Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar 68 Milyon TL'lik senaristin ilk yönetmenliği

        Ali Tanrıverdi...

        Düne kadar senaristti.

        Artık yönetmen de.

        Aralarında 'Çakallarla Dans'ın da bulunduğu 8 filmin ve 1 TV dizisinin senaryosunu Murat Şeker ile birlikte yazan Ali Tanrıverdi, 9 yıllık sinemacılık kariyerinde 'Amacı Olmayan Grup' ile kendine yeni bir pencere açtı.

        'Amacı Olmayan Grup', bir SugarWorkz yapımı.

        Murat Şeker ile Ali Tanrıverdi'nin senaryo ortaklığı bu filmde de devam etti.

        Filmin başrollerinde Sarp Bozkurt, Naz Çağla Irmak, Gamze Karaduman, Ali Barkın, Hülya Gülşen Irmak ve Hakan Bilgin bulunuyor.

        Müfit Can Saçıntı, Derya Şensoy, Hande Katipoğlu, Ceyhun Yılmaz, Şevket Çoruh ve Didem Balçın, konuk oyuncuları olarak 'Amacı Olmayan Grup'da yer alacak.

        REKLAM

        'Amacı Olmayan Grup', yaklaşık 1 milyon üyesi bulunan bir sosyal medya oluşumu.

        Kısa adı AOG olan grup, bir nevi sanal arkadaşlık ortamı.

        Gruba üye olanların görebileceği paylaşımlarla üyeler, sosyal medya üzerinden sosyalleşiyor.

        Kısacası kişi;

        * AOG'da gerçek hayatta olamadığı, hep olmayı hayal ettiği kişi oluveriyor.

        * Paylaşımlarıyla içini döküyor, fikirlerini çekinmeden dile getiriyor, egoya bürünüyor.

        Üyelerin birbirlerine bilgi paylaşımında da bulunduğu siyaset ve taraftar üstü bir grup.

        2013'te kurulan AOG'un en belirgin özelliği hayatı sosyal medyaya değil, sosyal medyayı hayata aktarmayı amaç edinmiş olması.

        Ali Tanrıverdi ile Murat Şeker, AOG'un yapısal özelliklerinden iyi bir film hikâyesi çıkacağını düşünerek senaryo yazdılar. Tanrıverdi, Murat Şeker'in yanındaki yönetmenlik stajını tamamlayarak yönetmen koltuğuna oturdu.

        'Amacı Olmayan Grup'un setini ziyaret ettiğimde Ali Tanrıverdi'nin ilk yönetmenlik çalışması olmasına rağmen sete olan hakimiyeti etkileyiciydi.

        Beyazperdeye komedi türünde yansıyacak olan 'Amacı Olmayan Grup'un en vurucu sahnelerinden biri şu;

        Grubun önde gelenleri bir köy okulunu güzelleştirme çabasına girerler.

        Köye vardıklarında lafı kendinden büyük bir çocuk sohbet sırasında şunu der; 'Sizin her şeyiniz var ama hiçbir amacınız yok. Bizim burada hiçbir şeyimiz yok ama birçok amacımız var. Bu büyük bir paradoks...'

        REKLAM

        'Amacı Olmayan Grup'un ne olduğunu filmin yönetmeni ve ortak senaristi Ali Tanrıverdi şöyle anlatıyor;

        25 yaşında işsiz ve hayatta hiçbir amacı olmayan 'Onur', babasının bir işe girip çalışması yönündeki baskısından kurtulmak için parlak bir fikir arayışına girer. Minimum efor - maksimum sonuç beklentisiyle en büyük umudu sosyal medyada bir çıkış yakalamaktır. Kendisi gibi amaçsız yaşayan kankası 'Sercan' ile birlikte kurdukları 'Amacı Olmayan Grup' adındaki sosyal medya oluşumu, kısa zamanda bütün Türkiye'ye yayılır ve her ilden katılımcıları olur. Bu kadar çok amaçsız gencin olması 'Onur' ile 'Sercan'ı bile şaşırtır. Kan ihtiyacı olanlara kan veren, maddi gücü olmayanlara destek veren bir topluluk haline gelirler.

        En tehlikeli şey; insanlara didaktik, eğitici, öğretici davranmak. Söylememiz gereken bir laf varsa zaten 'Onur'un hikâyesinin üzerinden söylüyoruz. Biz sosyal medya fenomenlerinin film yapmasına karşı değiliz, herkes film yapabilir ama sadece 30 yıl sonra da izlenebilecek filmler olsun. Bunun harcı da içinde lafı olan, sözü olan kaliteli bir içeriktir. Bizim filmimiz öyle bir film. 'Çakallarla Dans' da öyle. Öyle olmamış olsa 5 tane çekebilir miydik? 'Recep İvedik'i eleştiriyorlar ama 'Recep İvedik'in içerisinde bir eleştiri var. Beğenen var, beğenmeyen var. 'Recep İvedik'teki bir sahneden sonra yabancı menşeli kahveciler dükkanlarında Türk Kahvesi de satmaya başladı. 'Recep İvedik', içi boş bir film mi? O yüzden kaliteli, içinde bir lafı olan, sözü olan içeriği insanlar her zaman tutuyor.

        'Onur' ile 'Sercan' yola amaçsız çıksalar da binlerce genç için artık birer lider olmuşlardır. Liderlik sarhoşu olan 'Onur' garip davranışlar sergilemeye başlar. Küçük bir sebep yüzünden önce internet grubundaki kızları gruptan atar ve 'Sercan' ile arası bozulur. Sonra 'Berrak' isimli bir sosyal medya fenomeniyle tanışıp gönlünü ona kaptırır. Grup kendisiyle çelişen bir lider istemiyordur. Çıktığı bu yolculukta ailesiyle, kankasıyla, sevgilisiyle ve kurucusu olduğu grupla yolları ayrı düşen 'Onur'u eğlenceli ve bol kahkahalı bir macera beklerken hayatta hiçbir amacı olmayan gençlerin amaç edinme hikâyesine tanıklık edeceğiz. Hikâye budur.

        Sağ olsunlar kırmadılar. Müfit Can Saçıntı, Derya Şensoy, Hande Katipoğlu, Ceyhun Yılmaz, Şevket Çoruh ve Didem Balçın, konuk oyuncu olarak rol alacak.

        Örneğin bizim filmimizde kahramanımız okulu güzelleştirmek için köy okuluna gidiyor. Çocuklardan biri 'Welcome to my school hi guys' diye karşılıyor. Bizimki 'Yalnız bende İngilizce yok' diyor. Sonra 8 yaşındaki çocuk 'Çok enteresan, siz İstanbul'dan geliyorsunuz, büyük şehirden. Her şeyiniz var ama hiçbir amacınız yok, bizim burada hiçbir şeyimiz yok ama birçok amacımız var. Bu büyük bir paradoks' diyor.Bu çocuğun söylediği lafı artık kim üzerine alınırsa. Aslında eğitim sistemimize de bir eleştiri demeyelim de bazı şeylerin güzelleşmesi için biz kardeşleri olarak, arkadaşları olarak bir şeyler söylemek istiyoruz, aslında bizim filmimizin söylevi de bu.

        YÖNETMEN GÖZÜYLE...

        İşi gücü olmayan amaçsız bir genç. Geleceğin en büyük yeteneklerinden biri. Peter Sellers gibi... Nerede, ne zaman, ne yapacağı belli olmayan, her yönetmenin ve yazarın çalışmak isteyeceği türden bir oyuncu. Bu filmdeki performansından sonra çok konuşulacak.

        Sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan bir kız. 4 milyon takipçili, 'Berrak' isimli bir sosyal medya fenomenini oynuyor. Yeni nesilde fenomenlik yaparak ayda 20 - 30 bin TL kazanan, otellere gidip reklam yapan gençlere gönderme yapıyoruz. İşleri bu tabii. 'Berrak' onları temsil ediyor.

        3'üncü çalışmamız. İlkinde 'Klavye Delikanlıları'nda başrolümüzdü. 'Çakallarla Dans 5'te de beraberdik ve şimdi de 'Amacı Olmayan Grup'. Aykırı bir genci oynuyor. 'Sercan'... İdolü 'Big Lebowski' ve 'Çakallarla Dans'taki 'Kayınço Gökhan' karakteri. Bu filmden sonra Ali'nin oynadığı karakteri kendine idol edecek genç bir kitle olacak. Aşırı cool bir adam.

        'Onur'un komşu kızı 'Sevil'... Çok acayip bir yetenek. Binnur Kaya gibi enteresan bir yetenek.

        REKLAM

        Sarp Bozkurt ile Naz Çağla Irmak, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a 'Amacı Olmayan Grup'u anlattı.

        'Amacı Olmayan Grup' size ne ifade ediyor?

        Sarp Bozkurt: Senaryoyu okuyunca bende şöyle bir durum oldu; normalde daha içine kapanık bir insanım ama bu karakter tam tersi. Kendini her şekilde dışa vuran bir insan. O yüzden kendimi denemek için çok güzel bir fırsattı. İnsan içinde, hatta evde, belki tek başıma bile yapamayacaklarımı 'Onur' yapıyor. O yüzden belki de hayatımda hiçbir zaman deneyimini yaşayamayacağım rol bana inanılmaz çekici geldi.

        Naz Çağla Irmak: Öncelikle rolümü çok sevdim. Çok şımarabileceğim, sınırsız oynayabileceğim bir rol. Bir de sonuçta hiç benzemediğim bir kız. Öyle bir karakteri canlandırmayı çok istedim. Bir de çok komik biri. Yapım şirketimiz Sugar Workz'deki herkesi çok seviyorum. Bir de annemle (Hülya Gülşen Irmak) birlikte rol aldığım ilk filmim. Annem ile bir kaydımız olacak, beraber bir sahnemiz olmasa da sonuçta böyle bir hatıramız olacak.

        REKLAM

        Oyunculuğa yönelmenin ana nedeni annen midir?

        Naz Çağla Irmak: Evet, ister istemez öyle. Bilinçaltımda öyle gelişti. Çünkü çocukken hep kuliste onun repliklerini ezberlerdim. 'Bir gün hasta olursa onun yerine ben oynarım' diye.

        Bu filmden sonra dışa dönük olabilir misin?

        Sarp Bozkurt: Yüksek ihtimalle olamam. Dışarıda daha rahat bir insan olamam çünkü çekimlerden hemen sora tekrardan eski Sarp oluyorum.

        Hayattaki en büyük amacınız nedir?

        Naz Çağla Irmak: Mesleki olarak söyleyeyim; tiyatro yapmak. Tiyatro yapmaktan çok keyif aldığımı fark ettim. Şimdi ilk kez profesyonel olarak tiyatro yapıyorum. DasDas'da 'Batının Sonu' adlı oyunu sahneleyeceğiz. 27 Eylül'de prömiyer yapıyor. Bana en keyif veren şeyin tiyatro yapmak olduğunu anladım.

        Sarp Bozkurt: Çok romantik bir cümle olacak ama hakikaten öyle düşünüyorum; cenazemde kalabalık bir insan topluluğunun olması.

        Amacınızın olmadığı bir dönem yaşadınız mı?

        Naz Çağla Irmak: İyi ki yaşamadım. Yaşayamazdım ki... Amacının olmayışı insanı yıpratan bir durum.

        Sarp Bozkurt: Çalışmaya 9 yaşında başladım ve 20 yıldır çalışıyorum. O yüzden henüz öyle bir boşluk yakalayamadım. Ama bence, bilmiyorum, öyle çok fazla yaşanmaz gibi geliyor. Belki bir noktada amacının olmaması bile o anki amacın haline gelebilir.

        REKLAM

        'Amacı Olmayan Grup'un kariyerinize nasıl bir etkide bulunmasını umarsınız?

        Naz Çağla Irmak: Pozitif olsun, iyi olsun her şey. Önümüzü açsın. İnsanlar izlerken keyif alsın.

        Sarp Bozkurt: Bugüne kadar oynadığım roller hep kendimden beklenen, içe kapanık karakterlerdi. İlk defa böyle bir şey deniyorum. O yüzden izleyenlere de kariyer anlamında genişliğimi göstermiş olabilirim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ