Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam 158 yıllık eğitim kurumu Darüşşafaka nasıl kuruldu?

        Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyeti, 1863 yılından bu yana “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla varlığını sürdürüyor. Annesi veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocukları on yaşında ailelerinden emanet alan Darüşşafaka, onlara uluslararası standartlarda eğitim fırsatı sunuyor.

        Osmanlı aydınları Yusuf Ziya Paşa, Vidinli, Hüseyin Tevfik Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Sakızlı Ahmet Esat Paşa ve Ali Nâki Efendi’nin kurduğu kurum bağışlarla ayakta duruyor. Cemiyet, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, kız kardeşi Makbule Atadan ve manevi kızı Nebile İrdelp, Sait Faik Abasıyanık, Türkiye İş Bankası gibi kişi ve kurumların desteğiyle çocuklara el uzatıyor.

        Darüşşafaka Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem
        Darüşşafaka Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Başkanı M. Tayfun Öktem

        Matematikçi Salih Zeki, ultrasonografinin öncüsü Prof. Dr. Adnan Sokullu, ressam Mahmut Cûda, Muhittin Sebati, Türk edebiyatının kilometre taşlarından Ahmet Rasim, Türkiye’nin ilk çocuk psikiyatrı Prof. Dr. Rıdvan Cebiroğlu, matematikçi Mehmet İzzet, edebiyat eleştirmeni Berna Moran, bestekâr Kazım Uz, edebiyatçı İsmail Safa, Cumhuriyet tarihinin ilk şehir tarihçisi ve Türk belediyeciliğinin önemli ismi Osman Nuri Ergin, tiyatro sanatçısı İhsan Devrim, Başbakanlık Müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz, inşaat mühendisi ve eğitim dünyasının büyük ismi Fettah Aytaç, oyuncu ve yönetmen Tolga Aşkıner, karikatürist Tekin Aral, müzisyen Reşat Aysu, basketbolcu, antrenör ve gazeteci Yalçın Granit Darüşşafaka’da eğitim görenler isimlerden.

         M. Tayfun Öktem, öğrencilerle birlikte
        M. Tayfun Öktem, öğrencilerle birlikte

        Darüşşafaka Cemiyeti’nin Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda okulun mezunlarından olan Tayfun Öktem, hikayesini ve eğitim kurumunu şu cümlelerle anlatıyor…

        “Tayfun Öktem, 1964 yılında babasının görevi dolayısıyla Malatya’da doğmuş, tüm eğitimini de İstanbul’da yapmış bir insan. Darüşşafaka’nın benim önümde çok ciddi bir ufuk açacağını o yaşta gördüm. Hakikaten zorlanmadım desem yalan olur. Ama odaklanayım, bana sunulan bu eğitim fırsatını iyi değerlendireyim, geleceğimi kurtarayım güdüsüyle verilen eğitimi iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. O küçük yaşta girdiğim camiadan, şefkat yuvasından, ilim irfan yuvasından hem başarıyla mezun olmayı bildim. Ondan sonra da önümdeki fırsatları değerlendirerek bugüne gelebildik. İki yıldır da Darüşşafaka Cemiyeti'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapıyorum. Üyelikle başladım. Şimdi de arkadaşlarımla beraber yönetim kurulundaki görevlerimizi götürüyoruz.”

        Mustafa Kemal Atatürk, kendisinin Pendik'e geleceği haberini alıp tren istasyonuna koşan Darüşşafaka öğrencileriyle bir arada (6 Ağustos 1929)
        Mustafa Kemal Atatürk, kendisinin Pendik'e geleceği haberini alıp tren istasyonuna koşan Darüşşafaka öğrencileriyle bir arada (6 Ağustos 1929)

        “EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ MİSYONUYLA KURULDU”

        “Darüşşafaka Cemiyeti 1863'ten beri eğitimde fırsat eşitliği misyonuyla kurulmuş, Türkiye'nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşudur. Şeffaflığı, hesap verilirliği ve kurumsal yönetişimiyle. hepimizin göz bebeği bir kurumdur. Bu nedenle de zaten yaklaşık 160 yıllık bir süredir halkımızın desteğine, güvenine mazhar olmuş. İtibar sahibi bir kurum olmuş.”

        “KURULUŞUNA OSMANLI AYDINLARI ÖN AYAK OLDU”

        “1863'te o zaman yaşları 24 ile 34 arasında olan 5 Osmanlı aydını ön ayak olmuş kuruluşuna. Bakıyorlar savaş yılları, erkekler savaşa gidiyor. Giden geri dönmüyor.İyi eğitim alamayan, okuma yazma bilmeyen insanlar görüyorlar. İlk kapalı çarşı esnafının ve çocuklarının eğitimini kaygı ediniyorlar. Yusuf Ziya Paşa ve arkadaşları kariyerli insanlar. Sultan Abdülaziz, bizlerin mezun olduğu Fatih'teki ilk kampüsümüzün alanını bağışlıyor.”

        Sultan Abdülaziz'in tahsis ettiği alana inşa edilen tarihi bina
        Sultan Abdülaziz'in tahsis ettiği alana inşa edilen tarihi bina

        “1971’DE KIZ ÖĞRENCİLER ALINMAYA BAŞLANDI”

        “Orada bilahare eğitim başlıyor. Tarih boyunca çok önemli zamanlar var. Örneğin 1971'de camia kız öğrencileri almaya başlıyor. Aslında misyon ta başından beri orada ama bazen misyonda olan şeyin gerçekleşmesi bir asır sürebiliyor. Bu sene keyifle okulumuza kızların girişinin 50. yılını kutluyoruz.”

        “OKULA GİRME KOŞULLARI…”

        “Darüşşafaka Eğitim Kurumları'nın bugün yaklaşık bin öğrencisi var. Her sene 120 civarında öğrenci kabul ediyoruz. Girme koşullarımız aslında çok spesifiktir. Dördüncü sınıfta okuyan, anne ve/veya baba kaybı yaşamış, ekonomik durumu çokta uygun olmayan ailelerin memleket evlatlarının önünü açmaya çalışıyoruz. Sekiz yıl boyunca dünya çapında diyeceğim kolej seviyesinde eğitim veriyoruz.”

        REKLAM

        “SORGULAYAN, DÜŞÜNEN, POZİTİF İNSANLAR OLARAK TANINIRLAR”

        “Darüşşafaka'da okuyan her çocuğun en az bir dile hakimiyeti vardır. Kodlamaya, çağın gereklerine teknolojiye hakimdir. Herkes iyi kötü bir sporda aktiftir. Kimisi orkestranın içerisinde kimisi de hobi olarak enstrüman çalabilir. Gerçekten yetenek atölyelerimiz zengindir. Yaklaşık on bin mezunumuzun olduğunu hesap ediyoruz. Tabii ki Cumhuriyet zamanı rakamlarımız, kayıtlarımız daha sağlam, güvenilir. Geriye dönük olan rakamlarımızda oynamalar olabileceğini düşünüyoruz. Ama bu camianın çıkardığı yaklaşık on bin tane memleket ülkesine, ailesine, insanlığa yararlı bireyler olarak hizmet ettiğini görüyoruz. Genelde, hep görürüz ki Darrüşşafakalı iyi insan olarak, sorgulayan, düşünen, tartışan ama pozitif insanlar olarak tanınırlar. Biz de bundan büyük keyif alıyoruz.

        Bu bayrağın daha ilerilere götürülmesi için arkadaşlarımız ile beraber bir sivil toplum görevi olarak keyifle çalışıyoruz. Burası yaklaşık 160 yıllık bir birikimi olan bir kültür yuvası dikkat ederseniz. Çocuklar bu çatının içerisinde, sekiz yıl burada kaldığında ister istemez bizlerin vermeye çalıştığı, adab-ı muaşereti özümsüyor.”

        “ÜST DÜZEY EĞİTİM VERİYORUZ”

        “Akademik olarak bilinen en üst düzey eğitimi veriyoruz yavrularımıza. 21. yüzyılın gereklerine uygun donanım, yazılım, alt yapısıyla, bilinen en son eğitim teknolojileri ve materyallerle ve bilinen en son ideal malzeme ile çocuklar eğitimlerini alıyor. Bu akademik kısmı ama biz adeta ailesinin yanında olsa yapacağı tüm diğer okul dışı aktivitelerini de veli olarak yerine getiriyoruz. Ne bunlar? Bazı öğrencinin ek ders ihtiyacı alması gerekiyor. Bunları hallediyoruz. Sosyal faaliyetleri, tiyatrosu, sineması, müzik dersi, sosyal faaliyetler, resim ne ise onlar yapılıyor. Çocuk okuldan çıktığında on sekiz yaşlarında ne yaparsa yapsın ayakları üstünde durmayı bilen, lider özellikleri olan, ülkesini, milletini, ailesini, Darüşşafaka'yı seven, istediği konunun en iyi üniversitelerinden birinde, çekingenliğini ekonomik zorluğu geride bırakmış, hayata atılmaya hazır bireyler olur.”

        “AHMET RASİM, AZİZ NESİN, TEKİN ARAL GİBİ İSİMLERİ ÇIKARMIŞ”

        “Darüşşafaka yakın geçmişe geldikçe Ahmet Rasim’leri, Aziz Nesin’leri, Tekin Aral’ları çıkarmış gerçek bir ilim irfan yuvası. Düşünebiliyor musunuz? Sait Faik 1950'lerde görüyor Darüşşafakalıları. Bakıyor, çocuklar çok seviyeli, düzeyli. Onlarla enteresan sohbetler ediyor. Annesine o zaman bahsediyor. Çok etkileniyor açıkçası. Vefatıyla, annesinin ön ayak olmasıyla Sait Faik’in bize emanet bıraktıklarını Burgazada’daki müzemizde bizden sonraki jenerasyonlara götürmek üzere çalışıyoruz.”

        “BİZE EMANET EDİLEN TELİF HAKLARI VE BAĞIŞLAR VAR”

        Açıkçası, yakın gelecekte çok saygın yazarlardan, sanatçılardan yeni katılan olursa hiç şaşırmam. Bu bizim için büyük bir misyon. Bizim duruşumuza çok uygun. Çünkü bizim tek bir varlığımız var. İtibarımız. Biz tamamen itibarımızın getirdiği bağışla yaşayan, bu bağışı yavrularımıza, eğitimde fırsat eşitliği hedefine kanalize eden bir yapıyız. Bu çerçevede önümüzdeki yıllarda yeni yayın hakları ve benzeri parasal olmayan bağışlar ile iş birlikleri beni hiç şaşırtmaz. Bu da bizim için büyük bir onur kaynağı olur. Bize emanet edilen telif hakları ve farklı bağışlar var. Bu bizim çok gurur duyduğumuz bir konu.

        Maddi manevi değerinin ötesinde Darüşşafaka’da bir kültürel emin misyonu sanki oluşuyor gibi. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağı. Yani belli ki 158 yıldır yarattığımız bir duruş ve itibar var ve bu çerçevede sanatçıdan, üreten kişilerden sitayiş ve destek gördük. Buradan mezun olan her öğrencimiz gerçekten bir başlı başına bir başarı hikayesidir. Çünkü çok zor şartlardan kabuğunu kırarak gelmiştir. Çok büyük bir iş başarmıştır. Benim için her biri çok değerli.”

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ