Ahu Sungur: İnsanların gerçek hayat hikâyelerine dokunmak büyük sorumluluk
Gerçek hayattaki hikâyelerin anlatıldığı, hafta sonları SHOW TV'de izleyicileri ekran başına toplayan 'Bir Şansım Olsa'nın sunucusu Ahu Sungur, programı ve hakkında merak edilenleri konuştu. "İnsanların gerçek hayat hikâyelerine dokunmak büyük sorumluluk" ifadelerini kullanan Sungur, programa katılmak isteyenlere "Bizim dokunacağımız daha çok insan hayatı var. 'Bir Şansım Olsa' diyorsanız bize başvurun" sözleriyle sesleniyor... Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın röportajı...
* SHOW TV'nin en çok izlenen programlarından 'Bir Şansım Olsa'nın sunucusu olarak izleyicilerin karşısına çıkıyorsunuz. Nasıl bir sezon geçiriyorsunuz?
Harika bir sezon geçiriyoruz. İzleyicilerimiz bizim göz bebeğimiz. Her hafta onların karşısına büyük bir özenle çıkıyoruz. Onlar da bizi her hafta reytinglerde güzel sıralara taşıyıp emeklerimizi taçlandırıyorlar.
"İNSANLARIN GERÇEK HAYAT HİKÂYELERİNE DOKUNMAK BÜYÜK SORUMLULUK"
* Daha önce 'Bir Şansım Olsa'nın sunuculuğunu üstlenmeden önce programı takip ettiğinizi söylemiştiniz... Böyle bir programı sunmak hayatınızı ne yönde etkiledi?
Ben bu formata ekranda denk geldiğimde çok sevmiştim. Sunmak bana nasip oldu. İzleyicilerle her hafta buluşmak, insanların gerçek hayat hikâyelerine dokunmak çok heyecan verici ve aynı zamanda da büyük bir sorumluluk.
"HİKÂYELER ARASINDA SEÇİM YAPMAK ÇOK ZOR"
* Geride bıraktığımız ayların değerlendirmesini yapmanızı isteyeceğim. Sizi en çok etkileyen olay neydi?
Hikâyeler arasında seçim yapmak çok zor. Galiba en çok doğumda bebeğinden koparılan anne beni çok etkiledi. Allah kimsenin başına vermesin. Düşünmeye çalışın, hissetmeye çalışın; canınızın içinden bir can çıkmış ve birileri onu sizden kopartıp kaçırıyor. Tarifi imkansız bir ızdırap.
"AKITTIĞIM GÖZYAŞI DA ATTIĞIM KAHKAHA DA GERÇEK"
* Sizi dizi ve sinema filmlerinde takip eden izleyicilerin karşısına bambaşka bir konseptle çıktınız. Bu süreçte çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
Genel itibariyle olumlu tepkiler aldım. Ben mesleğime aşığım. Aşkla yapıyorum mesleğimi. Hayatımda yaptığım hiçbir şeyi yapmış olmak için yapmadım ya da ‘mış’ gibi yapmadım. Bu program da benim için aşk. Orada durup sadece modere etmiyorum durumu. Çünkü ben bir robot değilim. Etten kemikten bir insanım. Ben de bir anne ve babanın evladıyım. Benim de inandığım değerler, hayatta edindiğim tecrübeler, duygularım var. Verdiğim tepkilerin hepsi bana ait hiçbiri seçilmiş ve yapay değil. Bizi o an izleyen seyircinin ağzı, dili, duygusu, sesiyim ben. Çünkü biliyorum onlar da izlerken çoğu zaman sessizce izlemiyorlar. Kulağımda hep onların 'Şunu da sor' sesleri var, duyguları var. Hissediyorum onları. En önemlisi samimiyet... Akıttığım gözyaşı da attığım kahkaha da gerçek.
* Programa nasıl hazırlanıyorsunuz?
Didik didik irdeliyorum hikâyeyi. Bolca empati yapıyorum. Şahane bir ekibim var. Hepsi işinin ehli. Birlikte iyiyiz ve güçlüyüz. Hepimiz el birliğiyle elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
* Gerçek hikâyelerle ikinci bir şansı isteyenlerin yaşadıklarını konu alan bir program sunmak hayata bakışınızı etkiledi mi?
Duygusal olarak evet. Fakat beni çok daha yönlü düşünmeye de sevk etti. Yanlı olmamaya, yargılamadan empati kurmaya.
"SEYİRCİNİN SESİ OLMAYA ÇALIŞIYORUM"
* Programda çoğu zaman duygusal anlar yaşanıyor bazen de sinirler iyice geriliyor. Bu durumları nasıl idare ediyorsunuz?
Ben tüm program boyunca kendimim. Tepkilerim, duygum, her şeyimle... Evet programda çoğu zaman sinirler geriliyor, duygusal anlar yaşanıyor yani tıpkı hayat gibi. Soğukkanlı olmaya çalışıyorum, sakin kalmaya çalışıyorum. Kontrol, denge… Fakat hep söylediğim gibi; seyircinin sesi olmaya çalışıyorum hep.
* Gerçek hikâyeleri konu alan bu konseptteki bir programı sunmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Büyük sorumluluk. Fakat yük değil mesela... Dediğim gibi dengeyi bulursanız dezavantajı da avantaja döndürebilirsiniz. Empati duygusunu hiç kaybetmemeniz gerekiyor.
* Buradan 'Bir Şansım Olsa' programına başvurmak ve isteyenlere ne söylemek istersiniz?
Çok fazla başvuru var. İnsan var olmaya devam ettikçe hikâyesi de sürecek. Gönül rahatlığıyla bize başvurabilirler. Tüm bilgileri gizli. Daha paylaşılacak çok gerçek hayat hikâyesi ve bizim dokunacağımız çok insan hayatı var onlar istediği sürece. Her programın sonunda söylediğim gibi; sizi seviyorum... Kendinizi sevin, hayatı sevin, sakın unutmayın hayatta her zaman bir şansınız daha var. ‘Bir Şansım Olsa’ diyorsanız bize başvurun.
"ÇEKİRDEK AİLEMİZ BÜYÜDÜ"
*Peki son olarak program dışında hayat nasıl gidiyor?
3 kişiden oluşan çekirdek ailemiz büyüdü. Oğlumuz Ege artık 17 yaşında ve başarılı bir sporcu. Ege profesyonel olarak basketbol oynuyor ve bizim en büyük aşkımız. Bir tanecik kedimiz Müjgan doğum yaptı ve ben bebekleri kıyıp sahiplendiremediğim için şimdi Müjgan ve 4 çocuğuyla birlikte yaşıyoruz. Şüşko, Prenses, Boncuk ve Thor'la birlikte toplam 8 kişilik bir ailemiz var.