2002 yılında bankacı olan Maurizio Sarri artık tutulmuyor!

Manchester City ile çok sayıda rekor kırarak şampiyonluğa ulaşan Pep Guardiola, Chelsea'nin ardından Manchester United ile kupa kovalayan Jose Mourinho, Liverpool ile UEFA Şampiyonlar Ligi'nde finale kadar yükselen Jürgen Klopp gibi üst düzey meslektaşlarının görev yaptığı Premier Lig'de ilk sezonunu geçiren 59 yaşındaki İtalyan teknik adam, geride kalan 12 haftada tam not aldı.

İlk sezonunda şampiyonluk yaşayan ancak geçen yıl beklentileri karşılayamayan vatandaşı Antonio Conte'nin koltuğuna oturan Sarri, İtalya'da Napoli ile yakaladığı ivmeyi dünyanın en zorlu liglerinden biri olarak gösterilen Premier Lig'e de taşımayı başardı.

12 HAFTADA REKOR KIRDI

Chelsea'yi Premier Lig'de Manchester City ve Liverpool ile zirve mücadelesi veren namağlup üç takımdan biri yapan Sarri, bu alanda rekor kırdı.

Bu sezon geride kalan 12 haftada mağlubiyet yaşamayan Sarri, Premier Lig'deki ilk sezonunda en uzun yenilmezlik serisi yakalayan teknik adam oldu. Rekor, 1994-1995 sezonunda Nottingham Forest ile ilk 11 haftayı yenilgisiz geçen Frank Clark'a aitti.

Chelsea, Jose Mourinho'nun ikinci Chelsea döneminde 2014-2015'te ilk 14 hafta mağlup olmamış ve söz konusu sezon Manchester City'nin 8 puan önünde şampiyonluğa ulaşmıştı.

Ligde West Ham, Liverpool, Manchester United ve Everton ile berabere kalan Chelsea, puan cetvelinde Manchester City ve Liverpool'un ardından üçüncü sırada bulunuyor.

AVRUPA'DA BİLEĞİ BÜKÜLMEYEN TEK TAKIM

Ligdeki performansını diğer kulvarlara da taşıyan Sarri yönetimindeki Chelsea, bu sezon Avrupa'nın 5 büyük liginde tüm kulvarda mağlubiyet yüzü görmeyen tek takım olarak dikkati çekiyor. Sarri'nin öğrencileri, Avrupa'nın kulüpler düzeyindeki 2 numaralı organizasyonu UEFA Avrupa Ligi'nde de yoluna kayıpsız devam ediyor.

Yunanistan'ın PAOK, Macaristan'ın Vidi ve Belarus'un BATE takımı ile aynı grupta yer alan Chelsea, yaptığı 4 maçtan da galibiyetle ayrıldı. Chelsea, rakip fileleri 6 kez havalandırırken, kalesinde sadece 1 gol gördü.

Chelsea, 5 kez müzesine götürdüğü Lig Kupası'nda da adını son 8 takım arasına yazdırdı. Üçüncü turda Liverpool'u, dördüncü turda Derby County'yi eleyen Chelsea, çeyrek finalde Bournemouth ile eşleşti.

KADROYU REKORLA TAKVİYE ETTİ

Rus milyarder Roman Abramovich'in sahibi olduğu Chelsea, yaz transfer döneminde Sarri'nin Napoli'den öğrencisi Jorginho'yu 57 milyon avro bonservisle renklerine bağlarken, Real Madrid'e gönderdiği Thibaut Courtois'in yerini ise transfer rekoru kırarak doldurdu.

İspanyol ekibi Athletic Bilbao'nun kalesini koruyan 23 yaşındaki Kepa'yı 80 milyon avroya kadrosuna katan Londra temsilcisi, futbol tarihinin en pahalı kaleci transferini gerçekleştirdi.

TAKIMA YENİ AŞI

Selefi Conte'nin 3-4-3 sistemini 4-3-3 olarak değiştiren Sarri'nin takımı, geçen sezona göre birçok istatistikte güçlü rakiplerini geride bıraktı.

Ligde bu sezon şu ana kadar toplam 8 bin 706 pas yapan Londra ekibi, bu alanda Pep Guardiola yönetimindeki Manchester City'yi geride bırakarak zirvede yer alıyor. Başkent ekibi, geçen sezon bu kategoride beşinci olmuştu.

En çok pas veren futbolcular listesinde İtalyan Jorginho, bin 186 pasla ilk sırada bulunurken, Chelsea'den 5 oyuncu ilk 10'a girdi.

Chelsea, gol, şut ve ara pas ortalamalarında da geçen sezona göre büyük bir gelişme gösterdi.

Conte yönetiminde geçen sezonu 1,63 gol ortalamasıyla tamamlayan Chelsea, bu sezon ilk 12 haftada bu rakamı 2,25'e çıkardı ve Manchester City'den sonra en yüksek ortalamaya sahip takım oldu.

Şut ortalamasını geçen sezona göre 15,95'ten 18'e çıkaran Chelsea, en fazla ara pas yapan takımlar listesinde de zirvede yer alıyor.

SERIE A İLE 55 YAŞINDA TANIŞTI

Tecrübeli çalıştırıcı, Napoli doğumlu olsa da çocukluğu Toskana'da geçti. Bu yüzden okuldaki tek Napoli taraftarı kendisiydi. Futbolcu olabilmek için gereken yeteneklere sahip değildi. Buna rağmen amatör kümede top koşturdu.

Futbolculuk inadını sürdürdüğü yıllarda hayatını kazanması için bankacılık yapıyordu. İşçi bir ailenin çocuğuydu ve çalışması lazımdı. Maceralar onun için fazla lükstü.

1990 yılına gelindiğinde üzerine eşofmanlarını geçirse de bu yarı zamanlı bir işti. Bankada çalışmayı 2002 yılına kadar sürdürdü. Ancak bir gün futboldan kopamadığını anladı.

Sarri "O günlerde kararımı vermiştim. İçimdeki futbol tutkusunu öldüremediğime göre hayatımı buna göre şekillendirmem gerektiğini düşündüm. Bu yüzden antrenör olmaya karar verdim." sözleriyle birçoklarının hayatını değiştirecek kararını özetliyordu.

Antrenörlükle finans sektöründe kazandığından daha az kazanacaktı ancak vazgeçmek için fazla tutkulu bir adamdı. İtalya futbolunun altıncı seviyesi olan AC Sansovino’da eğitim niteliğinde geçen süre zarfı olan iki yıl kaldı.

Şampiyonluk kazanamazsa antrenörlüğü bırakacağını söylüyordu. O günler de “Bay 33” lakabını kazandı. Lakabı, takımını 33 farklı hücum varyasyonuna çalıştırmasından geliyordu.

Hem kendine hem de o sıralar bilinmese de dünyaya haykırdığı meydan okuması başlamıştı. Sansovino’yla başarılı oldu ve futbolda tutunabileceğini en azından kendine kanıtladı.

Daha sonra Pescara, Arezzo, Avellino, Verona, Sorrento gibi alt lig kulüplerinde çalışarak yeteneklerini göstermek, üst seviyeleri hak ettiğini kanıtlamak istiyordu. O şans, 2012’de Empoli’yle geldi.

53 yaşındaydı ve Empoli ona şimdiye kadar gördüğü en güzel projeyi sundu. Onun da hedefi Serie A’ya çıkmaktı. İlk sezonunda play-off finaline kadar kazansalar da Livorno’ya kaybetmeleri, Serie A biletini bir yıl geciktirdi.

Finans sektöründen yeşil sahalara adım atan Sarri, İtalya Birinci Futbol Ligi'ndeki (Serie A) ilk deneyimini 55 yaşında Empoli ile yaşadı. İtalyan teknik adam, bir sene sonra da Napoli'nin başına geçti.

Napoli'nin teknik direktörü olduğunda düzenlenen basın toplantısında ilginç sorularla muhatap olmaya başladı. Bir muhabir kendisine “Serie A’nın en az kazanan teknik direktörü olmak sizi üzmüyor mu?” sorusu bile yöneltti. Sarri ise bu soruya güldü.

“Yapmak için üstüne para bile vereceğim bir işten paramı kazanıyorum. Neden şikayet edeyim ki” cevabını verdi. Napoli doğumlu olması nedeniyle bu işe "Camia kontenjanından" olduğu eleştirileri de yapıldı.

İlk üç haftada gelmeyen galibiyetler sonrası eleştiriler iyiden iyiye arttı. Maradona da eleştirilerin dozajını biraz artırmıştı ancak Sarri kendini bozmadı. “Maradona bu kulübün bir efsanesi” diyordu İtalyan çalıştırıcı. “Ona cevap vermeyeceğim. Beni tanıdığını öğrendiğim için çok mutluyum ve umarım yakın zamanda fikrini değiştirir.”

Sarri’nin Napoli’si, şüphesiz futbolu seven her kişiyi heyecanlandırdı, hatta zevk verdi. Ancak buraya gelene kadar kolay olmadığını kendisi de itiraf ediyor. “Futbolun dibinden başlamak, zordu ancak eğiticiydi. Alt ligler bana çok şey öğretti, olgunlaştırdı." diyor Sarri.

Sarri, Napoli'nin başına geçtiğinde eleştiri yapanlar daha sonra özür diledi. Ancak en büyük özür, dobralığıyla bilinen Diego Maradona’dan geldi; “Onu yargıladığım için pişmanım, hatamı anladım. Oynattığı, oynadığımız oyundan son derece memnunum.”

Pep Guardiola gibi parlak bir futbolculuk kariyerine sahip olmayan, Rafael Benitez gibi akademide derece yapmayan, Jose Mourinho gibi üst düzey bir teknik adamın yanında yetişmeyen Sarri, üç yıl çalıştırdığı Napoli'de şampiyonluğa çok yaklaşsa da yıldızlar topluluğu Juventus'u geçemedi.