünkü Kahtalı Mehmet’in tepsisindeki etler yettiği kadardı.
Tantuni…
Yanında da tombul süs biberi ve şalgam.
Kahtalı Mehmet, nedense yıllar boyunca tantuniyi çarşı ahalisine kısıtlı miktarda sundu.
Ona göre fazla olursa kalite düşerdi.
Kahtalı Mehmet’in alametifarikası tantuniye doğru oranda kuyruk yağı katmasıydı.
Ve elbette ayçiçek yağı değil, pamuk yağı kullanmasıydı.
Çünkü ayçiçek yağı eti yakar, tadından uzaklaştırırdı.
Pamuk yağı ise eti yakmaz, tadını korurdu.
Kahtalı Mehmet, en sonunda ısrarlara dayanamayıp 100 metre uzaklıktaki bir yere tantuni dükkânı açtı.
Seyyar arabası merkez, dükkânı şubeydi.
Kendisi, satışa seyyar arabasıyla devam ederken dükkânını kalfası işletti.