'Ben Max'e hayran, o da bana hasta'

Türk halkı tescilledi güzelliğini ve zekâsını... Ama keşke siz de Max'le tanışabilseydiniz. Onun yumuşacık tüylerine dokunabilseydiniz. O kadar şanslıyım ki Max'in biricik oğlu benim ev arkadaşım artık. Adı Pele... Pele gibi koştuğu için kardeşim buldu bu ismi... Pele'ciğimle babasını sette ziyarete gittik... Onlar hasret giderirken biz de Ali'yle Türkiye'de hayvan haklarının geldiği noktadan barınaklara, köpek sahiplerini bilinçlendirmek için hazırladığı DVD'den ırkların özelliklerine kadar her şeyi konuştuk...

Max'in özel hayatını çok önemsediğini biliyorum. Dizi de zor iş... Teklif nasıl geldi ve nasıl kabul ettin?

Aslında çok yetenekli bir köpek arıyorlarmış dizi için, rol direk Max için gelmedi. Yıllar önce Sermiyan Midyat'ın Golden Retriever'ı Şaka'yı ben eğitmiştim. Senaryoyu o yazdığı için ne istediği net kafasındaymış, "Ali bulur" demiş. Ben de "Haftada 2 günü geçmezse Max olur" dedim. Max'in yoğun bir programa girmesini istemiyorum.

Max akıllı köpek rolünde mi sadece evin köpeği mi?

Özellikle akıllı bir köpek üzerine kurulu bir dizi değil ama Max'ten istenen bir oyun var, sürekli uyuyan bir köpek değil. Ciddi rol yapması gerekiyor. Popüler estetiysen bir çiftin akıllı köpeğini oynuyor. İyi enerjiyi alınca zorlanmadı. Rol aldığı filmde de herkes hayvanseverdi, dizide de herkesin kedisi, köpeği var. "Yönetmen iyi ki Max'le çalışmışız hepimizin enerjisini artırdı" diyor.

Bu defa adı Puffy... Bakıyor mu Puffy deyince?

Onu yönlendirenbenim, istersen Kamil de... Ama Puffy deyince yandan yandan bakmaya başladı hayvan yazık.

Bir de neticede köpek yani... Altına falan kaçırmaz mı?

Onu o kadar iyi tanıyorum ki gerektiğinde sete ara verip tuvalete çıkarıyorum. O konuda çok hassasım.

HAYVAN SEVGİM MAX'LE BAŞLAMADI

Sayende köpek sahibi olan biri olarak bende cevabı var ama sorayım, köpek mi insanın hayatını değiştiriyor insan mı köpeğinkini?

Karşılıklı... Tabii "Benim köpeğim var" olmalı cümle, "Benim insanım var" moduna girerseniz yandınız. Herkes "Yalnız yaşıyorum" der ama ben "Max'la yaşıyorum" diyorum, neticede yalnız değilim o evde. Didişiyoruz, havlıyor, ben kızıyorum. Diyalog içindeyiz.

Tabii çevreni de Max belirliyor, köpek sevmeyen biriyle evlenebilir misin mesela?

Bırak evliliği arkadaş olamam. O insana saygı duymam, aynı ortamda olmak istemem. Bana manevi anlamda o kadar çok şey katıyor ki, çişini kaçırmış, tüyü dökülmüş umurumda değil.

Sana kattığı en net şey ne?

Hayvan sevgim Max'le başlamadı. Binlerce köpek eğittim ve bana çok şey kattılar ama Max'e hayranım. Herkesin bayıldığı Max'se bana hasta. Bu bana çok gurur veriyor.

"Kepi fırlatarak çıkıyor köpek"

Köpek psikolojisi ve sağlığı konusunda uzmansın... Eğitim senin için "otur, elini ver" komutlarından ibaret değil... Nedir o zaman?

Eğitim, köpeğin hayata nasıl baktığıyla ilgilidir. Ailedeki yerini belirler. Her köpeği kabul etmem. Biraz vakit geçirdikten sonra karar veririm. Sadece köpekle değil sahibiyle de... Çünkü benden sonra yaptıklarımı devam ettirmezseniz hiçbir anlamı yok.

6 aylıkken gelmelerinde yarar var değil mi?

Aslında eğitim anne sütünü emerken başlar ama disiplin eğitimi için 6 ay uygun. 3 aylık köpeği disipline etmeye çalışmak 3 yaşındaki çocuğu ilkokula göndermek gibi bir şey. Bebeğe bez bağlıyorsan köpeğin altına kaçırmasına da kızmamalısın. Yaptığın uyarının dozu da köpeğin hassasiyetine göre olmalı.

Ne kadar kalıyorlar eğitimde?

İlk aşama olan "Temel İtaat Programı" 4 hafta sürüyor. Kepi fırlatarak çıkıyor köpek.

'Başarının yüzde 51'i Ali Yeşilırmak'ın, yüzde 49'u Max Yeşilırmak'ın'

Çok soru geliyor mu köpeklerle ilgili?

Gelmez mi? Bunun için DVD yaptım. Tabii 70 dakikaya her şeyi sığdıramam ama her şeyi tane tane anlattım. Benim Max'le yaşadıklarımı anlatmak kolay değil ama ciddi yol gösterecek DVD. Şile'de bir çiftlik evinin bahçesinde iki buçuk günde çektik.

Ne kadar kısa zaman! Tabii Max olunca işin içinde...

"Max ve Ali" Nazenin...

Pardon... Tabii ki şaka bir yana, her şey sende bitiyor.

Polemik konusu oldu bu. Bir sürü akıllı geçinen sanatçı bile yorum yaptı "Vay ülkemin hali, köpek yetenek yarışmasında birinci oldu" diye. Geri çekilin ve fotoğrafa geniş bakın. Benim egosal sorunum yok herkes istediğini söylesin ama başarının yüzde 51'i Ali Yeşilırmak'ın, yüzde 49'u Max Yeşilırmak'ındır.

İyi hatırlıyorum Acun, "Max'in sana bakışını gördüğüm için elemiyorum" demişti ilk turda.

Aynı hareketleri yaptırdığım başka bir köpekle birinci olamazdım. Acun Ağabey yarışmada bunu gördü.

Vallahi ben Max'in oğluna gözüm gibi bakıyorum ama köpek sahiplendirmek de zor.

Ne kadar köpek sevgini görsem de sağlama alırım işi. "Bak şöyle kemirir, her yere çişini yapar..." bütün kötü huylarını söylerim. Karşımdaki tereddüt etmezse tamamdır. Tereddüt etseydin sana da vermezdim ki olmuştur.

Max konferanslarda...

Karne ve doğum günü hediyesi köpekler çevre yollarında, köy girişlerinde. Geçenlerde Kilyos yolu üzerinde bir köpek sürüsü gördüm, önce etkinlik var sandım, hepsi cins... Sen de delirmiyor musun?

Petshop'larda hayvan satışı yasaklandı. Çok önemli bir adım. Devam eden işimin yanı sıra bu tür konulara da vakit ayırıyorum. Okullara gidiyoruz Max'le. Çünkü Max'in popülaritesi var ve bunu bir şekilde kullanmak lazım. Çıkıp da atlama, zıplama yaptırmıyorum ama konferansa onu da götürerek "Biz nasıl bireysek, onlar da birey ve hakları var" mesajını daha güzel veriyorum. Max olduğu için salon doluyor ve daha dikkatli dinliyorlar.

Neler yapıyorsunuz?

Geçenlerde Yıldız Teknik Üniversitesi'nde bir etkinliğe katıldık. Katılım için tek şartımız sokakta yaşayan hayvanlar için mama getirmeleriydi. Barınaklardakilere değil dikkatinizi çekerim. Çocuklar karnı kaburgalarının içine girmiş hayvanın o mamayı nasıl yediğini gördü. Kimisi ağladı ama görmeleri lazım. İşte bu kültürdür. Sevgi ayrıdır.

Kültür demişken Fransa'da şık restoranlarda sahiplerinin ayakuçlarında oturuyor köpekler. Ben burada çay bahçesine bile giremiyorum.

Hayvanların bizden biri olduğunu anladığımız zaman ileri toplum seviyesine ulaşırız. Çoğu hayvan sahibi "Aaa şunun köpeği ne kadar akıllı ve parlak tüylü" desinler diye köpek besliyor. Barınaklara giderseniz yüzlerce güzel ırk görürsünüz. Yazık değil mi o hayvanlara?

En zeki ırklar...

Barınaktan köpek almanın püf noktaları...

Kendi karakterlerine uygun köpek alsınlar. O hayvanı kurtarmak yetmiyor. Ömür boyu bakmak mesele. İkinci bir darbe hayatını alt üst eder. Bakmak da çok büyük sevap o ayrı...

Adam "Benim köpeğim çok zeki" diyor ama kendinde eser yok, hayvanın kafa gidiyor. Ya da tam tersi, zekâ sırlamasında sonlarda ama sahibi öyle iletişim kurmuş ki, tam bir zekâ küpü. Irksal zekâ ne kadar önemli?

Bir sıralama var, evet... Border Collie, Poodle, Alman Çobanı, Labrador diye gidiyor... Tabii sıralamayı alt üst eden köpekler var. O yüzden benim bir sıralamam yok. Her köpeğin bir ruhu vardır. Her Border Collie Max olabilir mi?

Dalmaçyalımız vardı "Allah'ım bunu atamam sen benim canımı al" dediğimi hatırlıyorum. Sonra listeye baktım, sonlarda. Öte yandan adamlar bu ırkla "101 Dalmaçyalı"yı çektiler.

İletişim kuramamış olabilirsin. Elinden o kadarı geliyordur. Köpekler melektir. Karakteri de sahibinin karakterine dönüşür kısa sürede. Arkadaşımın Pitbull'u çocuğuyla yatıyor ama inanılmaz bir çene kuvveti olduğundan akli dengesi bozuk insanlar yüzünden psikopata dönüşüyor zavallı.