Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Tüm ölümlerin yüzde 40'ından kalp ve damar hastalıkları sorumlu! - Sağlık Haberleri

        Kalp hastalıkları, tüm dünyada ve Türkiye'de en çok ölüme yol açan sebeplerin başında geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ölümlerin neredeyse yüzde 40’ı kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkili.

        10-17 Nisan Kalp Haftası kapsamında kalp sağlığına ilişkin önemli bilgiler paylaşan Yapısal Kalp Hastalıkları Derneği Başkan Yardımcısı ve İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Taşolar, kalp ve damar hastalıklarından korunmanın yollarını anlattı.

        Prof. Dr. Hakan Taşolar
        Prof. Dr. Hakan Taşolar
        REKLAM

        KALP VE DAMAR HASTALIKLARINA BAĞLI ÖLÜMLER İLK SIRADA

        Prof. Dr. Taşolar, son iki yıldır dikkatlerin COVID-19 pandemisine çevrildiğini belirterek, "Kalp hastalıklarından ölümler hala yüksek oranda devam ediyor. Ülkemizde kalp ve damar hastalıklarıyla ilgili ölümler, tüm dünyada olduğu gibi ilk sırada. TÜİK verilerine göre ölümlerin neredeyse yüzde 40’ı kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkili görünüyor. Hal böyleyken vücuttaki bütün organları besleyen kalbimize daha çok zaman ayırmamız ve onu korumak adına fazlasıyla özen göstermemiz gerekiyor" dedi.

        AİLESİNDE KALP HASTALIĞI OLANLARA ÇAĞRI

        Bazı kişilerin kalp ve damar hastalıkları açısından daha yüksek risk altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Taşolar, şunları söyledi: "Öncelikle her hastanın kalp hastalıkları riski aynı değil. Belli risk faktörlerine sahip olanlar maalesef kalp hastalıklarına yakalanmada daha şanssız grubu oluşturuyor. Bunların bazılarından kurtulmak elimizdeyken bazılarını ise ancak kontrol altına alabiliyoruz. Diyabet, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol düzeyi olan hastalar uygun diyet, egzersiz ve gerekirse ilaçlarla bu hastalıkları kontrol altına alabilirler. Diğer taraftan sigara, alkol, düzensiz beslenme ve stres gibi faktörlerden kurtulmaksa tamamen bizim elimizde. Özellikle ailesinde kalp hastalığı öyküsü olan hastaların bunlara daha çok dikkat etmesi gerekiyor.”

        HANGİ KALP-DAMAR HASTALARI ORUÇ TUTMAMALI?

        Ramazan ayında bazı yüksek riskli kalp-damar hastalarının oruç tutmasını istemediklerini dile getiren Prof. Dr. Taşolar, “Örneğin, kalp damarına stent takılan veya bypass ameliyatı olan hastalara işlemden sonraki ilk altı ay içerisinde oruç tutmalarını tavsiye etmiyoruz. Yine düzenli ilaç kullanmasına rağmen sık sık yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatan hastalarımıza da oruç tutmamaları yönünde önerilerde bulunuyoruz. Öte yandan tedaviyle kontrol altında olan hipertansiyon, diyabet hastalarına veya kalp ve damar tıkanıklığı olan ve üzerinden 6 ay geçmiş hastalara ilaçlarını sahurda ve iftarda düzgün kullanmaları şartıyla oruç tutabileceklerini söylüyoruz. Bu noktada tavsiyelerimiz bireysel oluyor; bu nedenle oruç tutmaya ilişkin son sözü yine hastaların, kendilerini takip eden doktorları söylemeli" dedi.

        İFTARDAN SONRA 30 DAKİKA YÜRÜYÜŞ

        Kalp-damar hastalarının Ramazan'da dikkat etmesi gereken unsurlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Taşolar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son yapılan bilimsel çalışmalarda, özellikle Uzak Doğu'dan gelen verilerde, orucun kalp ve vücut sağlığı üzerine olumlu etkilerinin olduğunu görüyoruz. O yüzden insanların günlük hayatta, Ramazan ayı dışında da oruç tutma şeklinde diyet yaptıklarını biliyoruz. Bu noktada özellikle de ilaç kullanan hastalara, ilaç düzenlemelerini iftar ve sahurda olacak şekilde planlamalarını öneriyoruz. Beslenme noktasında iftardan sonra bol sıvı tüketimi kalp sağlığı için çok önemli. Tatlı ve hamur işlerinden mümkün mertebe uzak durulmalı, bol meyve ve sebze yenilmeli. Haftada bir kez balık tüketilmeli. İftardan sonra en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapmak ise kalp ve damar hastalıkları riskini oldukça azaltacaktır."

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ