Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Esra BOĞAZLIYAN / YAZI DİZİSİ 1 / GAZETE HABERTÜRK

Andy-Ar’ın 21 Ekim- 9 Aralık 2015 tarihleri arasında yaptığı ‘Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın İstanbul ayağında Avrupa ve Asya Yakası’nın en başarılı ilçe belediye başkanları belirlendi. İlçelerde yapılan bu araştırmada halka ‘Yaşadığınız ilçenin belediye hizmetlerinden mennun musunuz?’, ‘Yaşadığınız ilçenin belediye başkanını halka yakın buluyor musunuz?’ ve ‘Yaşadığınız ilçenin belediye başkanını tanıyor musunuz?’ diye soruldu. Sonuçta her iki yakada üç kategorinin ‘en başarılı’ belediye başkanları ortaya çıktı. Yarından itibaren HT İstanbul sayfalarında anketin sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla sizlerle paylaşacağız.

İKİ YAKA İÇİN İKİ AYRI LİSTE

Sadece anket sonucunu değil, aynı zamanda belediyeleri ve başkanları başarıya taşıyan hizmetleri, projeleri de aktarıp bu üç kategorinin şampiyon başkanlarıyla yaptığımız röportajları da sayfalarımız taşıyacağız. Halk tarafından ‘başarılı’ olarak değerlendiren başkanlar, sonuçları yorumlayıp yaptıklarını ve yapacaklarını anlatacak.

Yerel yönetimler performans araştırmasının tüm detaylarını, hangi başkanın hangi kategoride hangi oranla yeraldığını kamuoyuyla paylaşmadan önce Avrupa ve Asya Yakası’nda öne çıkan belediyeler ve başkanlara bir göz atalım... Her iki yaka için ayrı ayrı oluşturulan listelere göre; Avrupa Yakası’nda Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı farklı kategorilerde ya birincilikleriyle ya da ilk üçte yer alarak dikkat çekiyor.

ANKET SONUCUNU YARIN AÇIKLIYORUZ

Gelelim Asya Yakası’na... İstanbul’daki 39 ilçe belediyesinin 14’ünün bulunduğu ve yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip olan Asya Yakası’nın öne çıkan isimleri; Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz ve Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin... Bu isimler, her üç kategoride de üst sıralarda bulunuyor.

Şimdilik, hangi başkanın hangi kategoride birinci olduğunu açıklamıyoruz fakat bu saydığımız başkanlar, projeleri, hizmetleri ve vatandaşa yakınlıklarıyla kendi ilçelerinde yaşayan halk tarafından başarılı, halka yakın bulunuyor ve aynı zamanda da vatandaş tarafından tanınıyor.

BAŞKANLAR ANLATIYOR

Yarından itibaren, 10 gün boyunca Andy-Ar’ın ‘Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın sonuçlarını; belediye başkanlarının ‘hizmet’, ‘halka yakınlık’ ve ‘tanınırlık’ kategorilerindeki başarı oranlarını kamuoyuyla paylaşacağız. Aynı zamanda bu listeye giren belediye başkanlarıyla yapılan röportajları da okuyacaksınız. Bir anlamda, belediye başkanlarıyla sonuçları değerlendireceğiz. Başkanlar, kendilerini başarıya taşıyan, halk tarafından önemsenen projelerini anlatacaklar. Bir belediye başkanı nasıl halka yakın olur? Hangi hizmetler vatandaşı memnun eder? İlçedeki tüm vatandaşlar tarafından tanınmak nasıl sağlanır? gibi soruların yanıtlarını paylaşacaklar. Yani bu işin sırrını verecekler. Başarılı oldukları kategorilerde yaptıkları hizmetlerden ilginç örnekler, anekdotlar sunacaklar. Tabii bir de bu sonuçlar ışığında özeleştiri yapacaklar. Halka daha yakın olmak, hizmetlerden daha çok kişinin faydalanması için, daha çok vatandaş tarafından tanınmak ve bilinmek için ne gibi projeler geliştirdiklerini açıklayacaklar.

HER GÜN BİR RÖPORTAJ

Elbette geleceğe dair hizmet hedeflerini ve gerçekleştirmek istedikleri projelerini de halka anlatmış olacaklar. Bu arada son dönemlerde çok konuşulan, tartışılan projelerle ilgili önemli bilgiler, açıklamalar da bu röportajlar serisinde yer alacak. Yarından itibaren her gün bir belediye başkanı ile röportajı HT İstanbul sayfalarında okuyabilirsiniz. Bu söyleşilere siz de katılın, yukarıdaki WhatsApp telefon hattımıza sorularınızı gönderin!

Bu arada bu çalışmanın 6 ay sonra hem ilçeler, hem büyükşehirler bazında tekrarlanacağını da belirtelim. Ayrıca bu araştırmanın ardından belediye barometresi oluşturup belediyelerin eksi ve artılarını, neler yapıp neler yapmadıklarını belirli periyotlarla sizlerle paylaşacağız.

YAZI DİZİSİ 2

"STEVE JOBS'LA AYNI İŞİ YAPTIM HAYALLERİMİN ÖTESİNDE BİR FATİH OLDU"

Andy-Ar’ın anketinde ‘En başarılı’ seçilen başkanlara sırlarını sordum. İlk konuğum Avrupa yakasında ‘Hizmet memnuniyeti’ kategorisinde yüzde 66 ile birinci sırada yer alan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir... Başkan Demir’le projeleri, hizmetleri konuştuk... 

- Yerel yönetimler araştırmasında Fatih Belediye Başkanı olarak Avrupa yakasında ‘Hizmetlerden memnuniyet kategorisinde’ 1’inci çıktınız. Sizi bu sonuca götüren nedir?  İlçe sakinleri hangi projelerinizden memnun oldu?

Yıllar önce bir yemek programına katılmıştım. Gurmelerden birine sordum ‘Nasıl değerlendirme yapıyorsunuz?’ diye. ‘Biz yüz puanı ikiye ayırıyoruz, 60 ve 40 olarak. 60 puanı yemeğin içeriğine, tadına vs., 40 puanı ise yemeğin sunumuna veriyoruz’ demişlerdi. Bizim işimiz de böyle bir şey. Eğer proje derseniz genellikle başarıya baktığınızda şüphesiz çok iyi projeler yapmak zorundasınız insanların memnuniyeti için. Halkla ilişkiler kısmı bizim için % 40’lık kısmı. Belediyeler, yöneticiler bu özel sektör de olabilir veya kendi başınıza bir işyeri açıyorsanız, hangi meslekten olursanız olun mesleği iyi yapacaksınız ama daha önemli kısmı hizmet ettiğiniz insanlarla temas halinde olacaksınız.

- Burada da iletişim becerisi önemli tabii...

Bunu içtenlikle yapacaksınız. Sırf halkla ilişkiler için yapıyorum veya işte beyninizin aklında bir şey varsa diye yaparsanız bu çok çabuk yakalanıyor insanlar tarafından. Steve Jobs’a soruyorlar ‘Nedir bu başarının sırrı’ diye... ‘Biz hayal kurduk, olanları yok saydık, ne yapabiliriz dedik ve o zaman bu iletişim teknolojileri mesafe kat etti’ diyor. Jobs öldükten sonra şöyle bir geriye baktık biz de aynı şeyi yapmışız. Başarısı kamuoyuna mal olmuş bütün projelerin temelinde hayallerim var. Ama şimdi hayalimden çok öte bir Fatih var. Başarılı olabilmek için hayal kuracaksınız, projelendireceksiniz, takip edeceksiniz, ödüllendireceksiniz, gerektiğinde cezalandıracaksınız.

Ben ilk başkan olduğumda Fatih için etrafı surlarla çevrili, bütün yapılaşması bitmiş, büyük şehir merkezlerinin bulunduğu problemlerle baş başa, yeşil alan üretemez, altyapı problemli bir tablo vardı. ‘Burada yapılacak bir şey yok’ denildi. Eğer somuta indirgersek mesela Kadınlar Pazarı’mız vardı. Oraya girmek çok mümkün değildi. Seyyar satıcılar, açıkta et satanlar, hayvan kesen, ürün satan, üçüncü dünya ülkesi gibi bir yerdi.

Mısır’ın arka sokaklarından farkı yoktu. Biz bir hayal kurduk ve ‘Düşüncelerimiz gerçekleşirse burası turistlerin gelip gittiği, hanımların tek başlarına yemek yiyebilecekleri bir yer olur. Önce çarşıyı yer altına alalım’ dedik, projelendirdik, kurul süreci geldi. Sonra altyapıya el attık ve gördük ki o çarşıyı yeraltına almak mümkün değil hem çınar ağaçları var hem de yeraltında tarihi eserler var. Vazgeçtik. Sonradan tepki büyüdü. ‘Mevcut hali ortada’ dedik ve ikna ettik. Bir gecede söktüler orayı kendileri. Sonra biz onlara sözümüz üzerine meydan düzenlemesi yaptık ve o meydana bakan bütün binaların cephelerini yeniden yaptık. On yıl önce biten işten bahsediyorum ve beş kuruş para almadık onlardan. Kendi imkânlarımız ve il özel idaresi imkânlarıyla yaptık.

"FATİH İÇİN YAPACAK BİR ŞEY YOK DENİYORDU"

“Ben ilk başkan olduğumda Fatih için ‘Etrafı surlarla çevrili, problemlerle baş başa, yeşil alan üretemez, altyapısı problemli’ bir tablo vardı. ‘Burası için yapılacak bir şey yok’ deniyordu. Ama bir hayal kurduk, projelendirdik ve uyguladık...”

"İŞİN SIRRI İÇTEN OLMAK"

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir: “İşin en önemli kısmı, hizmet ettiğiniz insanlarla temas halinde olacaksınız. Bunu da içtenlikle yapacaksınız. Sırf halkla ilişkiler için yaparsanız hemen yakalanırsınız.”

ÖNE ÇIKAN HİZMETLER: SAĞLIK VE EĞİTİM

“Fatih’in en önemli sorunlarından biri güvenlik ve karanlıktı. Bu sorunu çözmek adına önemli çabalarımız oldu ve çok büyük ölçüde bu iki sorundan kurtulduk. İnsanlar, parkının aydınlatılması, suç oranının azalmasıyla matematiksel bir neticeye varamazlar. Kendilerini güvende hissetseler bile artık bizim olağanüstü gayretimizden olduğunu düşünmezler. Sağlıkta aile sağlığı merkezlerini açarsınız, eğitimde çocukların bütün ihtiyaçlarını karşılarsınız, vizyon ortaya koyacak projeler yaparsınız yani insanların bütün ihtiyaçlarının karşılanmasına sebep oluyorsunuz ve bunlar üst üste gelince bir algı oluşur. Biri ‘Fatih’te yaşamaktan mutluyum’ dediğinde ‘Nasıl mutlusun, en zor yer Fatih aslında.

Trafik, otopark, ulaşım, eski binalar vs.’ diyorum. Ama biraz önce saydığım hizmetler arka arkaya gelince memnuniyet ortaya çıkıyor. Öyle bir şey yapalım ki insanlar ben yarın hasta olursam nereye gideceğim endişesi yaşamasın. Fatih’te beş tane büyük hastane var. Çapa, Cerrahpaşa, Vakıf Gureba, İstanbul Hastanesi ve Haseki Hastanesi. Çapa’nın yanındaki binada oturan bir kadın hastalandığında Çapa’ya gidemiyordu. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin verildiği olanaklardan yoksundu. Çok acı bir şey bu. Aile sağlık merkezi hayali kurduk, işte vizyon bu. Asayiş sıkıntısının yüksek olduğu yerler var. Parkları koruyamıyoruz. Parkın bir kenarına sağlık ocağı koyduk ve o park çocuklar için, yaşlılar için hayat kaynağı oldu. Tinerci yuvası olmaktan uzaklaştı. Yanılmıyorsam 2010- 2011’de Düzce’de pilot uygulama çıktı aile sağlığı merkezi. Bizim düşüncemizin aynısını merkezi hükümet koydu. Biz zaten 2004’te bunun hayalini kurduk. Bizim Fatih’te vatandaşlarımız için uygun gördüğümüz sistem daha sonra ülke sistemi oldu. Şu an otuza yakın sağlık ocağımız oldu ve jeneratörlerinin yakıtına kadar biz ilgileniyoruz.”

SİRKECİ’NİN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR

Başkan Mustafa Demir’le son aylarda büyük değişimden geçen Sirkeci’yi de gezdik. Binaların büyük çoğunluğunun cephesinin yenilendiğini, Sirkeci’nin boydan boya bir değişimden geçtiğini anlatan Demir, çalışmaların devam edeceğini söyledi...

ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ

- Araştırma Andy- Ar’a ait. Bazı bölgelerde kantitatif araştırma tekniklerinden “Yüz yüze görüşme yöntemi’’ ile bazı bölgelerde ise yine başka bir kantitatif araştırma tekniği olan ‘CATI’ yani telefon ile görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır.

- Saha çalışması 21 Ekim-9 Aralık tarihleri arasında genelde 34 bin 200 denek ile görüşme yapılarak tamamlanmıştır.

-Çalışma, farklı sosyo–ekonomik ve sosyo–demografik gruba mensup kişilerden, yaş, cinsiyet, eğitim, mahalle/semt kotalarına göre tesadüfi yöntemle seçilmiş, denekler ile görüşme yapılmıştır.

- Araştırmada 0.95 güven aralığı içinde, hata payı +/- % 2.0’dir.

YAZI DİZİSİ 3

TÜRKİYE BİRİNCİSİ HASAN CAN: 5 KURUŞ BORCUMUZ YOK

Andy-Ar’ın ‘Yerel Yönetimler Performans’ Araştırması’na göre; Anadolu yakasında ‘hizmet’ kategorisinde birinci sırada yüzde 68.8 oranla Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can var. Başkan Can’la Ümraniye’yi gezdik, hayata geçirdiği projeleri, yapmak istediklerini konuştuk...

-Anadolu yakasında ‘Belediyelerin hizmetlerinden memnun musunuz’ kategorisinde birinci sıradasınız. Hangi projeler sizi bu sonuca ulaştırdı?

Biz sadece görevimizi yapıyoruz. Takatimizin yettiği kadar bunu yapmaya çalışacağız ama yarın bir gün bu görevi bırakacağız. Bıraktığımız zaman geriye dönüp bakınca ‘Şuna da gücümüz yetiyordu ama niye yapmadık’ diyeceğimiz bir şey kalmasın istiyoruz. Her şeyi elbette ki yapamayız, mutlaka eksikler kalacaktır ama imkanların el verdiği her şeyi yapmalıyız. Mesaimiz bitti demiyoruz. Ümraniye halkının, çağdaş belediyeciliğin bütün imkânlarından yararlanması misyonumuz. Vizyon olarak çıtamız halkımızın çağın bütün imkanlarıyla buluşturmak. Kendi emsalimiz olan benzer belediyelere örnek olmayı hedefleyen bir vizyon çizdik.

Ben 1961’den beri Ümraniye’deyim. Burayı çok iyi biliyorum. Bu çok önemli bir avantaj. Bir yerde bir problem varsa onun kaynağını biliyorum ben. Buranın eskisini bilmeyen bunu yorumlayamaz. Bizim Kavaklıdere Caddesi’nin dere olduğu zamanı biliyorum. Şu anda cumartesi pazarının kurulduğu Marmara Caddesi üzerinden çarşıya kadar olan alanın buğday tarlası olduğu ve öküzlerle harman dövüldüğü zamanı biliyorum. Bunun bana sağladığı büyük bir avantaj var. Gözüm kapalı nerede ne sorun var gitmeden bilebiliyorum. Burada hangi kişiler nasıl bir tavrın içinde olurlar, kim ne der çok iyi biliyorum. Burası bir mozaik.

  • ‘ARAZİMİZ YOK Kİ KAYNAK ÜRETELİM’ “Bazı belediyelerin arazileri var, oraları satıp kaynak yapıyor ama bunun bir sonu var. Bizim satacak arazimiz yok, dolayısıyla biz başka kaynak üretmek zorundayız.”

-Üçüncü döneminizdesiniz. Ümraniye’de neyi yaptınız, neyi yapamadınız?

2004 yılında göreve geldim, Ümraniye 1963’te belediye oldu. 41 sene boyunca burada yapılan ve bugüne kadar gelen bir tane kalıcı eser yoktur. Ya yapmamışlar ya da yapmak kısmet olmamış ama biz son on iki yılda kültür merkezi, bilgi evi, sağlık ocağı gibi kalıcı eserlerden bahsediyorum, yaptığımız kalıcı eser sayısı üç yüz civarı. Bütün bunları yaptık ve borcumuz da yok. Biz bile düşünüyoruz bu kadar iş yaptık nasıl borcumuz olmadı diye. Borç derken kamuya olan borçtan bahsediyorum. Müteahhide olan borçtan bahsetmiyorum, zaten ona borcunuz yoksa hiçbir şey yapmıyorsunuz demektir. Bütçe kapsamı içinde şu yolu yapmaya karar verip ihale ettiniz, o yol yapılırken müteahhit üçte birini yapar ve bir hakediş alır onun ikinci hakedişe kadar ödersiniz, üçe kadar ödersiniz ama bunu borç sayamayız, çünkü bu zaten bütçe gider planı içinde olan bir şey. Kamuya veya devlete, SKK, vergi borcunuz varsa, iller bankasına borcunuz varsa borçtur ama bizim beş kuruş borcumuz yok. Borç yapan yanlış yapmış demiyorum bu sadece benim politikam. Kaynak üretiyoruz. Akıllı tasarruf ediyoruz. Belediyelerin iş makineleri vs. kiralıktır. Bunlardan kurtulmaya karar verdim. Taksitle iş makinesi aldım. 15 milyon sadece akıllı bir projeyle kasada kaldı. 50 bin esnaf var Ümraniye’de, ben göreve geldiğimde sadece dört bin tanesinde ruhsat vardı. Kırk kişilik bir ekip kurduk, Vatandaşın ayağına gidip ruhsatlandırdık. Senede bir buçuk milyon ruhsat harcı geliri varken bu olaydan sonra 7-8 milyon olmuş. 4 bin olan ruhsatlı işyeri sayımız bugün 40 binlere geldi. Ve yamayı yırtığa denk getirdik.

ÖNE ÇIKAN HİZMETLER: SOSYAL DESTEK, SAĞLIK, KÜLTÜR

“Ben büyükşehir belediyesi değilim, ilçe belediyesiyim sonuçta yapabileceklerim kısıtlı ama kültür merkezleri, bilgi evleri, sağlık ocakları, muhtarlık binaları yaptık. 35 mahalleye 35 sağlık ocağı yaptık mesela. Destek verdiklerimizi saymıyoruz, temelden tavana yaptıklarımız bu sayıda. Yolu yaparsın, kaldırım, park yaparsın, kültür sanat hizmeti sunarsın ama aç adamın karnına bir faydası var mı bunun? Vatandaşın temel ihtiyaçlarının karşılanması çok önemli. Biz bunları karşılarken kim olduğuna bakmıyoruz. Ümraniyeli midir diye bile bakmıyoruz. Kapımızı biri çaldıysa geri çevirmiyoruz. Eskiden ihtiyaç sahiplerine sosyal yardımları koliyi omzumuza koyup götürüyorduk. Şimdi sosyal destek kartımız var. Belirlediğimiz ihtiyaç sahiplerine bu sosyal kartı veriyoruz. Aylık puanı yüklüyoruz. Sosyal Market’te o kartı tıpkı kredi kartı gibi kullanıp neye ihtiyaçları varsa alabiliyorlar.

'FİNANS MERKEZİ ZATEN BİZE AİTTİ'

-Tabii bir de Ümraniye deyince Finans Merkezi geliyor akıllara... Geçen yıl Finans Merkezi’nin kurulacağı Barbaros Mahallesi’nin Ümraniye’ye bağlanması çok tartışılmıştı...

Finans Merkezi’nin bulunduğu alan zaten Ümraniye Belediyesi’ne aitti. Tapu kadastro işlemleri, vergisi, nüfus idaresi Ümraniye’ye aitti. Buradaki seçmenler Ümraniye için oy kullanıyordu. Çöpünü biz alıyor, temizliğini biz yapıyorduk. Torba tasarıdaki Ümraniye ve Ataşehir’in ilçe sınırlarını yeniden belirleyen kanun maddesinde sınır değiştirilmedi, sadece netleştirildi. İki ilçenin sınırları, 2008’de saptandı. Fakat mahalleler tarif edilirken bazı teknik hatalar yapılmış, Atatürk ve Barbaros mahallelerinin kuzey kısımları, söz konusu karayollarının kuzeyinde kaldığından Ümraniye’de olduğu halde kanunda Barbaros Mahallesi zikredilmemiş. O-4 ve E-80 karayolunun güneyi Ataşehir, kuzeyi Ümraniye. Söz konusu mahalle İstanbul Finans Merkezi’nin yapılıyor olması nedeniyle kıymete bindi. Finans Merkezi’nin ilçeye maddi faydalarının yanında, dünyanın fon şirketlerinin konuşlanacağı muazzam mekânlar olacağı gerekçesiyle ilçenin tanınırlığı açısından faydalı olacak.

  • ‘15 MİLYON KASADA KALDI’ “Akıllı tasarruf projesiyle ayda 1 milyon 250 bin lira ödediğimiz kamyonlara ve iş makinelerine aylık 750 bin lira taksitle 24 ayda sahip olduk. Böylece 15 milyon kasada kaldı.”

'DEPREME EN HAZIR İLÇEYİZ'

-İstanbullunun en büyük ihtiyaçlarından biri de yeşil alan. Sizde durum ne? Yeşil alan ve park artırma için çalışmalar var mı?

Ümraniye genelinde 900 bin metrekare park alanı var ve 252 parkımız var. Bunların 120 tanesi bizden önceki kırk senede yapılmış. Geri kalan 130 tanesinin son 12 yılda biz yaptık. Ama metrekaresi onlar 279 bin metrekareymiş biz 630 bin metrekare yapmışız. O kırk yılda yapılan parklar eskimiş, biz onların yerine otomatik sulama sistemiyle yeniden yapmışız. Yani bu ne demek, aslında hepsini biz yapmışız. Yeşil alanlarımız var bizim ilçeyle iç içe Çırçır Ormanları, Çekmeköy’e giderken ormanlık alanlarımız var. Beykoz’un, Çekmeköy’ün, Şile’nin çoktur bizim de bir miktar var. Tamamı 8 milyon metrekareye yakın yeşil alan. Bizim nüfusumuz 700 bin. Bölerseniz kişi başına 11 metrekare düşer. Avrupa standardı yedi buçuk metrekare.

-Malum ilçe belediyelerinin gündeminde kentsel dönüşüm var. Ümraniye denince yüksek katlar, siteler geliyor. Bir yandan da o göçle gelen kısmın dönüşümü var. Kentsel dönüşüm ne aşamada?

Kentsel dönüşüm konusunda biz göreve gelir gelmez bu şehirde kaçak yapı olmayacak dedik. Hava fotoğraflarını çektik, bunları çekmemiz kendi elimizi bağlamamız anlamına geliyor. Çünkü oradaki her bir karecik orada bina var mı yok mu, kaç katlı bunu dahi gösteriyor. Dolayısıyla kaçak yapı bizim zamanımızda yapıldıysa o fotoğrafta var, yok yapılmadıysa önceden yapılmış demektir. Biz kaçak yapıyı bıçak gibi kestik. Öteki taraftan yasal yapının da önünü sonuna kadar açtık. Her türlü kolaylığı sağladık. Şu ana kadar 295 bin civarında yapı stokumuz var. Bunun 50 bini işyeri, kalanı konut. Bu konutların ve işyerlerinin 165 bini bizim zamanımızda yapılmış. İlçenin yüzde 60 üzerindeki kısmı bizim zamanımızda yapıldı. Bunun en önemlisi kentsel dönüşüm denince akla TOKİ, KİPTAŞ geliyor ama hayır devlet kaynağı falan değil. Biz vatandaşa alternatif sunmuşuz ya da vatandaş alternatifini kendi kurgulamış. 165 bin yeni konut yapılmış, bunun 100 bini boş alana yapılmış. 65 bin tanesi bina varmış yıkılıp yapılmış. Bu şekilde başka ilçe yok. Bazı ilçelerde kentsel dönüşüm falan deniliyor, biraz da abileriyim ben onların ‘Kalkıp gidin benim yanımda konuşmayın, benim rakamıma hiçbiriniz ulaşamazsınız’ diyorum. Ama tarihi kent bilmem ne diyorlar. Bizim tarihimiz yoksa bizim suçumuz mu? Kentsel dönüşümse buyrun şehri yeniliyoruz işte. 850 hektarda dikili alanlarımız var, aşağı yukarı 50 bin hane var burada bu rakam belki de 100 bin olacak. Önümüzdeki 8-10 yıl içinde onlar inşallah yeni imar planlarıyla çok modern ve sağlıklı mekânlar olacak. Ümraniye tepeden tırnağa yenilenmiş olacak ama şu haliyle bile İstanbul’un depreme en hazırlıklı ilçesiyiz diye düşünüyorum ama on sene sonra daha sağlıklı olacağız.

  • 'DÖNÜŞÜM RAKAMINA KİMSE ULAŞAMAZ' “İlçenin yüzde 60 üzerindeki kısmı benim zamanımda yapıldı. 165 bin yeni konut yapılmış, bunun 100 bini boş alana yapılmış. 65 bin tanesi yıkılıp yapılmış. Bu şekilde başka bir ilçe yok. Benim rakamıma kimse ulaşamaz.”

-İmar projelerinizi, yeşil alanları, tasarruflarınızı anlattınız. Peki ya sosyal projeler? Vatandaşın günlük yaşamını bire bir etkileyecek, belki de sorunlarından uzaklaşmasını sağlayacak hizmetler?

Diğer bir nokta kültür ve sanat. İnsanlar sadece etle kemik değil. Ruhlarının da kültürle ve sanatla buluşması lazım dolayısıyla biz Ümraniye’yi bir kültür ve sanat vadisi haline getirdik. Bir tane kültür merkezi yoktu şu anda irili ufaklı üstelik mahalle ölçekli, aylık kültür kitapçığımız var. Her gün burada herkesin ilgilenebileceği bir seminer, konferans, söyleşi, tiyatro, sinema, çocuk oyunu mutlaka vardır. Bugün nereye gidelim dediğiniz zaman bu mahallede, yoksa bir sonrakinde mutlaka vardır. Yağlıboya resim yarışması, şiir yarışması ve hikâye yarışmalarımız uluslararası niteliktedir. Dereceye girenlere para ödülümüz var, aynı zamanda o hikâyeleri kitaplaştırıyoruz. Birçok üniversiteyle sempozyumlar yaptık. Bunları suya yazılan yazı gibi yapmıyoruz. Tebliğler ve tartışmalar kayda alınıyor ve çözümleniyor. Sonra kitap haline getiriliyor. Şu anda beş altı tane kitabımız var. Bilimsel kitaplar bunlar. Geçenlerde ramazan sempozyumumuzla ilgili İslami Araştırmalar Merkezi’nden yazı aldık. Böyle kültürle ve sanatla buluşan bir şehir oluşturduk yani.

'METRO GELİYOR, İSTANBUL'UN HER YANIYLA ULAŞIMI SAĞLAYACAĞIZ'

-Bir de metro projeleri var. Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe ve Ümraniye-Göztepe-Ataşehir... Ne zaman hizmete girecekler?

Dudullu’dan Bostancı’ya bir hat gidecek şimdi ihalesi yapıldı. Bir de Göztepe’den Kozyatağı’ndan Finans Merkezi, Atakent, İstiklal Mahallesi, belediye binası, gecekondu mahallesine kadar gidecek bir metro hattı daha var. Bunlar yapıldığı zaman İstanbul’un her tarafıyla ulaşımı sağlayacak imkâna sahip olacağız.

'BAZI NOKTALARI YAYALAŞTIRIP PRESTİJ CADDELERİ YAPIYORUZ'

‘Alemdağ Caddesi ve Sütçüimam Caddesi’ni prestij cadde haline getirmeye çalışıyoruz ve Alemdağ Caddesi’nin özellikle karakol durağındaki metro hattından eski belediye binasına kadar olan yaklaşık bir kilometrelik alanı trafiğe kapatıp metro açılmadan burayı bir an evvel hayata geçirelim istiyoruz. Çünkü şehir demek biraz da bu tür fonksiyonların olduğu yerler demek. Mesela Çiftlik Sokak vardı bizim çarşıda orayı yayalaştırdık ve etraftaki binaları giydirdik, ortadan şelale akıttık dolayısıyla insanlar orada gelip fotoğraf çektiriyor. Bizim Kavaklıdere Caddesi var eskiden orada dere vardı arkada. Şimdi de dere akıyor oradan.”

'ÖVGÜYÜ VE AŞIRI ELEŞTİRİYİ CİDDİYE ALMAM'

“Eleştiri olsa da ben hangi eleştiriye bakarım? Halk günümüz vardır, toplantımız vardır orada söylenenleri çok dikkate almam ben. Şikâyeti dikkate almam manasında söylemiyorum. Övgü varsa onu kaale almam. Aşırı eleştiri varsa onu da kaale almam. Eğer somut bir şey varsa onu alırım. Çünkü insanlar bizimle karşılaşmayı umut ettikleri yerde bu cümleyi söylüyorlarsa kafada plan var demektir ama yolda giderken spontane gelişen durumlarda ‘Başkanım bizim şöyle bir problemimiz var’ derse buna itibar ederim. Çünkü beni göreceğini bilmiyordu, kafasında bir plan yoktu. Benim için önemli olan budur. Şehre bir katma değer getirdiğimizi düşünüyorum.”

'2. SOSYAL MARKET ÇOK YAKINDA'

“Ümraniye ’de yaşayan dar gelirli ailelerimize göreve geldiğimiz ilk günden beri gıda yardımı yapıyoruz. Fakat hazırlanan kolilerin içinde her zaman ailelerin ihtiyaçlarını karşılayan erzak ve eşyalar olmaması gerekçesiyle, onlar için bir market kurduk. Akla gelebilecek her türlü gıdanın yanında giyecek ve ayakkabıya kadar birçok ihtiyacı karşılayan ürünlerin bulunduğu Sosyal Marketimiz, İnkılap Mahallesi’nde hizmet veriyor. Bu marketten belediye tarafından verilen puan dolu kartlarla gönüllerince alışveriş yapan vatandaşlarımız, yakında 2. Sosyal Market’e kavuşacaklar.”

  • '11 YILDA 300 KALICI ESER' “11 yıllık sürede 20 kültür merkezi, 28 bilgi evi, 30 aile sağlığı merkezi, 35 muhtarlık hizmet binası, 8 cami, 56 prestij cadde, 31 prestij sokak, yaklaşık 250 park, 5 yeni yol, 2 üstgeçit olmak üzere 300’ün üzerinde kalıcı eser kazandırdık.”

KADINLARA VE SANATÇILARA ÖZEL ÇARŞI

“Sosyal Yardım Projeleri kapsamında hayata geçirdiğimiz projelerden biri de ‘Hanımeli Çarşısı.’ Bu çarşda farklı renklerde tasarlanan 18 adet dükkân bulunuyor. Maddi durumu iyi olmayan, eşinden ayrılmış ya da eşi vefat etmiş hanımlar, evlerinde yaptıkları ürünleri 15 gün boyunca kendilerine tahsis edilen dükkânlarda satabiliyor. Ümraniye Sondurak’ta bulunan ‘Hanımeli Çarşısı’, her 15 günde bir farklı kişileri ağırlayarak hanımların aile bütçelerine katkıda bulunmalarını sağlıyor. Bir de sanatçılara hizmet etmek ve onlara rahatça çalışabilecekleri bir ortam sağlamak için açtığımız Sanatkârlar Çarşısı var. Burası da da tezhip, ebru, cam işleme, müzik evi, antika, minyatür, çini, fotoğraf gibi sanat alanlarında 15 adet dükkân ve 2 sergi salonundan oluşuyor. 8 dükkânı çok cüzi miktarlarla sanatçılara kiralıyoruz.”

HER MAHALLEYE BİLGİ EVLERİ

“Rutin belediye faaliyetleri dışında, vatandaşlarımız için gerçekleştirdiğimiz eğitim ve kültür faaliyetlerinin ulaşılabilirliğinin artması adına neredeyse Ümraniye’nin her mahallesine bilgi evleri ve kültür merkezleri yaptırdık. 20 kültür merkezi ve 28 bilgi evi büyük ilgi görüyor.

'ANKET, KARANLIKTA FENER GİBİDİR'

Ben bu ilçenin belediye başkanıyım. Dolayısıyla burada her kim varsa hepsine eşit hizmet götürmek zorundayım ve benden eşit hizmet almak gibi bir hakka sahip bu insanlar. Çok fazla anket yaptıran biriyim şunu çok iyi bilirim ki anket, gece karanlıkta elinizdeki fener gibidir. Onsuz yolunuzu şaşırırsınız. Senede iki anket yaptırırım. Her birini değişik iki firmaya yaptırırım. Kendimi kandırmak değil, doğruyu görmek istiyorum.

YAZI DİZİSİ 4

"HAYATA DAİR NE VARSA ESENLER'DE KARŞILIĞI VAR"

Andy-Ar’ın araştırmasına göre; Esenler Belediye Başkanı M.Tevfik Göksu, ‘hizmet’ ‘halka yakınlık’ ve ‘tanınırlık’ kategorilerinde Avrupa yakasında en üst sıralarda. Peki Göksu’yu bu sonuca hangi projeler ve hizmetler ulaştırdı? Cevabı bu röportajda...

- Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nda Esenler halkının memnuniyet oranı zirvede görünüyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Öncelikle çok çalışmaya, sonra samimiyete bağlıyorum. Bir kere çok çalışmadan başarı yakalanamaz. Sadece çalışmakla da olmaz. Buna samimiyet eklemek gerekir. Yani yüreğinizi ortaya koyacaksınız ki halkınızla gönül bağı kurasınız. Vatandaşla gönül bağı kurulmayan, halkın onayı alınmayan hiçbir proje ve çalışma takdir görmez ve başarıya ulaşmaz.

- Yani işin sırrı kendinizi anlatabilmek...

Memnuniyet birkaç cümle ile özetlenebilecek bir durum değildir. Halkımızla güzel bir gönül köprüsü kurduk, güven sağladık. Her projemizde halkın yararını düşünüyoruz. Onların hayat standartlarını nasıl yükselteceğimizi kurguluyoruz. Ve yeri geldiğinde onların hakemliğine başvuruyoruz. Sandığı ortaya koyuyoruz. Eğer halkımız onay verirse o projeyi hayata geçiriyoruz. Çocuk Sokağı buna çok güzel bir örnektir mesela. Menderes Mahallesi 330. Sokak için Burayı kontrollü olarak trafiğe kapatıp Çocuk Sokağı yapacağız diye referanduma gittiğimizde o sokakta oturan vatandaşların yüzde 85.7’si onay verdi ve projeyi öyle hayata geçirdik. Artık halkımız biliyor belediye onların fikirlerine önem vermiştir ve söz verdiklerini bir bir yapmıştır.

- Mesela neler yapmıştır?

Bir taraftan şehrin çehresini değiştirici fiziki projelere imza atarken bir taraftan da sosyal projelerle herkese kucak açtık. Göreve geldiğim 2009’da Esenler halkının öncelikli olarak benden 5 isteği vardı. Bunlar kamu kurumu binası talebi idi. Hükümet Konağı, Belediye Binası, Hastane, Askerlik Şubesi, İtfaiye. Okulların dışında devlete ait Esenler’de hiçbir kamu binası yoktu. Tüm devlet kurumları kiralık binalarda hizmet veriyordu. Bunların hepsi yapıldı. Yeni çocuk parkları, otoparklar, meydanlar, kültür merkezleri, spor salonları, gençlik merkezleri, yüksek gerilim hatlarının kaldırılması, havai elektrik hatlarının yeraltına alınması, prestij cadde düzenlemeleri gibi diğer birçok çalışmayı da fiziki projelere dahil edebiliriz. 

- Halkın günlük hayatına dokunduğunuz diğer sosyal ve kültürel projeleriniz neler?

Doğumdan ölüme kadar halkla iç içe olan bir belediyeyiz. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Gerçekten halka olan iletişimimiz daha doğumla başlıyor. Esenler’de doğan her bebeğe, içinde yenidoğan bebek için ihtiyaç olan her türlü malzemenin bulunduğu Esenbebek çantası veriyoruz. Böylece doğumda halkın yanında bulunmuş oluyoruz. Aynı şekilde cenazelerde de yine biz yanlarındayız. Hem İstanbul içi, hem de İstanbul dışına gidecek cenazeler için ulaşım hizmeti veriyoruz. Taziye evlerine ikramlarda da bulunuyoruz. İşverenle iş arayanları buluşturan Esenler Belediyesi’nin istihdam merkezi ESKAM’ı (Esenler Kariyer Merkezi) kurduk. İstanbul Ticaret Odası ile ortaklaşa yürüttüğümüz “Yüzde 100 Hayat- Madde Bağımlıları Rehabilitasyonu ve Meslek Edindirme Projesi” ile bir şekilde bu illete bulaşmış çocuk ve gençleri sağlığına kavuşturup meslek ve iş sahibi yaparak topluma kazandırmayı amaçlıyoruz. Başarı ile devam eden projemizde şimdiye kadar onlarca genci uçurumun kenarından hayata bağladık. Yetimlerle Dayanışma projesi kapsamında ilçemizde yaşayan yüzlerce yetim ailesi için çeşitli organizasyonlar düzenleyerek sosyal hayata daha güçlü tutunmalarını sağlıyoruz.

Hayata dair ne varsa belediyemizde bir karşılığı, bir hizmeti mutlaka vardır.



'HERKESE DOKUNAN PROJELERİMİZ VAR'

“Kadınından yetimine, öğrencisinden kimsesizine, gencinden yaşlısına, sporcusundan engellisine, işsizinden esnafına kadar her bir bireye dokunan çalışmaları- mız var.”

ÖNE ÇIKAN HİZMETLER: YOKSULLUĞU GİDERMEK, İŞSİZE İŞ BULMAK

“Biz şehri sosyal, kültürel ve mekânsal dönüşüm olarak ele alıyoruz. Şehirde ilk dönüşmesi gereken sosyal dönüşümdür eğer biz bunu kuramazsak, daha doğrusu yaşayan insanlar kendilerini şehre ait hissetmezse mekânsal dönüşüm karşılıksız kalır. Bu yüzden biz ilk olarak sosyal dönüşüme başladık. Sosyal dönüşüm insanın beşeri ihtiyaçlarını karşılarken şehrin kendine sunduğu nimetleri içselleştirmesi ya da şehirde yaşarken talep çıtasını yükseltmek. Mesela sanatla, kültürle buluşturmak, yoksulluğunu gidermek, işsizse iş bulmak gibi. Sorunları ele aldık mesela güvenlik sorunu var, kültür sanat üretmiyoruz, yoksulluk ve istihdam var bunları çözmemiz lazım dedikten sonra istihdam merkezi kurduk. Beş yılda 20 bin kişiyi işe yerleştirdik. Diğer yandan kronik yoksulları kardeş ailelerle çözdük. Her bir kronik yoksulu bir kardeş aileye zimmetledik. 90 aileye böyle baktırıyoruz. Geçici yoksullarımız için ‘Hayır Marketi’ var. Bizde yoksullara koliyle dağıtım yapmak yok. Bir kartımız var, her yoksula veriyoruz. Bu Türkiye’de ilk olarak yapılan bir çalışmadır. Kartıyla bizim marketimize gidiyor, istediği şeyi alıyor. Her altı ayda bir güncelleniyor bu kart. Kart sahibine üç ay sonra iş teklifinde bulunuyoruz. İlk işi beğenmeyebilir. İkinci üç ayda ikinci iş teklifinde bulunuyoruz. Eğer onu da kabul etmezse kartımızı geri alıyoruz.”

'KENTSEL DÖNÜŞÜM LABORATUVARIYIZ'

“Esenler, ülkemizde kentsel dönüşümün laboratuvarı durumunda. İki kentsel dönüşüm projemizde 544 konutu teslim ettik. Vatandaşlar güvenle evlerinde oturuyor. Üçüncü projemiz olan Havaalanı Mahallesi Projesi’nde ise sona yaklaştık. 72 bin metrekarelik alanda yürütülen ve 2 bin 373 konut ile 55 işyerinin inşa edildiği projede kura çekimi 31 Mart 2016 Perşembe günü yapı- lacak. 31 Mayıs 2016 tarihinde ise konut ve işyerleri hak sahiplerine teslim edilmeye başlanacak. Kentsel dönüşüm çalışmalarımız planladığımız şekilde Çiftehavuzlar ve Tuna mahallelerinde devam edecek.”



‘KÜLTÜR-SANATLA SUÇ ORANINI DÜŞÜRDÜK’

-
Esenler, kentsel dönüşümün pilot bölgelerinden. Peki ya kültürel dönüşümü nasıl sağlıyorsunuz? Biz kentsel dönüşümden önce kültürel dönüşümün geldiğini inanıyoruz. Esenler’de 2009 yılında toplam koltuk sayımız 400 civarındaydı. Kültür altyapısına yaptığımız yatırımlar, geldiğimiz noktayı da ortaya koyuyor. 6 yılda koltuk sayımızı 400’den 5 bin 116’ya çıkardık. Yakında hizmete açılacak kültür merkezimiz ile 6 bin koltuk sayısına ulaşacağız.

İstanbul’da suç ve suç işleme oranında 2009 yılında ilk üçte olan Esenler, bugün en son sırada bulunuyor. Bu noktaya kültür ve sanatla geldik, insanlara aidiyet bilinci kazandırdık ve geleceğe bakmalarını sağladık. Esenler Sanat Evi ESEV’de 10 bin mezun verdik, şu an 2 bin 500 öğrencimize 42 ana dalda eğitim veriyoruz. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’mizde 2015 yılında 1 milyon kişiyi kültür-sanatla buluşturduk. Merkezimiz neredeyse günün 24 saatinde dolu. En fazla kültürel etkinliğin düzenlendiği Esenler, kültürel etkinliklere katılım oranının da en fazla olduğu ilçe. Biz, kültürel etkinlikleri fantastik ihtiyaç olarak değil, toplumsal inşa olarak görüyoruz.

Türkiye’nin ilk % 100 dijital kütüphanesi olan Adnan Büyükdeniz Dijital Kütüphanesi’ni hizmete açarak kütüphanecilik anlayışına yeni bir boyut getirdik. İlçenin en merkezi noktasında yıllardır atıl durumda bulunan ve halk arasında kilise kalıntısı olarak bilinen tarihi yapıyı restore ederek dijital kütüphane ve gençlik merkezi haline getirdik. Kütüphanemizde ansiklopedilerden sözlüklere, 100 temel eserden fen bilimlerine, yerli ve yabancı klasik öykü ve romanlara kadar geniş bir yelpazede 15 binden fazla elektronik kitap bulunuyor. Türkiye’ye örnek olan kütüphane, ABD’nin önde gelen bilgisayar yazılım firmalarından birisi olan NComputing tarafından “Çevre Dostu Teknoloji Ödülü”ne de layık görüldü.

- Araştırmada halka yakınlık ve tanınırlıkta da ön sıralardasınız. Bir belediye başkanı nasıl halka yakın olur?

Bir kere her zaman halkla iç içeyim. Rutin çalışmalarımız ve bölge gezilerimizin dışında her çarşamba günü belediyede Halk Günü yapıyorum. Vatandaşların öneri, şikâyet ve taleplerini dinliyorum. Bunun dışında her cuma günü de bir mahallede halka açık Halk Günü düzenliyorum. Dolayısıyla sürekli vatandaşın içinde oluşumuz ve iletişim araçlarını iyi kullanmamız halka yakınlık ve tanınırlıkta etkili oluyor.

HER GÜN BİR ÇOCUĞUN HAYALİ GERÇEK OLUYOR

“6-15 yaş arası yetim, öksüz ve ihtiyaç sahibi çocuklar için hazırladığımız 365 Gün, 365 Çocuk projemiz ile her gün bir çocuğumuzun hayalini gerçekleştiriyoruz.”

ÖNCE ÇOCUK MAHALLESİ, SONRA ÇOCUK KÖYÜ

“Çozuklar, kendileri için özel olarak tasarlanan ve trafiğe kapalı olan Çocuk Sokağı’nda güven içinde koşup eğleniyor. Misket, seksek, evcilik, yağ satarım bal batarım, mendil kapmaca gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel oyunları da oynayan çocuklar, burada düşlerini gerçeğe dönüştürüyor. Günde ortalama 500 çocuğun oyun oynadığı Çocuk Sokağı’nda, Mısır’daki direnişin sembol ismi Esma Biltaci adına yapılan Anne Çocuk Kampusu da yer alıyor. Esenlerli anneler ve çocuklar için yeni bir yaşam alanı niteliği taşıyan kampusta, Oyun Merkezi, Çocuk Kütüphanesi, Sinema, Açık Çocuk Bahçesi gibi alanlar bulunuyor.

Çocuk sokağı dünyada ilk uygulamalardan biri ve uluslararası çok ziyaretçisi var. Şimdi çocuk mahallesine geçiyoruz. Daha sonra çocuk köyü. Bir mahalleyi komple trafiğe kapatıyoruz. UKOME kararlarımız falan her şeyimiz tamam. Her eve bir otopark yaptık ve bütün mahalle çocukların olacak. Bütün sokak kamerayla donatılacak. Şehir güvenliğinin en önemli esprisi, eskiden yaşlılarımız kaldırımda otururdu. Şimdi kaldırımları yaşlılara, sokakları çocuklara göre dizayn ediyoruz. Bütün şehir mobilyaları ona göre dizayn ediliyor. Banklar, kameriyeler, sokak başlarında çay pınarları olacak. Bu mahalleye girince çocuk kendini güvende hissedecek. Baharda açmış olacağız. Daha sonra büyük bir çocuk köyü yapıyoruz. Yaklaşık 30 bin metrekarelik bir park. Çocuk orada ata binecek, kuzuyu görecek, tavuğa dokunacak, toprağa basacak. Bunun da projesi belli bir noktaya geldi. Türkiye’de ilk çocuk dostu şehir kategorisinde UNICEF’ten belgemizi almak üzereyiz. Bu çocuk sokağını bir bölgede yaptık, Esenler’in her bölgesine dağıtmak istiyoruz.”

'ESENLER'DE GENÇLİĞE HAYAT İKSİRİ OLACAK PROJE'

“Araştıran, soran, sorgulayan ve kendisine hedef belirleyen bir gençlik yetiştirmek için Mihmandar Projesi’ni hayata geçiriyoruz. Şuurlu, bilgili ve erdemli gençlerin yetişmesine katkı sağlamak amacıyla ilçenin dört bir tarafında Mihmandarhaneler açılacak. Orta öğretimden başlamak üzere üniversite eğitiminin sonuna kadar öğrencilere her daim rehberlik edecek proje ile, bilgiyle donanan bir gençlik hedefleniyor. Bir nevi gençlik merkezi olacak Mihmandarhaneler ile gençlere hem kötü alışkanlıklardan uzak duracakları bir sosyal ortam sağlanacak, hem de onların hayata ve geleceğe dair motivasyonları yükseltilecek. Bu projeyle gençlerimize eğitimden sağlığa, kültürden spora kadar her daim rehberlik yapacağız. Mihmandarhaneler, Esenler gençliğinin hayat iskiri olacak.”

'İYİLİK KAPISINI YAKINDA AÇACAĞIZ'

“Türkiye’de ilk olarak başka bir çalışma yapıyoruz ve ‘İyilik Kapısı’ adı altında büyük bir sosyal hizmet merkezi açıyoruz. Devletin bütün birimlerini tek bir merkeze topluyoruz. Çalışma Bakanlığı, Sosyal Politikalar Bakanlığı, Vakıflar, İBB, Esenler Belediyesi. Bir fakir, yoksul ya da ihtiyaç sahibi binaya girdiğinde iş arıyorsa iş buluyor, hastaysa tedavi oluyor, yardım lazımsa yardım alıyor.”

'ESENLER'İN 100 YILLIK PLANINI YAPACAĞIZ'

“Önümüzdeki günlerde Esenler’in yüz yıllık planlamasını yapacağız. Bu perspektifle ilgili çalışıyoruz. Özellikle askeri bölge için plandan tasarıma değil tasarımdan plana geçmek istiyoruz ve bu plan için herkesi dinliyoruz. Bunu da en geç ağustos ayında meclisten geçirmek istiyoruz. Askeri bölgede kurulacak yeni şehri rastgele ya da kimliksiz değil medeniyet tasavvuru olacak şekilde kuracağız.”

KİMSESİ OLMAYAN YAŞLININ EVİNE HAYAT BUTONU

“Acil Hayat Butonu projesi ile kimsesiz yaşlıların imdadına yetişiyoruz. Önceden tespit ettiğimiz 82 civarında kimsesiz yaşlının evine ‘’Acil Hayat Butonu’’ yerleştirdik. Yaşlı ve kimsesizler butona basarak yardım talebinde bulunuyor. Yiyecek mi istiyor yiyecek, hastaneye mi gitmek istiyor hastaneye. Ne isterse hemen yerine getiriliyor. Engelli, yaşlı ve yetimlere belediye bünyemizde bulunan kuaförde ücretsiz hizmet veriyoruz. Ayrıca İkinci Bahar Kıraathanesi’nde her ayın ilk haftası yaşlılara ücretsiz berber hizmeti sağlıyoruz. Berber hizmetimizi, berbere gelemeyen yaşlı, hasta ve engelli vatandaşlarımızın da evlerine giderek ayağına götürüyoruz. Vatani görevini yapan askerlerimizin ihtiyaç sahibi ailelerinin yanında olduk. Askerlerimiz gönül rahatlığı içinde vatan borçlarını öderken aileleri de belediyemizin desteği ile kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebildi. Bugüne kadar binlerce aileye asker aile yardımında bulunduk.”

TÜRKİYE'NİN İLK DEDE-TORUN MERKEZİ

“Evlerine kapanmış yaşlıları tebessüm ettirmek ve ikinci baharlarını yaşatmak için İkinci Bahar Kıraathanesi’ni açtık. 60 yaş ve üzeri yaşlılara kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmeleri için konforlu bir yaşam alanı sunan İkinci Bahar Kıraathanesi’nde, kafeteryadan özel sağlık görevlisine, kütüphaneden ücretsiz ulaşım hizmetine kadar bir- çok hizmet sunuluyor. Şimdi Türkiye’de ilk olacak bir projeyi daha hayata geçiriyoruz. Kuşaklar arasındaki bağı güç- lendirip, çocukların dedeleriyle vakit geçirmesine imkân sağlayacak Türkiye’nin ilk Dede-Torun Merkezi’ni yaptık. Yakında açılışını yapacağız.”

İHTİYAÇ SAHİPLERİNE EDİM MARKET VE KARDEŞ AİLE 

- Memnuniyet kriterinde sosyal yardımların da çok önemli olduğunu sanıyorum...

Esenler’de yaşayan ihtiyaç sahibi yoksul vatandaşların yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve yapılan yardımların onlara ulaştırılması amacıyla Esenler Dayanışma ve İyileştirme Merkezi (EDİM) projesini hayata geçirdik. Hayırsever işadamlarımızla birlikte yürüttüğümüz proje ile ilçemizde koli ile yardımı sona erdirdik. İhtiyaç sahiplerine verilen EDİM Kart ile vatandaşlar EDİM Market’ten istedikleri zaman, istedikleri ürünleri alabiliyor. Bugüne kadar binlerce vatandaşımız bu hizmetten yararlandı. Atık bitkisel yağların geri dönüşümünden elde edilen tonlarca deterjanı da EDİM Market aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz.

İhtiyaç sahibi ailelerimiz için başka bir projemiz de “Kardeş Aile”. İhtiyaç sahibi 90 aileyi, “kardeş aile” olarak belirledik. Projede ihtiyaç sahibi kendilerine yardım eden aileyi bilmezken, hayırsever aile yardım ettiği aileyi biliyor.

YAZI DİZİSİ 5

KENTİN ŞAMPİYON BAŞKANLARINDAN FAZLI KILIÇ: MAKAM ODAMDA KAPI YOK

Bugünkü konuğum da Kâğıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç. Halka yakınlıkta İstanbul şampiyonu olan Kılıç, kendisini bu sonuca götüren yöntemleri bakın nasıl anlattı...

- Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nda tüm kategorilerde üst sıralardasınız. Özellikle de halka yakınlıkta. Peki bunu nasıl sağladınız? Sırrınız nedir?

2004’te göreve başladım. Gelirken yaptığımız araştırmalarda problemlerin başını halkla yönetim arasındaki kopukluk çekiyordu. Biz de daha gelmeden hemen seçim çalışmalarında bunu gidereceğimizi konuştuk. Daha önceki anlayışlarda yöneticiler gelen vatandaşları kameralarla takip ederdi, görüşüp görüşmemek adına. Biz bunu tersine çevirdik. “Makam odama kamera koyacağım, vatandaş beni görecek ve kimseye bir şey sormadan yanıma gelecek” dedim. Bunu seçim zamanı konuşurken çalışma arkadaşlarımızdan bazıları “Bunu yapmayalım başkanım” dedi. Fakat göreve gelir gelmez hemen 2 tane kamera koydum; bir tanesi hemen odamın görüntüsünü kapı girişine aktarıyor, bir tanesiyle de internetten tüm dünya takip edebiliyor. Vatandaşa dedim ki: “Beni ekranda gördüğünüz zaman kimseye bir şey sormadan yanıma gelin.” Böylece vatandaşla yönetici arasındaki duvarı engellemek istedim. Çok yüksek bir tempom var. Gece 01.00’de buradan ayrılıyorum. Ertesi gün geldiğimde kapıdaki görevli iyi niyetle, gelen vatandaşa kendince diyor ki: “Başkan dün çok geç gitti, yorgundur, şimdi hemen sabah sabah vatandaşı almayayım, başkan yorulmasın.”

- Yani iyi niyetli de olsa bir duvar oluşuyor böylece...

Evet, bu şekilde iyi niyetli bir duvar oluyor. İşte o duvarı kaldırmak için de her gün sabah saat 08.00’de istisnasız vatandaşlarla burada görüşüyorum. Gelip buraya oturuyorlar ve tek tek görüşüyoruz. Küçük büyük herkes geliyor buraya, derdini anlatıyor. Kapıyı kaldırdım çalışma arkadaşlarımıza mesaj olsun diye. Bu makamlar bize halkın kendilerine hizmet etmek için vermiş oldukları bir emanet. Bu oda, araba, burada kullanmış olduğumuz her şey vatandaşın. Görev süremiz bu odanın içine girip dolaşıp çıkana kadar.

- Sizin cep telefonu numuranızın Kâğıthane sakinlerinde olduğunu biliyorum mesela...

Cep telefonuma kendim bakıyorum. 24 saat açık. Vatandaşa “Bizi arayın” diyoruz, bu bir yakınlık oluşturuyor. Vatandaş bizi kendine yakın görmese aramaz. “Belediye başkanını rahatız etmeyeyim” der, çekinir ama arıyor ve bu bizi memnun ediyor. Çok büyük bir otokontrol mekanizması oluşturduk. 2 bin 280 cadde ve sokağımız var; 432 bin kişi yaşıyor. Hareketle birlikte 500 bin insanın yaşadığı bir ilçedeyiz. Nerede herhangi bir problem olsa bizim çalışanlarımız açısından ya da bizimle iş yapan diğer kurumlar açısından, müthiş bir otokontrol mekanizması. Vatandaş hemen arayabiliyor. “Sorunu ben Kâğıthane’deki en üst makama ulaştırıyorum” diyor. Bu çalışma arkadaşlarımızı derleyip toparlıyor, bizimle iş yapan diğer insanlar da daha derli toplu bir hale geliyor. Vatandaşı biz kendi oluşturduğumuz bazı sivil kurumlarla da destekliyoruz. Vatandaşın tüm katmanlarını, gruplarını, düşüncelerini öğrenmek istiyoruz.

"SÖZ KESMEYE BİLE GİDİYORUM"

“Çocuklar çizgi film izlerken bile katılıyorum. Önemli olan iyi örnek olmak. Hastalıkta, sağlıkta, nikâhta halkın yanındayım. Söz kesmeye bile gidiyorum."

"İŞİN SIRRI AİLE SICAKLIĞI VEREBİLMEK"

“STK’lar ile istişare toplantıları yapıyoruz, aynı şekilde muhtarlarımızla toplanıyoruz. Kâğıthane’deki tüm siyasi partilerin ilçe başkan yardımcıları ve yönetimleriyle konuşuyoruz her yıl. Buradaki sanatçılarla, gazeteci, radyocularla, geçmişten bugüne kadar meclis üyeliği yapmış olanlarla konuşuyoruz. Her yıl tüm mahallelerimizdeki esnafı tek tek ziyaret ediyoruz. Her mahallede akşam saatlerinde halk meclisi yapıyoruz ve tüm mahalleli katılıyor. Kadınlar meclisi içinde ‘kadın kent gönüllüsü toplantısı’ yapıyoruz. Her yıl 2 kez halk meclisi yapıyoruz. Komşularımızın tamamının güzel günlerde de zor günlerde de yanında oluyoruz. Bunun topluma çok büyük bir enerji verdiğini görüyoruz. Biz nüfus müdürlüklerimize bir form veriyoruz. Belediyenin ziyaretini kabul edenleri kadınlar meclisimiz ziyaret ediyor. Doğumundan ölümüne kadar insanların hep yanındayız. Kâğıthane’nin içinde oturduğumuz için tam anlamıyla 500 bin kişilik bir aile olarak görüyoruz. Aile sıcaklığı içinde çarşıda pazarda, spor alanlarında, miniklerimizin, sağlık camiasında, eğitim camiasında çalışanlarımızın yanındayız, engellilerin yanındayız.”

"ÇOCUKLARIN, GENÇLERİN ADINA BİZ DÜŞÜNMEYELİM"

“Çocukların, gençlerin adına biz düşünmeyelim. Bu gençler ne düşünüyor? Eğitim, sanat camiası ne düşünüyor, engelliler ne düşünüyor? Onların düşüncelerini alalım diye kent konseyimiz var. Bunun içinde engelliler meclisi, gençlik meclisi, çocuklar meclisi, kadınlar meclisi, hayvanseverler meclisi, çevremize sahip çıkan çok değerli komşularımız var. Bunlarla da tüm grupların düşüncelerini alıyoruz. Mesela Sosyal İşler Müdürlüğü’ne ihtiyaç sahibi çocuklara bot, mont, kıyafet veriyoruz. Bir de çocuklara, kızlara bebek, erkeklere araba veriyoruz. Bazen gidiyorum; çocuklar ellerinde çanta. ‘Güle güle giyinin çocuklar, ne aldınız?’ diyorum. Kızlar ‘Bebek aldık’ diyor, erkekler ‘Araba aldık’ diyor. Kimse ‘Gömlek aldım, mont, bot aldım’ demiyor. Demek ki çocuğun dünyası daha farklı. Bizim çocuğun dünyasını, gencin dünyasını bilmemiz lazım.”

"KÂĞITHANELİ MUTLU, BURAYI TERK EDEN DE GERİ DÖNÜYOR"

- “Halka ulaşmadan, yakınlık kurmadan başarı olmaz” diyorsunuz...

Mesela bizim 55 bin ilkokul, ortaokul öğrencimiz var. 10 bin lise öğrencimiz var. Her yıl tüm öğrencilerimize ulaşıyoruz. Çevre eğitimi çalışmalarımız var bu sene de yine. Biz de mutlaka gidip çocuklara dokunuyoruz. Bir belediye başkanı bir gencin elini sıkıp gözlerine bakarak güzel gelecek dilediği zaman, o çocuk kendini değerli hissediyor. Geleceğe motive oluyor. Bizim vizyonumuz, zamanı hizmete dönüştüren belediyedir. O yüzden çok yoğun program oluşturuyoruz. Halka dokunuşlarda da sloganımız: “Kâğıthane’de mutluyum.” Bir şehirde yaşayan insanın aradığı her şeyi burada bulmasını arzu ediyoruz ve bugün spor açık ve kapalı alanları, havuzlar, sosyal alanlar, kültürel alanlar, sanat merkezleri, sağlık, eğitim alanları, şehirde yaşayan insanların ne ihtiyacı varsa burada bulabilecekleri bir ilçeyiz. Çevre çalışmaları ve pozitif enerjiyle de insanlara sorduğunuz zaman “Kâğıthane’de mutluyum” diyorlar. Bizim için önemli olan bu. Dışarıdan bazen bu anlaşılmıyor, burada mutlu olan insanlara bakınca “Neden?” diyorlar. “Burası bir deniz kenarı değil, başka bir şey değil, nasıl bir cazibesi var?” diye. Bu cazibe, Anadolu’dan gelen insanların oluşturduğu bir ilçe içinde yaşayan insanların sıcaklıklarından geliyor.

- Kâğıthane’nin farklılaşan bir yüzü var. Biraz evvel dediniz, Anadolu’dan gelmiş belli bir nüfus var ama şimdi yeni projelerle İstanbul’un merkezi kesimlerinden buraya yerleşmeye başlayanlar da var...

Doğru bir tespit. Biz 1960’ta geldik. Zaman içinde, bizim de çevremizden çok arkadaşımız, ekonomik ve sosyal durum değiştikçe Kâğıthane’yi terk etti. Şimdi tam tersi bir durum oldu. Şimdi, terk edenler geri dönüyor. Biz şunu kendimize ilke edinmiştik, biz de burada yetişmiş ama şimdi başka yerde oturabiliriz. Ancak kendi kendimize bunun kolaycılık olacağını düşündük. “Fert fert buradan dışarıya çıkmak yerine Kâğıthane’yi herkese cazip bir merkez haline getirmeliyiz” demiştik, şimdi bunu yakaladık. Çok mutluyuz.

TARİHİ TREN HATTI YENİDEN CANLANACAK

- Tarihi tren projeniz olduğunu biliyorum. Haliç-Karadeniz Sahra Hattı’nın yeniden canlandırılması... Ne aşamada? Ne zaman hayata geçecek?

Kâğıthane’yi turizme açacak, İstanbul’un turizmine katkıda bulunacak bir proje. 2004’te göreve gelir gelmez başladığım bir çalışma ve sağ olsun Kadir Başkan o gün bugün takip ediyor ve sahiplendi. Projesi tamamlandı, inşallah bu yıl içinde üç aşamalı çalışmayla yapım ihalesi olacak. Önümüzdeki yıllarda tarihi demiryolu açılacak. Tarihi kaynaklara göre, Haliç-Karadeniz Sahra Hattı, İstanbul’da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santralı’na şehrin kuzeyindeki linyit ocaklarından kömür taşımak amacıyla 1915’te yapılan bir demiryolu hattıydı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında kömür temininde sıkıntı yaşamaya başlandığında ise hattın ikinci ayağı hizmete girdi. Hatta bulunan 4 ana istasyondan şehre en yakın olanı Kâğıthane istasyonuydu. Hat, “Kağıthane Demiryolu” olarak da biliniyordu. Savaş sonrasında kömür teminindeki sıkıntı ortadan kalkınca 1952’de atıl hale geldi. Zamanla kullanıma kapatılan hattın rayları toprağa gömüldü. Toprak altında kalmayan bölümleri söküldü. Şimdi bu hattı yeniden devreye almak istiyoruz.

"GÜNDE 70 DAİRE YIKILIP YAPILIYOR"

“2004’te 180 bin bağımsız birim vardı. 92 bin 900’ünü yeniledik. Yarıyı geçtik yani. Ortalama 270 bin insanın yaşadığı alan, güvenli alan haline geldi. 2015’te 25 bin bağımsız bölüm ruhsatı verdik. Günde 70 dairelik bina yıkılıp yapılıyor.”

"ÇOK YAKINDA CENDERE’YE GİRİLEBİLECEK"


Başkan Fazlı Kılıç’la en önem verdiği projelerden biri olan Cendere Vadisi’ni gezdik. Eskiden sanayi merkezi olan ancak şimdi eğitim, bilişim ve teknoloji merkezine dönüştürülmesi planlanan Cendere için hazırlanan sürpriz projeden de küçük tüyolar verdi Başkan Kılıç: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dere bandı için bir proje geliştirdi. Şu anda deniz suyu akan dereye iniş için de basamaklar yapılacak. Böylece yaz aylarında çocuklar, gençler dereye girebilecek. Burası Avrupa yakasının en önemli mesire yerlerinden biri haline gelecek.”

"DENİZ SUYU GETİRDİK"

“Kâğıthane’ye, Cendere’ye deniz suyu getirdik. Tüm tarihi yapıları restore ettik. Sübyan Mektebi, Sabit Mektebi, Sadabat Camii, köprüler, çeşmeler... Çok önemli ve vasıflı eserler çıkardık ortaya. Osmanlı’da Kâğıthane Belgeleri kitabımız var. Türkiye’de ilk Kâğıthane Sözlü Tarih kitabı çalışması yaptık. Hazırladığımız eserler ve yaptığımız restorasyon çalışmalarıyla bölgenin tarihi yönünü de öne çıkardık. Çok önemliydi bu bizim için. Dolmabahçe-Kâğıthane tüneli Kâğıthane’nin ufkunun açılması açısından önemli. Tünel açılınca şehir merkezi algısı oluştu. Şimdi ulaşım aksları açısından tekrar güçleniyoruz. 3’üncü köprünün il çıkışına ilk çıkışı Hasdal’dan olacak. Bu önem sebebiyle Hasdal-Ümraniye arasında 3’üncü tüp geçiş çalışmasının proje ihalesi yapıldı. Gayrettepe’ye 3’üncü havaalanına raylı sistem yapılıyor. Bunun bir istasyonu Kâğıthane merkezinde olacak. Metro çalışmamız devam ediyor. 2017’de bitecek. Metroya bindiğinizde 5 dakikada Mecidiyeköy’de olacaksınız. 29 dakika’da Üsküdar olunacak. Kâğıthane merkezden ya da farklı mahallelerden metroya bindiğimizde İstanbul’un her yerine gideceğiz. İlçemize desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanı’mıza, Başbakan’ımıza ve büyükşehir belediye başkanımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.’”

"İSTANBUL'UN HAVASI EN TEMİZ İLÇESİYİZ"

“İstanbul’un havası en temiz ilçesiyiz. Kentsel dönüşüm çalışmaları, sanayinin kaldırılması, park alanları ki 270 tane park alanı yapıp on binlerce ağaç diktik. Tüm bunlarla birlikte geldiğimiz noktada geçmişte havası en kirli ilçelerinden biriyken şimdi en temiz ilçesi ve AB standartlarından daha iyi bir havaya sahibiz. 2015’te İstanbul’da en lüks otomobil Kâğıthane’de satılmış. Konutlarda sürekli prim yapıyoruz. Geçtiğimiz yıla göre suç oranları Kâğıthane’de yüzde 30 azaldı. Bu, modern şehirleşmenin bir getirisi. Park, bahçe, aydınlatma önemli. Parkların hepsinde ücretsiz internet erişimi var. 24 saat güvenlik kayıtlı kameralar var. Sanayi alanlarının bulunduğu bölgeyi biz eğitim ve teknoloji merkezi olarak planladık. Üniversiteler geldi, kolejler geldi. Yapılacak olanlar var. Çok büyük prestij kazandık ve algıyı değiştirmek gerekiyordu. Gelir gelmez algı değişimi çalışması yaptık.”

 

YAZI DİZİSİ 5

MURAT HAZİNEDAR: BEŞİKTAŞ'IN CEO'SUYUM

İstanbul’un ‘en başarılı’ başkanları arasında yer alan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’la kendisini bu sonuca götüren çalışmalarını, hizmetlerini konuştuk. Aynı zamanda geleceğe dair projelerini ve Beşiktaş’a dair hayallerini de anlattı...

- Yerel Yönetimler Performans anketinde üç kategoride de üst sıralardasınız. Size göre hangi hizmetler ya da hangi tavrınız sağladı bu sonucu?

Ben iki yıllık bir belediye başkanıyım. Benim rakiplerim ya da mevkidaşlarım arasında 6-7 yıllık olanlar, 12. ve 30. yılında olanlar dahi var. Ben Beşiktaş’tan İstanbul’a 2015’te güzel mesajlar vermeye çalıştım. Bir taraftan yerel yöneticilik yaparken Beşiktaş’ın biraz kimliğinden biraz da Beşiktaş’a atfedilen beklentilerden bağımsız hareket etmedik. Buraya özel bir önem verdik. Burayı sadece Beşiktaş ölçeğinde düşünmedik çünkü herkesin gözü Beşiktaş’ta. İstanbul’un kalbi. Türkiye’nin en değerli semtleri. Rumelihisarı’ndan başlıyor, Aşiyan, Bebek, Arnavutköy, Kuruçeşme, Ortaköy, Çırağan, Yıldız, Beşiktaş, Çarşı, Köyiçi, Maçka, Dolmabahçe, Gayrettepe, Ulus, Etiler, Levent dolayısıyla hem bu yönüyle hem de şu var ki Türkiye’nin en yüksek öğrenim seviyesine sahip semti. Aynı zamanda en yaşlı ilçesi. En yüksek gelir seviyesine sahip ilçesi yani birçok parametre açısından önemliyiz.

- Bunun dezavantajları ne?

  • Hazinedar, “Beşiktaş’ta yaşayanları ne kadar mutlu edersem o kadar başarılı olurum” diyor...
Tabii ki var, Beşiktaş’ta böylesine yüksek bir insan kalitesine, eğitim, öğretim ve gelir seviyesine sahip bir ilçede her şekilde ortadaysanız o zaman şöyle bir zorluk var bu insan kalitesi hem bir tehdittir hem de bir fırsattır. Eğer sizin kişisel ve entelektüel birikiminiz, siyasi ve sosyal heyecanınız, yaptığınız işe dair tutkunuz yüksekse o zaman bu bir fırsat. Sizi anlayacak ve algılayacak olmakta sıkıntı çekmeyecek bir kitle var. Sizin bu kaliteye cevap verecek kaliteniz varsa bu bir fırsat. Bunlar eksikse bu kalite tehdit haline gelebilir çünkü karşınızda çok duyarlı, eleştiri odaklı, tatminde zorlanan bir kitle var. Burada oy almakla, memnun etme oranı arasında büyük bir farklılık olması çok doğal. Eğer memnuniyette yüksek oran sağlıyorsanız bu çok büyük bir başarıdır.

- Beşiktaşlıyı memnun etmek zor mu diyorsunuz yani?


Bizden önceki dönemlerde yapılan anketler bende mevcut. O anketlere göre memnuniyet oranlarındaki artış inanılmaz yüksek. Ben günde 18-20 saat çalışıyorum, işinizi gönülden yapacaksınız. Bizim belediyedeki çalışanlar ciddi paralar alıyor, diğer kamu kurumlarından çok daha iyi alıyorlar o yüzden herkes Beşiktaş Belediyesi’ne gelmek istiyor. Bizde taşeronlar da çok alıyor.

- Kaç çalışanınız var?

İki bin çalışanımız var. Şimdi ben dersem burayı şirket gibi yönetiyorum bizim solcu arkadaşlar kızar bana ama gerçek bu. Burası halkın malı olan bir şirket ve burayı kârlı yönetmem gerekiyor. Burada sözü geçen kâr para değil, insanın mutluluğu. Dolayısıyla ne kadar mutlu edersem o kadar başarılı olurum. Bir CEO hassasiyetinde yani hem icracı hem yönetici konumunda. Beşiktaş’ın CEO’suyum. CHP’nin buluşması gereken Ecevit çizgisi çok önemli. Biz şimdi Bebek’te varız, Beşiktaş’ta varız, Kadıköy’de varız. Bakırköy’de varız bu bir arıza göstergesi. Bağcılar’da, Esenler’de, Sultanbeyli’de neden yokuz ve olamıyoruz? Bunun sadece örgütsel bir sorun olmadığı açık.

- Bunun nedenleri araştırılıyordur mutlaka...

  • "KÜÇÜK MÜTEAHHİT LOBİSİ VAR BANA KARŞI" Tek binanın kentsel dönüşümüne engel olan tek belediyeyiz. Bu yüzden tek bina yıkıp yapan küçük müteahhitler bize karşı lobi oluşturmuş durumda. Menfaatlerini koruduğum çoğunluk tarafından aktif desteklenmiyorum..”
Bunun doğru değerlendirilmesi lazım. Ben Türkiye’nin mevcut nüfusunu, mevcut yapısını iyi okuyamadığımızı ve yapımızı buna göre oluşturamadığımızı görüyorum. CHP’nin görevi, yüzünü halka çevirmesi ve halkın beklentilerine uygun bir siyaset icra etmesidir.

"BİZE KEHREN OY VEREN CİDDİ BİR KESİM VAR"

“Benim iki tane sıkıntım var, birincisi kendi partim içinde içe dönük siyaseti teslim alan zihniyet. Halkın değerleriyle barışık olmayan, aslında halkla irtibatı olmayan tamamen içe dönük siyaseti alışkanlık haline getirmiş çok kötü bir yapı var. Yüzümüzü halka dönerek gerçekten halkın beklentilerini, önceliklerini kısa vadeli önceliklerini iyi okumamız gerekiyor. Halkın tercihine saygı duymak sadece sözle olmaz. Ben halkın tercihine saygı duyuyorum ama yerimde sayıyorum gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu saygının göstergesi neden oy alamadığımızın sorgulanmasıdır. Gördüğüm kadarıyla bize oy verenlerde dahi kerhen oy veren ciddi bir kesim var. Bu insanların gönüllerinde daha iyi bir yer edinmemiz gerekiyor ve bu nedenle yeni siyaseti inşa ediyoruz. Özgürlükçü bir sosyal demokrat çizgi ama aynı zamanda halkın değerleriyle barışık.”

"BEN YÜZÜNÜ HALKA DÖNMÜŞ BİR SİYASTÇİYİM"

“CHP’nin içinde bir yapı var. Hatta çok geniş bir yapı bu, parti içi siyaset, halkla beraber siyaset yapmanın önüne geçmiş durumda. Sadece kendi içinde tartışan bir yapı. Ben yapı olarak öyle biri değilim, ben yüzünü halka dönmüş biriyim. Kısır tartışmaların içinde olmaktan uzak durdum ama aynı zamanda bir CHP’liyim ve partinin başarısını arzuluyorum. Bu başarı için de görüyorum ki bu yapı tasfiye edilmeli ama bu zihniyet o denli oturmuş bir zihniyet ki, iktidar olacağına inanmayan kadrolar tamamen içe dönmüş durumda. Bunların değişmesi gerekiyor. Bunların tasfiye edilmesi lazım.”

"BENİMLE ÇALIŞAN KÖLE OLMALI, HİZMETKÂR OLMALI, ÇÜNKÜ BEN BAŞ HİZMETKÂRIM"

- Biraz da Beşiktaş’ın projelerini konuşalım istiyorum, siz ne yaptınız da memnuniyet oranları yüksek?

Birincisi çok çalışan bir belediye haline getirdik burayı, mevcut ataleti çok değiştirdik. Ben ve ekibim çok emek veriyoruz. Bir ekip kurmak çok zor hele ki benim gibi detaycı biriyseniz. Benimle birlikte çalışan arkadaşlarım köle olmalı, hizmetkâr olmalı çünkü ben baş hizmetkârım. Bu benim siyasete bakış açım. Şu anda Beşiktaş değil tüm İstanbul Beşiktaş Belediyesi’ni takip ediyor ve diğer belediyelerin ne kadar önünde olduğumuzu görüyor. Sadece benim partim değil, AK Parti de takip ediyor Beşiktaş’ı. CHP içi paralel yapının belediyelere negatif müdahale etmesine izin veren belediye başkanları başarılı olamaz. Ben ona izin vermiyorum ve bunları tasfiye ediyorum. Parti siyasetinin belediye siyasetine dönüşmesine izin vermiyorum. Eskiden on yıllık bir süreçte çivi bile çakılmamıştı Beşiktaş’ta, şimdi metro geliyor şimdi ona bir istasyon daha eklediler. Tüneller çalışılıyor...

- Ne oldu o tünel projelerine?

  • BALMUMCU’YA OPERA BİNASI “Balmumcu’ya opera binası yapmak istiyorum. Bu alan İstanbul’un simgesi olacak bir opera binasına ev sahipliği yapmalı. Altına da otopark yapma hedefim var, yanında metro istasyonu olacak.”
Büyükşehir’in projesi ama durdurmuş ve yapmıyordu. Şimdi Bomonti-Dolmabahçe tünelleri son derece önemli. Maçka’dan, Nişantaşı’ndan, Gümüşsuyu’ndan, Taşkışla’dan ve Karaköy’den gelen trafik ve bir de tünel trafiği söz konusu. Stadın açılmasıyla da durum son derece vahim olacak. Dolmabahçe-Fulya, Fulya-Levazım Ortaköy, Ortaköy-4. Levent tünellerinin yapılması lazım ve kaynak lazım. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’ndan onay aldım yapişlet- devret modeliyle bunun yapılmasını önerdik Sayın Topbaş ve Başbakan’a. Şu anda ikna olmuş gözüküyor Topbaş ve projeler çalışılıyor. Bize yetki versinler biz de yaparız çünkü para harcamadan yapılabilir. Para harcamadan yapılabilecek otoparklar var, onlara bile izin alamıyoruz şu anda. O kadar zor ki, Kadir Topbaş onaylıyor bu sefer meclis onaylamıyor. Özellikle tüneller gelecek, bunun takipçisiyiz.

- Ne zaman yapılır, bir tarih var mı?

Muhtemelen 2016’nın sonuna kadar projeler biter. 2017’de inşaat başlar. Metro başladı, yeni bir istasyon eklendi ona. Kabataş-Beşiktaş-Darphane- Dikilitaş- Gayrettepe ve aktarmayla Hacıosman’a devam edebilecek. Yani Mecidiyeköy’ün yoğunluğu artmayacak. Türkiye’nin en önemli metro hattı aslında Beşiktaş-Mecidiyeköy hattı. Meydan projesi bizim tam istediğimiz gibi olmasa da yapılacak. Biz trafiğin alta alınmasını arzu etmiştik. Kurulda 2004 yılında onaylanmış bir proje de var ama Büyükşehir yeraltına girmeye çekindi Beşiktaş’ta. Trafikten dolayı ama ben arkasında duracağımı söyledim. Bizim projemiz yapılsaydı açıkçası bölge çok daha güzel olacaktı ve Türkiye’nin en büyük meydanı ortaya çıkacaktı. Bir başka önemli hizmet de İlkyardım Hastanesi olacak. Muhtemelen 2016’da o da başlayabilir. Tam teşekküllü bir Belediye Hastanesi açıyoruz. Bir nevi ilk yardım hastanesi olacak. İnşallah eylülde hizmete sokacağız. Tam teşekküllü bir hastane olacak. Yıldız’a yapıyoruz, aynı zamanda hemen yanına da büyük bir fizik tedavi merkezi olacak. Çünkü yaşlı nüfusumuz çok bizim. Burada Beşiktaş kentlisinin demografik yapısını ve beklentilerini dikkate alıyoruz. Sosyal alarm, örnek ve ödüllü bir proje. Şu anda 1500 kişiye çıkmak üzereyiz. Yaşlıları evinde denetliyoruz. Ellerinde bileklik ve masalarında cihazlar var onları anlık takip ediyoruz. Binlerce yaşlımıza evde bakıyoruz. Saçını kesiyoruz, banyosunu yaptırıyoruz, evi temizliyoruz, yemek yapıyoruz. Dosteller ile hayatı paylaşıyoruz. Önümüzdeki dönem İBB ile ortak projemiz var çok önemli. Son dönemde İstanbul’un merkezinede hizmete girecek en büyük aktif yeşil alan projesi. 200 dönümü aşan bir proje. Ortaköy Kültür Vadisi. Şu anda var olan ama kimsenin bilmediği, tamamen atıl vaziyette bir alan. Bu vadiyi inanılmaz güzel bir projeyle kullanılır hale getiriyoruz.

- İkinci İstiklal projeniz vardı, ne oldu?

  • ‘EN BÜYÜK SORUN OTOPARK’ Bizim en büyük problemimiz otopark. Ben her iki ayda bir anket yaptırıyorum ve her seferinde otopark çıkıyor. Otoparksız ruhsat vermiyorum mesela.”
Evet Ihlamur’u 2017’nin sonunda yayalaştırmış ve bölgeyi temizlemiş olacağız. Şimdi o projenin ilk ayağı olan sokakları düzenliyoruz. İlk operasyonu da kahvaltıcılar sokağında yapacağız. Muhtemelen bu sene o sokağı yeni bir formata sokarak kahvaltı denince akla ilk gelen yer yapacağız. Bu arada bütün parklarımızı yeniliyoruz. Dünyadan çok iyi örnekleri içine alan projeleri hayata geçiren bir dönem olacak. Her noktaya ait bir estetik derdimiz var. Taksi duraklarından tutun, önünüze çıkan her şeye kadar. Burası İstanbul’un kalbi o yüzden burada atacağımız her adımda estetik kaygımız olmak zorunda çünkü buradan bir mesaj veriyoruz. Şöyle diyor insanlar, ‘‘Beşiktaş bile böyleyse...’’ Dolayısıyla biz bu sorumluluğu hissediyoruz. Sanatçılar parkımız var. Bir çiçek festivali yapıyoruz. Bütün parklarımızı bir şov alanı, fuar alanı haline getiriyoruz. Bir nevi çiçek expo’su. Bütün peyzaj şirketleri ve tasarımcıları buluşturuyoruz. Mayısta bunu gerçekleştireceğiz. Gençlik, tiyatro, çiçek festivali gibi birçok organizasyonumuz var. Türkiye’nin dokuz tane üniversitesinin olduğu tek yer Beşiktaş. Bütün bunların getirdiği sorumlulukları aslında üstlenmiş durumdayız. Ihlamur’da bir meydan projemiz var, Yeni Ulus Pazarı Projesi, Türkiye’nin en güzel pazarını kurmak istiyoruz. Ortaköy’de Ulus Pazarı bir gün ikinci el pazarı olacak, bir gün el işi pazarı, bir gün organik pazar olacak. Tasarımını yaptık.

"DENİZ TEMİZLİĞİ İÇİN EKİP KURDUM"

Bebek’te sabah yürüyüşü yaptığımız Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a, tam da yeri gelmişken deniz kirliliğini sordum. Zira son zamanlarda Bebek’te, Aşiyan’da iç acıtan manzaralar görüyoruz. Deniz temizliği için ekip kurduğunu anlattı Hazinedar: “Aslında Büyükşehir’in sorumluluğu ama ben de bir ekip kurdum. Kıyıdaki tekne parklaması kıyıya vuran pisliği toplamamıza engel oluyor. O yüzden insan eliyle toplamaya çalışıyoruz.”

"BANA VERSELER CENNET YAPARIM ORALARI..."

“Benim en önem verdiğim şeylerden biri askerin elinde olan yerler askerde kalmalı ama nasıl? Asker sadece nöbetini tutmalı ama buraları halka açmalıyız. Orhaniye Kışlası var, Balmumcu Kışlası var. Buraları muhakkak müze yapmalıyız ve halka açmalıyız. Askerler burada sembolik olarak kalmalı. High Park gibi süvari birlikleri olmalı ama olağanüstü bir halk parkı. Bu benim projem ve işim değil ama önerim oldu. Bana verseler oraları cennet yaparım.”

ORTAKÖY'E CENTRAL PARK GELİYOR

“Ortaköy Kültür Vadisi’nde Küçük bir Central Park olacak diyebiliriz. Yaklaşık elli dönümü zaten düz arazi geri kalanı eğimli onu biz setliyoruz ve kullanılır hale geliyor. Çok sürprizimiz var. Orada en çok istediğim şey Ortaköy Açıkhava. 250-300 kişilik bir anfi tiyatro şeklinde düşünülüyor ama ben daha büyük bir şey istiyorum. Sadece çevre akustik sorununu çözersek yapabiliriz. Bunun dışında dereler var ve doğal setler içinde olabildiğince şehir merkezine bir vaha kuruyoruz.”

AYAZAĞA'YA HAYVAN KREŞİ

“Beşiktaş Akademi’yi kurduk bir üniversite kurma hedefindeyiz. Önümüzdeki yıl bir yüksekokul açacağız. Boğaz’da bir sosyal tesisimiz yok bu sene inşallah olacak. Ayazağa’da hayvansever derneklerle birlikte bir rehabilitasyon ve hayvan kreşi açıyoruz. Bu özel bir uygulama olacak çünkü hayvanseverlerin çok yoğun olduğu bir bölge Beşiktaş. Turizm ofisi açıyoruz, bütün çeşmelerimizi yeniliyoruz. İşgallere gelince... Şehirde yerleşmiş zihniyeti ve uygulamaları, artık doğallaşmış yanlışları değiştirmek kolay olmuyor. Çok alanda şehir hukukunu öne alan uygulamaları başlatarak karşıma çok insanı almış biri olarak böyle sürekli savaş halinde olmak beni de mutlu etmiyor. Yaşlı nüfusum var ve çok şikâyet ediyor halk kaldırımların, yol kenarlarının masalar tarafından işgal edilmesinden. Beşiktaş dışından gelenler çok memnun tabii. Gelip iki saat oturup eğleniyorlar ama halkın %95’i bu işgallerden şikâyetçi. Bir taraftan işgallere müdahale ettiğim için beni eleştiren bir kesim var toplasanız %2’lik bir kesim ama Beşiktaş’ta otuz kişi yürüdü mü gazetelere haber oluyor. Yaptığımız şey hukuka ahlaka aykırı işleri düzenlemek aslında. Üstelik semt kültürünü dışlamıyoruz, masa kültürü olmalı Beşiktaş’ta. Bunu yaparken esnafımız sokağa daha fazla tecavüz etmemeli. Her yere masa koyma noktasına gelmemeli bu olay. Bedelini ödeyecekler bu ruhsat iptaline kadar gidebilir.”

"ARTIK BEŞİKTAŞ'IN ALTINI KULLANMALIYIZ"

“Kentsel dönüşümü merkezden çözemezsiniz. Merkez destekleyebilir ama çözemez. Kısa vadeli çözümler olabilir. Tek binanın yıkılıp yapılması kentsel dönüşüm değildir. Beşiktaş’ın en önemli sorunu otoparklar. Ulaşımı, trafiği ve yaşam kalitesini etkileyen en önemli şey. Biz otoparklarla ilgili attığımız adımların bile onayını almak zorundayız İBB’den. Bizim yapmak istediğimiz kentsel dönüşüm kentin kimliğine, karakterine, taleplerine çok uygun. Kentsel dönüşümün bir tane mantığı olamaz. Her semtin farklı bir dokusu var. Bu çözüm bu yüzden böyle olmalı. Beşiktaş’ın dönüşümü otopark odaklı, ada bazlı olmalı. Bunu sağlamanın tek yolu binaları bazı yerlerde geri çekmek. Kaldırım üretmeliyiz. Sokaklarda meydana gelen parklanmayı ortadan kaldırmadıkça zaten yaşlı nüfus var bunun beş on katı günlük nüfus var. 195 bin nüfusumuz var, gece nüfusumuz 300-350 bin. Her gün iki milyon insan geliyor Beşiktaş’a. Bunun çözümü ada bazlı kentsel dönüşüm, her bulduğun yeri değerlendireceksiniz. O yüzden ben ‘Şehrin altını satalım’ dedim. Beşiktaş’ın bundan sonra altını kullanmalıyız. Ortaköy Dereboyu riskli alan ilan edilmeli ama edildiği andan itibaren halkla karşı karşıya kalma ihtimali var çünkü onu riskli alan ilan ettiğiniz anda çözüm önerilerinizi ve projelerinizi ortaya koymanız lazım. Bu çözüm önerileri yerel hassasiyet taşımalı. Biz bu konuda Beşiktaş’ıhn önerilerini İBB’ye sunduk ama maalesef sonuç alamadık. Bu noktada sorumluluk onlarda. Özellikle Ihlamur Dereboyu hattı ve Ortaköy hattı deprem riski taşıyor. Bu riskli alanda 10 bin civarı bina var. Sinanpaşa ve Türkali, birazcık Abbasağa ve Ortaköy-Mecidiye mahalleleri bu alana dahil.”

YAZI DİZİSİ 6

"ASIK SURATLA HALKA YAKIN OLUNMAZ"

Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın İstanbul ayağında Avrupa ve Asya yakasının en başarılı belediye başkanları belirlendi. İlçelerde yapılan araştırmada vatandaşa ‘Hizmet memnuniyeti’, ‘Halka yakınlık’ ve ‘Tanınırlık’ olmak üzere 3 kategoride sorular yöneltildi.

Andy-Ar’ın anketinde ‘En başarılı’ seçilen başkanlar başarı formüllerini vermeye devam ediyor. Asya yakasının halka en yakın olan ismi, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, hem hizmetlerini, hem de vatandaşla kurduğu yakın diyaloğu anlattı...

-Yerel Yönetimler Anketi’ne göre; Asya yakasının halka en yakın belediye başkanısınız. Nasıl sağladınız bu yakınlığı?

Belediyeler vatandaşla iç içe, halkla en yakın yönetim birimleri. Aldıkları kararlar, verdikleri hizmetler o sınırlarda yaşayanları doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla başarıyı belirleyen en önemli etken sunulan hizmet ve hizmetin kalitesi. Ancak öyle bir zamandayız ki, iletişim olanaklarının artması bu hizmetlerin her aşamasını yeniden şekillendiriyor. Belediye hizmetlerine, politikalarına vatandaşlar daha karar alma aşamasında aktif olarak katılabiliyor ve ardından da her aşamayı takip ediyorlar.

Biz vatandaşlarımızın nabzını çok çeşitli yollardan tutuyoruz. Sanıyorum başarımızın en önemli nedenlerinden biri de bu. Yayınladığınız araştırmada da açıkça görülüyor: Her vesile ile hatta vesile beklemeksizin halkla beraber oluyoruz. Üç yıldır yürüttüğümüz ‘Başkan Ataşehir’i Dinliyor Projesi’ kapsamında hane hane ilçemizdeki tüm kapıları çalıyoruz. Yaklaşık 50 kişiden oluşan saha ekibimiz, belediyenin hizmetlerini anlatıyor ve tablet bilgisayarlar aracılığıyla vatandaşların görüş ve isteklerini topluyor. Bu talepler anında ilgili müdürlere ulaştırılıyor, sonuçlandırılınca da vatandaşa telefonla geri bildirim yapılıyor. Bu sayede vatandaşlarımızın yönetime de katılmalarını sağlıyoruz. Bir caddeyi trafiğe kapatırken, bir parkın ismini verirken Ataşehir’de yaşayanlara fikirlerini soruyor ve bu doğrultuda hareket ediyoruz.

-Yani her adımı vatandaşa soruyorsunuz...

Tüm proje ve faaliyetlerimizde önceliğimiz şu: Bu işi yaparsak Ataşehirlinin hayatı kolaylaşır mı, hayat kalitesi artar mı, ona zaman ve hız kazandırabilir miyiz? Bu sorulara olumlu yanıt verirsek, o işe başlıyoruz. Bir de tabii samimiyet... Ataşehir’de alışılmış, asık suratlı ve ağır işleyen kamu anlayışını göremezsiniz. Asık suratla da halka yakın olamazsınız. Belediyeden içeri adım attığınız anda güler yüzle karşılanır, çaykahve ikramı bulursunuz. Çocuklara balonlar, kitaplar hediye edilir. Eğer yaşınız 65’in üzerinde ise size öncelik ve ayrıcalık tanınır. Personellerimiz işlemleriniz bitene kadar size refakat ederler. İnanın pek çok kişi, hizmet alırken bir belediye binasında olduğunu unuttuğunu söylüyor. O denli, güleryüzlü ve samimiyiz...

Kimsenin bir yakınını araya koymasına gerek kalmadan tıkır tıkır işleyen, vatandaş memnuniyetini en üstte tutan bir hizmet anlayışımız var. Yapılacak başvurularda istenecek belgeler için standartlar tespit ettik ve bürokratik işlemleri en aza indirdik. Gerekli evrakları tamamlayan bir vatandaşımız Ataşehir Belediyesi’nden bir günde ruhsat alarak işyeri açabiliyor. Yine gerekli evraklarını tamamlayarak, 5 gün içinde inşaat ruhsatı alabiliyor. Bunlar Türkiye’de örneği olmayan hızlardır.

ÖNE ÇIKAN HİZMETLER: SAĞLIK, KÜLTÜR, ÇEVRE

“Çok sayıdaki hizmetlerimizden olumlu geri dönüşler alıyoruz. Örneğin park ve yeşil alan hizmetlerimiz. Ayrıca temizlik ve çevre faaliyetlerimiz de halkın takdirini kazanıyor. Ataşehir kentin en temiz ilçesi. Bu İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı kapsamlı bir saha çalışması ile de kanıtlandı. En modern evsel atık toplama sistemi olan yeraltı konteyner sayımız 280 adede ulaştı. Sağlık, kültür, çevre-geri dönüşüm yine çok başarılı olduğumuz alanlar. Türkan Saylan Tıp Merkezi, Ferhatpaşa Sağlık Polikliniği, Küçükbakkalköy Sağlık Merkezi gibi birimlerle sosyal güvencesi olsun, olmasın Ataşehirlilere ücretsiz sağlık hizmetleri sunuyoruz. İçerenköy’de bir Kadın Sağlığı Mamografi ve Kemik Yoğunluğu Görüntüleme Merkezi açtık. Burada da “erken tanı hayat kurtarır” diyerek yine ücretsiz hizmet sunuyoruz. Türkan Saylan Tıp Merkezi’mizden memnuniyet oranı yüzde 98. Sadece söz ettiğim bu tıp merkezinde 9 diş hekimi çalışıyor. İstanbul’un ilçe belediyesine ait tek hasta konukevini de biz kurduk. Bahriye Üçok Hasta Konukevi’nde şehir dışından gelen, kalacak yeri olmayan hasta ve yakınlarına hizmet veriyoruz. Önceliğimiz ise onkoloji hastaları.”

İKİ YILDA NELER YAPILDI? BUNDAN SONRA NELER YAPILACAK?

-Örnek Mahallesi’nde bulunan Mustafa Saffet Kültür Merkezi projemizin, iç tefrişatı tamamlanmak üzere. Kısa bir süre içerisinde hizmete sunacağız. İçerenköy’de Fidan Kalpler adını verdiğimiz kreşimiz de hizmet vermek üzere.

-İçerenköy Neşet Ertaş Kültür Evi ve Küçükbakkalköy Emekli Dinlenme Evi projelerimiz ise sürüyor. Her ikisini de bu yıl hizmete açmayı planlıyoruz.

-Sivil Toplum Kuruluşları gelişmesinin demokrasiye büyük katkısı olacağına inanıyoruz. Bu kapsamda Mustafa Kemal Mahallesi Deniz Gezmiş Parkı içerisinde Erdal Eren Sivil Toplum Merkezi’nin inşaatına başladık. Bu binada ilçemizdeki tüm sivil toplum kuruluşlarını tek çatı altında toplamayı ve onların tüm mekânsal ihtiyaçlarını çözmeyi planlıyoruz. Bu merkezin ilçemizdeki kültürel kaynaşmaya büyük katkısı olacağına inancımız tam.

-Atatürk Mahallesi’nde ise yerinde kentsel dönüşüm yaptığımız alanın hemen bitişiğinde 110 bin metrekarelik alanda İstanbul’un en keyifli parklarından birini inşa edeceğimizi söylemiştik. Atapark adını verdiğimiz bu proje için de kısa zaman zarfında çalışmalar başlayacak.

-İçinde yarı olimpik yüzme havuzu bulunan Kapalı Spor Salonu ve Hayvan Rehabilitasyon Merkezi için proje çalışmalarımız sürüyor. Esatpaşa Mahallesi’nde ise belediye hizmet birimlerinin ve yarı kapalı pazar alanının olacağı bir proje başlayacağız.

-İlçemizdeki imar planlarının tamamlanmasının ardından ise belediyemiz bünyesinde kalacak yeni alanlarda çok sayıda sosyal ve kültürel tesisi Ataşehir’e kazandıracağız.

-Ve üstelik bunları şu an olduğu gibi yine kamuya 5 kuruş borçlanmadan, kendi kaynaklarımızla gerçekleştireceğiz.

'MAHARET HESAP VEREBİLMEKTE'

-Sizin için hangi hizmetler öncelikli ve önemli?

Önemli olan sadece bir binayı hizmete açmak, bir yemeği tencereye döküp vermek değil. Sunduğunuz hizmetin kalitesi önemli. Örneğin herkes öğrenci konukevi açıyor ama biz kızlarımızın üniversitelerine ücretsiz ulaşmasını sağlayacak öğrenci servislerini de düşünüyoruz.

Bizim başarı ölçümüz, hizmet ve hizmetin kalitesi olduğu kadar; bunu sunarken ne denli demokratik, katılımcı, şeffaf olduğunuzdur. Maharet vatandaşa hesap verebilmektedir...

Bizim sloganımız, “Ataşehir’de kimse yalnız değil.” Bu kapsamda 365 gün kesintisiz hizmet veren aşevimiz, kadın sığınma evimiz, kız öğrenci konukevimiz, meslek edindirme merkezimiz ve ataevlerimiz ile ihtiyaç duyan herkesin yanındayız. Bu kimi zaman bir kap yemek olabilir, kimi zaman psikolojik danışmanlık, kimi zaman ise matematik dersi...

Ama özellikle aşevimiz ile ilgili bir iki detayı paylaşmak isterim. Buradan günde 8000 kap sıcak yemeği ihtiyaç sahiplerinin evlerine ulaştırıyoruz. Ve bu hizmeti reklam yapmadan, sivil araçlarla yerine getiriyoruz. Amacımız kimsenin kendini mahcup hissetmemesi. Sıcak yemekleri evlere ulaştırıyoruz ama işimiz bununla da bitmiyor. Ardından saha ekiplerimizi bu evlere yollayarak yemeklerden, sunumdan, servisi yapan personelin davranışlarına kadar her şeyin yolunda gittiğinden emin oluyoruz.

Belediyelere gençlerle ilgili olarak da çok şey düşüyor. Onlara sahip çıkmalı, kültürel ve sosyal açıdan gelişmelerini sağlamalıyız. Bu kapsamda biri Ferhatpaşa’da biri İçerenköy’de olmak üzere iki gençlik merkezimizi hayata geçirdik. Bu merkezler gençlerimizin, birlikte üretebildikleri, ders çalışıp, etütlere katılabildikleri tertemiz ortamlara sahip.

-Ataşehir sadece yüksek binalardan ibaret değil. Bir de dezavantajlı bir kesim var. Onlar için de kültürel dönüşüm önemli sanıyorum...

Sanatsal hizmetleri çok önemsiyoruz. Sanatın bağımsız, yaratıcı ve üretken bir toplum yaratmanın tek yolu olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm Ataşehirlilerin ilgi duydukları sanat eğitimlerini ücretsiz almaları için kurslar düzenliyoruz. Her yıl 12 bin öğrencimiz ücretsiz kültür ve sanat eğitimlerimizden yararlanıyor. Ders saatleri öncesi sokakları görmelisiniz, sırtında gitarı olan onlarca genç ataevlerimize koşuyor.

Kadınlarla ilgili de önemli çalışmalarımız var. Baktık ki kadına şiddet konusunda eğitimler kadınlara veriliyor. Oysa önemli olan erkekleri şiddet kullanmaktan vazgeçirmek. Bunun için de belediyenin erkek çalışanlarına şiddet eğitimleri verdik. 1100 erkeği şiddete başvurmamaları için eğitimden geçirdik.

-Ya depremle ilgili çalışmalar?

Yaşadığımız şehir İstanbul depremini bekleyen bir kent konumunda. Ama ne yazık ki bu kaçınılmaz gerçeği, çoğunlukla görmezden geliyoruz. Biz yerel yöneticilerin görevi ise depremi unutturmamak ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak. Bu amaçla Ataşehir Belediyesi olarak Türkiye’nin ilk Özel Afet Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nü AKUT Başkanı Nasuh Mahruki’nin desteği ile kurduk. Burada deprem konusunda çeşitli disiplinlerde bilimsel çalışmalar yürütüyor ve başta çocuklar olmak üzere tüm Ataşehirlilere eğitimler veriyoruz.

Ve deprem deyince önemli diğer konu ise imar ve kentsel dönüşüm. Yeni Sahra ve Barbaros mahallelerinin 1/5000’lik nazım imar planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde onaylandı. Biz de bu planların altlığı olacak, 1/1000 ölçekli uygulama plan çalışmalarına başladık. En kısa sürede bu iki mahallemizde vatandaş memnuniyetini ön planda tutan, kentsel yenileme projelerine de start vereceğiz.

400 GECEKONDU YERİNDE DÖNÜŞÜYOR

“Halen yürüttüğümüz bir kentsel dönüşüm projesi bulunuyor. Mülkiyeti belediyemize ait olan 56 bin metrekarelik alanda 400 adet gecekonduyu tasfiye ederek, yerinde kentsel dönüşüm gerçekleştiriyoruz. İnşaatların yüzde 80’ini tamamladık. Gecekondu hak sahipleri her türlü sosyal olanağı bulunan 1. sınıf lüks dairelerine aylık 180- 400 TL olmak üzere 20 yıllık taksitlerle kavuşacaklar. Üstelik bu ödemeler hak sahipleri dairelerini teslim aldıktan sonra başlayacak. Şunu da vurgulamak isterim, bu proje bir yerinde kentsel dönüşüm modelidir. Vatandaşlarımızı komşularından ayırmadan, çocuklarımızı arkadaşlarından koparmadan depreme dayanıklı, lüks konutlara ulaştırıyoruz.”

‘BİR M2 BİLE YEŞİL ALANI İMARA AÇMADIM’

“Göreve geldiğimizden bu yana 1 metrekare yeşil alanı bile imara açmadık, bundan sonra da açmayacağız. 2009 yılında 171 adet olan park sayımızı 220’ye çıkardık. İlçemize kazandırdığımız yeşil alan, 1 milyon metrekareyi buldu.”

'İÇERENKÖY BAŞTA OLMAK ÜZERE 5 MAHALLEYE İMAR BEKLİYORUZ'

“İmar sorunu olan İçerenköy, Mustafa Kemal, Aşık Veysel, Yeni Çamlıca ve Mimar Sinan gibi mahallelerimizde de 1/5000’lik imar planlarının İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nden süratle onaylanmasını beklemekteyiz. Bu planların da çıkması ile Ataşehir’de daha sağlıklı ve modern yapılaşmalarla kent estetiğini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Arzumuz depreme dayanıklı yapı stokunu artırarak, vatandaşlarımızın can ve mal kaybının önüne geçmek.”

KADINLARA KURS VE KONUKEVİ

“Biz kadınların sadece evlerinde değil işte, okulda, sokakta her yerde olması gerektiğine yürekten inanıyoruz. Onlar için özel kurslar, etkinlikler düzenliyoruz. Daha ilk hizmet yılımızda kadın konukevimizi hizmete açtık. Ve onları yeni bir hayat kurabilmeleri için sosyo-ekonomik olarak destekliyoruz.”

ASIRLIK OYUNCAKLAR DÜŞTEPE MÜZESİ'NDE

“Çocuklarımızı alışveriş merkezlerinden ve bilgisayar oyunlarından kurtarmak bizim için önemli. Bu nedenle Sunay Akın ile birlikte Türkiye’nin ilk oyun müzesi olan Düştepe Oyun Müzesi ve Oyun Bahçesi’ni kurduk. Mimar Sinan Parkı’ndaki Düştepe Oyun Müzesi’nde 20’yi aşkın ülkeden ve yaklaşık 150 koleksiyonerden toplanan çocuk oyunları yer alıyor ve dünyada bir benzeri daha yok. Bu nedenle Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerimiz geliyor. 60 bin metrekarelik park içinde bulunan tek katlı iki ahşap bina oyun müzesi, parkın bir bölümü ise oyun parkına dönüştürüldü. Müzede 150 yıllık satranç takımı, Victoria döneminin küp oyunları, 100 yıllık ilk taş ev inşa oyunları, İlk uzay oyunları gibi tarihleri 1800’lere kadar uzanan oyunlar çocukların ve büyüklerin beğenisine sunuluyor. Ayrıca ünlü şair Ahmet Telli’nin ismini verdiğimiz 10 bin kitaplık bir kütüphaneyi geçtiğimiz aylarda Ataşehir’e kazandırdık.”

'MAVİ KAPAK KAMPANYASINI BİZ BAŞLATTIK'

“Henüz çok genç bir belediye olmamıza karşılık, çok sayıda sosyal sorumluluk projesine öncülük etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Tüm Türkiye’ye yayılan, neredeyse her yerel yönetim tarafından benimsenerek uygulanan “Mavi Kapak Projesi” Ataşehir’de, bizim bünyemizde doğdu. Bu konuda o kadar iddialıyız ki, evsel atıklardan yani çöplerden çiçek bile yetiştirdik. Geri dönüşüm alanındaki projeleri araştırırsanız bir çoğunun Ataşehir kaynaklı olduğunu görürsünüz.”

YAZI DİZİSİ 7

'HALKIN GÜNDEMİ NEYSE BENİM  GÜNDEMİM DE O '

Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın İstanbul ayağında Avrupa ve Asya yakasının en başarılı belediye başkanları belirlendi. İlçelerde yapılan araştırmada vatandaşa ‘Hizmet memnuniyeti’, ‘Halka yakınlık’ ve ‘Tanınırlık’ olmak üzere 3 kategoride sorular yöneltildi.

Andy-Ar’ın anketinde ‘üst sıralarda yer alan belediye başkanlarıyla sohbetimiz devam ediyor. Bugünkü konuğum da özellikle ‘hizmet’ kategorisinde Asya yakasında dikkat çeken bir başarı sağlayan Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin...

-Yerel Yönetimler Anketi’nde vatandaş memnuniyetinde üst sıralardasınız. Bunu nasıl sağladınız?

Pendik Belediyesi bütün faaliyetlerinde sonuç odaklı bir yönetim anlayışı ortaya koyuyor. Bir şeyin sonucunu ölçerken de, en iyi metotlardan biri memnuniyet çalışmalarıdır. Kentin gündemi de, belediyenin gündemi de, vatandaşın taleplerine odaklıdır. Pendik Belediyesi kurumsal yapısını buna göre düzenlemiş bir belediyedir. Belediyemiz vatandaşla iletişime çok önem verir, vatandaşın taleplerini vatandaşın en kolay ulaşacağı yolla alır. Vatandaştan aldığı talepleri en hızlı şekilde cevaplandırır, vatandaşın taleplerini sorunlarını çözecek şekilde bütün birimlerini de organize etmiştir. Bu çerçevede gerek strateji müdürlüğümüz gerekse çağrı merkezimiz bütün müdürlüklerimizin vatandaş memnuniyetini en üst düzeyde tutmaya odaklı olarak planlamalarını yapmış ve uygulamaya geçirmiştir. Aynı şekilde vatandaşın taleplerini de en iyi şekilde çözecek teknik ve sosyal müdürlüklerimiz oluşturulmuştur. Vatandaşın gündemi, belediyenin ana gündemidir. Halkın gündemi neyse, benim gündemim de odur. Vatandaş açısından olumsuzluk oluşturacak tüm konularla ilişkili olarak, Pendik Belediyesi ekipleri, sorunu çözmek için hassasiyetle davranmaktadırlar. Bu çerçevede de, vatandaşın Pendik Belediyesi hizmetlerinden memnuniyeti konusu; planlı, programlı, bilinçli bir çalışmanın sonucunun ürünüdür. Burada kurumsal, ciddiyetli, nitelikli çalışmanın ve vatandaş odaklı hizmet kalitesinin memnuniyetimizi artırmada etkili olduğunu düşünüyoruz.

-Halkın nabzını tutmak, memnuniyeti ölçmek için profesyonel bir çalışmanız olduğunu anlıyorum... Gelelim başkanın performansına... Bir başkan vatandaş tarafından tanınırlığını nasıl sağlar?

Güvenilirlilik açısından bilinilirlik şarttır. Bu konuda, vatandaşla iletişimi sağlayacağımız tüm kanallarda, yaptığımız faaliyetleri anlatma çabasındayız. Çünkü vatandaşın sahiplendiği konularda ancak başarılı oluyoruz. Vatandaşın sahiplenmediği sürecin parçası olmadığı konularda iyi sonuçlar almak mümkün değil, bu anlamda Pendik Belediyesi, faaliyetleri üzerinden vatandaşla iletişimi kurmakta ve faaliyetleri ile birlikte tanınma politikası uygulamaktadır.

Halka yakınlıkta 4. sırada çıkmışız burada daha iyi olmamız gerekiyor tabii... Dijital belediyeciliğe çok ciddi yatırımlar yaptık, e-devlette ve bütün sosyal mecralarda Pendik Belediyesi erişilebilir bir belediye konumundadır. Çünkü vatandaşın erişebildiği oranda hizmet kalitesi artmaktadır. Daha doğru ve isabetli kararlar verilebilmektedir. Vatandaş sürecin paydaşı olduğu konularda da yapılan çalışmalara sahip çıkmakta, hem çalışmanın verimliliği hem de sürdürülebilirliği artmaktadır.

-Peki hangi hizmetler vatandaş memnuniyetini beraberinde getiriyor?

Kültür ve spor merkezlerine ciddi yatırımlar yaptık. Kapalı ve açık tesislerle donatılan Pendik’te 3 yaşından başlayarak her isteyene spor yapma imkânı sunduk. Sadece spor tesisleri değil, inşa ettiğimiz her merkezi spor imkânı da sunacak şekilde planlanlamaya özen gösteriyoruz. İlçemizde şu anda 4 büyük spor kompleksi hizmet verirken, 1 spor kompleksinin de inşası devam ediyor. Yine kültür merkezleri içinde hizmete sunduğumuz modern fitness salonları özellikle bölgedeki kadınlar tarafından büyük talep görüyor. Bu anlamda kadınların ihmal edilen önemli bir ihtiyacına cevap verdiğimizi düşüyoruz. Gençlere yönelik bilgi evleri de yine kültür ve eğitim hizmetinin yanı sıra, yanında spor imkânı sunan tesislerle birlikte inşa edildi. Ayrıca geçen yıl 10 bin çocuğa yüzmeden masa tenisine kadar birçok branşta ücretsiz spor eğitimi verdik. 3 yaşındaki miniklerimizi de jimnastik eğitimi ile spora başlattık. Son iki yılda çeşitli mahallelere 24 antrenman sahası açtık.

'PENDİK'E VAADİM SIFIR GECEKONDU'

“Nüfusumuz 676 bin. Kent merkezinde, yaklaşık 50-60 bin nüfusu olan eski Pendiklilerin olduğu bölge var. Bir de yaklaşık 100 bin yeni Pendiklinin olduğu yeni yerleşim noktası var. Kente adaptasyon yaşayan yaklaşık 500 bin nüfusumuz var. 500 bin nüfüsun yaklaşık 50 bini gecekonducu. Ama 450 bini kaçak yapıda oturuyor. Kaçak yapı ile gecekondu arasındaki fark şu, gecekondu devletin arazisine, kaçak yapı ise kendi arazisine ama ruhsatsız mimarın yanından geçmediği bina dikmek. Bugün Pendik’te toplam konut sayımız 230 bin. Yaklaşık 90 bini yeni ve depreme dayanıklı. 140 bin yenileyeceğimiz konut kaldı. Avantajlı tarafımız Pendik’in altyapısı iyi durumda. Pendik’e vaadim sıfır gecekondu.”

'AKADEMİK KARİYERİME GERİ DÖNECEĞİM'

“En önemli hedeflerimden biri de Pendik’te minibüsleri tamamen kaldırmak. Onun yerine raylı sistem gelecek. Yapacaklarımı bu dönem bitireceğim çünkü diğer dönemde aday olmayacağım. Ben hekimim. Yarım kalan akademik kariyerime bir üniversitede devam etmek istiyorum. Yapacaklarımı tamamlayıp 3. döneme bırakmak istemiyorum.”

'DİJİTAL BELEDİYEYİZ, BİZDE HİZMET BİR TUŞ KADAR YAKIN'

-Halka yakınlığı teknolojinin nimetlerini kullanarak sağladınız yani...

Göreve geldiğimiz 2009 “Vatandaşı belediyeye gelmekten kurtaracağız” diyerek teknolojik yenilikler için düğmeye bastık.

Pendik Belediyesi vatandaşı belediyeye çağıran değil, teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak vatandaşın bulunduğu her yerden belediyeye erişmesini sağlamaya çalışmaktadır.

Zaman ve malzeme tasarrufu sağlamak üzere önemli teknolojik yatırımlar yaparak, dijital arşiv uygulamasından yazılım geliştirmeye kadar birçok alanda ilke imza attık. Arşivlerimizdeki 21 milyon evrakı tek tek dijital ortama aktardık. Vatandaşların bilgilerinin güvenli ortamda saklandığını kanıtlayan İSO 27001 Veri Güvenliği Sertifikası’na sahip Türkiye’deki ilk ve tek kamu kurumu olduk. Belediyecilik hizmetlerinde ilk kez e-imza uygulaması başlatarak kağıt evraka son verdik. 2012 yılında e-devlet portalına entegrasyonu ilk gerçekleştiren belediye olduk. Geçtiğimiz yıl TURKSAT’la örnek bir işbirliğine imza atarak belediyecilikte en fazla sayıda hizmeti de e-devlet’e taşıdık. Her ay 10 bine yakın vatandaşımız e-devlet üzerinden 22 başlıktaki bu hizmetlere erişerek belediyeye gelme zahmetinden kurtuluyor. 360 derece Kent Bilgi Sistemi ile bilgisayar başında 3 boyutlu olarak Pendik’in gezilebilmesini sağladık. Bu konu özellikle imar uygulamalarından nöbetçi eczanelere kadar çeşitli konuları bilgisayar ve mobil uygulamalarda görme imkânı vermesi açısından büyük önem taşıyor. Vatandaşlarımız, son derece hızlı ve etkili çalışan çağrı merkezimiz aracılığı ile talep ve önerilerini iletebiliyor, sonucu hakkında bilgilendiriliyor. Dijital devrimin sonrasında Pendik’in veriye dayalı yönetilen bir şehir olması noktasında kararlı adımlarla ilerliyoruz. Bizde hizmet bir tuş uzaklığında. Benim e-postamı herkes biliyor vatandaş hemen söyler bana ve hemen sorgulatırım her şeyi.Ekiplerimizle WhatsApp üzerinden iletişim halindeyiz. Vatandaşla da çağrı merkezinden iletişim kuruyoruz.

-Dijital belediyecilikte çok iddialısınız...

En zengin belediyelerden biriyiz. İddialı olacak ama bütçesini en iyi yöneten bir belediyeyiz. Kent planımız vardır, stratejimiz bellidir. Teknolojiyi en iyi kullanan belediyeyiz. Dünyanın en iyi kamu altyapısını oluşturduk. Herkes her yerde bilgisayarla iş görür kâğıt falan yoktur.

-Ya halkın temel ihtiyaçlarının giderilmesiyle ilgili çalışmalar? ‘En başarılı’ belediyelerin ve başkanların hizmetleri incelendiğinde özellikle istihdama yönelik projeler dikkat çekiyor. Sizde durum ne?

Hem iş arayanların, hem de nitelikli eleman bulmakta zorluk çeken firmaların sorununa çare bulmak amacıyla “İş’te Pendik Buluşmaları” projesini hayata geçirdik. İŞKUR ortaklığı ile başta Pendik olmak üzere bölgedeki tüm işveren ve iş arayanları düzenli olarak bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. İş arayan vatandaşlar kapı kapı dolaşmak yerine Pendik Belediyesi tarafından tahsis edilen stantlarda firma temsilcileriyle yüz yüze görüşerek niteliklerine göre iş sahibi olma fırsatı yakaladı. Geçtiğimiz günlerde 4.’sünü düzenlediğimiz etkinliğe firmaların da ilgisi büyük. Ayrıca iş başvurusu yapacaklara nitelikli iş görüşmeleri yapabilmeleri ve CV oluşturabilmeleri için eğitim de veriliyor.

‘TEMİZLİKTE BİR İLKİ BAŞARDIK’

“380 kişilik dev temizlik ordumuz, Pendik’in 1000 kilometre uzunluğundaki yollarının her iki tarafını süpürüyor; 263 bin metrekare toplam alana sahip parkları temizliyor. Yeraltı çöp konteyneri üreten tek belediyeyiz.”

‘GERİ DÖNÜŞÜMDE İDDİALIYIZ’

“Geri dönüşüm konusundaki çalışmalarımızla beş yılda yüzde 136 oranında artış sağladık. 2009 yılında 3 bin 400 ton ambalaj atığı, 2015 yılında 8 bin 55 ton olarak gerçekleşti.”

4 MİLYON METREKARELİK YEŞİL ALAN

“Pendik Belediyesi olarak kentin modern yapılaşmasını sağlarken diğer taraftan yeşil alan ve park sayısını artırmaya büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda daha yaşanabilir bir kent sunmak amacıyla 4 milyon metrekare yeşil alan ve park oluşturduk. Son 6 yılda kentin birçok yerinde 200 bin ağaç toprakla buluşturularak 5 milyon metrekare alan ağaçlandırıldı. 2009 yılından günümüze park yapımında ulaşılması güç sayıya imza atılarak ilçeye 333 yeni park kazandırdık. Mevcut durumdaki eskimiş parklar baştan aşağı yenilenirken; 2011-2014 yılları arasında gelen talepler doğrultusunda siteler ve okullarımıza parklar oluşturduk.

Kentsel dönüşümle birlikte kentsel siluete de standart getirdik. Kimse kafasına göre bina dikemeyecek. Kentsel dönüşümde birinci takıntımız yollar ikincisi ise otoparklardır. Bu ikisi konusunda kıyamet kopsa taviz vermiyoruz. Pendik’te imar alanında geldiğimiz nokta yüzde 80’ini bitirdik. Kentte parsel bazlı dönüşümün önünü açtık. Toplu konut alanı oluşturup 90 binini bitirdik. 15 yıl içinde de kalan 145 bin konutu bitirmeyi öngörüyoruz. Yıllık konut üretme kapasitemiz 9 bin bunun 10 binlerin üstüne çıkması gerekiyor.”

'KÜLTÜR MERKEZLERİ KENAR MAHALLELERDE'

“Her mahalleye açtığımız onlarca tesis yanında, 16 büyük ölçekli kültür ve spor merkezi hizmete açtık. Hemen hemen tamamı kentin kenar mahallelerinde. Çünkü niye, orada ihtiyaç daha fazla. 2014 yılından bu yana 5 büyük kültür merkezi, 4 bilgi evi ve spor tesisi, 3 spor kompleksi vatandaşlarımıza hizmet vermeye başladı. Arif Nihat Asya, Hamid Aytaç, Ahmedi Hani, Ahi Evran ve Akşemseddin kültür merkezlerini genci yaşlısı, kadını erkeği her yaştan insanın faydalanacağı şekilde inşa ettik. Bu merkezlerin içinde kadınlar için fitness salonları, kütüphane, seminerler için konferans salonu, kurslar için İSMEK sınıfları, aile sağlığı merkezleri, gençler için bilgi evi ve daha pek çok birim yer alıyor. Gençlerimize daha iyi bir gelecek sunmak amacıyla spor ve eğitimi iç içe yaşayabilecekleri merkezlerin sayısını da hızla artırıyoruz. Yanlarında spor tesisi ile birlikte inşa edilen 4 bilgi evi, hem hizmeti hem de mimarileriyle mahallelerin yaşamına büyük kalite kattı. Bunların neticesinde Pendik Belediyesi Spor Kulübumüz çatısı altında oluşturduğumuz ve kurslardan yetişen yetenekli çocuklarla desteklediğimiz takımlarımız, aldıkları başarılı sonuçlarla ilçemizi gururlandırıyor. Hedefimiz, çocuklarımızı hayatı boyunca en az bir sporla uğraşmalarını sağlayacak şekilde yetiştirmek.”

'41 BRANŞTA EL SANATLARI KURSU AÇTIK'

“Dünyada barış ve huzur için fikrini sanatla ifade eden, kültürünü, birikim ve gözlemlerini sanatıyla eserlerine aktarabilen ustalarımızın çoğalması gereklidir. Bu amaçla düzenlediğimiz Uluslararası Geleneksel Sanatçı Buluşması ile sadece Türk değil, dünya kültürlerini yansıtan el sanatları ustaları Pendik’te bir araya geliyor. Geçtiğimiz yıl 11.’sini düzenlediğimiz ve IRCICA (İslam Konferansı Teşkilatı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi) tarafından da desteklenen bu dev organizasyon, alanında dünyanın en önemli etkinlikleri arasında sayılıyor.

Bunun yanı sıra, Fevzi Çakmak Mahallesi’nde açtığımız El Sanatları Kurs Atölyesi’nde taş işlemeciliğinden cam füzyona kadar birçok dalda eğitim veriliyor. İpek halıcılığı alanında da Pendik artık bir marka oldu. Bu yıl 41 dalda kurs vererek Pendiklilerin kendilerini geliştirmelerine, ekonomik olarak da fayda sağlayacak bir meslek öğrenmelerine imkân sunduk. Kursiyerler tarafından üretilen eserler Pendik merkezde yer alan El Sanatları Satış Merkezi’mizde alıcılarıyla buluşuyor. Şu anda yanında açtığımız Sanat Kahve’de de bu kurslara katılamayanlar için her ay farklı sanat dallarının üretim aşamasını gösteren etkinlikler düzenlemeye başladık.”

YAZI DİZİSİ 8

"MAKAMIM YOK, OTOBÜSLE SOKAK SOKAK GEZİYORUM"

Andy-Ar’ın Yerel Yönetimler Performans Araştırması’nın İstanbul ayağında Avrupa ve Asya yakasının en başarılı belediye başkanları belirlendi. İlçelerde yapılan araştırmada vatandaşa ‘Hizmet memnuniyeti’, ‘Halka yakınlık’ ve ‘Tanınırlık’ olmak üzere 3 kategoride sorular yöneltildi.

Bugünkü konuğum da Andy-Ar’ın anketine göre ‘en başarılılar’ listesinde bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün... Tam 22 yıldır belediye başkanı olan Akgün, bunca zaman içinde yaptıklarını, yapamadıklarını, yapmak istediklerini anlattı...

-Yapılan ankette Büyükçekmecelilerin belediye hizmetlerinden memnuniyeti üst seviyelerde. Bunu nasıl sağladınız?

41 yıllık belediyeci olmam ve belediye başkanlığında 22 yılı geride bırakmam önemli bir etkendir. Yerel yönetimdeki elde ettiğim tecrübe ve birikim halkımızın beklentileri ve çözüm aşamasında en büyük avantajım. Makamı olmayan ve sürekli olarak halkın içinde olan bir belediye başkanıyım. Alışageldik bir makamım hiçbir zaman olmadı. Şu an yapımı tamamlanmak üzere olan yeni belediye binamızın inşaatı sürdüğü için de zaten bir makam odam yok. Olsa dahi makamda oturmayı halkımla iç içe olmaya yeğledim.

-Yani seyyar bir makamınız var ve sürekli geziyorsunuz...

Sabah çok erken saatlerde yapılması gereken resmi işleri tamamladıktan sonra mobil ofisimle Büyükçekmece’nin sokaklarını geziyorum. Benden randevu talep eden vatandaşlarımız var ise bizzat mahallesine kadar gidip kendisini diniliyorum. Kimi zaman o mahallenin hanımları evlerinde yaptıkları pasta, börek ve çay ile mobil ofise geliyor. Makama sürekli oturduğunuz zaman çay kahve sohbeti vardır. Makamın dışına çıktığınız zaman şehrinizin genel durumunu görme ve test etme imkânınız olur. Kahvehanede yapılan sohbet makamda yapılan sohbete benzemez. Her ne olursa olsun bizim Türk terbiyesinde makamda resmiyet vardır. Sokakta gezerken ‘Ne haber Ayşe Teyze’ diye insanlara sarıldığım zaman vatandaş içindekini bana çok rahat dökebiliyor. Öbür tarafa baktığımızda ise makam insanları sıkıyor. Belli kesimler makamları devamlı işgal eder ve onlar belirli insanlardır. Öbür tarafta vatandaşların işi bekler o makamları sürekli işgal edenler ise aynı kişiler olarak kalır ve aynı zamanda o kişiler siz makama oturduğunuz sürece sizi bloke ederler. Ayrıca bir işe veya projeye başlarken bunu da mutlaka ilçe halkına soruyor, birlikte karar veriyoruz.

-Peki hangi projeler, hizmetler bu sonuca ulaştırdı. Somut örnekleriniz var mı?

Büyükçekmece sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin en ayrıcalıklı ilçelerinden biridir. Tarihi, kültürü, muhteşem sahil kıyısı, gölü ve kişi başına düşen yeşil alanların fazlalığıyla çok özel bir ilçedir. Büyükçekmece Belediyesi olarak bizim hayata geçirdiğimiz her proje bu değerler göz önünde bulundurularak hazırlanmaktadır. Büyükçekmece halkının kültür ve eğitim seviyesinin yüksek olması bizim için önemli avantajdır. Rutin belediyecilik hizmetleri dışındaki eğitim, sosyal ve kültürel alanlarda hayata geçirdiğimiz projelerimiz de sürekli halkımız tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Büyükçekmece’de asla kaçak yapıya izin vermememiz, yüksek katlı yapılaşmaya izin vermememiz halkımızı memnun eden bir başka faktör. Ayrıca artan yeşil alanlar, kesintisiz sahilyolu projelerimiz, sürekli sayıları artan parklar ve sosyal donatı alanları, çevrenin korunmasına yönelik projeler hayata geçirdiğimiz yine bunlardan bazıları. Ayrıca sokak hayvanlarının korunması, beslenmesi ve sağlıklarına yönelik projelerimiz de halkımız tarafından takdir görmektedir. İstanbul’un geleceği açısından bakıldığında ise, Büyükçekmece geleceğin turizm kentidir. Şu an yapımı devam eden yat limanı ve bunlara eklenecek yeni yat limanlarımızla Büyükçekmece, İstanbul’un en önemli turizm merkezilerinden biri olacak. 16 yıldır sürekli olarak başarı grafiğini yükselten Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali de önemli bir başka etkendir.

"DEMİREL, BANA 'OKULCU HASAN' DERDİ"

“En hassas olduğum nokta eğitim konusudur. Bana eğitim dendiği anda akan sular durur. Bu açıdan her türlü eğitim projesinin içinde olmaya gayret ederim. Bu hassasiyetimi bilen rahmetli 9. Cumhurbaşkanı’mız Süleyman Demirel tarafından bana ‘Okulcu Hasan’ ismi verildi. Belediye başkanlığım süresince Büyükçekmece ve Türk Milli Eğitimi’ne eğitim hayırseveri vatandaşlarımızın işbirliğiyle 27 adet okul kazandırdık. Son olarak 9 bin metrekare alan üzerine 50 derslikli, 1500 öğrenci kapasiteli İstanbul’un en büyük kız meslek lisesi olan Hayriye Duruk Kız Meslek Lisesi’ni Türk milli eğitimine kazandırdık. 2016 yılı içinde Büyükçekmece’ye 3 yeni okul daha kazandırmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca ilçemiz sınırları dahilindeki bütün okulların bakım, onarım ve çevre düzenlemeleri de yine tarafımdan yapılmaktadır. Öğrencilerimizin en iyi ortamda, en sağlıklı eğitimi alabilmeleri için bundan önce yaptıklarımızı bundan sonrada sürdüreceğiz.

‘Şehirlerin temeli altyapı, geleceğimizin temeli eğitimdir’ diyerek asli görevimiz olmamasına rağmen eğitime yatırıma devam edeceğiz. İnşa ettiğimiz okulların yanı sıra, 1 öğretmen evi ile 1 Emekli Öğretmenler Lokali’ni öğretmenlerimize hediye ettik. Öğrencilerimizin daha modern şartlarda eğitim alabilmeleri için 12 okulumuza çok amaçlı salon kazandırdık. Bilişim çağını yaşadığımız bu dönemde yerel yönetimlerin de çağa ayak uydurması başarıya giden yollardan biri. Bu düşünceyle Kent Bilgi Sistemi’ni kurarak vatandaşımıza belediye ile olan her işini e-belediye sistemi üzerinden yapma imkânı sağlıyoruz. Mobil Vatandaş, Mobil Başkan sistemiyle herkes sosyal medya üzerinden bana ulaşarak istek ve şikâyetlerini ya da gördüğü eksiklikleri anında iletebiliyor.”

"MAKAMDA OTURAN BAŞKAN KAYBEDER"

“Doğası, tarihi ve kültürü ile ayrıcalıklı bir yere sahip olan Büyükçekmece’yi kültür, sanat ve turizm kenti olarak daha da geliştirip büyütecek projelere imza atmayı hedefliyoruz. Ben ve ekibim 7 gün 24 saat esasıyla, kararlılıkla çalışmaktayız. Büyükçekmece, sosyal ve kültürel faaliyetler açısından İstanbul’un en şanslı ilçesidir. İlçe nüfusunun eğitim oranının yüksek olması bizi de sürekli olarak daha iyiyi ve farklıyı yapmaya zorlamaktadır. Hedeflerimiz de bu kriterler doğrultusunda belirlenmektedir. Önümüzdeki süreçte hayata geçirilmesi planlanan yine çok önemli, halkımızın memnuniyetini artıracak, heyecan verici ve fark yaratacak projeleri hizmete açmayı planlıyoruz. Halkla hep iç içeyim. Zaten sürekli makamda oturan belediye başkanı kaybeder.”

"22 YILLIK BAŞKANIM İNANMADIĞIM HİÇBİR İŞİN İÇİNDE OLMADIM, OLMAM"

-Çok uzun yıllardır Büyükçekmece’nin belediye başkanısınız. Hangi projeleri tamamladınız? Neler yaptınız?

22 yıldır Büyükçekmece Belediye Başkanı’yım. Ben ve ekibim bugüne kadar inanmadığımız hiçbir işin içinde olmadık, olamayız. Bu süre içinde çok önemli vizyon projeleri hayata geçirdik. 16 kilometrelik sahil şeridine sahip olan Büyükçekmece’mizin vizyon projeleri arasında yer alan “Yeşil Yaşam Projesi”, Mimaroba’daki 255 bin metrekarelik Büyük Atatürk Parkı ile Mimarsinan Sahil Yolu Projesi adı altında birbiriyle bağlantılı iki büyük yeşil alanın projelendirilmesiyle hayata geçirildi. Barış Manço Parkı, Yunus Emre Parkı ve Cumhuriyet Koruluğu’ndan oluşan Büyük Atatürk Parkı, Türkiye’nin en büyük mahalle parkı olarak tasarlandı ve sona gelindi. Mayıs ayında da açılışını gerçekleştireceğiz. Son aşamada ise, 4 bin 500 metre uzunluğundaki Mimarsinan Sahil Yolu ve Büyük Atatürk Parkı karşılıklı gezi tren seferleriyle Büyükçekmece Kordonboyu’na bağlanacak.

Engelli vatandaşlarımızı sosyal yaşama kazandırmak ve ailelerinin yükünü azaltabilmek adına örnek sayılayacak bir proje hayata geçirildi. Büyükçekmece Belediyesi Engelliler Eğitim İş ve Spor Merkezi’ni tamamlayarak hizmete açtık. Merkez, Büyükçekmece’de yaşayan engelli yurttaşlara eğitim, kültür ve sosyal alanlarda kusursuz bir hizmet imkânı sunuyor. Engelli vatandaşlarımız hobi bahçesinde kendi yetiştirdikleri sebze ve meyveleri yine kendileri tüketebiliyor. Kendi el emeği göz nuru ile yapmış oldukları el işi çalışmalarını da satarak aile bütçesine katkı sağlayabiliyorlar.

-Sizin adınızı daha çok çevre projeleriyle duyuyoruz...

Çevre adına önemli bir projeyi hayata geçirdik. Büyükçekmece Gölü Dalyan Bölgesi’nde balçık temizleme ve ıslah çalışmalarını tamamlayarak kapsamlı bir çevre projesine imza attık. Doğanın korunması ve gölde yaşayan canlıların yaşam kalitesini artırmak adına oldukça önemli bir projeyi hayata geçirdik. Bu proje sayesinde o bölge kötü kokulardan arınırken, suda yaşayan canlıların yaşam kalitesinin yükseldiğini gözlemlemeye başladık. Sonuçları açısından da değerlendirildiğinde bu proje aslında çok kapsamlı bir çevre projesidir. Bir diğer önem verdiğimiz konu da sokak hayvanları. 5 bine yakın sahipsiz hayvanın barınmasına olanak sağlayan Büyükçekmece Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi bu anlamda önemli bir işlevi yerine getiriyor. Bu yıl sokak hayvanlarına yönelik hayata geçirdiğimiz “Beslenme Kumbaraları” ve “Kedi Evleri” projeleri büyük ses getirdi. Büyükçekmece sahillerine ve halkın yoğun olarak yaşadığı bölgelere yerleştirdiğimiz beslenme kumbaralarına atılan pet şişenin ağırlığı kadar kumbara size köpek maması veriyor. Soğuk kış günlerinde kedilerin sıcak ve sağlıklı bir ortamda barınmalarına imkân sağlayan kedi evlerimizi de kedilerin yoğun olduğu bölgelere yerleştirdik.

Yeni evlenen çiftlere ağaç dikme zorunluluğu getirdik. Proje kapsamında ilçenin muhtelif alanlarına “Aile Ormanları” kuracağız. İlk etapta, Mimarsinan Sahil Yolu Projesi kapsamında bin ağaçlık bir orman kuruyoruz. Evlenecek çiftler nikâh işlemlerini tamamladıktan sonra “Aile Ormanı”na ağaç diktiklerini belgelemelerinin ardından nikâhlarını kıydırabilecek.

"ROMANLAR İÇİN 3 KATLI 2+1 DAİRELER YAPACAĞIZ"

“Ocak ayı meclisimizde, Mimarsinan Merkez Mahallesi ve Köyiçi bölgelerini de kapsayan 43 hektarlık alanda gerçekleştirilecek “Kentsel Dönüşüm” uygulaması oybirliğiyle kabul edildi. 43 hektarlık alanda uygulanacak olan Kentsel Dönüşüm Projesi 3 yıl süren teknik bir çalışma sonucunda hayata geçirildi. Büyükçekmece’nin en eski yerleşim birimlerinden olan tarihi Mimarsinan’daki yapılar ömürlerini doldurmuştu. Olası bir deprem karşısında ayakta duramayacak yapılardı. Roman vatandaşlarımızı mağdur etmeden yaşam koşulları ve kültürleri göz önünde bulundurularak onlar için 3 katlı 2+1 daireler inşa edip kendilerine teslim edeceğiz. Ayrıca kültürlerini yaşatabilmeleri için de her türlü sosyal tesis ve alan da oluşturulacak. Hayata geçecek bu projenin Avrupa Konseyi’nde de ayakta alkışlanacağına eminim.”

MUDANYA'YA FERİBOT SEFERİ

“Büyükçekmece - Mudanya arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hizmete açacağımız BUDO feribot seferlerinin son aşamasına gelindi. Bu proje halkımız tarafından büyük destek gördü. Büyükçekmece Mimarsinan İskelesi’nden Mudanya’ya ilk etapta her gün karşılıklı birer sefer yapılacak. Şu an yolcu bekleme salonları, gişeler ve diğer ek hizmet binalarının inşaatı devam ediyor. Önümüzdeki aylarda seferlere başlanacaktır. Bu proje bölgede yaşayan vatandaşlarımız kadar beni de çok heyecanlandırıyor.”

KORDONBOYU, HAZİRAN AYINDA HİZMETE GİRİYOR

“Uzun yıllardır Büyükçekmece halkına hizmet veren “Eğlence Merkezi” olarak bilinen yerin tahliyesini tamamladık. Çünkü burası Büyükçekmece’nin incisi Kordonboyu’na yakışmaz bir hal almıştı. Burayı yıkıp Büyükçekmece halkının günün her saatinde ailesi ve sevdikleriyle birlikte hoşça vakit geçirebilecekleri bir sosyal tesis yapacağız. Büyükçekmece sahiline yakışır modern, çok kapsamlı bir tesisi Büyükçekmece ailemizin hizmetine sunacağız. Proje pek çok özelliğiyle fark yaratırken, Büyükçekmece ailesine de sosyal, kültürel ve sanatsal alanlarda hizmet verecek. Tesis aynı zamanda da, Büyükçekmece ailesinin çok ekonomik ve bir o kadar da keyifli zaman geçirebileceği bir mekân olarak tasarlandı. Büyükçekmece Belediyesi Kordonboyu Sosyal Tesisi’ni haziran ayı içinde tamamlayarak ilçe halkımızın hizmetine açmayı planlıyoruz.”

"GÜNEŞ ENERJİSİ PARKI AÇIYORUZ"

“Yaklaşık 85 bin metrekare alan üzerine, tamamen doğa ile barışık “Güneş Enerji Parkı” kuruyoruz. Bu park sayesinde belediyemizin bütün enerji ihtiyacı karşılandıktan sonra o enerjinin 1,5 katı kadarı da ek gelir olarak bize geri dönecek. Büyük bir yeşil çevre projesini devreye sokmuş olacağız. Belediyemizin bütün enerji ihtiyacını karşıladıktan sonra gelir de elde edeceğiz. Yapılacak güneş enerjisi panellerinin alt bölümleri göçmen kuşların barınmasına olanak sağlayacak şekilde dizayn edilecek.”

ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ

- Araştırma Andy-Ar’a ait. Bazı bölgelerde kantitatif araştırma tekniklerinden “Yüz yüze görüşme yöntemi’’ ile bazı bölgelerde ise yine başka bir kantitatif araştırma tekniği olan ‘CATI’ yani telefon ile görüşme yöntemi kullanılarak uygulanmıştır.

- Saha çalışması 21 Ekim-9 Aralık tarihleri arasında genelde 34 bin 200 denek ile görüşme yapılarak tamamlanmıştır.

- Çalışma, farklı sosyo– ekonomik ve sosyo– demografik gruba mensup kişilerden, yaş, cinsiyet, eğitim, mahalle/semt kotalarına göre tesadüfi yöntemle seçilmiş, denekler ile görüşme yapılmıştır.

- Araştırmada 0.95 güven aralığı içinde, hata payı +/- % 2.0’dir.

BAKMADAN GEÇME