Umberto Eco ve faşizm
Faşizmin bu şekilde erotikleşmesi, modern olarak tanımlanabilecek birçok yazarın/ sanatçının ilgisini çekmiştir...
Serdar TURGUT/GAZETE HABERTÜRK-PAZAR
Almanya’da Hitler’in Kavgam kitabının yeniden basımı vesilesiyle geçen hafta içinde bol bol faşizmi tartıştık.
Faşizm hakkında şu ana kadar denilmedik söz herhalde kalmamıştır.
Konuya bir şekilde girmek istiyordum ama orijinal olmayan fikirlerle bunu yapmak istemediğimden hayli zorlandım da.
Zorlanınca da konu hakkında derin ve yoğun okumaya başladım.
Sonunda karşıma Umberto Eco’nun “Eternal Fascism: 14 Ways of Looking at a Blackshirt” başlıklı yazısı çıktı.
Bu yazısında Eco, faşistik hâkimiyet arzularının seksüel ilişkilere yansıtılmasını analiz ediyor.
Hatırlayalım, Nietzsche’nin de incelemiş olduğu bu hükmedilme/boyun eğme diyalektiğinin sado mazoşistik seksüel oyunlarda belirgin bir yeri vardır. Eco “ebedi faşist” olarak tanımladıklarına “ur faşist” adını vermektedir.
Ur faşistin belirgin tanımlayıcı özelliklerinden birisi de hâkimiyet/iktidar arzusunu seksüel alana yansıtmasıdır
‘SEKS ZOR OYUNDUR’
Eco “Seks çok zor bir oyundur” dedikten sonra “Ur faşist de bu oyunu silahla oynar” demektedir.
Bu silahla oynanan seks oyununun sado mazoşistik seks olduğu da açıktır.
Faşizmin bu şekilde erotikleşmesi, modern olarak tanımlanabilecek birçok yazarın/sanatçının ilgisini çekmiştir.
Jean Genet, “Faşizm tiyatrodur” demişti.
Sylvia Plath, baba ile kız arasındaki hâkimiyet bağlantısını yazarak konuya ucundan girmiştir. (Kitlelerin bir baba figürü olarak Hitler kavramı, meseleye paternalizm boyutu da katmaktadır.)
Virginia Woolf da bir feministin faşizme nasıl tepki vereceği konusuna kafa yormuştur. (Three Guineas çalışması.)
Kate Millett, Betty Friedan, Germaine Greer, Andrea Dworkin, kadınların arzuları ve boyun eğme süreçlerini faşizm ve erkek hâkimiyeti bağlamında incelemişlerdir.
Tüm dünyada fırtınalar yaratmış olan “50 Shades of Grey” romanını da bu bağlamda inceleyip anlamaya çalışmalıyız.
Faşizm düşüncesine sado mazoşistik erotizmin nasıl uyum sağladığını “Sex Drives: Fantasies of Fascism in Literary Modernism” adlı kitabında Laura Frost çok güzel incelediç